Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/569 E. 2023/333 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacıdan herhangi bir alacağı olmamasına rağmen davacı aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında faturaya dayalı olarak icra takibi başlattığını, ödeme emrinin davalının elektronik tebligat adresine tebliğ edildiğini, davacının tebliğden süresinde haberdar olamadığı için takibe itiraz süresini geçirdiğini, davacının banka hesaplarına haciz konulması üzerine icra takibini öğrendiğini, davalının davacıya hitaben … tarih ve 249.780,00-TL bedelli KDV oranı 0 olan bir adet faturayı kestiğini, faturada yer alan bilgilere göre “plastik ekstrüzyon makinası” satıldığının iddia edildiğini, Vergi Usul Kanunu’nda malın teslimi ya da hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde faturanın düzenlenmesinin zorunlu olduğunu, bu süreler içersinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağını, taraflar arasında geçmişte ticari ilişki olduğunu ve davalıya mal satıldığını, ancak davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, davalının takibe konu faturayı kendisinin düzenlemesine rağmen bu faturayı davacıya tebliğ etmesinin yasal zorunluluk olduğunu, söz konusu faturanın davacı şirkete tebliğ edilmediğini, faturanın e-fatura olmayıp, e-arşiv faturasıolduğunu, e-faturada muhataba mail zorunluluğu bulunurken e-arşiv faturada mail zorunluluğu olmadığını, … tarihli faturada davacı şirketin bilgilerinin yer aldığı sütunda davacının web sitesi, e-posta adresi, telefon bilgilerinin boş olduğunu, yani faturanın davacıya gönderilmediğini, ayrıca e-arşiv faturası kesilirken faturada sevk irsaliyesi bilgilerinin de yer almak zorunda olduğunu, sevk irsaliyesi bilgisinin faturada bulunmadığını, söz konusu faturanın davacıya tebliğ edilmediğini, sevk irsaliyesi düzenlenmediğini, nakliye faturası tanzim edilmediğini, kesilen faturanın davacıya posta kanalıyla, kargo ile, nakliye faturası, mail olarak ya da noter kanalıyla tebliğ edilmediğini, davacının tüm banka hesaplarına borcu aşan miktarda haciz konulduğu gibi 2 adet aracına da haciz konulduğunu; icra takibinin haksız olduğunu belirterek, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, neticeten davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini, hacizlerin kaldırılıp takibin eski hale iadesine karar verilmesini, davalının haksız ve kötü niyetle takip başlattığı gerekçesi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içerisinde fatura düzenlememiş olsa bile bu hususun faturayı tümü ile geçersiz hale getirmeyip yalnız özel usulsüzlük cezasını gerektiren bir durum olduğunu, şayet yasal süresi içinde kesilmeyen faturalar hakkında sahtecilik yahut hayali fatura benzeri bir tutum olmuş olsaydı, o zaman Vergi Usul Kanunu özel usulsüzlük cezası yaptırımlarını yerine başkaca cezai yaptırımlar öngörmesi gerekeceğini, özel usulsüzlük cezalarının adı üstüne usuli hatalardan dolayı kesilen cezalar olduğunu ve faturanın esasına etkileyen cezalar olmadığını, dava dilekçesinde sanki davalının e-fatura kesme zorunluluğu olmasına rağmen e-arşiv faturası keserek kanuna aykırı hareket ettiği izlenimi verildiğini, halbuki e-faturayı sadece yıllık cirosu 5.000.000,00-TL ve üzeri firmaların kullanmasının zorunlu oluğunu, davalının yıllık cirosunun bu miktarlarda olmadığından e-arşiv faturası kullandığını ve bunda kanuna aykırılık bulunmadığını, davalının kesmiş olduğu e-arşiv faturasını Gelir İdaresi Başkanlığı’nın İnteraktif Vergi Dairesi sitesinde bulunduğunu, tacirler ve tüzel kişilerin İnteraktif Vergi Dairesi’nin internet sitesine girerek haftalık sorgularını yaparak şahıslarına yahut şirketlerine kesilen e-arşiv faturalarını kontrol edebildiğini, davacının basiretli tacir gibi davranmayıp e-arşiv faturalarını kontrol etmediğini, usulüne uygun olarak kesilen ve tebliğ edilen faturayı, “fatura şirkete tebliğ edilmedi” gibi bir basit iddia ile çürütülmemesi gerektiğini, davalının kestiği faturanın davacının sistemine düştüğünü, davalının faturayı tekrardan göndermesini zorunlu kılan bir uygulama ya da kanuni düzenleme olmadığını, faturaya konu malı teslim almadığını ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu belirterek davanın reddine, kötü niyetli davalının %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davacının defter ve kayıtlarına, banka kayıtlarına, vergi kayıtlarına, BA ve BS formlarına, makbuzlara, bilirkişi incelemesine ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafça Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının defter ve kayıtlarına, banka kayıtlarına, vergi kayıtlarına, BA ve BS formlarına, makbuzlara, bilirkişi incelemesine, tanık beyanlarına ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celp edildiği, takip alacaklısınına … Ürünleri İç ve Dış Ticaret Ltd Şti ve takip borçlusunun … Makine Sanayi ve Ticaret Ltd Şti olduğu, *** tarihli 249.780,00 TL bedelli fatura alacı sebebi ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği görülmüştür.
Her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış ise de davanın niteliği ve miktarı itibari ile yazılı delil ile ispatı gerektiğinden davalı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerine müvekkillerine ait ticari defter, kayıt ve belgelerini mahkememize sunmaları, çok hacimli ise incelemeye hazır olacak şekilde bulunduğu açık adresi ve bu adreste incelemeye sunacak kişinin isim ve telefon numarasını bildirmeleri için kesin süre verilmiş, aksi takdirde HMK’nun 140/5. ve *** tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile değiştirilen HMK’nun değişik 222. maddesi ile TTK’nun 83. maddesi gereği ticari defter, kayıt ve belgelerin ibrazından kaçınmış sayılacakları ve bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları taraf vekillerine usulünce ihtar edilmiştir. Taraf vekillerince bu konuda bildirimde bulunulmuştur.
Davacının bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2021 yılı Şubat ayından müzekkere tarihine kadar olan tüm Form BA beyanname örneklerinin istenilmiştir. Kayseri Mimarsinan Vergi Dairesi’nce *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
HMK’nun 222 ve TTK’nun 80. maddesi gereği davalının ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılması için Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına, talimat mahkemesinden, dosyanın mahkememizce re’sen seçilecek bir mali müşavir bilirkişiye tevdii ile; davalının ticari defter ve kayıtlarının üzerinde yerinde inceleme yaptırılmak kaydı ile; 6102 sayılı TTK’nun 64. maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defterlerinin, ticari defterlerdeki karşı taraf ile ilgili kayıtların yevmiye madde numaralarını da içerir muavin defter dökümü ve muavin defterdeki dayanak belge fotokopileri ile birlikte, ayrıca elektronik deftere tabi ise vergi dairesinden ilgili döneme ilişkin aldıkları beratlar incelenerek davacı iddiası, davalının savunması, davalının ticari defter ve kayıtları incelenerek, elektronik defter ibraz edilmesi halinde ibraz edilen e-defterlerin GİB sisteminden doğruluğu da sorgulanarak, defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, takip dayanağı … Ürünleri İç Ve Dış Ticaret Ltd. Şti. tarafından … Makine Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’ne düzenlenen … tarihli *** fatura numaralı 249.780,00-TL bedelli KDV’siz e-arşiv faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise davalı defterlerine göre davalının icra takip tarihi olan *** tarihinde davacıdan ne kadar alacağının göründüğü, söz konusu fatura tarihinden sonra ödeme kaydı olup olmadığı, ödeme kaydı olması halinde tarih ve miktarının ne olduğu, neticeten icra takip tarihi itibari ile davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı olması halinde miktarının ne olduğu konularında hüküm vermeye ve denetime elverişli gerekçeli dayanaklı bilirkişi raporu düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat gereğince bilirkişi SMMM Bağımsız Denetçi Bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “… Yapılan incelemeler, tespitler ve hesaplamalar sonucunda, dava dosyasına konu olan somut olayda ve davalının dava dosyasına yerinde ibraz ettiği yasal defterlerde tespit edilen durumların yukarıda belirtilen gibi olduğu, bu belirtilen durumlara göre, davalının dava dosyasına 2021 yıllına ait yevmiye, envanter ve kebir defterlerini yerinde ibraz ettiği, davalının dava dosyasına yerinde ibraz ettiği, bu 2021 yılı yasal defterlerinin noter açılış tasdiklerinin yasal süresinde ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, 2021 yılı yevmiye defterinin Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen noter kapanış tasdikinin yasal süresinin *** tarihine kadar olması sebebiyle yaptırmadığı, davalı tarafa ait 2021 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre, davalının … tarihinde yaptığı 3 nolu yevmiye maddesiyle Streç Film Makinesinin hak satışını 249.780,00-TL tutarla davacıya sattığı, davacıya yaptığı bu satış karşılığında davacıdan herhangi bir tahsilat yapmadığı kaydının olduğu, böylece davalı tarafın incelenen bu 2021 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre davalının davacıdan (249.780,00 – 0,00) – 249.780,00-TL alacağının kaldığı kaydının olduğu, bunun yanında her ne kadar davalının incelenen 2021 yılı yasal defterlerinde … tarih 3 nolu yevmiye maddesiyle davacıya Streç Film Makinesinin hak satışını 249.780,00-TL tutarla yaptığı satış kaydı tespit edilmişse de bu hak satışının 2020 yılından 2021 yılına devir eden hakka ait olması sebebiyle davalının davacıya yaptığı bu Streç Film Makinesinin hak satışının alt alış ve yıllara göre aktifteki kayıtlarının incelenmesi gerektiği düşünüldüğü ve davalı muhasebecisinden, davacıyla yapılan anılan ticari münasebet kaydına konu Streç Film Makinesi hak satışının alt alış ve yıllara göre aktifteki kayıtları gösteren yasal defterleri talep edildiği, ancak davalı muhasebecisi talep edilen davalının diğer yıllara ait yasal defterlerini bulamadığı bahisle tarafıma ibraz etmediği, bunun üzerine davalının muhasebecisinden davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan ettiği 2017, 2018, 2019 ve 2020 hesap dönemlerine ait Kurumlar Vergisi Beyannameleri ekleriyle birlikte talep edilerek alındığı, davalının muhasebecisinden alınan davalıya ait 2017, 2018, 2019 ve 2020 hesap dönemlerine ait Kurumlar Vergisi Beyannameleri Ek 3’de yüce mahkemenin takdirlerine sunulduğu, yüce mahkemenin takdirlerine Ek 3’de sunulan davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan ettiği 2017, 2018, 2019 ve 2020 hesap dönemlerine ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde de görüleceği üzere, davalının 2017 ve 2018 hesap dönemlerinde haklar hesabında 249.780,00-TL tutar bulunduğu ancak 2019 ve 2020 hesap dönemlerinde davalının haklar hesabının bulunmadığı” belirtilmiştir.
Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişinin re’sen seçilecek bir mali müşavir olarak belirlenmesine, bilirkişiden davacı tarafça bildirilen adreste yerinde inceleme yapılarak, defterler ibraz edilmez ise 28/07/2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile değiştirilen HMK’nun 222. maddesindeki değişiklik göz önünde bulundurularak, davacı iddiası, davalının icra takibindeki itirazları, daha önceden davalı defterlerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapor ve tüm kayıtlar incelenerek, elektronik defter ibraz edilmesi halinde ibraz edilen e-defterlerin GİB sisteminden doğruluğu sorgulanarak, defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, sahibi lehine delil teşkil edip etmediği, takip dayanağı faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise menfi tespit tarihinde dava tarihindeki borçlu olunup olunmadığının tesit edilmesi gerektiğinden, davacının davalıya icra takip tarihinde ve dava tarihinde borçlu olup olmadığı, dava tarihinde borçlu ise asıl alacak ve işlemiş faiz dahil ne kadar borçlu olduğu konularında gerekçeli dayanaklı rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi Prof. Dr. *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “… Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerle davacının ticari defterlerinin incelenmesinden ulaştığımız bulgulara göre; davalı tarafça davacı aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, takip dayanağı olarak *** tarihli 249.780,00-TL bedelli e-arşiv faturanın gösterildiği, ancak bu faturanın … tarihli olduğu, Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün mahkemenin müzekkeresine vermiş olduğu *** tarihli yazı ekindeki Ba formlarında bahse konu faturanın Ba formu ile beyan edilmediği, davacının ticari defterleri üzerinde yaptığımız incelemelerde takip konusu faturanın kayıtlı olmadığının tespit edildiği, davalının ticari defterlerinin incelendiği *** tarihli bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde davacıya hak satışı olarak kayıt yapıldığı, 2017-2018 yıllarında bilançoda 249.780,00-TL tutarında hak gözüktüğü; ancak 2019 ve 2020 yılı bilançolarında hak adı altında bir varlığın bulunmadığının tespit edildiği” belirtilmiştir.
Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı’na müzekkere yazılarak … Ürünleri İç Ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin *** tarihli başvurusu nedeni ile muhataba hitaben düzenlenen *** sayılı yazı cevabından bir örneğin mahkememize gönderilmesi, söz konusu yazı içeriğinde … Makina San. Ve Tic. Ltd. Şti’.ne devir edileceği bildirilen makinenin ilgilisine devir edildiğine dair Bakanlık nezdinde herhangi bir belge var ise bunların örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’ne *** tarihli yazıları ve ekleri ilgi tutulmak ve birer sureti eklenmek sureti ile tekrar yazı yazılarak, ,,,,, Petro Kimya Ürünleri İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin *** tarihli başvurusu ve yine bu şirket tarafından düzenlenen … tarihli, *** sayılı 249.780,00-TL toplam tutarlı bir adet plastik extrüzyon makinesi satımına ilişkin *** Kimya Ürünleri İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile … Makine San. Tic. Ltd. Şti.’nin bakanlığa başvuruları, buna ilişkin sundukları tüm kayıt, belge, beyan, fatura, irsaliye, ödeme belgesi gibi tüm belgelerin örneklerinin gönderilmesi, *** tarihli cevabi yazılarında yukarıda sözü edilen plastik extrüzyon makinesinin *** Kimya Ürünleri İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından … Makine San. Tic. Ltd. Şti.’ne devir ve teslim işinin yapılıp yapılmadığının net olarak bildirilmediği görülmekle söz konusu makinenin … Makine San. Tic. Ltd. Şti.’ne devir ve teslim edildiğine ilişkin belge, beyan bildirim varsa bunun örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle İİK’nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile tek hakim tarafından basit yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı dava dilekçesi ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen fatura içeriğindeki malın davalı tarafından davacıya teslim edilmediğini ileri sürerek davalı şirkete borcunun olmadığının tespitine, davalı tarafındanKayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibi ile yapılan takibin iptaline ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmektedir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Mahkememizce *** tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takip çıkış miktarı olan 254.896,44-TL’nın % 15’i oranında (38.234,46-TL) nakdi teminat veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığında Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmiştir.
Davanın 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmış olması nedeniyle mahkememizce doğrudan taraflara duruşma günü tebliği yapılmamış, dilekçeler teatisi ve delillerin toplanması aşamaları tamamlandıktan sonra, taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilmiş, ön inceleme duruşmasında temel iddia ve temel savunma belirlenmiş, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiştir.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının davacı hakkında icra takibi yaptığı tarafların kabulündedir.
Taraflar arasında uyuşmazlık Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen fatura içeriğindeki malın davalı tarafından davacıya teslim edilip edilmediği, davacının söz konusu icra takibi nedeni ile davalıya borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar vardır.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eş söyleyişle; kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nun 72/6. maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nun 6. maddesi gereğince davacıya düşer. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; icra takibine dayanak yapılan … tarih ve 249.780,00-TL bedelli faturada yazılı makinenin davalı tarafından davacıya teslim edildiğine ilişkin olarak davacının imzasını içerir teslim tesellüm belgesi, sevk irsaliyesi veya sair belge bulunmamaktadır. Vergi dairesinden celp edilen BA formlarında davacının bu faturayı vergi dairesine bildirmediği görülmektedir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde bu fatura davacının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Bu durumda takibe dayanak yapılan faturaya konu makinenin davacıya teslim edildiğini ispat yükü davacı borçluya düşer.
Senetle ispat zorunluluğunu düzenleyen 6100 sayılı HMK’nun 200. maddesinde “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” düzenlemesi mevcuttur. Bu nedenle davalının tanık dinletme talebi mahkememizce kabul görmemiştir.
