Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/490 E. 2023/46 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin su tesisatçısı olarak davalı kooperatiften hak ediş karşılığı daire alan …’dan üyelik hakkını devraldığını ve bu devrin kooperatif tarafından kabul edilerek, daireye ilişkin borcunun olmadığına dair kooperatif başkanınca da yazılı belge verildiğini, müvekkilinin uzun yıllar dairede oturduğunu, kendisinden bir bedel ya da arsa talep edilmediğini, 10 yıl sonra müvekkiline borç çıkarılmasının iyi niyetle bağdaşmadığını, kooperatifte devamlılığın esas olduğunu, hak ediş karşılığı alınan evin …’dan borçsuz ve anahtar teslimi şeklinde alındığını ileri sürerek, davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının üyelik devri ile üyelikten doğan darie hakkını eski başkan …’dan devraldığını, öncesinde …’ın kendini arsa karşılığı üye yaptığını, …’ın üyelik aidatı, birikmiş toplu para, ne de karşılığında bir arsa devretmediğininin yapılan inceleme sonucu da ortaya çıkacağını, daire çekilişinde de A … blok, zemin kat, … nolu dairenin tahsis edildiğini, …’ın bu dairesi ile ilgili üyelik hakkını devir sözleşmesi ile davacıya bedelini almak suretiyle devrettiğini, … hakkında ceza davaları açıldığını, davacı gibi birçok kişiyi mağdur ettiğini, … tarafından usulsüz işlemlerle davacıya verilen borcu yoktur belgesinin davacının borcunun olmadığını göstermeyeceğini, … tarafından ne arsa devri ne de başka bir ödemenin söz konusu olmadığını, davacının ileri sürdüğü iş karşılığı sözleşme ve buna karşılık daire alındığına dair hiçbir kayıt ve belgenin söz konusu olmadığını, davacının iddia ettiği su tesisat işini kooperatife mi yoksa …’ın kendi şahsi şirketi olan … İnşaat’a mı yaptığının belli olmadığını, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı taraf; kooperatif kayıtlarına, karar defterine, genel kurul kararlarına, yazılı belge ve makbuzlara, üyelik devir sözleşmesine, kooperatif yönetim kurulu kararına, borcun olmadığına ilşikin yazı örneğine, emlak vergisi makbuzlarına, … ile …’nun su tesisat işçiliği yaptığına ilişkin kooperatif kayıtlarına, hakedişlere, kura zabtına ve tanık anlatımlarına delil olarak dayanmıştır.
Davalı taraf; kooperatif üyelik dosyasına, kooperatif defter ve kayıtlarına, noterlik kur’a çekiliş tutanağına, tarihsiz devir sözleşmesine, tapu kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Taraflarca delil olarak dayanılan bir kısım kayıt ve belge örnekleri dava dosyasına sunulmuştur.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak kooperatife ait tüm defter, kayıt ve belgelerinin mahkememize ibraz edilmesi eğer defter, kayıt ve belgeler hacimli olması nedeniyle ibrazının mümkün değilse bilirkişi incelemesine hazır olacak şekilde bulunduğu yerin bildirilmesi istenilmiştir.
Davacı üye hakkında, davalı kooperatifte bulunan tüm kayıt ve belgeler, kooperatifin ana sözleşmesi ile tarafların dayandıkları delil ve belgeler toplanarak dosyaya konulmuştur.
İlgili Tapu Sicil Müdürlüğü’ne davacı tarafça iddia edilen, dava dışı …’ın üyelikten dolayı, kooperatife herhangi bir arsa devrinin yapılıp yapılmadığının tespiti için yazı yazılmıştır. Ancak bu yazıya bila ikmal cevap verilmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra dava dosyası, kooperatif defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Muhasebeci Doç. Dr. … ile nitelikli hesap bilirkişisi Yrd. Doç. …’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle, gerekli incelemeleri yaptıklarını, sonuç olarak davacının hisse devri yoluyla kooperatif üyesi olduğunu, ancak hissesini devraldığı … ve ondan önce …’ın kooperatife hisseye tekabül eden daire karşılığında ifa etmeleri gereken borç olan 160 m2’lik arsayı devretmediklerini, davacının hisseyi devraldıktan sonra Kooperatifler Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca ifası gereken bu devri kendisinin de gerçekleştirmediğini, zaten gerçekleştirme imkanının da olmadığı, dolayısıyla Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca kooperatif üyelerinin hak ve vecibelerindeki eşitlik zorunluluğu nedeniyle diğer üyeler gibi aidatlarını ödemekle yükümlü olduğunu, bu sebeple davalı kooperatife dava tarihi itibarı ile 18.561,00-TL toplam aidat borcunun bulunduğu kanaatine varıldığını belirlemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, kooperatif üyeliği nedeniyle koopleratife borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira Koperatifler Kanunu’nun 99. maddesine göre ihtilaf ticari niteliktedir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada davanın niteliği gereği 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Mahkememizin Birinci Kararı:
Evvelce yapılan yargılama sonunda … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; kooperatif yönetim kurulu başkanı ve üyesi olan …’ın arsa karşılığı kooperatife üye olduğu, arsa edimini yerine getirmeden hissesini …’a devrettiği, davacının da …’dan bu hisseyi devir almak suretiyle kooperatife ortak olduğu, bu hisse nedeniyle kooperatife hiçbir aidat ödenmediği, arsa ediminin fiilen yerine getirilmesinin de mümkün olmadığı, davacının davalı kooperatife 18.561,00-TL olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) … Hukuk Dairesi’nce icra kılınan temyiz incelemesi neticesinde … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile “… 1)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2)Davacının menfi tespit istemine ilişkin talebi konusunda karar verilmesi gerekirken miktar itibariyle müspet tespit şeklinde ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm tesisinin doğru görülmemiştir. …” gerekçesiyle bu kararın bozulmasına karar vermiştir.
