Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/554 E. 2022/404 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :2-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :3- …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıld7ığını, borçluların takibe itiraz ettiğini, davalıların boca , faiz ve ferilerine itirazının mesnetsiz olduğunu, alacak miktarı, borcun v alığı ve doğum sebepleri borçlulara gönderilen hesap kat ihtarnamesinde ayrıntılı olarak açıklandığını, istenilen temerrüt faiz oranlarında da yasaya aykırı bir yön bulunmadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, borçluların Kayseri … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sağlık Hiz. Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili mahkememize sunmuş olduğu …tarihli beyan dilekçesinde özetle; davacı bankanın şirketten olan alacağını satış yoluyla almış olmasına rağmen işbu davayı açtığını, dava sonuçlanmadan alacağının tamamına kavuştuğunu ve hukuki ihtilafın sona erdiğini, davanın konusuz kaldığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu süresinde olmayan cevap dilekçesinde özetle; Genel Kredi sözleşmesinin teminatı olarak … adına kayıtlı olan 2 adet taşınmazın teminat olarak verildiğini, bu gayrimenkuller nakde çevrilmeden önce kefile başvuru şartları oluşmadığını, adi kefili takip edebilmek için TBK’nun 585.maddesi uyarınca alacaklının önce borçluya başvurması gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Öğretim Yurt ve Otelcilik Ltd. Şti.vekili beyan dilekçesinde özele; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, tebligatların müvekkiline yapıldığını bunun usulsüz olduğunu, savunma hakkı ve hukuki dinlenme hakkının zedelendiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi …’nun mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı bankanın dava dışı asıl borçlu … EĞİTİM SAĞ.TURZ.YAY.İNŞ.ULA.İÇ VE DIŞ TİC.A.Ş. Firmasından Taleple Bağlılık kuralı gereğince icra takip tarihi itibariyle …Nolu Taksitli ticari krediden kaynaklanan alacağına : Banka ile asıl borçlu arasında imzalanan Genel kredi sözleşmesine davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları görüldüğünden, … ÖĞRETİM YURT VE OTELCİLİK LTD ŞTİ., ve … SAĞLIK HİZMETLERİ TUR. TİC. LTD. ŞTİ.’nin 13.10.2020 temerrüt tarihine göre, Davacı bankanın dava dışı asıl borçlu icra takip tarihi itibariyle 115.589,34 TL asıl alacak+ 14.312,40 TL kat öncesi işlemiş faiz + 1.271,48 TL faiz + 63,57 TL BSMV ile Toplam 131.236,80 TL nakit alacağına … ÖĞRETİM YURT VE OTELCİLİK LTD ŞTİ., ve … SAĞLIK HİZMETLERİ TUR. TİC. LTD. ŞTİ.’nin kendi temerrüt tarihlerine göre müteselsil kefaletlerinin bulunduğunu, …’in temerrüt tarihinin icra takibi ile başlayacağına göre Davacı bankanın dava dışı asıl borçlu icra takip tarihi itibariyle 115.589,34 TL asıl alacak+7.257,90 TL kat öncesi işlemiş faiz + 635,74 TL faiz + 31,79 TL BSMV ile Toplam 123.514,77 TL nakit alacağına …’in kendi temerrüt tarihine göre müteselsil kefaletinin bulunduğunu mahkememize bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Davacı taraf dava dilekçesiyle, dava dışı …. A.Ş. ile genel kredi sözleşmesi imzaladıklarını, davalıların müteselsil kefil olduğunu, kredi kullanıldığını ve borcun ödenmediğinden bahisle itirazın iptali dilemiştir.
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı … … Ltd. Şti. Vekili olduğunu söyleyen ve vekaletnamesi olmayan avukat tarafından beyan dilekçesi sunulmuştır. İcra takibine maruz kalan bir borçlunun borca itiraz için bir avukat tutmuş ise itiraz ile duran icra takibine devam için alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun tayin ettiği avukatın itirazın iptali davası içinde yetkili olup olmadığı belli olamayacağı için itirazın iptali dava dilekçesinin vekile değil asil tebliği gerekeceğinden (Bkn. Yargıtay 19. HD. 2012/17546 esas 2013/4895 karar sayılı ilamı) ve … tarihli dava dilekçesi… … Ltd. Şti.’ye tebliğ edildiğinden ilgili firmanın vekili olduğun söyleyen ve dosyada vekaletnamesi olmayan usuli işlemlerin tekrar başlatılması talebinin dayanaksız olması sebebiyle reddine, ilgilinin vekaletnamesi olmadığından yetki itirazı konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına karar veriilmiştir.
Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, takip alacaklısının davacı ve takip borçlularının davalılar olduğu, banka alacağı ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara tarihinde tebliğ edildiği, davalıların borca itiraz ettiği, takibin durduğu, işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Dosya kapsamında temin edilen belgelerde davacı ile dava dışı …. A.Ş. ile 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzaladıkları, sözleşme tarihinin … olduğu, davalıların ise sözleşmeye müteselsil kefil olduğu ve kafalet limitinin 750.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
TBK’nun 586/1 maddesinde; ”Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” Hükmü yer almaktadır. Somut olayda davacı bankaca kat ihtarına rağmen ödeme yapılmadığı anlaşıldığından davacı taraf kefile yönelmesinde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır.
İİK’nun 68/b maddesi “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Davacı alacaklı banka tarafından davalıya ve diğer borçluya çıkarılan noter ihbarnamesinin gönderildiği tarihte yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil 6098 sayılı TBK’nun 589/1.md. gereği kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.
Davalılar sözleşmenin 3.5.2.8 maddesinde sözleşmeye bildirilen adreslere çıkarılan tebligatların peşinen kabul edeceklerini kabul etmişlerdir.
Somut olayda, davalıya ve dava dışı asıl borçluya çıkarılan … tarihli noter kat ihtarında borçlulara 7 günlük süre verilmiştir, davalı … ‘a ve … … Ltd. Şti.’e çıkarılan tebligat sözleşme adresi olmadığı ve iade edildiğinden takip tarihinde temerrüde düşeceği, … … LTD. ŞTİ’e ise … tarihinde ve asıl borçlu hakkında ise Kayseri … Daires’nin … Esas sayılı dosyasında aynı alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı ve asıl borçluya çıkarılan kat ihtarının … tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Anılan gerekçeler uyarınca davalı davalı … ve … … Ltd. Şti.’nin … temerrüde ve davalı … … LTD. ŞTİ ise … tarihinde düşürülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın dayanağı 2018 tarihli genel kredi sözleşmesidir.
Kullanılan kredi nedeniyle davalının borcunu hesap edilmesi amacıyla bankacı bilirkişiden rapor alınmış, alınan rapordaki hesaplama sözleşmeye ve kanuna uygun olduğu, sözleşmenin 2.7. maddesine göre %36,00 oranındaki temerrüd faizinin kanuna ve mevzuata uygun olması karşısında bilirkişi raporundan belirlenen rapor davalı … … Ltd. Şti. yönü harç uygun kabul edilmiş, … … Ltd. Şti. Yönünden ise …’e ilişkin hesabın ilgili için de geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davanın konusuz kaldığı bildirilmiştir. Mahkememiz konusuz kalan dava hakkında karar verilmesi yer olmadığına karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Somut olayda davalılar itirazlarında bilirkişi raporunda belirlenen rakamlar uyarınca haksız olduğundan rapor uyarınca yargılama gideri davalılar üzerinde bırakılmış, davacı taraf davanın konusuz kaldığına ilişkin beyanında yargılama gideri ve kalet ücreti talep etmiş ancak icra inkar tazminatı talebi hakkında beyanda bulunmamıştır, mahkememiz duruşmada icra inkar tazminatı talepleri olup olmadığı sorulmuş, talepleri olduğunu beyan ettikleri görülmüştür.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce esas gören alacak verilen miktar banka kayıtlarında ve yapılan sözleşmeler uyarınca bilebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü gerekir. Anılan gerekçelerle icra inkar tazminatı uygundur.
Mahkememizce yukarıda tüm yönleriyle açıklanan gerekçelerle YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Haksız itiraz sebebiyle 131.236,80 TL (… … Ltd. Şti. ve davalı … yönünden 123.514,77 TL olmak kaydı ile ) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harcın davacının yatırmış olduğu 1.595,66 TL harçtan mahsubu ile artan 1.514,96 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 140,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan kep reddiyat gideri 1,80 TL, 8 elektronik tebligat gideri 47,00 TL, 1 müzekkere gideri 12,00 TL, 10 tebligat gideri 230,00 TL ve bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 890,80 TL yargılama giderinin takdiren 850,00 TL davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 16.417,49 TL nispi vekalet ücretinin (… … Ltd. Şti. ve davalı … yönünden 15,683,90 TL ile sınırlı olmak kaydı ile ) davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10- davalı … ve … … LTD ŞTİ kendini vekille temsil ettiğinden dolayı 5.100,00 TL (davalı … için 880,92 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*