İspat bir yükümlülük olmayıp, bir yüktür. Yük (külfet) hukuk düzeninin bir kimseye, diğer bir kimse karşısında yüklemiş olduğu davranış olup, külfet üzerine yüklenen kişi bu davranışı yerine getirmediği takdirde ya elde etmesi mümkün olan bir hakkı kazanamaz ya da böyle bir hakkı kaybeder (Eren, F.: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 16.b., Ankara 2014, s.45). Buna göre ispat yükü kendisine düşen taraf bunu yerine getirmek zorunda değildir, fakat bunun yerine getirilmemesi halinde dava sonucunda ulaşılmaya çalışılan hakka ulaşılamayacak (Börü. L.: Medeni Usul Hukukunda İddia ve Somutlaştırma Yükü, Ankara 2016, s.66 vd.); mahkemede bu yönde bir kanaat oluşturmak mümkün olmayacaktır.
Dosya içeriğine göre davacı takibe dayanak yaptığı kapalı faturanın bedelinin davalı tarafından ödenmediğini iddia etmektedir. Davacı bu iddiasını yasal delillerle kanıtlanması gerekir ancak davacı bu iddiasını yazılı delille ispat edememiştir.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Davalının cevap dilekçesinde yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak mevcut dosya kapsamı ve yargılamanın safahati itibari ile davalıya takibe dayanak yapılan*** tarihli 249.780,00-TL tutarlı faturada yazılı plastik ekstrüzyon makinesini teslim alıp almadığı konusunda davacıya yemin teklifi edip etmeyeceğini bildirmesi, yemin teklif edecekse yemin metini ibraz etmesi için 2 haftalık süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde yemin deliline dayanmaktan ve davacıya yemin teklif etmekten vazgeçmiş sayılacağı davalı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Davalı tarafından kesin süre içinde yemin deliline başvurulmamıştır.
Yargılama sonunda dosya kapsamına göre, taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre davalının davacıdan alacaklı olduğu, davacının da borcun varlığını inkar etmemekle birlikte davalıya yakıt vererek, araç devri yaparak ve çekler vererek yaptığı ödemelerle borcun bittiği iddiası ile davalıya borçlu olmadığının tespitini istediği, buna göre davacının davalıya yaptığı ödeme, araç ve yakıt vererek ve çek vererek borcunun bittiği iddiasını ispat yükünun davacı borçluya düştüğü halde davacının ibraz ettiği delillerle bu iddiasını kanıtlayamadığı, davacının kendi ticari defterlerinde dahi davalıya borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, bunun davacının aleyhine delil teşkil ettiği anlaşılmış ve davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumu dikkate alındığında takibe dayanak yapılan faturaya konu makinenin davacıya teslim edildiğini davalı taraf yasal delillerle ispat edilemediğinden davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibi nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca hüküm kesinleştiğinde icra takibinin iptaline ve eski hale iadesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf her ne kadar kötüniyet tazminatı istemiş ve davasının da kabulüne karar verilmişse de, davacıya karşı işbu icra takibini başlatırken davalının kötüniyetli olduğunu gösterir somut delil bulunmadığı ve ayrıca davalının kötüniyetli olduğu iddiasının davacı tarafça kesin ve yeterli kanıtlarla ispatlanamadığı dikkate alınarak yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle davacının kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
İzah edilen nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibi nedeni ile davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca hüküm kesinleştiğinde icra takibinin iptaline ve eski hale iadesine,
3-İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca takibin derhal durdurulması amacı ile Kayseri Genel İcra Dairesine müzekkere yazılmasına,
4-Koşulları bulunmadığından davacının İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 17.411,97-TL nisbi karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 4.353,00-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 13.058,97-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ve 4.353,00-TL peşin harcı olmak üzere toplam 4.412,30-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 69,00-TL e-tebligat ve tebligat gideri, 1,75-TL KEP gideri, 2,00-TL dosya masrafı ve 45,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 115,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kararın mahiyeti gereği davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına,
9-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
10-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 38.685,50-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Kararın mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
12-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkeme arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/05/2023

Katip ***
E-imzalıdır

Hakim ***
E-imzalıdır