Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/535 E. 2022/91 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/08/2021
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki dolayısıyla davalının müvekkili şirkete borçlandığını ancak borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip başlatıldıktan sonra bir kısım ödemeler yaptığını, herhangi bir borcu olmadığını beyan eden borçlunun yaptığı bu ödemelerin zımnen borcun kabulü anlamına geldiğini, ayrıca bu ödemeler icra dairesine bildirildiğinde borçlu tarafından yatırılması gereken tahsil harcının müvekkili tarafından yatırıldığını, davalının takip dosyasını semeremiz ve sürüncemede bırakmak amacıyla borca itiraz ettiğini, bu haksız ve kötü niyetli itiraz üzerine takip durduğunu ileri sürerek; davalının Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını, müvekkilinin ödemesini çok erken yaptığını, ancak yapılan ödemelerin alacaklı tarafından icra müdürlüğüne bildirilmediğini, müvekkilinin davaya konu icra takip dosyasını kendine gelen ödeme emrinin tebliği ile öğrendiğini, müvekkilinin öğrendiği tarih öncesinde yani tebliğ almadan önce ödemelerini yaptığını ve alacaklı tarafa böyle bir borcu kalmadığını savunarak davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ‘ın mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” Davacı tarafça davalı aleyhine … tarihinde ilamsız icra takibi başlatılmış ve davalıdan 82.893,45 TL asıl alacak talebinde bulunulmuştur. Takip öncesi dönem için davacının faiz talebi yoktur. Ancak takip sonrası dönem için %16,75 oranında avans faizi talep edilmiştir. İlgili dönemdeki geçerli avans faiz oranı ile uyumludur. Davalı tarafça anapara borcunun 7.500 TL’lik kısmı hariç diğerleri ödeme emrinin tebliğinden önce haricen ödenmiştir. Ödeme emrinin tebliğinden sonra ise 7.500 TL ödeme yapılmıştır. Davalı taraf takip tarihinde temerrüde düştüğünden takip tarihinden sonraki ödemeler TBK Md. 100’e göre öncelikle faiz ve masraflara sayılmalıdır. Harçlar Kanunu mevzuatına göre ödeme emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden harç alınması söz konusu değildir. Hal böyle olunca ödeme emrinin tebliğinden sonraki 7.500 TL için haricen tahsil harcı hesaplanmalıdır. Davalının yaptığı ödeme dosya borcunu sona erdirmediği için vekalet ücreti de (3/4 değil) tam olarak hesaplanacaktır. Raporumuz içinde belirttiğimiz ilkeler kapsamında yaptığımız hesaplamaya göre davalının dava tarihinde 12.500,45 TL ödenmemiş anapara ve 200,78 TL işlemiş faiz borcu hesaplanmaktadır. ” şeklinde mahkememize bildirimde bulunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, açık hesap ilişkinden kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise ödeme yaptığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu Kayseri … Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dosya davacısı Kayseri … A.Ş., borçlusunun yine mahkememize ait … Mobilya Sanayi Ticaret Ltd. Şti. olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 82.893,45 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu vekilinin icra dosyası takibe, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasını talep ettiği, takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda, taraf ticari defterleri uyarınca davalının davacıya 82.893,45 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça kısmen takipten önce ve kısmen takipten sonra ödeme yaptığı anlaşılmakla dava tarihi itibariyle bilirkişi raporuna göre 12.500,45 TL asıl alacak ve 200,78 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu, bilirkişice yapılan hesap TBK 100 maddesi kapsamında uygun olduğundan taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Davalı kötü niyetli görülmediğinden tazminat talebi uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafından Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile, dava tarihi itibariyle 12.500,45 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, takibin bu miktar anapara üzerinden takipteki diğer koşullarla devamına,
2-Haksız itiraz nedeniyle 12.500,45 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
4-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 925,94 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 231,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 694,45 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.217,30 TL’sinin davalıdan bakiye 102,70 TL’sinin ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 231,49 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 290,79 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 700,00 TL, 1 tebligat gideri 19,00 TL ve 6 elektronik tebligat gideri 33,00 TL olmak üzere toplam 752,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 693,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
10-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
11-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
12-AAÜT’ye göre hesap edilen 1.054,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*