Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/510 E. 2022/505 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : ***
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : ***

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin “… ***Çelik Kapı” unvanlı iş yerinin sahibi olduğunu, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Mahallesi, ***Melikgazi/Kayseri adresinde çelik kapı ve çelik kapı malzemeleri imal ve ticareti ile iştigal ettiğini, davalı borçlunun ise inşaat sektöründe faaliyet göstermekte olup *** tarihinde müvekkiline ait firmadan KDV dahil 112.005,60-TL tutarında çelik kapı satın aldığını, davalı tarafın müvekkiline olan borcuna binaen 100.000,00-TL’lık kısmi ödeme yaptığını fakat bakiye 12.005,60-TL’nı ise bu güne kadar ödemediğini, müvekkilinin bakiye alacağı olan 12.005,60-TL’nın tahsili amacıyla Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, takibin durması üzerine … dosya numarası ile zorunlu arabuluculuk yoluna başvurduklarını, yapılan görüşmelerin *** tarihinde anlaşamama ile sonuçlandığını, davalı tarafın herhangi bir borcu olmadığından bahisle borca, faize ve tüm ferilerine ve dayanak belgelere itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu ancak davalının borçlu olduğunu beyanla davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı gibi yapılan duruşmalara katılmamıştır. HMK’nun 128. maddesi uyarınca davalı tarafından, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, arabuluculuk son tutanağına, *** irsaliye tarihli *** seri nolu ve 112.005,60-TL bedelli faturaya, taraflara ait ticaret sicili kayıtlarına, ticari defterler, kayıt ve belgelere ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı taraf yasal süresi içinde delil bildirmemiştir.
Davacı vekili dayandıkları bir kısım delilleri dilekçesi ekinde dava dosyasına ibraz etmiştir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celbi için müzekkere yazılmıştır. Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı … tarafından davalı borçlu *** A.Ş. aleyhine açık hesap ilişkisine dayalı olarak 12.005,60-TL bedelli cari hesap alacağının tahsili amacıyla *** tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından*** havale tarihli borca itiraz dilekçesi verilmesi üzerine icra dairesince *** tarihinde davalı borçlunun İİK’nun 62. maddesi uyarınca yaptığı borca itirazın 7 günlük yasal sürede olduğundan bahisle takibin İİK’nun 66. maddesi uyarınca davalı borçlu yönünden tamamen durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak dava ve takibe konu edilen 26/11/2019 irsaliye tarihli *** seri nolu ve 112.005,60-TL bedelli faturanın taraf şirketlerce Ba-Bs belgelerinde kullanılıp kullanılmadığı sorularak, varsa ilgili kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize ***tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, davacının ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresi *** tarihli dilekçe ile bildirilmiştir.
HMK’nun 222 ve TTK’nun 83. maddesi gereğince uyuşmazlık konusu olan 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait tüm ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri, ibrazı mümkün değilse bunun nedenlerinin açıklanarak ticari defter ve kayıtlarının bilirkişiye ibraz edileceği açık adresini ve bu adreste ticari defter ve kayıtları incelemeye sunacak kişinin adı, soyadı ve telefon numarasını bildirmesi için davalı tarafa tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde HMK’nun 222 ve TTK’nun 83. maddeleri uyarınca ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış sayılacaklarının, HMK’nun 94/2 maddesi gereğince ticari defter ve kayıt deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının, 7251 sayılı kanun ile değişik HMK’nun 222/3. maddesi uyarınca taraflardan birinin ticari defterlerini ibraz etmemesi veya bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresini bildirmemesi halinde karşı tarafın kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi ve onun halefi lehine delil olarak kabul edileceğinin davalıya çıkarılacak tebligat evrakına ihtarat şerhi yazmak sureti ile ihtar edilmesine karar verilmiş ve bu konuda davalıya ihtaratlı tebligat çıkarılarak usulünce tebliğ edilmiştir. Davalı tarafça bu kesin süreye uyulmamıştır.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir bilirkişiye tevdine, bilirkişiye HMK’nun 268. maddesi gereği davacı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde davacı vekilinin *** tarihli dilekçesinde bildirdiği adreste yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, davacı vekilinin *** tarihli dilekçesi ekinde sunduğu 112.005,60-TL tutarlı faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, bu faturadan dolayı yapılan tahsilatlar olup olmadığı, davacının tüm ticari defter ve kayıtları, Ba formu içeriği ve dosya kapsamına göre davacının açık hesap ilişkisinden dolayı davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa alacak miktarının kaç TL olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda bahsi geçen ara kararı gereği görevlendirilen Mali Müşavir Bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Davacının 2019 yılında DBS portalında işletme defteri tuttuğu, tasdike tabi olmadığı tespit edilmiştir. Davalının defter ibrazı yoktur. Dosya kapsamı ve davacı kayıtları doğrultusunda yapılan tespite göre; davacının takip tarihi itibariyle 12.005,60-TL asıl alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacının, takip öncesinde davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosya kapsamında yazılı belgeye rastlanmadığı gibi davacı tarafın işlemiş faiz talebi de bulunmamaktadır. Bu nedenle takip öncesi faiz hesabı yapılmamıştır.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, bakiye açık hesap alacağının tahsiline yönelik icra takibine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile tek hakim tarafından basit yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların uyuşmazlık konularının; takibe konu edilen nedenlerle davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine vaki icra dairesinin yetkisine ve borca yönelik itirazlarının haklı olup olmadığı, bu itirazların iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatının yasal koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. ve devamı maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davalarının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan ispat külfetiyle ilgili kurallar itirazın iptali davasında da geçerlidir. Taraflar iddia ve savunmalarını HMK’nda belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bu dava icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır ve takibe bağlılık alacağın hem miktarı hem de kaynağı yönünden mevcuttur.
HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesi;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” şeklindedir.
7251 sayılı Kanunu’nun 23. maddesi ile yapılan değişiklik ile 6100 sayılı Kanun’un 222. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir.
Kayseri Mimarsinan Vergi Dairesi Başkanlığı’nın *** tarihli yazısı ekinde gönderilen davalı şirket tarafından düzenlenen Ba formunun incelenmesinde davacının alacağını dayandırdığı *** irsaliye tarihli *** seri nolu ve 112.005,60-TL bedelli faturanın davalı şirket tarafından Ba belgesinde kullanıldığı ve vergi dairesine beyan edildiği görülmüştür.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin tüm ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri, bu mümkün değilse bilirkişi incelemesine hazır edilecek açık adresini bildirmeleri için kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmaması halinde HMK’nun 222. ve devamı maddeleri gereğince ticari defterlerini ve kayıtlarını sunmayan tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmekten kaçınmış sayılacağı ve ticari defter ve kayıt deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, yani ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağı, karşı tarafın kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi ve onun halefi lehine delil olarak kabul edileceği usulüne uygun biçimde ihtar edilmiştir. Davacı taraf defterlerinin bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresi süresinde bildirmiş, davalı taraf ise kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği gibi bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresini de bildirmemiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, takip ve davaya konu faturanın, davacı defter kayıtlarında yer aldığı, davalı şirket tarafından defter ibrazı olmadığı gibi yerinde inceleme yapmak için davalı tarafça adres bildirilmediği, bu nedenle de davalı defter incelemesi yapılamadığı, ancak davalıya ait Form BA incelemesinde davaya konu faturanın davalı tarafından vergi dairesine bildirim yapıldığı, böylelikle davaya konu faturanın davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, buna karşılık davalı tarafından mezkur faturanın iadesine veya yazılı itirazına rastlanmadığı, takip dosyasına yapılan itirazda da taraflar arasındaki ticari ilişkiye yönelik açık bir itirazın olmadığı, davalının davacıya ödeme yaptığına dair herhangi bir beyan ve belge sunmadığı, davacı defterinin işletme defteri olması sebebiyle tahsilata dönük tespit yapılamadığı, ancak davacının dava dilekçesinde 100.000,00-TL ödemeyi kabul ettiği hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından tahsil edildiği kabul edilen tutarın mahsubu(112.005,60-100.000,00=12.005,60-TL) sonucu davacının davalıdan 12.005,60-TL asıl alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporundaki bu tespitler rapor ekindeki ticari defter kayıtları ve dosya kapsamıyla uyumlu, hüküm vermeye ve denetime elverişli görülerek mahkememizce benimsenmiştir.
Yine az yukarıda değinildiği üzere HMK’nun 222. maddesinin 3 . fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü çerçevesinde davacının usulüne uygun tutmuş olduğu defterleri kendi lehine delil olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca davalının düzenlediği Ba formu içeriğinin davacının iddialarını teyit ettiği değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında; davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının iptali ile icra takibinin aynı koşullarda devamına karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Takibe konu edilen ticari defter ve kayıtlardan ve faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu görülmekle itirazın iptaline karar verilen 12.005,60-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir. Davalının kötü niyet tazminatı istemi bulunmadığından bu konuda karar verilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki İTİRAZININ İPTALİ ile İCRA TAKİBİNİN AYNI KOŞULLARDA DEVAMINA,
2-İtirazın iptaline karar verilen 12.005,60-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 820,10-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 205,03-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 615,07-TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 205,03-TL peşin harç olmak üzere toplam 264,33-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 17,50-TL e-tebligat gideri, 145,00-TL tebligat gideri ve 700,00-TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 862,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığında bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabulü nedeniyle hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kararın mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır