Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/527 E. 2022/414 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – *** Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
Av.
DAVALI :***
VEKİLİ : Av. ***
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***
Mahkememize açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’nın (TC:…) özel güvenlik görevlisi olarak … tarihleri arasında Kayseri Şube Müdürlüğü’nde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel güvenlik şirketlerinde çalışmış ve en son çalıştığı … Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi tarafından … tarihinde iş akdinin feshedildiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi gereğince sorumlu olunan Kıdem Tazminatı; Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince Özel güvenlik görevlisi …’ya davacı tarafça 3 yıl 11 Ay 13 günlük hizmeti karşılığı 14.081,40-TL ile 107,70-TL damga vergisi olmak üzere toplam 14.189,10-TL kıdem tazminatı, ayrıca 3.921,50-TL ile 29,99-TL damga vergisi olmak üzere toplam 3.951,49-TL kıdem tazminatı toplu iş sözleşmesi farkı ödendiğini, *** tarihi arasında doğrudan temin ile hizmet alımı yapıldığından bu sürenin kıdem tazminatı hesaplamasına dâhil edilmediğini, davalı şirketlere yapılan yazılı bildirime rağmen kıdem tazminatı ve TİS farkından sorumlu oldukları parayı ödemediklerini, davacı kurum ile şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre; davacı kurumun bina ve eklentilerinin güvenlik hizmetleri için çalıştırılacak personelin tüm sorumluluğunun firmaya ait olacağını ve sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından İş Kanunu ve mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten şirketlerin sorumlu olacağını, tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağı hususunun sözleşmenin eki sayılan teknik, idari ve genel şartnamelerde de belirtildiğini, ayrıca firmalara sözleşme gereğince ödenen, sözleşme bedeli içerisinde tüm işçilik alacaklarının da yer aldığının yine sözleşmelerde belirtildiğini, bu nedenle davacı kurum tarafından özel güvenlik görevlisi …’ya ödenen bedelin davalı firmalardan rücuen tahsilini talep etmek gerektiğini, dava dışı özel güvenlik görevlisi …’nın işten ayrıldığı tarihe kadar, davacı kurum bünyesinde ihale ile özel güvenlik hizmetlerinde bulunan, farklı şirketlerde görev aldığını, sözleşmeler incelendiğinde, sözleşme konusu işlerin yapılması ve çalıştırılan işçiler bakımından iş kanunu veya benzer mevzuatın işverenlere yüklediği yükümlülüklerin yerine getirmekten firmaların sorumlu olduğunu, ayrıca adı geçen firmalar ile davacı idare arasında imzalanan sözleşmelere göre faiz oranları belirlendiğini, faiz oranının belirlenmediği sözleşmelerde ticari faiz uygulanacağını, bu nedenle adı geçen firmalar tarafımızca işçiye ödenen bedelden sorumlu olduğunu, sözleşme ile öngörülen faiz oranı üzerinden davacı tarafa ödeme yapılması gerektiğini, bu nedenlerle …’ya ödenen kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı TİS farkının davalı firmalarla imzalanan sözleşmeler gereği ödeme tarihinden itibaren uygulanacak sözleşme faiziyle-faiz belirtilmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte davalı şirketlerden sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen rücuen tahsilini, davacı tarafça …’ya kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı TİS farkı olarak ödenen 18.140,59- TL’ nin; a- 956,11-TL’sinin … Güvenlik Şirketinden, b- 11.001,64-TL’sinin … Güvenlik Şirketlerinden, c- 3.824,44-TL’sinin … Şirketlerinden, d- 2.358,40-TL’sinin … Güvenlik Şirketinden, (14.189,10-TL’nin 21.03.2019 tarihinden, 3.951,49-TL’nin 02.08.2019 tarihinden itibaren) uygulanacak sözleşme faizleri, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen davalılardan rücuen tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile yapılan ve dava şartı olan dosyada mübrez arabuluculuk tutanaklarından da görüleceği üzere davalı şirketin arabuluculuk görüşmelerinde vekil ile temsil edildiğini, dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerinin vekil ile temsil edildiğinden, Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. ” hükmü gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunluluğu olması nedeniyle, arabuluculuk görüşmelerinin devamı niteliğinde olan iş bu davaya ilişkin her türlü belgenin anılan bu düzenleme gereği vekile tebliğ edilmesi gerektiğini, ancak bu halde yasal sürelerin işlemeye başlayacağını, açıklanan nedenlerle dava dosyası üzerinden davalı şirkete yapılan her türlü tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerektiğini, davacı tarafın huzurdaki davayı ihbar tazminatına ilişkin yaptığı ödemenin davalı şirkete rücu edilmesi talebiyle ikame ettiğini, aslen davalı şirketin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, bu sebeple ödenen ihbar tazminatından rücu edilen miktarların kendisine ödenmesini talep ettiğini, ileri sürülen iddianın davalı konumdaki şirketin alacaktan sorumlu olduğuna yönelik olduğunu ve işbu sebeple davanın davalı şirkete yönlendirildiğini, davalı şirketin yerleşim yeri mahkemesi Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan huzurdaki davaya bakmakla yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olması sebebiyle yapılacak inceleme sonucunda yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının faiz başlangıç tarihi olarak dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihinin dikkate alınması yönündeki talebinin hukuka aykırı olduğunu, dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi ve faizin bu tarih itibariyle dikkate alınması gerektiğini, dava dışı …’nın, davacı nezdinde çalışmış, emir ve talimatlarını davacıdan almış olduğunu, dava dışı işçinin alacaklarından davalı şirketin sorumlu olmaması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, dava dışı işçi …’nın tüm çalışmalarını davacıya ait işyerinde gerçekleştirdiğini, davalı şirketin güvenlik hizmeti alımına ilişkin ihaleyi kazanması akabinde …’nın bordrosunun davalı şirkete geçtiğini, …’nın davalı şirketin ihaleyi kazanmasının ardından davacının işyerinde ifa edilecek güvenlik hizmetine ilişkin olarak görevlendirilmediğini, …’nın, hâlihazırda davalı şirketin ihaleyi kazanmadan önce de davacının işyerinde ve davalı şirketten önceki yüklenicilerin bordrosunda güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacının asıl işvereninin her zaman davacı taraf olduğunu, huzurdaki rücuen tazminat davasında davalı şirketin rücu edilen alacaklardan sorumluluğu olmadığından, bu davanın davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşme ve eki şartnamelerde, işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu olduğu yönünde bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, her ne kadar davacı tarafından, davalı şirketin ödemelerden taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi gereğince sorumlu olduğu iddia edilmekte ise de, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmede dava dışı işçilere ödenen işçilik alacağı ödemelerinden davalı şirketin sorumlu olduğuna ilişkin hüküm bulunmadığını beyan etmiş, haksız ve yersiz açılan davanın reddine, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesine, toplu iş sözleşmesi kıdem tazminatı fark ödemesinden davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığından kıdem tazminatı fark ödemesi talebinin reddine, dava dışı işçinin iş akdi davacının emir ve talimatları sonucu feshedildiğinden kıdem tazminatı ödemesinden davalı şirketin bir sorumluluğu olmadığının kabulü ile kıdem tazminatı ödemesi talebinin reddine, talep edilen alacaklardan davalı şirketin sorumlu olduğu kanaatine varılacak olsa dahi davalı şirket ile davacının alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Davacı Toprak Mahsulleri Ofisi’ne müzekkere yazılarak dava dışı …’nın iş alımına ilişkin sözleşme ve şartname örnekleri celp edilmiştir.
SGK Kayseri İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …’nın SGK hizmet döküm cetveli celp edilmiştir.
Davalı şirkete müzekkere yazılarak dava dışı işçi …’nın iş yeri sicil dosyası celp edilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, nitelikli hesap uzmanı Fatih Büyükkeçeci 13/01/2022 tarihli raporunda özetle;
1-Davalı şirketin dava konusu edilen kıdem tazminatı ödemesine ilişkin rücu tazminatından ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte sorumlu olduğu kanaatine varılırsa;
Faiz Başlangıç Tarihi
Hesapanan
Talep edilen
21/03/2019
1.832,76 TL

02/08/2019
510,40 TL

Toplam
2.343,16 TL
2.358,40 TL

2-Davalı şirketin dava konusu edilen kıdem tazminatı ödemesine ilişkin rücu tazminatından dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte sorumlu olduğu kanaatine varılırsa;
Faiz Başlangıç Tarihi
Hesaplanan
Talep Edilen
29/07/2021
2.343,16 TL
2.353,40 TL
olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davacı vekilinin beyan dilekçesi sunduğu, davalı vekilinin itiraz dilekçesi sunduğu ve ekinde emsal kararlar sunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklı asıl işverenin alt işverenden rücuen alacak istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacının davalı şirket ile hizmet alım sözleşmesi yaptığı, bu sözleşmeler kapsamında çalışan dava dışı …’ya davacı tarafından kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı ve yapılan bu ödemenin sözleşme hükümleri İş Kanunu 2/6 maddesi 6098 sayılı TBK’nun 162-168 maddeleri uyarınca davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili süresi içerisinde verdiği dilekçe ile yetki hükmünün bulunmuş ise de sözleşmelerde Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki hükmünün bulunduğu, HMK’nun 17. Maddesine göre taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılabileceği, davalının yetkili mahkeme olarak Ankara yerine Bakırköy mahkemelerini gösterdiği ve yetki ilk itirazında yetkili mahkemenin doğru gösterilmesi gerektiğinden yetkili mahkemenin ise doğru gösterilmemesi sebebiyle iş bu itirazın reddi gerekmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne oranda sorumlu olduğuna ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ile davalılar arasında … tarihleri için hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı, sözleşme kapsamında dava dışı işçi …’nın bildirilen tarihler arasında çalıştığı, bu süre kapsamında kendisine kıdem tazminatı ödendiği sabittir. Bu durumda yapılması gereken taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri belgelere göre kıdem tazminatından sorumluluğa ilişkin açık hüküm bulunması halinde bu hükme göre değerlendirme yapılması, aksi takdirde Yargıtay 23 HD’nin 2016/5902 Esas 2019/5126 Karar sayılı ve benzeri ilamlarında açıklandığı üzere hizmeti yapan davalının kendi işçisi ile hizmeti vermesinin sözleşmenin bir unsuru olması nedeniyle işçi ücretleri vs ödentilerden davalının sorumlu olduğu gerekçesi ile işçinin çalıştığı süre ile orantılı olarak davalının sorumluluğunun tespit edilmesidir.
Aynı nitelikteki hizmet alım sözleşmelerinin 8.2 maddesinde ihale dokumanını oluşturan belgeler arasındaki öncelik sırası tespit edilmiş olup, buna göre sırasıyla hizmet işleri genel şartnamesi, idari şartname, sözleşme tasarısı, varsa birim fiyat tarifleri, varsa özel teknik şartname ve teknik şartname hükümleri incelenmelidir. Dosyadaki teknik şartnamenin “8-Yüklenici Yükümlülükleri” başlıklı maddesinin “E-Yüklenicinin Sorumluluk Esasları” başlıklı bölümünün 6.maddesinin 3.paragrafında “Hizmet personelinin (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) maaşlar, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile iş hukuku mevzuatında belirlenen her türlü sorumlulukları, vergi, harcama işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır” hükmü mevcuttur. Söz konusu hükme göre davacı idarenin ödediği kıdem tazminatında sorumluluğun yükleniciye ait olmadığı uygulanması gereken teknik şartnamede açıkça gösterilmiş olması sebebiyle kıdem tazminatından davalıların sorumlu olmaması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda davalıların sorumluluğuna ilişkin hesaplamalar yapılmış ise de yukarıda açıklandığı üzere teknik şartnamenin gösterilen maddesi açık düzenleme olup, bu nedenler bilirkişi raporuna itibar edilmemiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının ara buluculuk başvurusu yaptığı, davalı … Güvenlik Hiz. Tic. Ltd. Şti vekilinin ara buluculuk görüşmelerine katıldığı görülmüş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 309,80 TL’nin mahsubu ile harç bakiyesinin 229,10 TL olduğunun tespitine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden (yargılama giderinin) davacının bakiye 229,10 TL harcı mahsup edilerek eksik 1.090,90 TL ara buluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.358,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, miktar itibari ile KESİN olmak üzere açıkça verilen karar usulen okunup anlatıldı. 31/05/2022
Katip *** Hakim ***
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.