Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/561 E. 2022/681 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
4- … – …
5- … – …
6- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan genel kurul kararının iptali (kooperatif genel kurul kararının iptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … ve diğerlerinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkili …’ın elinde üye olduğuna dair üyelik kimlik kartının bulunduğunu, bu müvekkile kooperatif yönetimin yaptığı *** tarihli toplantı çağrısının geldiğini ancak bu toplantı ile çağrıların postaya verildiği tarih arasında bir aylık süre olmaması sebebiyle Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün ikazı üzerine *** tarihli bu toplantının iptal edildiğini, bilahare *** tarihinde davalı kooperatifin genel kurul toplantısı yaptığını, müvekkili …’a usulüne uygun davetiye gelmemesine rağmen diğer bazı üyeler tarafından haber verilmesi üzerine kendisine bildirilen adrese gidip genel kurul toplantısına katılmak istediğini, elinde üyelik kimlik kartı olmasına rağmen hazirun listesine sehven müvekkilinin ismi değil de babası …’ın ismi yazılmış olması hasebiyle genel kurula katılma talebinin reddedildiğini, bunun üzerine bununla ilgili tutanak tutulduğunu ve bir kısım hazirun tarafından imzalandığını, bu müvekkilinin kooperatifin üyesi olduğunun kooperatif defter ve evrakı incelendiğinde net olarak ortaya çıkacağı gibi, kendisinin diğer bir kısım müvekkilleriyle birlikte gündeme madde ilavesi için çektiği ihtarnamenin de bulunduğunu, bu ihtarname üzerine müvekkilinin üye olmadığı ve benzeri itiraz gelmediğini, ancak *** tarihli toplantıda hazirun cetveline sehven kendisinin değil de babasının ismi yazıldığı için toplantıya alınmadığını, en önemlisi 2019 yılında yapılan genel kurul toplantısında bu müvekkilin seçilmiş 3. yedek yönetim kurulu üyesi olduğunu ve yedeklerin ilk ikisi çağrılıp istifa ettiği halde her ne hikmetse müvekkilinin 3. yedek olarak yönetim kuruluna çağırılmadığını, zaten kendisine çağrı gönderilmemiş olmasının başlı başına iptal sebebi iken toplantıdan bir şekilde haberdar olup gittiği halde toplantıya alınmamasının ayrı bir iptal sebebi olduğunu, Yargıtay uygulamasına göre bir tek üyenin genel kurula katılıp yapacağı açıklamaların genel kurulun seyrini etkilemesi olasılığı sebebiyle müvekkilinin genel kurula alınmaması ve oyunun kullandırılmaması genel kurulun iptali sebebi olduğunu, diğer müvekkillerinden …’e ve …’e de ne posta yoluyla ne de elden çağrı tebliği yoluyla bir toplantı çağrısı gönderilmediğini, PPT’de incelenen çağrıların PTT’ye verildiği gişe kabul listesinde RR koduyla başlayan barkod gönderilerinin kooperatifin posta gönderileri olup toplamının 26 olduğu, elden tebliğ konusunda usulüne uygun imzaları içerir bir liste ibraz edilmemiş olmasına karşın 13 üyeye elden tebliğ yapıldığı kabul edilip 43 üyeden 39’una çağrı yapıldığı, 4 üyeye hiç çağrı yapılmadığı genel kurul tutanağının başlangıç bölümüne de geçirildiğini, oysa kooperatifin bilinen en son üye sayısının 43 olduğunu, bu durumda 17 kişiye daha elden imza karşılığı tebliğ veya posta gönderildiğinin kanıtlanamazsa toplantıya katılma hakkı olup, alınan kararları etkileyecek sayıda olan 14 kişiye hiç çağrı yapılmadığının kabul edilmesi gerektiğini, bazı önemli kararların 14 red oyuyla alındığına göre bu 14 kişinin genel kurula katılma ve oy kullanma hakkı kullandırılmaması yoluyla alınan kararların ana sözleşmeye ve iyiniyet kurullarına ve hukuka aykırı olduğunun ayrıca izahına hacet bulunmadığını, zira tutanağa göre 21 üyenin asaleten,7 üyenin vekaleten olmak üzere 28 üyenin katılımıyla toplanan genel kurulda alınan kararlar 14 oy çoğunluğu ve kooperatifin iflasının istenmesinin zorunlu halde olması sebebiyle bununla ilgili kararın 21 kişiyle alındığını, iptalini istedikleri kararların neden iptalini istediklerini dilekçelerinde gündemin sırasıyla ayrı ayrı izah ettiklerini, gündemin birinci maddesinde esasa müessir bir karar alınmamış olması sebebiyle buna bir diyeceklerinin olmadığını, gündemin 2. maddesinin aslında genel kuruldaki iki grubun çekişmesi şeklinde geçip bir oy farkla divana seçilen kişiler lehine sonuç çıkmasına karşın, genel kurul tutanağı sanki seçim “oybirliği ile” yapılmış gibi tutanağa geçirildiğini, bu durumun iyiniyete, hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, bu nedenle divan seçimi içeren 2. maddedeki