İade edilen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin İkinci Kararı:
Yapılan yargılamada bozma ilamına uyularak mahkememizin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli kararı ile davacının davalı kooperatifin daha önceki üyesi …’un hissesini devraldığı, …’un ve onun hissesini devraldığı …’ın kooperatife karşı edim borcunu yerine getirdiğinin davacı tarafça ispat edilemediği, tapu sicil müdürlüğüne bu konuda yazılan müzekkereye de olumsuz cevap verildiği, bu üyeliği davacıya devreden önceki üyeler … ile …’ın da bu üyelik için kooperatife bir ödemelerinin bulunmadığı, davacının üyeliği devraldığı …’un davalı kooperatif inşaatları için sıhhi tesisat yaptığına, yapmış ise bu iş sebebiyle kooperatiften hak ediş alacağı olduğuna, üyeliğin bu iş karşılığı verildiğine dair dosyada ve kooperatif kayıtlarında yeterli delilin bulunmadığı, Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi gereğince üyelerin hak ve borçlarda eşit olması gerektiğinden davacının da diğer üyeler gibi aidat ve varsa gecikme faizi ödemesi gerektiği, davacının davalı kooperatife üyeliğinden dolayı dava tarihi itibarı ile 18.821,00-TL aidat ve 112.999,65-TL gecikme faizi borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) … Hukuk Dairesi’nce icra kılınan temyiz incelemesi neticesinde … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile “… Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı tarafça, su tesisatçısı olan ve hak ediş karşılığı üye yapılan dava dışı …’a ait üyeliği devraldığı iddia edilmiş ve dosya kapsamından da bu üyeliğin dava dışı … tarafından …’a devredildiği anlaşılmıştır. İşbu davada verilecek karar, kooperatif hissesini devrettiği ileri sürülen dava dışı … ve …’un hukukunu etkileyecektir. Anılan kişilerin yokluğunda görülen davada verilen kararın onlara karşı infaz edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhine bir karar verilemez. Bu durumda, davacıya öncelikle … ile …’a dava açması için süre verilmesi, açtığında bu dosya ile birleştirilmesi ve … ile …’un varsa savunmaları ve delillerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Dava dışı … ve … aleyhine dava açılıp bu dosya ile birleştirilmesi sağlandıktan sonra; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, davacıya üyeliği devreden kişinin peşin bedelli ortak olduğunun belirlenmesi halinde, davacının da peşin bedelli ortak olarak kabul edileceği tartışmasızdır. Anılan genel kurul kararının peşin bedelli ortaklık tesis eden bir karar olmadığı sonucuna varılması halinde, …, … ya da davacıdan uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenilmemiş ise, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde; bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, davacının peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Diğer yandan, anasözleşmenin 17/3. maddesi uyarınca devir halinde eski ortağın kooperatife olan yükümlülükleri yeni ortağa geçer. Bu durumda, mahkemece, kooperatif konusunda uzman yeni bir bilirkişi ya da kurulu aracılığıyla kooperatif defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları üzerinde inceleme yaptırılarak, üyelikleri devreden … ile …’un üyeliklerinin ne şekilde oluştuğu, …’ın ya da …’un üyeliğinin normal statüde ya da peşin bedelli üyelikten hangisi olduğu, … tarafından bu üyeliklere karşılık arsa devri yapılıp yapılmadığı, üyeliğini …’a devreden …’ın ya da sonradan … ile davacının bu ilkelere uygun olarak zımnen ya da genel kurul kararı ile peşin bedelli üye (sadece arsa devri karşılığında bir üye) yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak, davacının zımnen ya da genel kurul kararı ile peşin ödemeli ortak mı, normal statülü ortak mı olduğunun belirlenmesi, yapılacak tespite göre kooperatife karşı üyeliğin türünün gerektirdiği parasal ya da ayni (arsa payı) yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip getirmediği hususlarında rapor alınıp, bu ilkeler ve açıklamalar çerçevesinde sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.” gerekçesi ile bu kararın bozulmasına karar vermiştir.
İade edilen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Direnme Kararı:
Mahkememizin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; önceki gerekçelere ek olarak ilk bozma kararında davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden bu kararda kapsam dışında bırakılan hususların kesinleştiği, ikinci bozma kararında ise “… öncelikle … ile …’a dava açması için süre verilmesi, açtığında bu dosya ile birleştirilmesi ve … ile …’un varsa savunmaları ve delillerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. ” şeklindeki bozma sebebinin ise ilk kez belirtildiği, bu bozma sebebinin gerekçesinin bulunmadığı, ihtilafın kooperatif ile üyesi arasındaki ilişkilerden kaynaklandığı, dolayısıyla husumetin ancak kooperatife karşı yöneltilebileceği ve yargılama sonunda da ancak davacının leh veya aleyhine bir karar verilebileceği, üyeliklerini devreden dava dışı üçüncü kişi konumundaki … ile …’ın leh veya aleyhinde karar verilmesinin de usulen mümkün olmadığı, üyeliğini devrettiği için artık davalı kooperatifle üyelik ilişkisi ve bağı sona ermiş olan eski üyeler … ve … ile davalı kooperatif arasında da işbu dava yönünden zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığından … ile … aleyhine ayrı bir dava açmaya usulen zorlanamayacağı, açacaksa da ne tür bir dava açacağı hususunun davacının kendi ihtiyarında olduğu, bozma kararında da eski ortağın kooperatifle olan yükümlülüklerinin yeni ortağa geçtiğine işaret edildiği, ilk bozma sebebi doğrultusunda bilirkişilerden yeniden ve ayrıntılı şekilde rapor alındığı, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bulunduğu gerekçesi ile bu kararın bozulmasına karar vermiştir.
Mahkememizin anılan direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarihli, 2017/(… ) … -… Esas ve … Karar sayılı bozma ilamı ile “… (1) numaralı uyuşmazlık yönünden 15 ila 28. paragraflarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile mahkemece verilen direnme kararının onanmasına oy çokluğu ile, (2) numaralı uyuşmazlık yönünden 29 ila 39. paragraflarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3″ atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince bozulmasına, aynı Kanun’un 440-III/1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere” karar verilmiştir. “
İade edilen dava dosyası mahkememizin… Esas sırasına kaydedilmiştir.
Yapılan duruşmada usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarihli, 2017/… -… Esas ve … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak S.S. … Yapı Kooperatifi’nin tadilatları ile bilikte ana sözleşmesinin ve tüm genel kurul kararların okunaklı örneği, ayrıca geçmişte kooperatif yönetim kurulu başkanlığı yapmış olan …’ın T.C. kimlik numarası ve açık kimlik bilgilerinin bildirilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarihli, 2017/… -… Esas ve … Karar sayılı bozma ilamının 36. bendinde uyulmasına karar verilen bozma kararı uyarınca ilk olarak … ve sonraki ortak …’dan kooperatif adına arsa devri olup olmadığını varsa taşınmaz veya taşınmazların bulunduğu, il, mahalle, ada, pafta, parsel numaraları gibi tapu bilgileri ile devir tarihi ile tapu müdürlüğünde devir işlemlerinin yapılmasına ilişkin yevmiye numaralarının ne olduğunu bildirmeleri için davacı vekiline kesin süre verilmiştir. Davacı vekilince … tarihli beyan dilekçesi sunulmuştur. Anılan dilekçede özetle “Dava dilekçemiz ve yargılamanın devamı boyunca iddia ettiğimiz gibi … su tesisatçısı olarak davalı kooperatiften hak ediş karşılığı daire almış olup müvekkil ise …’dan yasal yollar ile üyelik hakkının devrini almıştır. İşbu nedenle ara kararda belirtildiği şekilde bir arsa devri söz konusu olmamıştır.” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Davacı tarafça iddia edildiği üzere …’un sıhhi tesisat işleri ile ilgili hakedişleri olup olmadığını ve bunların üyelik borçlarına mahsup edilip edilmediğini, bu konuda alınan yönetim kurulu kararı genel kurul kararı, sözleşme, protokol, kooperatif defter kayıtlarında hesap ve kayıt dökümü varsa bunların birer tasdikli örneğini sunmak üzere davalı kooperatif vekiline süre verilmiştir.
Davacı tarafça iddia edildiği üzere …’un sıhhi tesisat işleri ile ilgili hakedişleri olup olmadığını ve bunların üyelik borçlarına mahsup edilip edilmediğini, bu konuda alınan yönetim kurulu kararı genel kurul kararı, sözleşme, protokol, kooperatif defter kayıtlarında hesap ve kayıt dökümü varsa bunların birer tasdikli örneğini sunmak üzere davalı kooperatif vekiline süre verilmiş, … tarihli dilekçesi ile beyanda bulunmuştur. Anılan dilekçede özetle “… Davacı …, dava dilekçesinde dava konusu üyeliği …’dan devraldığını, …’un da kooperatife yammış olduğu tesisat işi karşılığında para almadığını, alacağına karşılık bu üyeliği aldığını bildirmiştir. …’un kooperatife … yılında iş yaptığı, bedelini de tahsil ettiği tediye fişleriyle sabittir. Davacının bu iddiası belgeler göre yerinde değildir. Kooperatif kayıtlarına göre, dava dışı … arsa karşılığı üye yapılmış, bu üyeliği yine dava dışı …’a devretmiştir. Ne ilk üye …, ne devralan …, ne de …, ne ayni edim olan arsa devrini yapmışlar ne de herhangi bir üyelik bedelini ödememişler. Davacı …’in …’dan almış olduğu borcu yoktur yazısının hukuken bir geçerliliği yoktur. … ekte sunduğumuz mahkeme kararından da anlaşılacağı üzere birçok usulsüzlük yapmıştır. Bununla ilgili de ceza almıştır. Davacı … ile …’ın ne tür bir ilişki içerisinde bu belgeyi aldığını bilemeyiz. Aralarındaki ilişkiyi tespit etmemiz mümkün değildir. Lakin …, her ne kadar mağdur gibi görülse de bu usulsüz işlemlerden menfaat temin etmiştir. 15 yılı aşkındır kooperatif dairesinde hiçbir bedel ödemeden oturmaktadır. Kooperatife de hiçbir bedel ödememiştir. Eski kooperatif başkanı … ile … arasındaki ilişki usulsüz bir ilişki olabilir. Velev ki … aldığı üyeliğin bedelini … veya …’a ödemiş olsa bile bu durum kendi aralarındaki bir ilişkidir. Kooperatif kayıtlarına girmiş bir ödemeleri yoktur. …” şeklinde beyanda bulunmuştur. İncelenmesinde arsa satışlarını kooperatif hesaplarına intikal ettirmesi gerekirken kendi şahsına mal ettiği, satışlardan kooperatife herhangi bir para girişi sağlamadığı, bu “artık” arsalardan toplam 47,338 metrekarelik kısmının kooperatif daireleri karşılığında eksik miktarda arsaları olan kooperatif üyelerine sattığı, bunların satış bedeli toplamı kadar kooperatif zararına neden olduğu, yapılan tespitler doğrultusunda 47,338 metrekare x 180 = 8.520.840.00-TL kooperatif zararı oluştuğu, oluşan kooperatif zararını gizlemek amacı ile sanığın sözleşmeleri kooperatif 2. başkanı ve muhasip üyeye de imzalatıp kooperatif kaşesini kullanarak olayın ortaya çıkmasını önlemeye çalıştığı, böylece, suç tarihleri itibari ile … Konut Yapı Kooperatifi’nin yönetim kurulu başkanı olan sanık …’ın, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62/3. maddesi yollaması ile, nitelikli zimmet suçundan cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin … tarihli dilekçesinde açıkça davacının ve …’un kooperatife bir arsa devri olmadığını bildirdiği beyan edildiğinden bu beyan karşısında tapu kayıtlarının araştırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasından verilen kesinleşme şerhli karar örneği istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Uyulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarihli, 2017/… -… Esas ve … Karar sayılı bozma ilamı gereği HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının daha önce rapor verenlerin dışında re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir bilirkişi ve bir nitelikli hesap bilirkişisinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği davalı kooperatifin ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince tarafların iddia ve savunmaları, kooperatif defter kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları, taraflarca sunulan beyan, belge ve deliller, Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasından verilen kesinleşme şerhli karar örneği, önceki bilirkişi raporları, daha önce mahkememizce verilen kararlar, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararları ve tüm dosya incelenmek sureti ile üyeliklerini devreden … ile …’un üyeliklerinin ne şekilde oluştuğu, … ya da …’un üyeliğinin normal statüde mi yoksa peşin bedelli üyelik mi olduğu, … tarafından bu üyeliklere karşılık arsa devrinin yapılıp yapılmadığı, üyeliğini …’a devreden …’ın ya da sonradan … ile davacının bu ilkelere uygun olarak zımnen ya da genel kurul kararı ile peşin bedelli üye, eşdeyişle sadece arsa devri karşılığında veya sıhhi tesisat yapımı nedeni ile hakediş karşılığında üye yapılıp yapılmadığı, öyle bir durum varsa davacının kooperatife karşı yükümlülüklerinin yerine getirip getirilmediği, davacının zımnen ya da genel kurul kararı ile peşin ödemeli ortak mı yoksa normal statülü ortak mı olduğunun net bir şekilde belirlenerek yapılacak tespite göre davacının kooperatife karşı üyeliğinin türünün gerektirdiği parasal yada ayni (arsa payı veya iş yapımı karşılığı hakediş) yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip getirmediği, davalı kooperatifin davacıdan alacağı olup olmadığı, varsa dava tarihi itibari ile bu alacağını asıl alacak ve gecikme zammı ile beraber kaç TL olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir … ile Nitelikli Hesap bilirkişisi … ‘dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; “S.S. … Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığı’nın ticari defterlerinin noter tasdiklerinin zamanında yapıldığı, kayıtların birbirini doğruladığı, davacı …’in 2001-2008 yılları arası borç/alacak ya da üyelikle alakalı bir finansal işleminin olmadığı, davacı …’in …’dan, onun da …’dan devralmış olduğu … nolu kooperatif üyeliğinin peşin bedelli üyelik şeklinde olduğu, davacı …’in bu tür üyeliğinin davalı tarafça zımnen kabul edilmiş olduğu, Davacı …, üyelik ve üyelik haklarını devreden … ve … tarafından davalı kooperatife herhangi bir arsa devrinin gerçekleştirilmediği gibi aidat ödemesinin de yapılmış olmadığı, davacının üyeliği devir aldığı …’un davalı kooperatif inşaatları için sıhhi tesisat işleri yaptığına, yapmış ise bu iş sebebiyle kooperatiften hak ediş alacağı olduğuna, üyeliğin bu iş karşılığında verildiğine dair gerek dosyada gerek kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede yeterli delil bulunamadığını, eski kooperatif başkanı … hakkında Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kesinleşmiş mahkeme kararı bulunması, davacının peşin bedelli üyelik şeklinde aldığı üyelik ve üyelik hakkını devralma noktasında kötü niyetli olduğunu ispatlamayacağı, davacının kooperatif karşısındaki hak ve borçları yönünden mevcut durumunu etkilemeyeceği, Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler” ve aynı Kanun’un 35. maddesi “Ortakları şahsen sorumlu, veya ek ödemelerle yükümlü bir kooperatifte, durumunu bilerek yeni giren kimse, girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Buna aykırı mukavele hükümleriyle ortaklar arasındaki anlaşmalar üçüncü şahıslar hakkında hüküm etmez.” şeklinde düzenlendiği, ortaklığı devralan kişi ortaklığı tüm hak ve borçları ile devraldığından diğer ortaklarla eşit hak ve yükümlülüklere sahip olup, davacının diğer üyeler gibi aidat ve gecikme faizi ödemesi gerekeceği, yapılan hesaplamalara göre davacının dava tarihi itibariyle 18.821,00-TL aidat ve 112.999,65-TL gecikme faizi borcu olduğu” belirtilmiştir.
Davacı tarafın bu rapora itirazı ve görülen lüzum nedeniyle dava dosyasının rapor veren bilirkişi kuruluna tevdine, davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapmak sureti ile davacının üyeliğini devraldığı …’un kooperatife sıhhi tesisat işi yapması karşılığı olan alacağını kooperatiften ne şekilde tahsil ettiği, davacı vekilinin … tarihli dilekçesi ekinde sunduğu kayıt ve belgeler ile ilgili kooperatif defter ve kayıtlarında bilgi olup olmadığı ve yine davalı kooperatif vekilinin … havale tarihli dilekçesi ve ekinde sunduğu tediye fişlerinin kooperatif defterlerine kaydı olup olmadığı, kooperatifin …’a yaptırdığı sıhhi tesisat işi karşılığında ödemelerini ne şekilde yaptığı, nakit, çek, senet vererek mi yoksa daire vererek mi yaptığı, davacı vekilinin … tarihli dilekçesinin ekinde sunduğu “…-… (tesisatçılar)” başlıklı yazıdaki bilgilerin kooperatifin defter ve kayıtlarıyla uyuşup uyuşmadığı, …’un sıhhi tesisat işi yapması karşılığında kendisine özel statülü üyelik verildiğine dair karar kayıt belge olup olmadığı, davacı vekilinin … tarihli dilekçe ekinde sunduğu para ödeme makbuzlarının kooperatif kayıtlarında olup olmadığı, 1999-2002 yıllarına ait davalı