Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/577 E. 2021/916 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : *** Esas
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.

DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.

DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat

KARAR TARİHİ : 19/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2021
Mahkememize açılan Tazminat Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında … tarihinde Bünyan Noterliği’nde … yevmiye numarası ile Kayseri İli, *** İlçesi, *** Mahallesi, 1490 ada 8 parselde 17 adet yarım iş yerinin tamamlanması için inşaat yapım sözleşmesi yapıldığını, Bünyan Noterliği’nin … yevmiye numaralı 22.11.2019 tarihli sözleşme ile inşaatın geçici kabulü yapıldığını, Bünyan Noterliği’nin … yevmiye numaralı 20.02.2020 tarihli ihtar ile davalıya çatıların (damların) aktığı, bu nedenle sıva ve boyaların deforme olduğu, taşınmazların kullanılabilir duruma getirilmesi aksi halde hukuki yollara başvurulacağının ihtar edildiğini ancak davalının ihtar gereğini yerine getirmediğini ve her geçen gün taşınmazlardaki deformelerin arttığını, davalının Kayseri İli, Bünyan İlçesi, … Ada 8 Parselde 17 adet yarım iş yerinin yapım işini projeye uygun olarak gereği gibi ifa etmediğini, eksik ve hatalı su yalıtımı ile çatıda akmalar oluştuğunu ve buna bağlı olarak duvarların sıva ve boyasının çok belirgin şekilde döküldüğünü ve kabardığını, söz konusu iş yerlerinin damının akması sonucu duvarlarında, tavan, çatı ve dış cephesinde çatlaklar oluştuğunu, oluşan bu çatlakların artmaya devam ettiğini, ayrıca davalı tarafından yapılan iş yerlerinin yapımındaki hata ve eksiklerden dolayı dam kısmındaki çatlaklardan dış cepheye su sızdığını, taşınmazların dış cephelerinin sıva ve boyasını zedeleyerek, kabarmasına sebep olduğunu, ayrıca damın su alması sonucu betonun içindeki demirlerin oksitlenmesi ile yapılan taşınmazın ömrünün kısaldığını, bu durumun davacı için ayrı bir zarar kalemi olarak hesaplanması gerektiğini, yapılan iş yerlerinin çatılarının su alması sonucu dış cephede sıva ve boyalarının dökülmesi ile yağmur inişlerinin yerlerinden çıktığını ve kırıldığını, bu durumun yağışlı havalarda taşınmazın kullanılmasına engel oluşturduğunu beyan etmiş, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, uzman bilirkişiler tarafından hesaplandığında artırılmak üzere belirsiz dava olmak üzere, ayıp nedeniyle eserde oluşan şimdilik 100,00 TL ayıpların giderim bedelinin, en yüksek mevduat faizi üzerinden hesaplanarak davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bahse konu inşaatların iskelet betonu, temel inşaat kısımlarının *** ünvanlı bir firma tarafından yapıldığını, dilekçe ekinde ***İnşaatın, dava konusu inşaatı getirmiş olduğu seviyeyi (%70) gösterir tutanağı sunduklarını, söz konusu tutanakta davacının imzasının da bulunduğunu, büyük bölümü biten inşaatın sadece çatı kısmını davacının çizdirmiş olduğu projeye göre yapan davalı firmaya karşı ikame edilen bu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, iş sahibi tarafından çatı talep edilmeyen inşaat işlerinde su geçirme özelliği olmayan hazır betonun kullanılması gerektiğini, dava konusu inşaat işinin davalıya geçtiği seviye göz önüne alındığında inşaatın beton işlerinin başka bir firma tarafından yapıldığının aşikar olduğunu, davacı tarafın davalı firmadan çatı olmaksızın, *** Ofisi’ne kendi çizdirdikleri projeye göre inşaatı tamamlattırmak istemesi, davalı firmanın kendilerini bu konuda uyarmasına rağmen ısrarla çizdirdikleri proje üzerinden çatı olmaksızın membran ve beton ile inşaatın tamamlanması istendiğini, dava dilekçesinde adı geçen ayıpların tamamının davalının müteahhitliğini devraldığı şirketin yapmış olduğu imalatlardan kaynaklandığını, davalının inşaatın devamı işini devraldığı şirketin batmış olduğunu ve davacı tarafın ayıplı imalat var ise bahsi geçen bir önceki firmadan tahsil edemeyecek olması sebebiyle davalı firmaya işbu davayı ikame ettiğini, inşaatın gelmiş olduğu % 70 seviyesinden sonra imalata dahil olan davalıdan yaptırmış oldukları inşaatlardaki ayıpların tamamını tahsil etmek istemelerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; Kayseri İli, Bünyan İlçesi, … ada 8 parselde 17 adet yarım iş yerinin tamamlanması için inşaat yapım sözleşmesi kapsamında davalı tarafından yapılan işlerin çatıların yapımını kapsayıp kapsamadığı, çatılar (damlar) akıyor ve bu nedenle sıva ve boyalar deforme oluyorsa, bu hususun davalının ediminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, söz konusu husus davalının ediminden kaynaklanıyor ise ayıplı ifa nedeni ile davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Bir davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülebilmesi için davanın ticari dava olması gerekir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Taraflar arasındaki var olduğu iddia edilen ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklanması ve eser özleşmesinin TTK’ nın 4/1 maddesinde düzenlenmeyip, TBK’da düzenlenmesi nedeni ile davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.

TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur. Davanın taraflarının incelenmesinde, davacının kooperatif olduğu, davalının ise tacir olduğu görülmüştür. Kooperatifler tacir değildir (Bu yöndeki Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/215 Esas 20121/273 Karar sayılı kararı) Somut olayda davanın her iki tarafının tacir olmadığı, yalnızca davalının tacir sıfatını taşıdığı, dolayısı ile eldeki davanın nısbi ticari dava da olmadığı görülmüştür.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir. İzah edilen nedenlerle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nın 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/10/2021

Katip ***
e-imzalıdır

Hakim ***
e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.