kararın iptalini talep ettiklerini, bu maddenin iptalinin esasen tüm diğerlerinin de sakatlığı sonucunu doğurmakta olduğunu, gündemin 3. maddesinin yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço ve gelir gider cetvelinin okunması ve bunlar üzerinde tartışılması maddesi olduğunu, 4. maddenin denetim kurulu faaliyet raporunun okunması maddesi olduğunu, esasen yönetim kurulu istifalarla birlikte eksilip bundan önceki *** tarihli genel kurulda seçilen yöneticilerden başkan …’ün başka bir kooperatifte de yönetici olduğu gerekçesiyle *** tarihli kararla yönetim kurulundan istifa ettiğini, yerine çağrılacak yedeği kalan iki yöneticinin çağırması gerekirken, …’ün de katıldığı 01 no’lu kararla (Kayseri 10. Noterliği’nden *** tarihli ve *** yevmiye no’su ile tasdikli karar defterinin 1. sayfasında kayıtlı 1 no’lu karar) yedek birinci sıradaki … yönetime çağrılıp, birinci başkan ilan edildiğini, yedekten çağrılan …’ın aynı karar defterinin 2 no’lu kararında Kayseri 6. Noterliği’nden gönderdiği *** tarihli ve *** yevmiye no’lu istifaname ile yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini bildirmesi üzerine mevcut iki yöneticinin bu kez yedek ikinci sırada bulunan ***’ı yedekten asil üyeliğe çağırma ve … tarihinde (çoğunluk sağlanamadığı taktirde *** tarihinde) genel kurulun toplanması kararı aldıklarını, yedekten çağrılan ***’ın da yine Kayseri 6. Noterliği kanalı ile gönderdiği *** tarihli ve ***yevmiye no’lu istifaname ile hiç göreve asaleten başlamadan istifa etmesi üzerine yedek üçüncü üyeyi çağırması gereken yönetim kurulunun toplantıya alınmayan ve oy kullandırılmayan …’ı yedek üçüncü sıradan çağırmak yerine …’ün sanki istifasını geri alması mümkünmüş gibi onu tekrar yönetime başkan sıfatıyla aldığını, böylelikle yönetimi tekrar üç kişiye tamamladıklarını, oysa bu işlemin kanuna aykırı olup istifa eden, istifası kabul edilen yöneticinin yerine artık sırasıyla yedeklerin çağrılması gerekli olduğunu, bunun bilincinde olarak *** tarihinde yapılması gerekli genel kurul için eksilen yönetim kurulu üyelerinin yerine kalan görev süresini tamamlamak üzere yönetim kurulu üyeleri için seçim yapılması maddesini koyduklarını, ancak bu ve bundan sonraki birkaç genel kurulu karar ve girişimi pandemi sebebiyle bu tür toplantıların ertelenmesinden dolayı yapılamadığını, böylelikle yönetim kurulunun varsayılan kanuni süresi dolduğunu, ancak bunun farkında olmayan eski yöneticiler ve istifasını kendi kendisine geçersiz sayan …’ün klasik genel kurul maddeleri ile ihtarname gereği gündeme alınması gerekli maddeleri birkaç kez yenileyerek genel kurul kararı almışlarsa da *** tarihinde yapılan genel kurula kadar genel kurul toplantısı gerçekleştirmenin mümkün olmadığını, 2019’da seçilen yönetim kurulunun eski yönetimden çektiği ihtara rağmen usulünce devir ve teslim ile kooperatif defter, belge ve hesaplarını devralamadıkları için yönetimi tamamlayıp bu uğurda gerekli iş ve işlemleri yapmayı planladıkları için eksik üyeli yönetim kurulu için faaliyet raporu hazırlayamadıklarını, zaten masrafları da ceplerinden karşılayıp hiçbir akçeli işe girişmediklerini, *** günü ise bu nedenlerle 3. maddede ve 4. maddede herhangi bir şey okunmadığını ve tartışılmadığını, bu nedenle karar alınmadığı için bu maddelerle ile ilgili bir diyeceklerinin olmadığını, ancak yedekten çağrılması gerekli 3. yedek konumundaki müvekkili …’ın yedekten asil listeye çağrılması gerekirken çağrılmamış olması ve elindeki tüm delillere rağmen bir maddi hata bahane edilerek hiç genel kurula alınmamış olmasını dikkat çekici bulduklarını, gündemin 5. maddesinin ibra maddesi olduğunu, bu maddede alınan karar aynen “Yönetim kurulu yapılan oylamada 16 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edilmedi. Denetim kurulunda yapılan oylamada 16 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edilmedi. (Yönetim kurulu ve denetim kurulu kendi ibrasında oy kullanmadılar)” şeklinde geçtiğini, bu metinde 16 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edilmediler dendiğine göre 16 ibra oyu olduğunu, ancak bundan daha çok ibra edilmeme oyu var şeklinde anlaşılabileceği gibi, ibra oyunun sayısının yazılmadığını, ancak 16 ret (ibra etmeme) oyu var şeklinde de anlaşılabilecek durumda, muallak bir şekilde yazıldığının anlaşıldığını, oylamanın usulsüz ve anlaşılmaz şekilde tutanağa geçirildiğini ve esasen yönetim kurulunun hiçbir akçeli işe bulaşmayıp