Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/555 E. 2021/1009 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/555 Esas
KARAR NO : 2021/1009

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin elektrik panosu imal eden bir şirket olduğunu, davalının ise …. … Ltd. Şti.’nin sahibi olduğunu, davalıya ait şirketin bütün işlerini eşinin yürüttüğünü, aralarındaki ticari alış veriş devam ederken davalının sahibi olduğu şirketin müvekkili şirkete daire karşılığı iş yaptıklarını iddia ettikleri bir yerdeki dairenin müvekkili şirkete satışı ile alakalı olarak bir teklif geldiğini ve bu teklifin müvekkili şirket açısından uygun bulunduğumu, bu ilişkin 03/08/2018 tarihli sözleşme imzalandığını, davalının mali yönden sıkışık olduğunu söylediğini ve müvekkilinden 18/08/2018 tarihinde elden 70.000,00 TL para aldığını, dairenin teslim edilmediğini müvekkilinin oyalandığını, sorunun çözümü için arabuluculuk yoluna da başvurulduğunu ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 84.399,00 TL ‘nin 70.000,00 TL’sinin ödeme tarihinden kalan kısmın fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın haksız olduğunu usulden reddi gerektiğini, davacının dosyaya sunduğu satım sözleşmesine müvekkilinin taraf olmadığını, davanın pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davaya dayanak sözleşmenin şekil şartına uygun olmayıp geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeler taraflar açısından hak ve borç doğurmayacağını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, alacak davasıdır.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Taraflar arasındaki var olduğu iddia edilen ilişkinin satım sözleşmesinden kaynaklanması ve satım sözleşmesinin TTK’ nın 4/1 maddesinde düzenlenmemesi, Borçlar Kanunu’nda düzenlenmesi nedeni ile davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; davaya uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından mahkememize sunulan 15/11/2021 tarihli müzekkere cevabından …’nun Tasf. Halinde …Şti.’nin 26/03/2018 – 22/07/2019 tarihleri arasında şirket müdürü olarak faaliyet gösterdiği ve başkaca faaliyetinin bulunmadığını mahkememize bildirilmiştir.
Davanın taraflarının incelenmesinde, davacının tacir olduğu, ne var ki; davalının tacir olmadığı görülmektedir.(Bu yöndeki Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/7 E. 2019/4 K.sayılı kararı) Somut olayda davanın her iki tarafının tacir olmadığı, yalnızca davacının tacir sıfatını taşıdığı, dolayısı ile eldeki davanın nısbi ticari dava da olmadığı görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın re’sen mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’ nde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.15/11/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*