Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/537 E. 2022/114 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2021
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2022
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu ancak son dönemlerde davalının davacıya ödeme yapmadığını ve bunun üzerine ticari ilişkinin sona erdiğini, davalı aleyhinde Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafından haksız bir şekilde borca itiraz edildiğini, itiraz edilen icra takibinin, borçluya kesilen faturalar ve cari hesaba dayandığını, faturaların davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında sabit olduğunu, alacağın varlığı ve ulaştığı meblağın ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesi sabit olacağını belirterek davanın kabulü ile davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Dava dilekçesi davalının elektronik tebligat adresine tebliğ edildiği ancak davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, takip alacaklısının … … Yapı ve Reklam Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. ve takip borçlusunun … Alüminyum İnşaat İthalat İhracat San. ve Tic. A.Ş. olduğu, cari hesap alacağı ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya … tarihinde tebliğ edildiği, davalının … tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, takibin durduğu, işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
… Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davacının 2019 yılı 7., 8. ve 9. aylar ile 2020 yılı 1., 3., 5., 6. ve 9. aylara ilişkin Form BA ve BS beyannameleri celp edilmiştir.
… Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalının 2019 yılı 7., 8. ve 9. aylar ile 2020 yılı 1., 3., 5., 6. ve 9. aylara ilişkin Form BA ve BS beyannameleri celp edilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra davacı defterlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi … … tarihli raporunda özetle;
1.Davacı tarafça incelemeye sunulan ticari defterlerin tasdik yönünden usulüne uygun olduğu ve davacı lehine delil kabiliyeti bulunduğunu,
2.Davacı tarafın davalıya takip konusu yaptığı alacağın oluşumuna sebep olan 206.330,36 TL bedelli fatura düzenlediğini, bu faturalardan … tarihli 1.259,25 TL bedelli olan beyan sınırının altında olduğunu, diğerlerinin tamamı davalı tarafça kabul edilerek vergi idaresine beyan sınırın altında olduğunu, diğerlerinin tamamının davalı tarafça kabul edilerek vergi idaresine beyan edildiğini,
3.Davacının ticari defterlerinde davalıdan 125.325,00 TL tahsilat yapıldığı kayıtlıdır. Bu tutarın içinde yer alan 23.500,00 TL bedelli çek karşılıksız çıktığını ve davalıya iade edildiğini, bu çekin davalıya iadesine ilişkin belgenin rapor ekinde sunulduğunu,
4.Davacının ticari defterlerinde davalı tarafça düzenlenen toplam tutarı 69.801,84 TL olan 2 adet iade faturasının kayıtlı olduğunu,
5.Belirtilen fatura ve ödemeler bir bütün olarak dikkate alındığında davacının davalıdan olan alacağı şöyle oluşmaktadır:
Davacının faturaları
+206.330,36
Davalının ödemeleri ve çekleri
– 125.325,00
Davalının İade Faturaları
– 69.801,84
Davalının Karşılıksız Çeki
+23.500,00
Bakiye Tutar
34.703,52
Tabloda gösterilen tutarın içinde … tarihli 1.259,25 TL bedelli Ba beyan sınırının altında kalan vade farkı faturasının da bulunduğunu, söz konusu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının bilinmediğini, bu fatura hariç tutulursa davacı alacağının (34.703,52 TL – 1.259,25 TL >) 33.444,27 TL olduğunu, ancak Mahkemece davalıya meşruhatlı davetiye ile ticari defterlerini sunmasının bildirildiği, sunmadığı takdirde sonuçlarının hatırlatıldığı, buna göre vade farkı faturası tutarında da davacının alacağı olduğu kabul edilirse, davacı alacağı takipte belirtilen 34.703,52 TL olacağı yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Raporun taraflara tebliğ edildiği, rapora karşı davacı vekilinin beyan ve itiraz dilekçesi sunduğu, davalı vekilinin itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, açık hesap ilişkinden kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Davaya konu Kayseri … Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 35.062,91 TL üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu tarafından itiraz ettiği itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verilmesini görüldü.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 34.703,52 TL alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi davalı ispat edemediğinden davacının 1.259,25 TL’lik vade farkı faturası dışındaki kısımdan dolayı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Vade farkı faturasında dair değerlendirmede;
Vade farkı istenebilmesi için, taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün bulunması şarttır (Y.İ.B.K.’nun 27.6.2003 gün ve E:2001/1, K:2003/1 Sayılı ilamı). Teamülün mevcut olduğunun kabulü için ise en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.(HGK’nın 2004/19-470 E. 2004/462 K. sayılı kararı)
Somut olayda taraf ticari defterler ve sunulan deliller uyarınca taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün olmadığı görülmüştür.
Fatura üzerindeki vade farkına ilişkin ibareler sözleşme hükmü olarak değerlendirilemez. Davacının, satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya bağlı alacağını geç tahsil etmesi her halükarda vade farkı ödenmesini gerektirmez. Faturada vade farkı talep edileceğine dair kayıtlara dayanılarak talepte bulunulması da mümkün değildir. (Yargıtay İBHGK’nun 27.06.2003 tarihli, 2001/1 E- 2003/1 K sayılı kararı)
Açıklanan gerekçelerle vade farkı faturası kabul edilmemiştir.
İcra inkar tazminatına dair değerlendirmede;
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Faize ait değerlendirmede;
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan 818 sayılı BK’nun 101.maddesinde; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı TBKnun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması ile gerçekleşir.
Anılan yasal düzenleme çerçevesinde takip öncesi temerrüd bulunmadığından davalı takip ile temerrüde düşeceğinden işlemiş faiz talebi uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takip tarihi itibari ile 33.444,27 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, işlemiş faize ve fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa tahsil edilene kadar yasal faiz uygulanmasına, (%9’u geçmemek kaydı ile),
2-Haksız itiraz sebebiyle 33.444,27 TL ‘nin %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.284,57 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 598,84 TL’nin mahsubu ile eksik 1.685,73 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve red oranına göre 1.259,06 TL’sinin davalıdan ve 60,94 TL’sinin davacıdan ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 59,30 TL, peşin harç 598,84 TL, tebligat ve müzekkere gideri 40,50 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 763,80 TL yargılama harç ve giderinin kabul ve red oranına göre 728,54 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL nısbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 1.618,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.