sadece kendi kurulunu yedeklerden oluşturmak çabasının ötesinde iş ve işlem yapmamış olması sebebiyle hem yönetim hem de denetim ibra edilmediyse ibra edilmesi gerektiğinden bu maddedeki muallak kararın iptalini talep ettiklerini, gündemin 6. maddesi ilk yapılan genel kurul çağrısından kopya olduğu için ve pandemi sebebiyle 2019 mali yılı genel kurulları *** tarihine kadar ertelendiğinden bu şekilde yazıldığını, yani kooperatif yönetim kurulu 2 yedek çağrılıp onlar da istifa ettiğinden eksik hale geldiğini, çağrı yapan yönetimin de onları tamamlayıp yoluna devam etmek için işbu gündem maddesini koyduğunu, bunu anlayamayan hükümet komiserinin bu madde sehven konuldu yazdırıp görüşülmeden geçilmesini oylamaya sunduğunu, oy birliği ile kabul edildiğini, esasen gündeme bağlılık gereği bu maddede eksik iki yedek yönetim kurulu üyeliği için seçim yapılması gerekirken bu yapılmayıp görüşülmemesi hukuka ve iyiniyet esaslarına aykırı ve iptalin gerektiğini, gündemin 7. maddesinin kendilerinin ihtarı gereği gündeme alındığını, tapularını ana sözleşmenin 61, 62 ve 63. değişik maddelerine göre almış ortakların ibrası ve üyeliklerinin sonlanmasını amaçlayan madde olduğunu, sonuçta “14 ret oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edilmedi” denildiğini, 21 asil, 7 yedek toplam 28 kişinin katıldığı toplantıda anlaşıldığına göre 14 kabul oyu olduğunu, geri kalan oy sayısının da olsa olsa 14 olacağını, bu durumda maddenin çoğunlukla kabul edilmediği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, 14 kabul oyu kullanılan bu hususta genel kurula katılma hakkı elinden alınan ve aynı ihtarname ile gündeme maddeyi ilave ettiren 3 müvekkilinin katılma hakkı yerine getirilip oy kullanmaları halinde kabul yönünde karar çıkacak bu madde ile ilgili iptal kararı verilmesi gerektiğini, zira hukuka ve iyiniyet kurallarına aykırı davranıldığının aşikar olduğunu, 14 kişinin kabul dediği maddede 3 kabul daha olsa idi, kabul oylarının 17 olup maddenin olumlu şekilde genel kurul kararına dönüşecek olduğunu, gündemin 8. maddesi İİK’nun 179. maddesi gereği yöneticileri sorumluluk altına almamak amacıyla ve esasen başvuru için genel kurul kararı şartı olan bir madde olmakla bu madde için bir diyeceklerinin olmadığını, gündemin 9. maddesinin yine 2020 yılında gönderilen bir ihtarname gereği gündeme alındığını ancak karar alınan bu konuda fiilen bir şey yapma olanağı kalmadığını, icra marifetiyle satılmış gayrımenkullerdeki haczin kaldırılması amacı taşıyan , fiilen mümkün olmayıp boşuna alınmış bir karar olduğunu, zaten gayrımenkullerin satıldığını, satılmış gayrımenkul üzerindeki haczi nasıl kaldıracaklarının anlaşılamadığını, bu nedenle hukuka ve iyiniyet kurallarına aykırı olup iptali gerektiğini, gündemin 10. maddesinin muallak bir karar olduğunu, oy sayıları net şekilde yazılmadığından geçersiz olduğunu, çağrı yapılmayan üyelerin katıldığında sonucu değişecek nitelikte bir karar olduğundan iptalinin gerektiğini, gündemin 11. maddesinin hesap tetkik komisyonu kurulması maddesi olup ihtarname gereği gündeme alındığını, bu konuda yönetim kuruluna yetki verildiğini, oysa ana sözleşmenin 23/12. maddesi gereği hesap tetkik komisyonunun seçimi genel kurulun vazgeçilmez ve devredilmez yetkisi olup yönetim kuruluna devredilemeyeceğini, bu nedenle maddenin iptal edilmesi gerektiğini, gündemin 12. maddesinin kurulların görev süresinin belirlenmesine ilişkin olduğunu, maddenin amacının üye sayısı yedekler çağrılıp istifa ettiğinden eksilen yönetim kurulu da tamamlandıktan sonra yönetim kurulu ve denetim kurulunun görev sürelerini belirlemek olduğunu, ancak sözkonusu genel kurulda bu maddede seçim hususu sözkonusu değilken ve usulüne uygun şekilde gündeme seçim maddesi alınmamışken seçim yapıldığını ve seçimde kesinlikle bir oybirliği yokken yaptıkları usulsüzlük belli olmasın diye divanca gerçeğe aykırı tutanak tutulduğunu ve oybirliği ile seçilmiş gibi maddenin yazıldığını, oysa gündemde olmayan bir hususun görüşülemez ve seçim yapılamaz olduğunu, bu nedenle bu maddenin de iptalinin gerektiğini beyanla öncelikle genel kurul kararlarının uygulanmasının işbu dava sonuna kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına; yargılama sonunda genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa usulüne uygun meşruhatlı dava dilekçesine rağmen cevap dilekçesi sunulmamış, davalı vekili duruşmalarda davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Kayseri Valiliği Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin ve tüm genel kurul kararlarının, ayrıca *** tarihli genel kurul toplantı tutanağının, tutanağın dayanağı olan hesap cetvellerinin, bilançonun, hazirun cetveli örneğinin istenilmesine, kooperatifin kayıtlı adresinin, *** tarihi itibarı ile ve halen ortak sayısının kaç olduğu sorulmuştur. *** tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak; … tarihi itibarı ile ve halen ortak sayısının kaç olduğunun, davacıların kooperatifin ortağı olup olmadığının sorulmasına, *** tarihli genel kurul toplantısına davet için üyelere tebligat çıkarılıp çıkarılmadığının, gündemin ilan edilip edilmediğinin sorularak tebligat evraklarının ve ilan örneklerinin, ayrıca … tarihli genel kurul toplantı tutanağının ve eklerinin, … tarihli genel kurul toplantısının hazirun cetveli örneğinin, bu toplantıda okunan yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim kurulu raporunun, 2019-2021 yıllarına ilişkin bilançoların, 2019-2021 yılları arası yılsonu itibari ile hazırlanan ayrıntılı mizanların, daha önce çıkarılan ve üyelere tebliğ edilen kesin maliyetlerin örneklerinin istenmesine, Kooperatifin tüm defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresinin, bu adreste kooperatifin tüm defterlerini bilirkişi incelemesine sunacak ilgili kişinin adı soyadı ve telefon numarasının bildirilmesinin istenilmiştir. Davalı kooperatifçe bu müzekkeremize cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Davacı delil listesinde tanık beyanlarına dayandığını belirtmiş olmakla yargılama sırasında davacı tanıkları usulünce dinlenmiştir.
Davacı tanığı … duruşmada; “Ben bu davaya konu olan … tarihli genel kurul toplantısına katıldım. Ben de davalı *** Yapı Kooperatifi’nin ortaklarındanım. Davacılardan …, o gün genel kurul toplantısının yapıldığı salona geldi. Salonun içerisine girdi, ancak o zamanki kooperatif yönetimi tarafından geç geldiği gerekçesi ile salondan dışarı çıkarıldı. Ben …’ın ne zaman salona girdiğini bilmiyorum ama genel kurul toplantısı başlayalı yaklaşık 10-15 dakika olmuştu. Tahminim böyledir. Yapılan genel kurulda eski yönetimi değiştirdiler. Farklı kişilerden oluşan bir yönetim kurulu seçildi. Ben kırsal kesimden geldiğim için kooperatifle ilgili çok bir şey bilmiyorum. Kooperatifte el kaldırma yolu ile oylama yapıldı. El kaldırdık ve bu şekilde oyumuzu kullandık. Davacı … genel kurulun yapıldığı salondan çıkarıldıktan sonra ben de salondan çıktım. O yüzden genel kurul toplantısının sonraki kısımlarını görmedim. Benim köye giden arabam gidiyordu, o yüzden ben toplantının sonuna kadar beklemedim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada; “Benim dava konusu genel kurul toplantısından önce davalı kooperatifte yöneticiliğim vardı. Ancak … tarihli genel kurul sırasında benim davalı kooperatifin yönetiminde bir görevim yoktu, arkadaşlara yardımcı oldum. Daha önceki yönetimde bulunduğum için ortaklara genel kurul toplantısına çağrı evraklarını hazırlamada biraz yardımcı oldum. Ben kooperatif başkanıydım, istifa ettim. Kooperatife gelen giden olmuyordu, arkadaşlar rica etti tekrar kooperatifin başına geldim. Yeniden yönetim kurulu başkanlığını yaptım. Yedekler fazla ilgilenemiyordu. Bu durumu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne de söyledim. Kooperatif tamamen kötüye gidiyordu. İl Müdürlüğü’ndekiler yeniden kooperatife dönmem konusunda herhangi bir şey söylemediler, “siz bilirsiniz” dediler. Defalarca biz genel kurul yapmak istedik ama pandemiden dolayı hep ertelendi. Yönetimdeki istifalar nedeni ile yedekleri çağırdık ama yedeklerden biri olan … beden eğitimi öğretmeni olduğu için şehir dışında bulunuyordu. Zaten gelmeye imkanı yoktu; “Ben yönetimde olurum ama haftanın 5 günü dışarıda olduğum için bir faydam dokunmaz.” dedi. Son genel kurul toplantısında yani bu davaya konu genel kurul toplantısında … kooperatifin üyesi olduğu halde hazirun cetveline yanlışlıkla onun yerine babasının ismi yazılmış ama üye olduğunu ispat ettiğimiz halde ona oy kullandırmadılar. Toplantı salonundan dışarı attılar. İtiraz etmemize rağmen oradaki 3-5 kişi böyle yaptı. Kendileri de aslında …’ın kooperatifin üyesi olduğunu biliyorlardı, itirazlara rağmen böyle yaptılar. Bu, sayımı etkilediği için itiraz ediyoruz. Dosya içinden bana gösterdiğiniz tutanak altında ismimin karşısındaki imza bana aittir. … tarihli bu tutanak içeriği doğrudur. Bizden önceki yönetim o kadar karışık işler yapmış ki kimin istifa ettiği kimin üye olduğu belli değil. Eski sekreter de işten ayrıldı. Biz elimizde bulunan bilgilere göre evrak düzenledik. Bilgisayardan bütün bilgileri silmişler. Dava konusu genel kurula ilişkin ortaklara elden çağrı tebliğ listesi kooperatifte bulunmaktadır. Bu çağrıyı o gün genel kurulda aşağı yukarı 12 – 13 kişiye elden tebliğ yaptık. Genel kurulda yeni seçilen yönetime teslim ettik. Bu listeyi yeni yönetime tutanakla teslim ettik ama hepsi kooperatiftedir, elimizde yoktur. O günden sonra bizi kooperatife almadılar. Davacı …’in bende vekaleti vardı ama genel kurulda onun adına oy kullanmamı kabul etmediler. O, yurt dışında olduğu için sadece telefonla bildirdik, zaten vekaleti bendeydi. …, …, … ve …’e genel kurul toplantısı elden tebliğ yapıldı. Bunlardan vekaleten oy kullananlar yoktu. … dışındaki diğer 5 davacı genel kurul toplantısına geldi, orada hazırdı. Bunların hepsinin imzası vardı. Genel kurul hazirun cetvelinde nasıl imzası olmaz. Genel kurulda yeterli toplanma sayısını bulunca toplanmaya geçtiler. … dışındaki diğer davacılar da genel kurula geldiler ve oy kullandılar ancak genel kurul çok sert geçti herkes birbirine asabi davrandı. Yeni seçilen yönetim bizden hiçbir evrak almadı. Kooperatif binasının kapısını çilingir ile açarak içeri girdiler. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada; “Ben de kooperatifin üyesiyim. 2021 yılı Temmuz ayının sanırım 14 ‘ü gibiydi, genel kurul toplantısı için ilanda yeterli süre yokmuş gibiydi. Toplantı yapılıp yapılmayacağı da belli değildi. Kooperatif başta 104 kişi ile kuruldu ama 20 yıl içinde istifalar ölümler nedeni ile 44 veya 42 üye kaldı. Bunlardan 11 üyenin adına tahsis edilen dairelerin tapu kayıtlarına haciz şerhi konuldu ve kooperatifin borcu nedeni ile bu 11 kişinin dairesi icradan sattırıldı. Bu olaydan sonra kooperatifin ortakları karpuz gibi ortadan ikiye bölündü; daireleri satılan bu 11 kişi ve daha önce yönetimde bulunmuş kişiler bir tarafa geçti. Benim gibi paralarını ödeyen iki defa kesin hesap çıkıp da buradaki gösterilen paraları ödeyen üyeler diğer tarafta kaldı. Yeniden bir genel kurul yapılmazsa karşılıklı mahkemeleşme, yapılan icralara itirazlar devam edecektir. Ben de … tarihli genel kurul toplantısına katıldım. Davacıların bir kısmı vekaleten, bir kısmı da kendileri gelmek suretiyle toplantıya katıldılar. Sanırım … orada olmasına rağmen azarlanarak dışarı atıldı. “Ben buradayım, beni niye dahil etmiyorsunuz?” diye itiraz etti. Sanırım listeye vekaleti yazıldı. “Vekalet verdiğim değil, asil olarak ben buradayım. Beni listeye alın.” dedi, ama almadılar. Tutanaklarda imzası yoktu. Sanırım …’in vekaleti vardı. Vekaleti kabul edilmedi diye hatırlıyorum. … ile ilgili bir şey hatırlamıyorum. …, … ve … toplantıya katıldılar. Toplantının seyri hakkında başka söyleyeceğim yoktur. Ben … tarihinde seçilen yeni yönetimin eski yönetimden evrakları tutanakla teslim alıp almadığı veya yeni yönetimin çilingir ile kooperatifin kapısını açarak kooperatife girdikleri hakkında bilgi sahibi değilim. Benim bildiklerim bunlardır. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir ve bir nitelikli hesap bilirkişisinden oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince … tarihli genel kurula çağrının usulüne uygun olup olmadığı, bu genel kurula çağrı için bir kısım üyelere elden tebliğ yapıldığı belirtilen listenin kooperatifin defter ve kayıtları arasında bulunup bulunmadığı, hazirun cetveli ve diğer tüm deliller incelenmek sureti ile toplantı yeter sayısının olup olmadığı, gündem maddelerinin gereği gibi ilan ve tebliğ edilip edilmediği, davacıların her birinin genel kurul kararının ve toplantısının iptali davası açma haklarının bulunup bulunmadığı, toplanan deliller davacıların iddiaları, davalı tarafın savunmaları, davalı kooperatifin defter ve kayıtları, dinlenen tanık anlatımları, mahkememizce celbedilen ve taraflarca sunulan tüm deliller, beyan ve belgeler incelenmek sureti ile dava konusu edilen … tarihli genel kurul toplantısının 2, 5, 6, 7, 9, 10, 11 ve 12 numaralı gündem maddeleri yönünden gerek şekli bakımdan toplantı ve karar sayısı yönünden gerekse içerik bakımından ana sözleşmeye afaki iyi niyet kurallarına, kanuna ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı yönlerinden hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler Muhasebeci ***, Nitelikli Hesap Uzmanı Öğretim Üyesi bilirkişi ***’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Dava tarihi itibariyle davacıların, kooperatif üyesi oldukları, kooperatifin kayıtlı 43 üyesinin olduğu, 26 üyeye PTT aracılığı ile, 13 üyeye ise eldem imza karşılığı genel kurul davetinin tebliğ edildiği, dava konusu genel kurul toplantısına çağrılmayan 4 üyenin bulunduğu, toplantı yeter sayısının bulunduğu, davaya konu olağan genel kurul toplantısına bakanlık temsilcisinin katıldığı, genel kurul toplantısında 5. 7 ve 9. maddeleri hariç karar sayısının sağlandığı, genel kurul toplantısına davet edilmeyen 4 üyenin, genel kurulda alınan 5. 7 ve 9. maddelerinde karar nisabını etkileyecek nitelikte olduğu, gündem maddelerinin kooperatifler kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olmadığı, genel kurul kararlarının 6. maddede belirtilen durum dışında butlanı veya iptal sebeplerinin bulunmadığı” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Davalı kooperatifçe yapılmış olan *** tarihli genel kurul toplantısının ve genel kurulda alınmış kararların iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz yetkili ve görevlidir. Zira davalı kooperatifin işlem merkezi Kayseri’dir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile dava, mahkememiz heyeti tarafından sonuçlandırılmıştır.
Davanın niteliği ve mahiyeti gereği davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı, davacılar arasında ihtiyati dava arkadaşlığı bulunduğu, ihtiyari dava arkadaşlarının, dava açarken her birinin ayarı ayrı başvurma harcını yatırmaları gerektiği, somut olayda ise tek başvurma harcının yatırıldığı görüldüğü, bu nedenle başvurma harcını yatırmayan 5 ayrı davacı yönünden 59,30-TL x 5 = 296,50-TL başvurma harcını mahkememiz veznesine yatırması için davacılar vekiline işbu muhtıranın tebliğinden itibaren 1 hafta kesin süre verilmiş, bu davacılar tarafından süresi içinde harç eksikliği tamamlanmıştır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunun 98. maddesi düzenlemesi kapsamında Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler gözetilerek ve TTK’nun 449. maddesi uyarınca kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınmasına, bu amaçla dava dilekçesinin ve işbu ara kararının bir örneğinin davalı kooperatife tebliğine, davacının … tarihli kooperatif genel kurulu kararlarının tedbiren yürütmesinin geri bırakılması yönündeki ihtiyati tedbir talebine karşı görüşlerini bildirmek üzere davalı kooperatif yönetim kuruluna tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre verilmesine,TTK’nun 449. maddesinde belirtilen şekilde, davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra, iptali talep edilen genel kurul kararlarının tedbiren yürütmesinin geri bırakılması yönündeki davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin mahkememizce incelenip değerlendirilmesine karar verilmiştir. Bu konuda davalı kooperatife ihtaratlı tebligat çıkarılmıştır. Daha sonrasında *** tarihli ara kararı ile davacıların ihtiyati tedbir istemi değerlendirilmiş ve talep tarihi ve dosya kapsamı itibarı ile davacıların ihtiyati tedbir istemlerinin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmadığı, mevcut dosya içeriğine göre ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı dikkate alındığında davacıların ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davanın niteliği ve mahiyeti gereği davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Davacılar arasında ihtiyati dava arkadaşlığı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının, dava açarken her birinin ayarı ayrı başvurma harcını yatırmaları gerekmektedir. Somut olayda ise tek başvurma harcının yatırıldığı görülmüştür. Bu nedenle başvurma harcını yatırmayan 5 ayrı davacı yönünden 59,30-TL x 5 = 296,50-TL başvurma harcını mahkememiz veznesine yatırması için davacılar vekiline bu konuda yazılan muhtıranın tebliğinden itibaren 1 hafta kesin süre verilmiş, aksi takdirde harç makbuzunda adı görünen … yönünden işbu davaya devam edileceği, diğer davacılar yönünden davanın tefrik edilip ayrı bir esasa kayıt edileceği, Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri uyarınca müteakip işlemler yapılmayarak HMK’nun 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılacağı hususu tebliğ ve ihtar olunmuştur…. dışındaki diğer davacılar yönünden süresi içinde başvuru ve peşin dava harçları yatırılmıştır.
Davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu ve uyuşmazlığa konu … tarihli genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararlarının iptal sebeplerinin mevcut olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Emredici nitelikte olan bu yasal düzenlemenin, davalı kooperatif anasözleşmesinin 36. maddesinde de de aynen tekrarlandığı görülmektedir.
Dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiriyi getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gereklidir. Ret oyu kullanılmasına rağmen, üyenin muhalefet şerhini oylama sonrasında yazdırmaması halinde, HMK’nun 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve anasözleşmenin 36. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği de tartışmasızdır (Yargıtay 23. H.D. 2014/2404 Esas, 2014/5673 Karar).
Yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 29/09/2014 tarihli, E:2014/1847, K:2014/6026 sayılı kararında da da belirtildiği üzere; oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Muhalefetin, görüşülen öneriye değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiri getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gerekmektedir.
Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların yokluğu mu, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususu Türk ve yabancı doktrinde tartışmalı olup, çoğunluk düşüncesi, hukuki işlemlere güvenlik getirme amacı da dikkate alınarak bu nevi sakatlıkların müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu yönündedir.
Yargıtay 11. ve 23. Hukuk Daireleri’nin yerleşik uygulamasına göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. ve anasözleşmenin 28. maddesi emredici nitelikte ise de, aynı Yasanın 53. maddesinde, çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğine göre, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini yokluk olarak kabul etmediği anlaşılmaktadır.
Çağrının usulsüzlüğünü iddia eden tarafın, genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanması ve iddiasını ispat etmesi zorunludur. Çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmamaktadır.
Öte yandan, genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve gelmemeleri halinde, toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın yok sayılmasını gerektirir. “Yokluk”, hukuki işlemin kurucu unsurlarında eksiklik bulunması halinde söz konusu olabilecek bir haldir. Kurucu unsurları ihtiva etmeyen bir sözleşme kurulmamış, meydana gelmemiş sayılır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 1998, İstanbul, sf 307). Kanuni nisapla toplanmayan ya da karar alınmayan bir genel kurul toplantısı için bu husus değerlendirilebilir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; ana sözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, TBK’nun 26 ve 27. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Emredici nitelikteki bu kurallara aykırılık halinde alınan kararlar yok hükmündedir ve süre şartına bağlı olmaksızın her zaman geçersizliği ileri sürülebileceği gibi mahkemece de bu husus re’sen dikkate alınır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2015 T., E:2014/6254, K:2015/915 sayılı, 21/06/2017 T., E:2016/3579, K:2017/1890 sayılı kararları).
Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, genel kurul kararlarını sakatlayan hukuka aykırılıklar bakımından Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğince kararlar yoklukla malul, mutlak butlanla malul ve iptal edilebilir kararlar olarak üçe ayrılmaktadır. Emredici kurallara aykırı kararlar bakımından kararın şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici kurallara aykırılık halinde (örneğin, toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmaması) yokluk yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı, maddi-öze ilişkin kanunun emredici kurallarına aykırılık halinde ise (örneğin, kararın ahlaka ve adaba aykırı olması, konusunun imkansız olması, kesin hükme ve kanunun emredici madde hukuk kurallarına aykırı olması) alınan kararların mutlak butlanla malul olacağı, kişisel hakları ilgilendiren ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı kararların ise iptal edilebilir kararlar olduğu kabul edilmektedir.
Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.
Bu kapsamda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak toplantı yeter sayısı oluşmadan alınan kararların yok hükmünde olduğu bu kararlar bakımından taraflarca açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi kararların yok hükmünde olduğunun hakim tarafından re’sen nazara alınacağı bu kararlar bakımından dava açan kooperatif üyesinin genel kurula katılmış olması, karşı oy kullanması ve karara karşı muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılmasına ilişkin koşulların aranmayacağı, yok hükmünde olan kararların baştan itibaren hukuk aleminde varlık kazanmayacağı kabul edilmektedir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 13/12/2018 tarihli, 2016/6131 Esas ve 2018/5820 Karar sayılı, yine 03/10/2017 tarihli, 2015/7915 Esas ve 2015/2501 Karar sayılı ilamlarında aynı husus vurgulanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede dosya kapsamına göre; davacıların, kooperatif üyesi oldukları, kooperatifin kayıtlı 43 üyesinin olduğu, 26 üyeye PTT aracılığı ile, 13 üyeye ise eldem imza karşılığı genel kurul davetinin tebliğ edildiği, dava konusu genel kurul toplantısına çağrılmayan 4 üyenin bulunduğu, toplantı yeter sayısının bulunduğu, davacılardan …’ın genel kurul toplantısına alınmadığı, davacılardan***’in genel kurul toplantısı yapılacağından haberdar olduğu ancak toplantıya katılmadığı, diğer davacıları ise toplantıya katıldığı, genel kurula çağrılmayan 4 üyenin olduğu görülmektedir. Genel kurul toplantı yeter sayısının ortakların 1/4 oranında toplantıya katılmasıyla ve karar yeter sayısının ise toplantıya katılan ortakların yarısından bir fazlasının oyu ile sağlanabilir olduğu dikkate alındığında, buna göre dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı kooperatifin 43 ortağı olduğu tespit edildiğinden toplantı yeter sayısının 11 olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 28 ortağın katıldığı, genel kurul hazirun cetvelinde davacı …’ın ismi yerine babasının isminin yazıldığı, davacı …’ın toplantı alanından uzaklaştırıldığı, oy kullanmasının engellendiği, davacılardan***’in genel kurul toplantısı yapılacağından haberdar olduğunun tanık beyanları ile sabit olduğu, diğer davacılara toplantı daveti usulüne uygun olarak tebliği edildiği, diğer davacıların kararlara muhalif oy kullanıp bunu zapta geçirttiklerine veya geçirtmek isteyipte engellendiklerine ilişkin delil bulunmadığı, söz konusu genel kurulun gündemin 2.ve 6. maddesinin oybirliği ile kabul edildiği, gündemin 10. maddesinin 3 red oyuna karşılık oyçokluğu ile kabul edildiği, gündemin 11. ve 12. maddesinin oybirliği ile kabul edildiği, gündemin 5. maddesinin usulüne 16 red oyuna karşılık oy çokluğu ile yönetim ve denetim kurullarının ibra edilmediği, gündemin 7. maddesinin usulüne uygun olarak oylandığı 14 red oyuna karşılık oyçokluğu ile kabul edilmediği, gündemin 9. maddesi 11 red oyuna karşılık oyçokluğu ile kabul edildiği, buna göre genel kurulun 5, 7 ve 9. maddelerinde yapılan oylamalarda, kendilerine genel kurul daveti yapılmayan 4 üyenin toplantı karar nisabını etkileyecek nitelikte olduğu, davacı …’ın toplantı alanından uzaklaştırıldığı ve genel kurula katılıp oy kullanmasının engellendiği dikkate alındığında genel kurul toplantısında gündemin 5, 7 ve 9. maddelerine alınan kararların iptalini istemekte haklı olduğu, genel kurul toplantısına alınmamasının diğer gündem maddelerinin karar yeter sayısına etkisi olmadığı kanaatine varılmakla, davacı …’ın davasının kısmen kabulü ile … tarihli davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantısında gündemin 5, 7 ve 9. maddelerine alınan kararların iptaline, diğer gündem maddeleri yönünden davası sübut bulmadığından dolayı davacı …’ın fazlaya ilişin istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiriyi getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gereklidir. Ret oyu kullanılmasına rağmen, üyenin muhalefet şerhini oylama sonrasında yazdırmaması halinde, HMK’nun 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve anasözleşmenin 36. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, … tarihli davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantısında muhalefet şerhi olmadığı, ve muhalefet şerhi koymalarının engellendiği hususunda kanaat verici delil bulunmadığı dikkate alınarak davacılar …, …, …, … ve …’in davasının ise reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacı …’ın davasının KISMEN KABULÜ ile … tarihli davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantısında gündemin 5, 7 ve 9. maddelerine alınan kararların iptaline,
2-Davacı …’ın fazlaya ilişin istemlerinin REDDİNE,
3-Davacılar …, …, …, … ve …’in davasının REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davacı …’ın açığı dava yönünden alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı … dışındaki davacılar yönünden alınması gereken (80,70 x 5 = 403,50-TL) 80,70’şer TL peşin harcın davacılar …, …, … ve …’in her birinden ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacılardan … tarafından dava açılırken yatırılmış olan 59,30-TL peşin harcın alınması gereken 80,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın bu davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı …’ın davası yönünden yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 86,20-TL tebligat gideri ve 18,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.604,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı …, …, … ve … tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
11-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince taraflarca yatırılan delil avansından artan olması halinde hüküm kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
12-Davacı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
13-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılar …, …, …, … ve …’den alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/09/2022

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır