Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2022/155 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2021
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkili şirketin, cari hesap raporundan da anlaşılacağı üzere davalıya farklı tarihlerde yapılan ticaret nedeni ile faturalar düzenlendiğini, gerçekleşen ticari ilişki nedeni ile müvekkili şirket üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmiş olmasına rağmen davalı tarafın edimlerini yerine getirmemesi sebebi ile davalı tarafa Kayseri … Dairesinin … E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalıya gönderilen ödeme emri sonucunda davalının … tarihinde borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şart Arabuluculuk nedeni ile Arabuluculuk Bürosuna başvuruda bulunulduğunu, tarafların bir araya geldiklerini ve … Arabuluculuk dosya numaralı Arabuluculuk Son Tutanağından da anlaşılacağı üzere taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadığını belirterek davanın kabulü ile Kayseri … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptaline ve takibin devam etmesine, Davalı borçlu aleyhine alacağın en az %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesi ile davacı firmadan kaynaklı gecikme sebebiyle kendileri hakkında ceza uygulandığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, Mali Müşavir bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacının 2020 yılı ticari defterinin e-defter olduğu, geçerli beratlarının mevcut olduğu, 2019 yılı envanter defterinin açılış tasdikinin süresinde olduğu, defterlerin bu hali ile HMK 222/2 uygun olduğu tespit edilmiştir. 2020 yılı ekim ve kasım ayına ait e-defterler USB bellek ile dosyaya eklenmiştir. Takibe konu edilen açık hesap ekstresinde davacının davalıya 11 adet fatura düzenlendiği, düzenlenen faturaları tarafların Gelir İdaresine bildirdikleri Form BA/BS’ de beyan ettikleri tespit edilmiştir. Bu haliyle takibe konu açık hesap dayanağı faturaların, tarafların kabulünde olduğu tespit edilmiştir. Davacı kayıtlarına göre; davacı 66.150,00-Euro kaşılığı 636.876,38-TL davalıya mal ve hizmet teslimi yaptığı, bu teslime karşılık 59.000,00-Euro karşılığı 572.469,90-TL tahsilat yaptığı, netice itibarı ile davacının 31.12.2020 itibarı ile davalıdan 7.150,00-Euro (66.150,00-59.000,00) karşılığı 64.406,48-TL (636.876,38-572.469,90) alacaklı kaldığı tespit edilmiştir. Davalı tarafından dosya sunulan “Credit Note” göre 6.600,00-Euro teslimata ilişkin bir ceza uygulandığı anlaşılmaktadır. Ancak cezanın davacı ile ilgisine ilişkin herhangi bir belge olmadığı tespit edilmiştir. Takip öncesi işlemiş faizin başlangıç tarihi tespit edilememiştir. Bu nedenle takip dosyasında talep edilen faiz hesabının kontrolü yapılamamıştır. Ayrıca dosya kapsamında davalının yazılı temerrüdüne ilişkin yazılı bir belgeye rastlanmamıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalının dava konusu faturaları konu alacağı BA formu ile Vergi Dairesine bildirdiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, açık hesap ilişkisinden dolayı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davacı firmadan kaynaklı gecikme sebebiyle kendileri hakkında ceza uygulandığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede alacaklısının mahkememize ait işbu dava dosyası davacısı …, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı … Lojistik Hizmetleri AŞ olduğu, alacaklı tarafından bir takım faturalar dayanak yapılarak toplam 71.417,09-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafa … tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlunun … tarihli dilekçesi ile borca, faize, faiz oranına ve her türlü fer’ilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Dava, açık hesaptan dolayı ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 7.150,00 Euro alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafa iddiasına konu ceza kaybı ile ilgili kayıt ve belgeleri sunması için kesin süre verilmiş, ancak davalı beyanda bulunmadığından ve mevcut belgelerin dosya ile bağlantısı görülmediğinden itiraz uygun görülmemiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan , davalı şirketin BA formu ile vergi dairesine beyan etmesi karşısında davacı şirketin faturalara konu mal ve / veya hizmetin davalıya teslim edildiğini dolayısıyla faturalardan kaynaklanan alacağının varlığını ispat ettiği, bu suretle fatura bedellerinin ödendiğinin eldeki davada davalı şirket tarafından ispat edilmesi ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi ispat edemediğinden davanın asıl alacak yönünden takip tarihi olan 15.04.2021 tarihindeki TCMB efektif satış kuru (9,6788 TL) üzerinden hesap edilen alacak 69.203,42 TL olması karşısında taleple bağlı kalınarak asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları ve BA formları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Faize ait değerlendirmede;
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan 818 sayılı BKn un 101.maddesinde; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı TBKnun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması ile gerçekleşir.
Anılan yasal düzenleme çerçevesinde takip öncesi temerrüd bulunmadığından davalı takip ile temerrüde düşeceğinden işlemiş faiz talebi uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına vaki davalının itirazının iptali ile, takip tarihi itibariyle 69.034,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %9 yasal faiz uygulanmasına, davacı tarafın 2.383,09 TL’lik işlemiş faize ilişkin talebinin reddine,
2-Haksız itiraz nedeniyle 69.034,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 4.715,71-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 862,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.853,17-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 862,54-TL peşin harç ve 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 921,84-TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 700,00-TL, 1 tebligat gideri 19,00-TL ve 6 elektronik tebligat gideri 33,00-TL ve 14,00-TL müzekkere masrafı olmak üzere toplam 766,00-TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 650,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 9.774,42-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11-AAÜT’ye göre hesap edilen 2.383,09-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı