Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
A-… ESAS SAYILI ASIL DAVA DOSYASINDA:
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI :
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali, Yoklukla Malul Olduğunun Tespiti, Tespit, Kayyım Tayini, Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
B-BİRLEŞEN … ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA:
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : ***
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali, Batıl Olduğunun Tespiti, Kesin Maliyet Hesabının İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2023
Asıl ve birleşen dosyada davacı tarafça davalı aleyhine açılan davaların mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A-… ESAS SAYILI ASIL DAVA DOSYASINDA;
DAVA: Davacı, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, yaklaşık olarak 15 yıldır kooperatif üyesi olarak aidatlarını düzenli olarak yatırdığını, dolayısıyla müvekkilinin, üyeliği boyunca üzerilerine düşen tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalı kooperatifin yükümlülüklerini yerine getirmeyerek gerek müvekkilini gerekse de diğer üyelerini mağdur ettiğini, bu dava ile genel kurul toplantı ve kararlarının yoklukla malül olduğunun tespitinin ile iptali, kötü yönetimin tespitine ve yönetime kayyım atanması ile yönetimde bulunan kişilerin ve özellikle kooperatif başkanının yönetime geldikleri tarih ile yönetimde bulundukları tarih aralığındaki kendilerinin ve aile üyelerinin mal varlıklarının tespiti ile, bu tespit neticesinde mal varlıklarındaki artışın varlığı halinde ilgili mal varlıklarına ve banka hesaplarına tedbir konularak, kötü yönetim neticesinde kooperatifin uğradığı ve oluşan tüm zararların kötü yönetime sebep olanlardan tazmini ve tahsilinin gerektiğini, müvekkiline *** tarihinde zarf içinde teslim edilen … tarihili olağan genel kurul toplantı tutanağı ile *** tarihli Ortak Cari Hesap Ekstres *** Mahallesi, 4389 Ada, 9 Parsel, *** Apartmanı Kesin Maliyel Raporu, ayrıca hukuka aykırı şekilde düzenlenmiş *** Parsel Sedef Apartmanı Daire Teslim Taahhütnamesi ile birçok evrakın teslim edildiğini, müvekkilinin en son yapılan olağan genel kurula katılmadığını belirterek davalı kooperatifin gerek … tarihli olağan genel kurul toplantısının ve gerekse geriye dönük tüm genel kurul toplantılarının kanun ve yasalara aykırı şekilde, kooperatif ana sözleşmesinin 11. maddesine aykırı usulsüz üye kayıtları, bu üyelerin katılımı neticesinde usulsüz çoğunluk sağlanarak yapıları genel kurulun yoklukla malul olduğunun tespiti ile hu genel kurullarda alınan tüm kararların iptali ile, bu durumun tespilinden sonra yönelimin yetkisiz olacağından dolayı kooperatif yönetimine tedbiren kayyım atanmasına, kooperatifin kötü yönetilmesinin tespiti ile tespit sonucunda kötü yönetimden kaynaklı davalı kooperatife kayyım atanmasına; (dava sonuçlanana kadar ihtiyati tedbir yoluyla yönetim kurulu üyelerinin yerine rutin kooperatif işlerini yapacak geçici kayyım alanması yolundaki ihtiyati tedbir kararı) kötü yönetim nelicesinde kooperatifin uğradığı ve oluşan tüm zararların kötü yönetime sebep olanlardan tazmin ve tahsiline, kooperatif yönetiminde bulunan kişilerin ve özellikle kooperatif başkanının yönetime geldikleri tarih ile yönetimde bulundukları tarih aralığındaki kendi ve aile üyelerinin mal varlıklarının tespiti ile afaki artışın tespili halinde ilgili mal varlığına ve banka hesaplarına tedbir konulmasına, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının butlan-yokluk talepleri yerinde olmadığını, kooperatif genel kurula çağrıyı da genel kurulun yapılışını da usul ve yasaya uygun şekilde gerçekleştirmediklerini, buna rağmen 1 aylık hal düşürücü sürede genel kurulun iptaline ilişkin bir dava açılmadığını, davacının genel kurulun iptali gerekirse tüm genel kurulların iptali şeklinde talepte bulunmasının da usul ve yasaya açıkça aykırı ve kabul edilemezolduğunu, davacının hangi genel kurulun hangi eksiklik nedeniyle iptalini talep ettiğini dahi açıklamadığını, davacının genel kurul kararının iptali ile kooperatifin yetkisiz kalacağını beyan etmesinin de yerinde olmadığını, kayyım atanması talebinin ise hiçbir somut veriye ve delile dayanmayan talepler olduğunu, davanın öncelikle hak düşürücü sürede açılmadığından usulden reddine, aksi durumda esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B-BİRLEŞEN … ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu olduğu davalı kooperatifin … tarihli olağan genel kurulunun ve bu toplantıda karara bağlanan kesin maliyet raporunun usule aykırı olarak yapıldığının ve iptal edilmesinin gerektiğini, … tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının davacı tarafa bildirilmediğini, toplantıya katılmayan müvekkilinin toplantıya katılmış gibi gösterildiğini ve usulsüzlük yapıldığını, toplantıya katılan hazirun listesinde müvekkilinin isminin karşısına sahte imza atıldığını, genel kurul toplantısına katılmayan müvekkilinin katılmış gibi gösterildiğini, … tarihli usule aykırı olarak yapılan olağan genel kurul toplantısında açıklanan kesin maliyet raporunun iptalinin gerektiğini belirterek ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne ve genel kurul toplantısında alınan kararların tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, hazırlanan *** tarihli kesin maliyet raporunun ve olağan genel kurulunun, genel kurulda alınan kararlarının geçersizliğinin tespit edilmesine, olağan genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan tüm kararların ve maddelerinin ayrı ayrı iptal edilmesine, kesin maliyet raporunun iptaline, mahkeme aksi kanaatte ise mücbir sebebin ortadan kalkması ile eski hale getirme talebinin kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerektiğini, aynı madde hükmü uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar red oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir olduklarını, bir üyenin iptal davasının bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması, katılıp da genel kurulda yapılan oylamada red oyu vermemesi, muhalefet şerhini yazdırmaması halinde, HMK’nun 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve davalı kooperatifin anasözleşmesinin 68. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. ve davalı kooperatifin anasözleşmesinin 59. maddesi emredici nitelikte ise de, aynı Yasa’nın 53. maddesinde çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğine göre, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini butlan olarak kabul etmediğinin açıkça anlaşıldığını, kooperatif genel kuruluna çağrıyı da genel kurulun yapılışını da usul ve yasaya uygun şekilde gerçekleştirdiğini, buna rağmen 1 aylık hak düşürücü sürede genel kurulun iptaline ilişkin bir dava açılmadığını, davacının genel kurulun iptali gerekirse tüm genel kurulların iptali şekilde talepte bulunmasının da usul ve yasaya açıkça aykırı ve kabul edilemez olduğunu, 1 aylık hak düşürücü sürede açılmayan iş bu davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, davacının genel kurul kararının iptali ile kooperatifin yetkisiz kalacağını beyan etmesinin de yerinde olmadığını, davacının kötü yönetim iddialarını ispatlayacak tek bir somut veri sunmadığını, kooperatif genel kurulunda usulsüz oy kullanılması mümkün olmadığını toplantıların hükümet komserinin ve bakanlık temsilcisinin gözetiminde ve denetiminde gerçekleştirildiğini, davacı tarafın kooperatif ortaklarının genel kurul toplantısında imzaların kendine ait olmadığını sahte imzak atmak sureti ile toplantıya katılmış gibi gösterildiğini iddia etmiş olsa da bunu kabul etmediklerini, her şeyden önce, müvekkili kooperatif tarafından genel kurul yapılacağı zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, söz konusu genel kurul toplantısının yapılacağını ve toplantıya üyelerin davet edildiğini toplantıdan 1 ay önce bildirmek zorunda olduğunu, müvekkili kooperatifin, davaya konu genel kurul toplantısını usul ve yasaya göre toplantı tarihinden bir ay önce bildirdiğini ve üyelerin toplantıya davet edildiğine ilişkin iadeli taahhütlü olarak PTT kanalı ile gönderilen davet mektuplarının barkod numaralarını sunduğunu, öyle ki; davacıya da diğer tüm üyeler olduğu gibi *** tarihinde PTT Gar Şubesinden, genel kurul toplantısı yapılacağı iadeli taahhütlü mektup ile PTT kanalı ile gönderildiğini ve bu hususun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da sunulduğunu, barkod numarasının *** olduğunu, davacıya, usul ve yasaya uygun şekilde bildirimde bulunulduğunu, davacının toplantıya katılmadığını ve hazirun listesindeki imzaların kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, imzaların gerçek olup olmadığına, kendisi yerine eşinin toplantıya katılabilmiş olmasın ihtimaline karşılık olarak müvekkili kooperatifin de haklarının korunması maksadı ile davacı ve eşinin imzalarının tespit edilmesi, iş bu açılan davaya ışık tutabilmesi maksadı ile Adli Tıp Kurumu’ndan imza incelemesine ilişkin olarak rapor alınmasını talep ettiklerini, 1163 sayılı kooperatifler Kanunu m.26’da belirtildiği üzere ”Üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına sahiptir. Yapı kooperatiflerinde genel kurul toplantılarına katılmak için bu şart aranmaz.” müvekkili olan S.S. … Konut Yapı Kooperatifi’nin kullandığı ticaret unvanından da anlaşılacağı üzere bir yapı kooperatifi olduğunu, bu nedenle düzenlenen genel kurulda üyelerinin oy kullanabilir duruma geçebilmesi için diğer kooperatif şirketlerde arandığı gibi 3 aylık sürenin geçmiş olması zorunluluğu bulunmadığını, bu nedenle uygulamada davacı tarafın iddia ettiği gibi suni çoğunluk sağlamaya yönelik olarak, genel kurul toplantısına davet edilmiş gibi gösterilmiş olması ve imzanın taklitle yapılması hususlarını kesinlikle kabul etmediklerini, yine 1163 sayılı kooperatifler Kanunu m.45’te belirtildiği üzere yapı kooperatiflerinde geçerli olan toplantı alt sınırının ortakların en az 1/4’ü olup bütün ortakların toplantı da bulunmaması halinin sonuca olan etkisinden bahisle kararların yokluğunun iddia edilemeyeceğini, genel kurul toplantısında alınan kararların tüm üyeler için eşit şekilde uygulandığını, davacının kendi lehine karar çıkarmak maksadı ile hareket ettiği, kararın iptalinin kendi lehine olacağı düşüncesiyle iptal edilmesini kabul etmediklerini, yapılan hesaplamaların hiçbir şekilde üyelerden fazla para koparmaya yönelik olmayıp usul ve yasaya uygun olduğunu, maliyet bedellerinin üyelere tebliğ edildiğini olup hiçbir üye tarafından maliyete itiraz edilmediğini, yapı kooperatif şirketlerinde maliyetlerin belirlenmesi kendi içerisinde ”geçici maliyetlerin belirlenmesi” ve ”kesin maliyetlerin belirlenmesi” olmak üzere ikiye ayrıldığını, konut yapı kooperatiflerinde, ferdi münasebet işlemlerinin sonuçlanması için, öncelikle konutların geçici maliyetlerinin çıkarılmasının, konut kuralarının çekilmesinın, kesin maliyetlerin hesaplanmasının, yapı kullanım izninin alınmasının ve nihayet ortaklara tapunun verilmesinin gerektiğini, geçici konut maliyetlerinin belirlenmesinde arsa bedeli (alt yapısı dahil), her türlü inşaat gideri, su, elektrik, yol gibi ortak ve temel yapı giderleri, gazino, okul, kütüphane, genel bahçe vb. tesisler için yapılan giderler ve kooperatifin karşılanmayan genel ve yönetim giderleri gibi kalemlerin mutlaka geçici maliyetlerin hesaplanmasında dikkate alınması gerektiğini ve geçici maliyet giderleri ilgili kalemlere yapılan harcamalar sonucunda belirlendiğini, kesin maliyetlerin belirlenmesinin ise inşaatlar tamamlandıktan sonra, ferdileşme işlemleri süresince katlanılacak giderlerin, konutların geçici maliyetleriyle orantılı olarak konut maliyetlerine yüklenerek hesaplandığını, yapılan hesaplamaların hiçbir şekilde üyelerden fazla para koparmaya yönelik olmayıp usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının istek ve iddiaları eşitlik ilkesine aykırı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca genel kurul tutanaklarına, hazirun cetveline, kooperatif defter ve kayıtlarına, genel kurul toplantısı yapılacağına ilişkin üyelere gönderilen iadeli taahütlü mektup barkod numaralarına, Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü nezdinde bulunan kayıt ve belgelere, konut maliyet raporlarına, üyelik dosyasına, tanık anlatımlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Valiliği Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne müzekkereler yazılarak davalı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin ve tüm genel kurul kararlarının, ayrıca tüm genel kurul kararlarının (… tarihli genel kurul toplantısı dahil) hazirun cetveli örneğinin gönderilmesi, yine … tarihli genel kurul toplantısına üyelerin çağırılmasına ilişkin posta gönderi tebliğ listesinin okunaklı ve tastikli listesinin istenilmiş, kooperatifin kayıtlı adresi, … tarihi itibarı ile ve halen kooperatifin ortak sayısının kaç olduğu sorulmuştur. *** tarihli yazılar ile bu müzekkerelerimize cevap verilmiştir.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak; a)… tarihi itibarı ile ve halen ortak sayısının kaç olduğu, davacının kooperatifin ortağı olup olmadığı sorulmuş, b)Kuruluşundan … tarihine kadar kooperatifin mevcut üyelerinin kimler olduğu, üyelikten ayrılanların üyeliklerinin hangi sebeplerle son bulduğu, üyeliği bitmiş üyelere tapu verilip verilmediği sorulmuş ve buna ilişkin bilgilerin tablo halinde verilmesi istenilmiş, c)… tarihli genel kurul toplantısına davet için üyelere tebligat çıkarılıp çıkarılmadığı, gündemin ilan edilip edilmediği sorularak tebligat evraklarının ve ilan örneklerinin, ayrıca … tarihli genel kurul toplantı tutanağının ve eklerinin, … tarihli genel kurul toplantısının hazirun cetveli örneğinin, bu toplantıda okunan yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim kurulu raporunun örneğinin gönderilmesi istenilmiş, d) Davalının üyelik dosyasının örneğinin gönderilmesi istenilmiş, e) Davalının peşin bedelli, sabit fiyatlı üye olup olmadığının, kooperatifin böyle bir uygulaması olup olmadığının sorularak, varsa buna ilişkin genel kurul kararı veya yönetim kurulu kararı ile ilgili kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiş, f) Davalının üyeliği nedeniyle borç ve ödemelerine ilişkin hesap dökümlerinin gönderilmesi istenilmiş, g)Bugüne kadarki tüm kesin maliyet ve ek kesin maliyet raporlarının örneğinin gönderilmesi istenilmiş, h)Kuruluşundan bu yana kooperatifin yönetim kurulu başkan ve üyelerinin kimler olduğunun, her birinin göreve başladıkları ve görevlerinin sona erdiği tarihlerin belirtilmek suretiyle tablo halinde bilgilerin tablo halinde verilmesi istenilmiş, ı)Kuruluşundan bu yana kooperatifin yıl sonu itibari ile hazırlanan ayrıntılı mizanların istenilmiş, i)Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerekmesi halinde kooperatif defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresin ve bu adreste defter ve kayıtları bilirkişiye sunacak görevlinin adı, soyadı ve telefon numarasının bildirilmesi istenilmiştir. *** tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Birleşen dosyada davalı kooperatifi vekilinin *** tarihli dilekçesi ile sunulan posta gönderi tevdii listesinin birleşen dosya davacısının 32. sırada isminin bulunduğu sayfasının okunaklı örneğinin eklenmesu sureti ile PTT Kayseri Başmüdürlüğü’ne müzekkere yazılarak RR *** barkod nolu, *** tarihinde PTT Gar Şubesi’ne verilen, gönderinin alıcısı …ye tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmişse tebligat tarihi ve tebligat yapılma şekli sorulmuş ve tebligat işlemlerine ilişkin tüm kayıt ve belgelerin okunaklı örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Yargılama sırasında taraflarca bildirilen tanıklar usulünce dinlenmişlerdir.
Birleşen davada davacı tanığı … duruşmada; “Davacı … benim eşim olur. Biz 2021 yılı Eylül ayında kooperatife görüşmek için gittiğimizde genel kurul toplantısı yapılmış ama bize haber verilmedi. Bize neden tebligat yapılmadı dedik. Biz o gün kooperatif başkanı***ile görüştük. Kooperatif başkanı bize, size tebligat yapıldı belki ulaşmamış olabilir dedi. Belgeleri incelediler, siz katılmış görünüyorsunuz imzanız var dedi. Eşiniz size vekalet vermiş siz toplantıya katılmışsınız ve imza atmışsınız dedi. Yani bana davacı eşimin yerine vekaleten toplantıya benim katılmış olduğumu ve imza atmış olduğumu kayıtlarda bu şekilde gözüktüğünü söyledi. Ben o tarihte Alanya’da tatilde olduğumuzu söyledim ve imzayı gösterdi. Baktığımda bana ait değildi, baş harfi benziyordu karalayıp benim yerime imza atmışlar. Gerekirse ben bu konuda imza verebilirim. En son genel kurul toplantısı ***tarihinde yapıldı. Kooperatif genel kurul başkanı toplantıda aidatları kooperatif hesabına değil benim vereceğim hesaba yani benim hesabıma ya da benim vereceğim başka hesaplara yatırın, kooperatif hesabı blokeli olduğu için kullanamıyoruz, bunu son toplantıda değil daha önceki toplantılarda da söylemişti. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl ve birleşen dosyada davalı kooperatif tanığı … duruşmada; “Ben davalı S.S. *** Kent Kooperatifi’nde sekreter olarak çalışmaktayım. … tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında kooperatif tarafından görevlendirilmiştim. Kooperatif toplantısına katılmak için gelen üyelerden hazirun cetveline imzayı ben alıyordum. Gelenlerin bazıları yaşlıydı, bilmiyorlardı. Onlara tek tek hazirun cetvelinde imza atacakları yerleri elimle gösteriyordum. Ben birleşen dosya davacısı … ve eşini görsel olarak tanırım. Ben … tarihli genel kurul toplantısında …’yi ve onun eşini gördüğümü hatırlıyorum. Gerek …’yi gerek eşini hazirun cetvelinin başında gördüm. Hangisinin imza attığını hatırlayamıyorum. Eşler de birinci derece yakın olması nedeniyle imza atabilirler. O gün hazirun cetvelinin başında görevli tek kişi bendim çok kalabalıktı, insanlar maske takıyordu. Ben … ve eşini gördüğümü hatırlıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Birleşen dosya davacısı … ve onun eşi olan *** tarihli duruşmada tanık olarak …’nin T.C. kimlik numarası ve açık kimlik bilgileri belirtilmek sureti ile *** Otel’e müzekkere yazılarak … ve …’nin *** tarihinde bu otele rezarvasyon yaptırdıkları dava dilekçesinin ekinde sunulan kayıtlardan anlaşılmakla, bu rezarvasyon ile ilgili olarak adı geçenlerin hangi tarihte otele giriş yaptıkları ve hangi tarihte otelden çıkış yaptıklarının bildirilmesi, buna ilişkin otel kayıt örneklerinin mahkememize gönderilmesinin istenilmiştir. Müzekkeremize *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir ve bir nitelikli hesap bilirkişisinden oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği davalı kooperatifin tüm defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için ayrıca kooperatifin inşaatları üzerine yerine inceleme konusunda yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince asıl ve birleşen dosyada iddia, savunma, genel kurul kararları, ana sözleşme, hazirun cetvelleri, kesin maliyet raporu, taahhütlü tebligat listesi, ptt teslimat belgesi, kooperatifin defter ve kayıtları, üye kayıt defteri, tanık anlatımları ve diğer asıl ve birleşen dosyada sunulan ve celbedilen tüm deliller incelenmek sureti ile asıl dosyada … tarihli ve önceki tarihli genel kurul toplantısı öncesine kooperatife topluca üye alımı ve toplantı sonrası topluca üye çıkışı olup olmadığı, toplantı tarihi itibari ile genel kurul toplantı tarihi itibari ile ve kooperatif genel kurul toplantısının yapılma tarihinden sonra üye sayısında artma ve azalma söz konusu ise bunun sebebinin ne olduğu, genel kurul toplantısının ve alınan kararların ana sözleşmeye kooperatifler kanununa ve afaki iyi niyet kanununa uygun olup olmadığı, toplantı ve karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı, butlan nedenlerinin olup olmadığı, davacının kooperatifin kötü yönetildiği ve zarara uğratıldığı iddiaları yönünden araştırma yapılması, kayyım tayinini gerektirir yasal bir sebebin bulunup bulunmadığı, birleşen dava dosyasında … tarihli genel kurul toplantısı ve toplantıda alınan tüm kararların iptali ve geçersizliğine ilişin davacı iddialarının araştırılması, toplantı yeter sayılarının bulunup bulunmadığı, toplantıya ve karara katılmaya yetkili olmayan kişilerin katılıp katılmadığı, … tarihli genel kurul toplantısında gündemin 7, 8, 9, 10, 11 ve 12. maddelerinin ve diğer gündem maddelerinin gerek şekli bakımından gerekse içerik bakımından ana sözleşmeye, kanuna, dürüstlük (iyi niyet) kurallarına aykırılık teşkil edip etmediği, iptal ve butlan sebeplerinin bulunup bulunmadığı, *** tarihli kesin maliyet raporunun ana sözleşmeye, kanuna ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, davalı kooperatif savunmalarında geçen davanın süresinde açılmadığına yönelik açıklamaların incelenmek sureti ile hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi *** ile Mali Müşavir Bilirkişi ***’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Dava tarihi itibariyle davacıların, kooperatif üyesi oldukları, davacılara genel kurul davetinin usul ve yasalara uygun olarak yapıldığı, kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısına katılma hakkına sahip kayıtlı 138 üyesinin olduğu, genel kurul toplantı öncesi ve sonrasında toplu olarak üye kaydı veya üye çıkarılmasının söz konusu olmadığı, genel kurulda ahnan her bir kararın ana sözleşmeye ve kooperatifler kanununa göre yeter sayısına sahip olduğu, toplantı yeter ve karar nisap sayısını etkileyecek nitelikte bir hususun tespit edilemediği, davaya konu olağan genel kurul toplantısına Bakanlık temsilcisinin katıldığı, davacıların genel kurul tarihinden itibaren bir ay içinde iptal davası açmadıkları ve bu sürenin hak düşürücü süre olması nedeniyle, davacıların Kooperatifler Kanunu m. 53’e göre genel kurulun iptalini talep edemeyecekleri, *** tarihli kesin maliyet raporunun, kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olarak düzenlendiği, … tarihli olağan genel kurul tarafından alınan kararlardan 7, 8, 9, 10 ve l1. maddelerinin kooperatif anasözleşmesinin 23. maddesinde genel kurulun devir ve terk edemeyeceği görev ve yetkileri arasında yer alan “Ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek” maddesine aykırı şekilde karar alındığı bu hususun iş bu alınan kararları mutlak butlan ile malul hale getirdiği, kayyım atanmasını gerektirir bir hususun tespit edilemediği” belirtilmiştir.
Asıl ve birleşen dosyada davalı kooperatif vekilinin *** tarihli dilekçesinin 5. sayfasında birleşen dosyanın davacısı …’nin üyelikten ihraç edildiğinin, ayrıca üyelikten istifa eden üyelerin olduğunu, dava konusu genel kurul toplantısından sonra*** tarihinde yapılan genel kurul toplantısına 97 ortağın davet edildiğini bildirdiği görülmekle davamıza konu … tarihli genel kurul toplantısından sonra istifa eden üyelerin ve ihraç edilen üyelerin isimlerinin, üyelik numaralarının, her birinin üye kayıt (üyeliğin başlangıç) tarihlerinin, istifa tarihlerinin, ihraç tarihlerinin, ihraç kararının kesinleşip kesinleşmediğinin, istifaların kabul edilip edilmediğinin tablo halinde bildirilmesi, istifa edenlerin istifalar hakkında ve ihraçlar hakkında yönetim kurulunun ve varsa genel kurulun karar örneklerinin yine *** tarihli genel kurul tutanağının ve hazirun cetvelinin örneğini sunması için asıl ve birleşen dosyada davalı kooperatif vekiline süre verilmiştir.
Davalı kooperatif vekili tarafından istenen hususlarda beyan ve belgeler sunduktan sonra dava dosyası ve eklerinin rapor veren bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapmaları ve düzenleyecekleri ek rapora esas alınacak olup da dosya içerisine bulunmayan kayıt ve belgeler olursa bunlardan suret alıp ek raporlarına ekleme yetkisi verilmesine, asıl ve birleşen davada iddia, savunma, beyanlar, tüm genel kurul kararları, tüm hazirun cetvelleri, ana sözleşme, taahhütlü tebligat listesi, PTT teslimat listesi, kesin maliyet raporu, tanık anlatımları, taraflarca sunulan ve mahkememizce celp edilen tüm deliller, yukarıdaki 1 ve 2 nolu ara kararında yazılı konularda dosyaya girecek beyan ve belgeler, *** tarihli önceki rapora karşı tarafların beyan ve itirazları, yerinde incelenecek olan davalı kooperatifin defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı tetkik edilerek davalı vekilinin davaya konu genel kuruldan sonra bazı üyelerin istifa etmesi nedeni ile üyeliklerinin sonlandığını, dava dışı *** tarihli genel kurul toplantısına 97 üyenin davet edildiğini beyan ettiği görülmekle *** tarihli celsenin 5 nolu ara kararı ve mahkememiz önceki görevlendirmesi kapsamında bu istifa ve ihraç kararı ile üyelikleri sonlanan üyelerin üyeliklerinin sırf dava konusu genel kurulda çoğunluk sağlamak için oluşturulup oluşturulmadığı, bu konudaki davacı taraf iddialarının araştırılıp değerlendirilmesi, kök raporda asıl davada davacı …’ün dava dilekçesinde … tarihli ve bundan önceki tüm genel kurul kararlarının usulsüz kayıt neticesine çoğunluk sağlanarak kanuna aykırı olduğundan bahisle yoklukla malul olduğunun tespiti ve … tarihli ve önceki tüm genel kurullarda alınan kararların iptali talep edildiği, bu hususun önceki raporda mahkememizin görevlendirmesi ve davacının iddiaları özetlenirken de belirtildiği halde görevlendirme olmasına rağmen önceki raporda sadece … tarihli genel kurul toplantısı yönünden incelemelere rastlandığı ondan önceki diğer genel kurul toplantılarıyla ve kararlarıyla ilgili somut inceleme ve değerlendirme olmadığından bu eksikliklerin de giderilmesi, önceki rapora karşı taraf vekillerinin itirazlarının karşılanması konularında HMK’nun 281/2. maddesi uyarınca hüküm vermeye ve denetime elverişli, açıklamalı ek rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi *** ile Mali Müşavir Bilirkişi ***’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda özetle; “Davacılara genel kurul davetlerinin usul ve yasalara uygun olarak yapıldığı, kooperatifin tüm genel kurul toplantıları öncesi ve sonrasında toplu olarak üye kaydı veya üye çıkarılmasının söz konusu olmadığı, üye ayrılmalarının istifa, ayrılma veya çıkarılma şeklinde usul ve mevzuata uygun olduğu, genel kurullarda alınan her bir kararın ana sözleşmeye ve kooperatifler kanununa göre yeter sayısına sahip olduğu, toplantı yeter ve karar nisap sayısını etkileyecek nitelikte bir hususun tespit edilemediği, tüm genel kurul toplantılarına Bakanlık temsilcisinin katıldığı, davacıların genel kurul tarihinden itibaren bir ay içinde iptal davası açmadıkları ve bu sürenin hak düşürücü süre olması nedeniyle, davacıların Kooperatifler Kanunu m. 53’e göre genel kurulun iptalini talep edemeyecekleri, *** tarihli kesin maliyel raporunun, kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olarak düzenlendiği, … tarihli olağan genel kurul tarafından alınan kararlardan 7, 8, 9, 10 ve 11. maddeleri kooperatif anasözleşmesinin 23. maddesinde genel kurulun devir ve terk edemeyeceği görev ve yetkileri arasında yer alan “Ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek” maddesine aykırı şekilde karar alındığı bu hususun iş bu alınan kararları mutlak butlan ile malul hale getirdiği, Kayyım atanmasını gerektirir bir hususun tespit edilemediği” belirtilmiştir.
Birleşen dosyanın davacısı …’nin üyelikten ihraç edildiği, birleşen dosya davacısı … tarafından kooperatif üyeliğinden ihraç kararının istemi ile açtığı ve bu davanın mahkememizin *** Esas sayılı dosyası üzerinden görüldüğü anlaşılmakla bahsi geçen dosyanın uyap kayıt örneklerinin eldeki dosyamıza eklenmiştir. İncelenmesinde *** tarihli, *** Karar sayılı gerekçeli karar ile “Davanın kabulü ile davacının S.S. … Toplu Konut Yapı Kooperatifi Ortaklığı’ndan çıkarılmasına ilişin kooperatif yönetim kurulunun *** sayılı kararının iptaline” karar verildiği ve bu kararın *** tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Buna göre davanın açıldığı tarihte ve karar tarihinde birleşen dosyanın davacısı …’nin davalı kooperatifin üyesi olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Asıl dosyada dava, davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunun ve öncesindeki genel kurulların yoklukla malul olduğunun tespiti, iptali, kooperatifin kötü yönetildiğinin ve bu nedenle kooperatifin zarar gördüğünün tespiti, kayyım tayini ile bu zararın tazmini ile istemlerine ilişkindir.
Birleşen dosyada dava, davalı kooperatifçe yapılmış olan … tarihli genel kurul toplantısının ve genel kurulda alınmış kararların ve *** tarihli kesin maliyet raporunun iptali ile geçersizliğinin tespiti istemlerine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz yetkili ve görevlidir. Zira davalı kooperatifin işlem merkezi Kayseri’dir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile dava, mahkememiz heyeti tarafından sonuçlandırılmıştır.
Asıl dava dosyasında dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünün 1.bendinde “… … tarihli genel kurul toplantısının ve gerekse geriye dönük genel kurul toplantılarının… yoklukla malul olduğunun tespiti, bu genel kurullarda alınan kararların iptaline şeklinde ifade ve talep olduğu görülmekle HMK’nun 31. maddesi uyarınca … tarihinden önceki hangi genel kurul kararları hakkında dava açtıklarını, dava konusu edilen tüm genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti dışında ayrıca dava konusu yaptıkları genel kurullarda alınan kararların tümünün mü iptalinin istendiği, dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünün 2. bendinde kooperatifin kötü yönetiminin tespitine, kooperatife kayyım atanmasına, kooperatifin uğradığı ve oluşan tüm zararların kötü yönetime sebep olanlardan tazmin ve tahsiline şeklinde talepte bulunulduğu dikkate alınarak davacının söz konusu tazmin ve tahsilini istediği paranın kendisi için mi talep edildiğinin açık olmadığı, bu bendde olduğu iddia edilen zararın tazmin ve tahsilinin kimin için istenildiğini açıklaması, yine *** tarihli dilekçenin sonuç ve istem kısmında 1.bendde yazılı taleplerin dava dilekçesinin 1. bendinde yazılı olanlarla aynı olduğu halde 2. bentte yazılı olanların, dava dilekçesinin 2. bendinde yazılı taleplerle aynı olmadığı, dava dilekçesinde yazılı “…tazmin ve tahsil…” talebinin *** tarihli dilekçede olmadığı görülmekle HMK’nun 31. maddesi uyarınca bu konularda açıklama yapması için asıl dosya davacı vekiline süre verilmesine, yine zararın tazmin ve tahsilini talep ettiği dava yönünden dava değerini açıklayıp buna ilişkin peşin dava harcını yatırmak üzere de davacı vekiline süre verilmiştir.
Asıl dosyada davacı vekili *** tarihli dilekçesinde “… ara karar gereğince; kooperatif ana sözleşmesinin 11. maddesi gereğince geriye dönük usulsüzlük bulunan genel kurul kararlarının tespiti ile, usulsüzlüğün tespit edildiği tüm genel kurul kararlarının iptalini talep etmekteyiz. Dosyada talep etmiş olduğumuz tazmin ve tahsile ilişkin para, müvekkil üyeye yöneliktir. Müvekkilimizin üyeliği boyunca uğramış olduğu zararın tespit edilerek, zararın davalılarca karşılanmasını talep etmekteyiz. Zarar tazminine yönelik dava değeri olarak fazlaya ilişkin hak ve taleplerimiz saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00-TL bildirmekle, ilgili davanın tespit davası mahiyetinde olması sebebiyle, zarar bedelinin tam tespit edilmesi halinde eksik harç tarafımızca tamamlanacaktır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davalarda davacıların davalı kooperatifin ortağı olduğu hususu tarafların kabulündedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları asıl dosyada … tarihli genel kurulun ve öncesindeki genel kurulların yoklukla malul olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği, genel kurul kararının iptalinin gerekip gerekmediği, kooperatifin kötü yönetilip yönetilmediği, bu nedenle kooperatifin zararının olup olmadığı, varsa bu zarardan kimin sorumlu olduğu hususlarının olduğu, kooperatife kayyım tayininin gerekip gerekmediği, birleşen dosyada davalının hak düşürücü süre itirazının haklı olup olmadığı, … tarihli kooperatif genel kurul kararlarının ve *** tarihli kesin maliyet raporunun geçersiz olup olmadığı, bunların iptal sebebinin olup olmadığı, davacının … tarihli genel kurula davetinin yapılıp yapılmadığı, bu genel kurul hazirun cetvelindeki adına atfen atılı imzanın birleşen dosya davacısının el ürünü olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Emredici nitelikte olan bu yasal düzenlemenin, davalı kooperatif anasözleşmesinin 36. maddesinde de de aynen tekrarlandığı görülmektedir.
Dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiriyi getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gereklidir. Ret oyu kullanılmasına rağmen, üyenin muhalefet şerhini oylama sonrasında yazdırmaması halinde, HMK’nun 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve anasözleşmenin 36. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği de tartışmasızdır (Yargıtay 23. H.D. *** Karar).
Yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin *** sayılı kararında da da belirtildiği üzere; oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Muhalefetin, görüşülen öneriye değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiri getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gerekmektedir.
Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların yokluğu mu, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususu Türk ve yabancı doktrinde tartışmalı olup, çoğunluk düşüncesi, hukuki işlemlere güvenlik getirme amacı da dikkate alınarak bu nevi sakatlıkların müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu yönündedir.
Yargıtay 11. ve 23. Hukuk Daireleri’nin yerleşik uygulamasına göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. ve anasözleşmenin 28. maddesi emredici nitelikte ise de, aynı Yasanın 53. maddesinde, çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğine göre, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini yokluk olarak kabul etmediği anlaşılmaktadır.
Çağrının usulsüzlüğünü iddia eden tarafın, genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanması ve iddiasını ispat etmesi zorunludur. Çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmamaktadır.
Öte yandan, genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve gelmemeleri halinde, toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın yok sayılmasını gerektirir. “Yokluk”, hukuki işlemin kurucu unsurlarında eksiklik bulunması halinde söz konusu olabilecek bir haldir. Kurucu unsurları ihtiva etmeyen bir sözleşme kurulmamış, meydana gelmemiş sayılır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 1998, İstanbul, sf 307). Kanuni nisapla toplanmayan ya da karar alınmayan bir genel kurul toplantısı için bu husus değerlendirilebilir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; ana sözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, TBK’nun 26 ve 27. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Emredici nitelikteki bu kurallara aykırılık halinde alınan kararlar yok hükmündedir ve süre şartına bağlı olmaksızın her zaman geçersizliği ileri sürülebileceği gibi mahkemece de bu husus re’sen dikkate alınır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin *** sayılı kararları).
Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, genel kurul kararlarını sakatlayan hukuka aykırılıklar bakımından Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğince kararlar yoklukla malul, mutlak butlanla malul ve iptal edilebilir kararlar olarak üçe ayrılmaktadır. Emredici kurallara aykırı kararlar bakımından kararın şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici kurallara aykırılık halinde (örneğin, toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmaması) yokluk yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı, maddi-öze ilişkin kanunun emredici kurallarına aykırılık halinde ise (örneğin, kararın ahlaka ve adaba aykırı olması, konusunun imkansız olması, kesin hükme ve kanunun emredici madde hukuk kurallarına aykırı olması) alınan kararların mutlak butlanla malul olacağı, kişisel hakları ilgilendiren ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı kararların ise iptal edilebilir kararlar olduğu kabul edilmektedir.
Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.
Bu kapsamda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak toplantı yeter sayısı oluşmadan alınan kararların yok hükmünde olduğu bu kararlar bakımından taraflarca açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi kararların yok hükmünde olduğunun hakim tarafından re’sen nazara alınacağı bu kararlar bakımından dava açan kooperatif üyesinin genel kurula katılmış olması, karşı oy kullanması ve karara karşı muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılmasına ilişkin koşulların aranmayacağı, yok hükmünde olan kararların baştan itibaren hukuk aleminde varlık kazanmayacağı kabul edilmektedir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin ***Karar sayılı, yine *** Esas ve *** Karar sayılı ilamlarında aynı husus vurgulanmıştır.
Bu kapsamda bir genel kurul kararının iptali için gerekli olan ve aşağıda sözü edilen şartlarına bakmak gerekir.
Geçerli bir genel kurul kararının varlığı: Ortada geçerli bir genel kurul kararının olması; kararda hükümsüzlük hallerinin bulunmaması anlamına gelmektedir. Hükümsüzlük hallerini butlan ve yokluk olarak iki kategoride inceleyebiliriz. Kavram olarak yokluk; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen ve kurucu nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Butlan ise bir işlemin kurucu unsurlarında bir eksiklik olmamasına rağmen işlemin konusunun kanuna, ahlaka, adaba, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ya da, imkânsız olması halidir. Böyle durumlarda söz konusu işlem batıldır. Her iki durumda da kesin bir geçersizlik hali söz konusu olduğu için ortada iptali istenebilecek bir genel kurul kararının varlığından söz edilemez. Bu hallerde kararın yokluk veya butlan sebebiyle geçersizliği hakim tarafından resen dikkate alınabileceği gibi menfaati olan herkes tarafından herhangi bir süreye tabi olmaksızın itiraz veya dava yoluyla her zaman ileri sürülebilmektedir.
Kararın kanuna aykırı olması hali: Kanuni düzenlemelere aykırı kararlar iptal yaptırımına tabidir. Kanuna aykırılık ile kastedilen salt Kooperatifler Kanunu’na aykırılık değildir, özel hukuk ve kamu hukuku alanına giren tüm kanunlardır.
Anasözleşmeye aykırı olması hali: Anasözleşmeye, kooperatifin kuruluş amacı doğrultusunda faaliyetlerini gerçekleştirirken şirket tüzel kişiliği ile pay sahipleri arasındaki ilişkileri düzenler. Kooperatif anasözleşmeye ile emredici olmamak kaydıyla kanun hükümlerinden farklı düzenlemeler ya da kanunun izin verdiği doğrultuda emredici nitelikteki hükümleri daha da ağırlaştıran düzenlemeler yapılabilmektedir. Dolayısı ile kanuna aykırılık teşkil etmeyen bir karar, kooperatifin anasözleşmesine aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu halde söz konusu kararın iptali istenebilmektedir.
Dürüstlük kuralına aykırılık hali: İptal davası imkânının esaslı amacının; genel kurul kararını almaya yetkili çoğunluk pay sahiplerinin bu haklarını kötüye kullanmalarını engellemek olduğunu belirtmiştik. Dolayısıyla genel kurul kararının dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini iddia eden dava açmaya yetkili kişiler bu şekilde kararın iptalini sağlayabilmektedirler.
Aykırılık hali ile karar arasında nedensellik bağı: TTK’nun 446. maddesi ile iptal davası açabilecek kişiler düzenlenirken, maddenin b fıkrası ile “yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,….” denilmek suretiyle varlığı iddia edilen aykırılığın kararın alınmasında etkili olduğunun da ispatının gerektiği vurgulanmıştır. Nitekim Yargıtay 11. *** tarihli kararı ile; “davacıya genel kurul toplantı gününün tebliğ edilmemesi ya da toplantı gündeminin ve üye listesinin tebligat evrakında bulunmaması durumu sonuca etkili görünmediğinden iptal nedeni olarak değerlendirilmediği, davacı tarafça başkaca genel kurul kararının iptalini gerektirir bir sebep de ileri sürmediğine göre, toplantıya çağrıdaki usulsüzlük sebebiyle toplantının iptaline karar verilmesinin mümkün görülmediği” gerekçesiyle, davanın reddine karar veren ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin … tarihli olan olağan genel kurulu toplantısına 138 ortaktan 56 ortağın asaleten ve 5 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 61 ortağın katıldığı görülmektedir. Genel kurul toplantı yeter sayısının ortakların 1/4 oranında toplantıya katılmasıyla ve karar yeter sayısının ise toplantıya katılan ortakların yarısından bir fazlasının oyu ile sağlanabilir olduğu dikkate alındığında, buna göre dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı kooperatifin 138 ortağı olduğu tespit edildiğinden toplantı yeter sayısının 35 olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 61 ortağın katıldığı, toplantı yeter sayısının bulunduğu açıktır.
Kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde … tarihli olan olağan genel kurulu toplantısı öncesi ve toplantının sonrasında toplu üye alımına veya çıkarılmasına rastlanmadığı, *** tarihli genel kurul ile … tarihli genel kurul toplantıları arasında kooperatifin üye sayıları bakımından sadece 20 adet üye farkının bulunduğu, farkın ise bu üyelerin 10’unun istifa, 6’sının üyelikten çıkarılma, 3’ünün üyelik devir ve 1’inin yeniden üyeliğe kabul sebeplerinden kaynaklandığı, bunların dışındaki üyelerin aynı kişiler olduğu tespit edilmiştir. Asıl dosya davacısı …’e … tarihli genel kurul toplantı davetinin *** tarihinde imzası karşılığında tebliğ edildiği, genel kurul toplantısının … tarihinde yapıldığı, asıl davanın ise *** tarihinde, Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde iptal istemiyle dava açmak için öngörülen 1 aylık yasal süre geçtikten sonra açıldığı görülmüştür. Birleşen dosya davacısı …’ye … tarihli genel kurul toplantı davetinin *** barkod numaralı iadeli taahhütlü olarak gönderildiği, PPT Başmüdürlüğü’nün cevabi yazısından bu davetin bizzat davacı …’ye *** tarihinde tebliğ edildiği, genel kurul toplantısının … tarihinde yapıldığı, asıl davanın ise ***tarihinde, Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde iptal istemiyle dava açmak için öngörülen 1 aylık yasal süre geçtikten sonra açıldığı görülmüştür. Görüldüğü üzere asıl ve birleşen davalarda davacıların ileri sürdükleri iptal nedenleri yönünden iptal davası açmak için yasaca öngörülen 1 aylık hak düşürücü süre dolmuştur. Bu nedenle asıl ve birleşen dava davacılarının genel kurulun iptaline ilişkin dava sebepleri dinlemez. Asıl ve birleşen dava davacılarının genel kurulun iptaline ilişkin dava sebepleri HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği tartışmasızdır.
Birleşen dosya davacısı …, … tarihli genel kurul toplantısına ilişkin hazirun cetvelinde isminin karşında bulunan imzanın kendisine veya yakınına ait olmadığının, o tarihte il dışında otelde konakladığını ileri sürmüştür. Mahkememizce de davacının ve eşinin otel giriş ve çıkış kayıtları müzekkere yazılarak araştırılmış, kendisinin ve eşinin il dışında otelde olduğuna ilişkin kayıt örnekleri dosya içine kazandırılmıştır. Bu genel kurul tarihi itibarı ile davalı kooperatifin 138 ortağı olduğu tespit edildiğinden toplantı yeter sayısının 35 olduğu, toplantıya katılanların yarısından 1 fazlası ile karar alınabileceği, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 61 ortağın katıldığı, toplantı yeter sayısının bulunduğu, birleşen dosya davacısı …’nin genel kurul toplantısına katılmamasının toplantı ve karar yeter sayısını etkilemeyeceği değerlendirilmiştir. Bu durum dikkate alındığında hazirun cetvelindeki imzanın davacı … veya eşinin el ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasının davaya katkısı bulunmayacağından HMK’nun 31. maddesi hükmüne göre bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek duyulmamıştır.
Asıl dosya davacısı tarafından*** tarihli genel kurul toplantısı dahil geriye yönelik tüm genel kurulların usulsüz olduğunu iddia ederek genel kurul toplantıları ve toplantıda alınan kararların yoklukla malûl olduğunun tespiti ile geriye dönük genel kurul toplantı ve kararlarının iptali talep etmektedir. İptal sebepleri yönünden yukarıda değinildiği üzere Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinde iptal istemiyle dava açmak için öngörülen 1 aylık yasal süre geçtikten sonra dava açtığından dolayı HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. asıl dosya davacısının *** tarihli genel kurul toplantısında ve bundan önceki geriye yönelik tüm genel kurullarda karar almak için sahte üyelikler oluşturulduğu iddiasının kabulüne yönelik delil bulunmamaktadır. Toplanan ve sunulan deliller ile yaptırılan bilirkişi incelemelerinde asıl dosya davacısının ***tarihli genel kurul toplantısından önceki geriye yönelik tüm genel kurulların yokluk veya butlan iddiasını ispata yönelik olarak dayasal delil bulunmamaktadır. Bu istemlerin ispatlanmadığından dolayı reddi gerekmektedir.
Asıl dosya davacısı tarafından kooperatifin iyi yöneltilmediğinin tespiti ve kooperatife kayyım tayin edilmesini talep edilmektedir. Davacı bu iddiasını somut maddi olaylara dayandırmamıştır. Toplanan ve sunulan deliller ile yaptırılan bilirkişi incelemelerine göre davalı kooperatifin faaliyetinin devam ettiği, yakın tarihte yaşanan pandemiye rağmen üyelerinden para topladığı, inşaatının devam ettiği, konut teslimlerinin yapılmakta olduğu, en son *** tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu faaliyet raporunun ve dönem bilançosunun oy birliği ile ibra edildiği görülmektedir. Kooperatifin organsız kalmadığı açıktır. Kooperatifin kötü yönetildiğine ilişkin olarak yine kooperatife kayyım atanmasını gerektirecek somut bir iddia ve ispat bulunmamaktadır. Asıl dosya davacısının bu konulardaki istemlerinin reddi gerekmektedir. Yine asıl dosyada davacı kötü yönetim nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararın tazminini talep etmektedir. Kötü yönetim nedeniyle kooperatif yöneticisinin azli ile davacı kötü yönetim nedeniyle tazminat istemlerinin, kooperatife karşı değil, kooperatifi kötü yönettiği iddia olunun yöneticilere karşı açılacak bir davada incelenebilir. Eldeki davada ise asıl dosya davacısı sadece kooperatife husumet yöneltmiştir. Davalı kooperatifin bu istemler yönünden pasif husumet (taraf) sıfatı bulunmamaktadır. Bu yönden de asıl dosya davacısının sözü edilen taleplerinin reddi gerekmektedir.
Davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunun gündemin 7, 8, 9, 10 ve 11. maddelerinin incelenmesine gelince;
Gündemin 7. maddesinde “Ana sözleşmenin 59 maddesine göre konutlardan farklı tip ve ödeme durumundan dolayı işyeri ortaklık payı için belirlenecek ödeme planının belirlenmesi ve bu hususta izlenecek yöntem konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine geçildi. Yapılan müzakere sonunda Yapı Kooperatifleri Kanunu, kooperatif ana sözleşmesi ve ilgili mevzuatlara uygun olmak kaydı ile ilgili maddenin olduğu gibi kabulü ve bu konuda iş ve işlemleri yürütmek üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi teklif edildi. Teklif oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonucu gündem maddesi oy birliği ile kabul edilerek yönetim kuruluna yetki verildi.”,
Gündemin 8. maddesinde “Teslim aşamasına gelmiş fakat kat irtifakı kurulamadığı için bağımsız bölüm tapuları hazırlanmamış olan daire ve işyerlerini teslim edilebilmesi için gerekli konular ile ilgililerin ödemeleri ve ödeme usulleri hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine geçildi. Yapılan müzakere sonunda Yapı Kooperatifleri Kanunu, kooperatif ana sözleşmesi ve ilgili mevzuatlara uygun olmak kaydı ile ilgili maddenin olduğu gibi kabulü ve bu konuda iş ve işlemleri yürütmek üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi teklif edildi. Teklif oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonucu gündem maddesi oy birliği ile kabul edilerek yönetim kuruluna yetki verildi.”,
Gündemin 9. maddesinde “Bağımsız bölüm tapusu verilmeden teslim edilecek olan dairelerin teslimi sırasında ortaktan alınacak olan taahhütnamenin muhtevası, bu bağımsız bölümlerden kooperatifte kalanlar hakkında daire yıpranma, aşınma ve eskime payı (amortisman) gibi değer artış ve azalışlarına yıllık uygun bir değer konulmasına ve bu rakamın takip eden yıllar için karne katsayısı artış oranında artışının da belirlenebilmesi hususlarının kararlaştırılması ve bu konularda yönetim kuruluna yetki verilmesine geçildi. Yapılan müzakere sonunda Yapı Kooperatifleri Kanunu, kooperatif ana sözleşmesi ve ilgili mevzuatlara uygun olmak kaydı ile ilgili maddenin olduğu gibi kabulü ve bu konuda iş ve işlemleri yürütmek üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi teklif edildi. Teklif oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonucu gündem maddesi 1 red oya karşı oy çokluğu ile kabul edildi.”,
Gündemin 10. maddesinde “İşyeri ortaklığında, ortaklara verilecek olan işyeri olarak geçen dükkan, asma katlı dükkan, fırın gibi bağımsız bölümlerin fiyat tespitinde, gayrimenkul değerlendirme uzmanlarından rapor alınmasına ve bu raporda belirtilen fiyata göre işyeri ortaklarına verilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesi teklif edildi. Teklif oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonucu gündem maddesi oy birliği ile kabul edilerek yönetim kuruluna yetki verildi.”,
Gündemin 10. maddesinde “2012 yılında yapılan olağan genel kurulda alınan karar gereğince, borçlu olmayan ortaklara tahsis edilen boş kalan konutların tahsisi yapılan ortaklardan, iyiniyet kurallarına uymayan ve aidat borcunu ödemeyenler hakkında, ilgili konutların tahsis kararlarının iptal edilmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine geçildi. Yapılan müzakere sonunda Yapı Kooperatifleri Kanunu, kooperatif ana sözleşmesi ve ilgili mevzuatlara uygun olmak kaydı ile ilgili maddenin olduğu gibi kabulü ve bu konuda iş ve işlemleri yürütmek üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi teklif edildi. Teklif oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonucu gündem maddesi oy birliği ile kabul edilerek yönetim kuruluna yetki verildi.” şeklinde kararlar alınmıştır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Genel Kurul’un yetkilerini düzenleyen 42. maddesine göre kooperatif genel kurulu, bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel kurul Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesinde sayılı olan yetkilerini devir ve terk edemez. Anılan maddenin 5. bendinde “Kanun veya anasözleşme ile Genel Kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek”, 6. bendinde “Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerine ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek” ve 8. bendinde “Yapı kooperatiflerinde; kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut veya işyeri sayısını tesbit etmek” kooperatif genel kurulunun devir ve terk edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. Kooperatif yönetim kurulu ise Kooperatifler Kanunu’nun 55. maddesi uyarınca kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetlerini yöneten ve onu temsil eden bir icra organıdır. Devir ve terk edilemeyecek genel kurul yetkilerine dahil olan ya da anasözleşme ile çözümü genel kurula bırakılan bir konuda yönetim kurulanca alınacak karar geçersizdir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Genel Kurul’un yetkilerini düzenleyen 42. maddesi ile kooperatif anasözleşmesinin 23. maddesi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek yetkisi genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerindendir. Davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunun gündemin 7, 8, 9, 10 ve 11. maddelerinin devir ve terk edilemeyecek genel kurul yetkilerine ilişkin olduğundan, yasaya ve anasözleşme hükmüne aykırı olan bu maddelerinin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar vermek gerekmektedir. Asıl ve birlen davada davacıların bu maddelere yönelik dava açmakta haklı oldukları görüş ve kanaatine varılmıştır.
Birleşen davada davacının *** tarihli Cumhuriyet Mahallesi, 4389 ada, 9 parsel, Sedef Apartmanı kesin maliyet raporunun iptaline ilişkin istemi yönünden yapılan değerlendirmede;
Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu amaçla bir araya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.
Kooperatifler Kanunu 23. maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler”.
Kooperatiflerin ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesidir.
Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir.
Somut olayda; kooperatif ana sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. Maddesinde konut bedellerinin tespiti yöntemi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde konutların maliyet bedeli kesinleştiğinde kur’a çekimi yapılacağı ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir.
Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Davalı kooperatifin inşaatlarının devam ettiği bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Taraflarca da da bunun aksi iddia edilmemektedir. Davalı kooperatif tarafından 09/08/2021 tarihli Cumhuriyet Mahallesi, 4389 ada, 9 parsel, Sedef Apartmanı kesin maliyet raporu ile kesin maliyet hesabı çıkartılmışsa da henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen 09/08/2021 tarihli Cumhuriyet Mahallesi, 4389 ada, 9 parsel, Sedef Apartmanı kesin maliyet raporunun iptaline karar vermek gerekmiştir ( (Yargıtay 6. H.D. 2022/1713 Esas, 2022/2188 Karar).
Yargılama sonunda mevcut dosya kapsamına ve yukarıda yapılan izahatlara göre, asıl ve birleşen dosyada davacıların davasının kısmen kabulüne ve kısman reddine karar verilmesi gerektiği ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A-… Esas sayılı asıl dava dosyasında;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunun gündemin 7, 8, 9, 10 ve 11. maddelerinin MUTLAK BUTLANLA BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL başvurma harcı 59,30-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça davanın yapılan 16,60-TL tebligat ve posta gideri ve 3.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.516,60-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın reddedilen kısmı yönünden davacı tarafından ayrıca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı yönünden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın reddedilen kısmı yönünden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-Birleşen … Esas sayılı dava dosyasında;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 09/08/2021 tarihli Cumhuriyet Mahallesi, 4389 ada, 9 parsel, Sedef Apartmanı KESİN MALİYET RAPORUNUN İPTALİNE,
2-Davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunun gündemin 7, 8, 9, 10 ve 11. maddelerinin MUTLAK BUTLANLA BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Davacının … tarihli genel kurul kararı hakkındaki fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL başvurma harcı 59,30-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça davanın yapılan 16,60-TL tebligat ve posta gideri ve 3.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.516,60-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın reddedilen kısmı yönünden davacı tarafından ayrıca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı yönünden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın reddedilen kısmı yönünden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, asıl dosyada davacı … vekili Av. Erhan Damar, birleşen dosyada davacı … vekili Av. … ve asıl ve birleşen dosyada davalı kooperatif vekili Av. Müjgan Tuğçe Büyükkavkacı’nın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/03/2023
Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır