Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/630 E. 2021/769 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/630
KARAR NO : 2021/769

HAKİM : … …
KATİP : … …

KARŞI DAVACI : …-… …
VEKİLİ : Av. … -…
KARŞI DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. … – …

KARŞI DAVA : Maddi Ve Manevi Tazminat
KARŞI DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin karşı davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARŞI DAVA: Karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin iş alanı olarak haberleşme, kablolama ve altyapıya ait data center malzemeleri ithal edip yurt içindeki çeşitli şirketlerle ihale usulü çalıştığını, 2017 yılından beri … A.Ş. ile ihale usülü çalışmakta olup, bu zamana kadar müvekkili şirket ile … arasında son derece sorunsuz ilerleyen bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, ancak ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu covid-19 pandemisi sebebiyle bilindiği üzere insanların evde kaldığını ve karantina uygulamasının yapıldığını, bu karantina sürecinde insanların evde daha çok internetle ilgilendiği için ülkemizin en büyük operatör şirketi olan …’in ise bu dönemde alt yapısını kuvvetlendirmek ve daha iyi hizmet vermek istediğini, bu konuda çalıştığı şirketler arasında 2017’den beri hiçbir sorun yaşamadığı ve güvendiği için müvekkili şirkete sipariş geçtiğini ve bir kısımı data center malzemelerini acil ve ivedilikle sipariş ettiğini, müvekkilinin ise durumun aciliyetinin farkında olarak …’in de güvenini kaybetmemek adına ürünleri en hızlı gelecek şekilde yurtdışından sipariş verdiğini, bu siparişin taşıyıcısının … olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında taşıma sözleşmesi konusu yapılan … için tedarik ettikleri siparişin zamanında gelmesinin son derece mühim iken davalı şirketin müvekkiline taahhüt ettiği zamanda siparişi teslim etmeyerek teslimde geciktiğini ve bu sebeple … ile müvekkilinin arasındaki ilişkilerin onarılamayacak şekilde zedelendiğini, müvekkilinin karşı davalının geç teslimi nedeniyle hem maddi hem manevi zara uğrattığını, müvekkili ile … arasındaki sözleşmede her gün sipariş bedelinin %0,2 tutarına kadar ceza maddesinin bulunduğunu, bu ceza miktarının 7.938,38-USD olduğunu, … ‘in bu tutarı her an müvekkilinden isteyebileceğini, … ‘in gecikme nedeniyle hava taşıma bedelini ödemediğini, müvekkilinin geciken ve en acil olan malları başka yerlerden sipariş verdiğini, geç gelen malların başka bir sipariş için kullanılmasının imkansız olduğunu, müvekkilinin marka değerinin ve ticari itibarının zarar gördüğünü, sözleşmesinin askıya alındığını ve iptal olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın ve 20.000,00-TL manevi tazminatın karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Karşı davalı vekili, mahkemece tarafından 05/07/2021 tarihli duruşmada 2 numaralı ara kararı ile karşı davaya konu uyuşmazlık hakkında arabulucuya başvurulduğunu ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığını gösterir son tutanağın aslının ve ya arabulucu tarafından onaylanmış öğreninin sunulması için davalı-karşı davacıya 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verildiğini, davalı-karşı davacı tarafından ara kararının süresinde ikmal edilmediğini ve dava şartının sağlanmadığını beyanla dava şartı yokluğu nedeniyle karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Karşı dava, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Karşı dava, açılmış ve görülmekte olan bir davanın davalısının, aynı mahkemede, davacıya karşı açtığı dava olarak tanımlanır. Açılmış ve görülmekte olan bir davada, davalının aynı mahkemede, davacıya karşı açtığı davaya, karşı dava denir. Karşı dava uygulama ve doktrinde; karşılık dava, mukabil dava, davayı mütekabile gibi çeşitli isimlerle anılmaktadır.
Karşı dava Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 132-135. maddelerinde düzenlenmiştir. Harçlar Kanunu’nun 6. maddesinde; karşı dava müstakil dava gibi ayrı harca tabiidir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin karşılık davada, davaların birleştirilmesinde ve ayrılmasında ücre başlıklı 8. maddesinde; “…Bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunur.” düzenlemesi gereği karşı dava da ayrı vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilir. Karşı dava ve asıl dava ile ilgili ayrı hükümler kurulması gerekir. Uygulamada öncelikle esas dava, akabinde ise karşı dava ile ilgili hüküm kurulmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus esas dava ve karşı dava ile ilgili her iki hükmünde hüküm için aranan şartların tamamını taşıması gerekmektedir.
Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır. Dava şartları dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir. Mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit ederse davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hâkim tarafından re’sen gözetilir.

6100 sayılı HMK’nun 114/1. maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve yine HMK’nun 114/2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur.
6102 sayılı TTK’nun 5/A. maddesinde (Ek:6/12/2018-7155/20 maddesi): “(1) Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır…” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiştir. İşbu karşı dava söz konusu yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 01/01/2019’dan sonra açılmıştır. Dosya incelendiğinde bu aşamadaki talep ve davanın niteliğine göre, karşı davanın da ticari bir dava olduğu ve bir miktar tazminat alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu görüldüğünden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartının mahkememizce resen aranması gerektiği anlaşılmıştır. İzah edilen nedenle karşı davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunması için kesin süre verilmiştir. Karşı davacı vekilince arabuluculuk son tutanağı sunulmamıştır. Karşı davacı vekili tarafından mahkememize verilen 23/07/2020 tarihli dilekçe ile “Yukarıda esas numarasını belirttiğimiz mahkemeniz dosyasında her ne kadar tarafımıza açtığımız ticari dava ile ilgili arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunmamız için mahkemenizce süre verilmiş olsa da dava açılmadan önce ticari uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuğa başvuruda bulunmayı gözden kaçırmış olmamız sebebiyle söz konusu belgeyi sunamadığımızı mahkemenize bildiririz. Bu nedenle; davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, usulden ret sebebiyle, red kararından sonra tarafımızca peşin yatırılan harç üzerinden maktu karar ve ilam harcının mahsup edilerek kalan kısmının tarafımıza iadesine, davanın reddinden sonra kullanılmayan gider avansının tarafımıza iadesine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyan ve talepte bulunmuştur.
7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda dördüncü bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla beşinci bölüm eklenmiş ve eklenen 18/A maddesi ile;
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…” düzenlenmiştir.
Karşı dava asıl davadan ayrı ve bağımsız bir kimliğe sahiptir, dolayısıyla dava şartlarının karşı dava açısından ayrıca incelenmesi gerekir. Karşı davanın konusunu zorunlu arabuluculuğa tabi bir uyuşmazlık oluşturduğu taktirde arabuluculuğa başvuru, bu dava açısından dava şartıdır. Bu halde davalı karşı davacı, karşı dava dilekçesinin ekine arabuluculuk anlaşamama tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini eklemek zorundadır. Yukarıda anılan bu madde uyarınca karşı davacı vekiline kesin süre verilmiş olmasına rağmen karşı davacı vekilinin kesin süre içerisinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunmadığı anlaşılmıştır. Dava öncesi arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmediği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle de dosya tefrik edilmek suretiyle ele alınarak incelenmiş, arabulucuya başvurulmadan işbu karşı davanın açıldığının anlaşılması nedeniyle 6102 Sayılı TTK’nun 5/A. maddesi ile 6325 Sayılı Kanun’un 18/A. maddesi uyarınca karşı davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Arabulucuya başvurulmadan işbu karşı davanın açıldığının anlaşılması nedeniyle 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ile 6325 Sayılı Yasa’nın 18/A maddesi gereğince KARŞI DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 358,80-TL harçtan mahsubu ile bakiye 299,38-TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya iadesine,
3-Karşı davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karşı davalı tarafça yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince taraflarca karşı dava için yatırılan gider avansından artan olması halinde hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin karşı davacıdan alınarak karşı davalıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır