Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/598 E. 2021/801 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/598 Esas – 2021/801
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/598 Esas
KARAR NO : 2021/801

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI : ….-…
VEKİLİ : ….

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av….
Av. ….

DAVA :TAZMİNAT(Trafik Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2021
Mahkememize açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait olan …. plakalı aracın … Sigorta A.Ş. tarafından genişletilmiş kasko kapsamına alındığını, davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen poliçenin numarasının …. olduğunu, söz konusu aracın 31/07/2016 tarihinde trafik kazasına karıştığını, bu trafik kazasından kaynaklı olarak aracın işleteni olan davacı aleyhine Kayseri .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyası ile maddi ve manevi tazminata ilişkin dava ikame edildiğini, söz konusu davada davacı aleyhine manevi tazminata hükmedildiğini, söz konusu aracın karıştığı trafik kazalarından kaynaklanacak manevi tazminat davalı sigorta şirketince teminat altına alındığından, ilamının takibe konulduğu Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı icra dosyasının teminat limitleri dahilindeki manevi tazminat ve ferileri ile beraber sigorta şirketince ödenmesi hususunda davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak başvuruya rağmen sigorta şirketince poliçe limitleri dahilinde bir ödeme yapılmadığını, davalı sigorta şirketince manevi tazminatın ödenmemesi nedeniyle davacı aleyhine girişilen takibi kesinleşmiş olduğunu, davacının haciz tehdidi ile karşı karşıya kaldığından davalı sigorta şirketince ödenmesi gereken bedeli de alacaklı tarafa ödediğini, …. plakalı aracın 31/07/2016 tarihinde trafik kazasına karıştığını ve bilgileri verilen mahkeme ilamı ile davacı tarafça söz konusu trafik kazasından dolayı dava dışı ….ve …. adlı kişiler için manevi tazminat ödemesi yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından teminat altına alınan manevi tazminat miktarının 10.000,00 TL olduğunu, söz konusu limitin manevi tazminatın asıl alacağı yönünde olduğunu, davalı sigorta şirketinin 10.000,00TL asıl alacakla beraber asıl alacak yönünden ilam vekalet ücreti, kaza tarihinden itibaren işlemiş ticari temerrüt faizi, yargılama giderleri, icra vekalet ücreti ve icra masraf ve harçları ile beraber ödeme yapması gerektiğini, mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesinde davalı sigorta şirketinin ödemesi gerekecek miktar tam olarak ortaya çıkacağını, bu bağlamda davacının ödemiş olduğu manevi tazminatın davalı şirketçe teminat altına alındığından davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile davalı sigorta şirketince teminat altına alınan manevi tazminatın davacı tarafça ödenmesi nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın davacı tarafından zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, davanın reddi gerektiğini, davalının sorumluluğunun poliçede yer alan ihtiyari mali mesuliyet teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davalı şirket nezdinde tanzim edilen poliçede maddi-bedeni ayrımsız olarak toplam 10.000,00-TL tutarında ihtiyari mali mesuliyet teminatı verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında tanzim edilen ihtiyari mali mesuliyet poliçesi nedeni ile alacak davasıdır. Davacı, davalı tarafından kasko poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı kaza nedeni ile ödediği manevi tazminatın, poliçe teminat limitine (asıl alacak ve ferileri ile beraber) davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Somut olayda davacı taraflar arasında düzenlenen ihtiyari mali mesuliyet sözleşmesinde tüketici konumundadır.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenmiş olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki ihtiyari mali mesuliyet sözleşmesinde davacının tüketici konumunda olması ve Tüketici Mahkemesi’nin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne göre özel yetkili mahkeme olduğu gözetilerek mahkememizin görevsiz olduğuna karar vermek gerekmiştir. Nitekim Yargıtay 17.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2015/18768 Esas 2016/256 Karar, 2016/3920 Esas 2016/7252 Karar, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/73 Esas 2019/81 Karar, 2021/1267 Esas 2021/1496 Karar sayılı emsal kararları da bu yöndedir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. İzah edilen nedenlerle mahkememizin görevli olmadığı, Tüketici Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, göreve ilişkin usul hükümlerinin re’sen uygulanmasının gerektiği ve kamu düzeniyle ilgili olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında değerlendirilmesi gereken bir konu da ön inceleme duruşması yapılmaksızın görevsizlik kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava şartları ve ilk itirazların karara bağlanması için, tarafların açıklamaları yeterli ise hâkim, dosya üzerinden karar verebilir. Verilen karar (görevsizlik veya yetkisizlik kararı gibi) davayı (o mahkemede) sona erdirici nitelikte ise, hâkim tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmeden (dosya üzerinden) gerekli kararı verebilir. Bu hâlde ön inceleme duruşması yapılmasına, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine ve tahkikat aşamasına geçilmesine gerek kalmaz (Kuru B., s 286). Bu husus aynı zamanda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/15-2141 Esas; 2019/442 Karar 11.04.2019 Tarihli Kararında da: “6100 sayılı HMK’nın 30. maddesi uyarınca hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olup, dava şartlarına ilişkin bir sorunun yargılamanın başında çözülmeyip sonrasında dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacaktır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür.” denilmek sureti ile tensiben dosya üzerinden görevsizlik kararı verilebileceği belirtilmiştir. İzah edilen nedenle Mahkememizce ön inceleme duruşması açılmaksızın görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2021

Katip 168038
e-imzalıdır

Hakim 212242
e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.