kooperatif defterlerinin ve tüm kayıtlarının incelenmek sureti ile davacı vekilinin … tarihli dilekçesindeki itirazlarını ve hukuk genel kurulunun uyulan bozma ilamını karşılar şekilde düzenlemeleri için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir … ile Nitelikli Hesap bilirkişisi …’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli ek raporda özetle; “1- Kooperatifin …’a yaptırdığı sıhhi tesisat işi karşılığında muhasebe kayıtlarında 2.784.050.000,00-TL miktarın kayıtlı olduğu, 2- Davacı vekilinin … tarihli dilekçesi ekinde sunduğu kayıt ve belgeler ile ilgili kooperatif defter ve kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanılmadığı, 3-Davalı koeperatif vekilinin … havale tarihli dilekçesi ve ekinde sunduğu tediye fişlerinin kooperatif kayıtlarında kayıtlı olduğu, 4- Kooperatifin …’a yaptırdığı sıhhi tesisat işi karşılığında nakit iş avansı olarak ödeme yapıldığı, 5- Davacı vekilinin … tarihli dilekçesinin ekinde sunduğu “…-… (tesisatçılar)” başlıklı yazıdaki bilgilerin kooperatifin defter ve kayıtlarıyla uyuşmadığı, 6-…’un sıhbi tesisat işi yapması karşılığında kendisine özel statülü üyelik verildiğine dair hiçbir belgeye ulaşılamadığı, 7- Davacı vekilinin … tarihli dilekçe ekinde sunduğu para ödeme makbuzları dosya kapsamında 1999-2002 yıllarına ait davalı kooperatif delterlerinin mevcut olmadığından değerlendirilemediği, 8- 1999-2002 yıllarına ait davalı kooperatif defterlerinin ve tüm kayıtlarının incelenmek sureti ile davacı vekilinin … tarihli dilekçesindeki itirazlarını ve hukuk genel kurulunun uyulan bozma ilamını karşılar şekilde 2. ve 5. maddelerde davacı vekilinin … tarihli dilekçesine değinildiği, 9- Davacıdan 2008 yılı sonuna kadar herhangi bir kişiden ve kooperatiften talep olmaksızın ihtilafsız kullanılması durumu, davacının 2001 yılı ile 2008 yılları arasında ihtilafsız ve talep olmaksızın devredilen daireyi kullanması durumu, tek başına davacının iddia ettiği özel statülü üyelik borçlarını yerine getirdiğini ispatlamayacağı, sırf bu nedenle diğer kooperatif üyelerinden farklı bir statüde değerlendirilmeye tabi tutulmasını gerektirmeyeceği” belirtilmiştir.
Bilirkişi kurulunun ek ve kök raporunda davacının üyeliğinin peşin bedelli olduğunun zımnen kabul edildiği yönünde görüş bildirilmesine rağmen bu durumun kabul edilmesi halinde dosyamız içinde bulunan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(23) 15-846 Esas ve 2021/327 Karar sayılı ilamında yazıldığı üzere davacının sadece genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumlu olması gerektiği halde bilirkişi rapor ve ek raporlarında sadece aidat alacağı ve gecikme faizi yönünden hesaplama yapıldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun anılan bozma ilamında değinilen yukarıdaki hususa temas eden bir hesaplama olmadığı görülmekle dosyanın bilirkişilere tevdine, yukarıda belirtilen görüşe göre alternatifli şekilde dava tarihi itibari ile davacının üyeliği nedeni ile genel yönetim ve alt yapı giderleri yönünden borcunun bulunup bulunmadığı, varsa bu borç miktarlarının ve bunların dava tarihine kadar varsa gecikme faizinin kaç TL olduğu hususunda ve davacı vekilinin … tarihindeki dilekçesindeki itirazları değerlendirip karşılar şekilde ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir … ile Nitelikli Hesap bilirkişisi …’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli ek raporda; “Davacı …’in arsa sahibi olduğu, kooperatife arsa teslimini gerçekleştirmediği, genel yönetim ve alt yapı giderlerinin kooperatifçe davacıya muhasebe hesaplarında yansıtılmadığı, davacının borç ya da alacağının olmadığı, ilgili kooperatifin … yılları arasında üye başı 23.561,55-TL gider düştüğü, borç miktarının dava tarihine kadar olan gecikme faizinin 14.400,87-TL olduğu, kooperatifin …’a yaptırdığı sıhhi tesisat işi karşılığında muhasebe kayıtlarında 2.784.050.000,00-TL miktarın kayıtlı olduğu, kooperatifin …’a yaptırtığı sıhhi tesisat işi karşılığında nakit iş avansı olarak ödeme yapıldığı, davacı vekilinin … tarihli dilekçesi ekinde sunduğu kayıt ve belgeler ile ilgili kooperatif defter ve kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davalı kooperatif vekilinin … havale tarihli dilekçesi ve ekinde sunduğu tediye fişlerinin kooperatif kayıtlarında kayıtlı olduğu, davacı vekilinin … tarihli dilekçesinin ekinde sunduğu “…-… (tesisatçılar)” başlıklı yazıdaki bilgilerin kooperatifin defter ve kayıtlarıyla uyuşmadığı, …’un sıhhi tesisat işi yapması karşılığında kendisine özel statülü üyelik verildiğine dair hiç bir belgeye ulaşılmadığı, davacı vekilinin … tarihli dilekçe ekinde sunduğu para ödeme makbuzları dosya kapsamında 1999-2002 yıllarına ait davalı kooperatif defterlerinin mevcut olmadığından değerlendirilemediği, 1999-2002 yıllarına ait davalı kooperatif defterlerinin ve tüm kayıtlarının incelenmek sureti ile davacı vekilinin … tarihli dilekçesindeki itirazlarını ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun uyulan bozma ilamını karşılar şekilde 5 ve 7. maddelerde davacı vekilinin … tarihli dilekçesine değinildiği, davacıdan 2008 yılı sonuna kadar herhangi bir kişiden ve kooperatiften talep olmaksızın ihtilafsız kullanılması durumu, davacının 2001 yılı ile 2008 yılları arasında ihtilafsız ve talep olmaksızın devredilen daireyi kullanması durumu, tek başına davacının iddia ettiği özel statülü üyelik borçlarını yerine getirdiğini ispatlanamayacağı, sırf bu nedenle diğer kooperatif üyelerinden farklı bir statüde değerlendirilmeye tabi tutulmasını gerektirmeyeceğinin tespit edildiği” belirtilmiştir.
Eldeki dava, menfi tespit istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği taktirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, devam eden inşaatların finansmanına katılımı için üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan bu usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Somut olayda davacı, peşin bedelli üyeden üyelik devir aldığı için kendisinin de peşin bedelli üye olduğunu ileri sürmektedir. Davacıya üyeliği devreden dava dışı eski ortağın peşin bedelli ortak olduğunun belirlenmesi halinde kuşkusuz davacı da peşin bedelli ortak statüsünde kabul edilecektir.
Dosya kapsamının peşin bedelli ortaklık tesis eden bir genel kurul kararı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Anılan şekilde peşin bedelli ortaklık tesis eden bir genel kurul kararının olmadığı sonucuna varıldığından, …, … ya da davacıdan uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenilmemiş ise, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde; bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, davacının peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve bu sebeple davacının sadece arsa devri karşılığında bir üye yapılmışsa davacının peşin belli sayılmasının karşılığı olan arsa devrini yapma borcu ile birlikte genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Diğer yandan, anasözleşmenin 17/3. maddesi uyarınca devir halinde eski ortağın kooperatife olan yükümlülükleri yeni ortağa geçer. Dolayısıyla davacının, üyeliğini devraldığı önceki üyeler olan … ve …’un kooperatife olan borçlarından da sorumlu olduğu tartışmasızdır.
Bu durumda, mahkememizce, kooperatif konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulu aracılığıyla kooperatif defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları üzerinde inceleme yaptırılarak, üyelikleri devreden … ile …’un üyeliklerinin ne şekilde oluştuğu, …’ın ya da …’un üyeliğinin normal statüde ya da peşin bedelli üyelikten hangisi olduğu, … tarafından bu üyeliklere karşılık arsa devri yapılıp yapılmadığı, üyeliğini …’a devreden …’ın ya da sonradan … ile davacının bu ilkelere uygun olarak zımnen ya da genel kurul kararı ile peşin bedelli üye (sadece arsa devri karşılığında bir üye) yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak, davacının zımnen ya da genel kurul kararı ile peşin ödemeli ortak mı, normal statülü ortak mı olduğunun belirlenmesi, yapılacak tespite göre kooperatife karşı üyeliğin türünün gerektirdiği parasal ya da ayni (arsa payı) yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip getirmediği hususlarında rapor alınıp, bu ilkeler ve açıklamalar çerçevesinde sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporlarından davacının, davalı kooperatifin 2198 numaralı üyesi olduğu, bu üyeliğini …’dan Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı sözleşmesi ile devraldığı, bu tarihten sonra davacının 2198 numaralı kooperatif üyesi haline geldiği, dava dışı …’un da bu üyeliği kooperatifin eski başkanı dava dışı …’dan devraldığı, …’ın arsa devir karşılığı kooperatife üye olarak kabul edildiği, ancak bu arsa devir borcunu yerine getirmediği, daha sonra üyeliği devralan …’un ve en son davacının da bu arsa edim borcunu yerine getirmediği, kooperatif defter ve kayıtlarının incelenmesinde üyeliğini …’a devreden …’ın ya da sonradan … ile davacının 2001-2008 yılları arasında borç, alacak ya da üyelikle ilgili finansal bir işleminin bulunmadığının tespit edildiği, davacıdan ve dava dışı devreden eski ortaklardan uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenilmediği, kooperatifin bilançolarında hesap cetvellerinde faaliyet raporlarında, genel kurul kararlarında, defter ve kayıtlarında bu yönde bir borç kaydının yer almadığı tespit edildiğinden davacıdan ve dava dışı devreden eski ortakların peşin bedelli ortak olduğunun davalı kooperatif tarafından zımnen benimsendiğinin kabulü gerekmiştir. Kooperatif eski başkanı olan … hakkında Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de bu ilamda eldeki davaya konu uyuşmazlıkla ilgili mevcut somut bir tespit bulunmamaktadır. Kooperatifler Kanunu’nun 35. maddesi ve konut yapı kooperatifi tip anasözleşmesinin 17/3. maddesi uyarınca devir halinde eski ortağın kooperatife olan yükümlülükleri yeni ortağa geçecektir. Davacının ve dava dışı devreden eski ortakların kooperatife arsa devrini yapmadıkları açıktır. Bu konu ile ilgili olarak davacı vekilince … tarihli beyan dilekçesi sunulmuştur. Anılan dilekçede özetle; “Dava dilekçemiz ve yargılamanın devamı boyunca iddia ettiğimiz gibi … su tesisatçısı olarak davalı kooperatiften hak ediş karşılığı daire almış olup müvekkil ise …’dan yasal yollar ile üyelik hakkının devrini almıştır. İşbu nedenle ara kararda belirtildiği şekilde bir arsa devri söz konusu olmamıştır.” şeklinde beyanda bulunulmuştur. Buna göre Davacının ve dava dışı devreden eski ortakların kooperatife arsa devrini yapmadıkları tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık, davacı vekilinin yukarıda sözü edilen dilekçesinde de belirttiği üzere sadece arsa devri karşılığında üye yapılan …’dan üyeliği ondan devralan …’un arsa devri yerine kooperatife sıhhi tesisat işi yapması nedeniyle hak ediş karşılığı bu üyeliğin davacıya devreden …’a verilip verilmediğidir. Bilirkişi kurulu tarafından kooperatif defter ve kayıtları ile diğer tüm deliller üzerinde yapılan incelemeler sonunda “davalı kooperatifin …’a yaptırdığı sıhhi tesisat işi karşılığında muhasebe kayıtlarında 2.784.050.000,00-TL miktarın kayıtlı olduğu, davacı vekilinin … tarihli dilekçesi ekinde sunduğu kayıt ve belgeler ile ilgili kooperatif defter ve kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davalı koeperatif vekilinin … havale tarihli dilekçesi ve ekinde sunduğu tediye fişlerinin kooperatif kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalı kooperatifin …’a yaptırdığı sıhhi tesisat işi karşılığında nakit iş avansı olarak ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu, davacı vekilinin … tarihli dilekçesinin ekinde sunduğu “… -… (tesisatçılar)” başlıklı yazıdaki bilgilerin kooperatifin defter ve kayıtlarıyla uyuşmadığı, …’un sıhhi tesisat işi yapması karşılığında kendisine özel statülü üyelik verildiğine dair de hiçbir belgeye ulaşılamadığı, yine davacı vekilinin … tarihli dilekçe ekinde sunduğu para ödeme makbuzları dosya kapsamında 1999-2002 yıllarına ait davalı kooperatif delterlerinin mevcut olmadığından değerlendirilemediği” tespit edilmiştir. Buna göre dosya kapsamında ve davalı kooperatif defter ve kayıtlarında davacıya ait kooperatif üyeliğinin davacıya üyeliği devreden …’un arsa devri yerine kooperatife sıhhi tesisat işi yapması dolayısıyla hak ediş karşılığı bu üyeliğin …’a verildiği usulünce ispat edilememiştir. Bunu kabule yeterli delil bulunmamaktadır. Davacı vekilinin … tarihli dilekçesinin ekinde sunduğu “…-… (tesisatçılar)” başlıklı yazıdaki bilgilerin kooperatifin defter ve kayıtlarıyla uyuşmadığı dikkate alındığında; kooperatif defter ve kayıtları üzerinde bir kısım sahtecilik yaparak zimmet suçunu işleyen kooperatifin eski başkanı … tarafından tek imza ile ve adi yazılı şekilde düzenlenen bu yazının tek başına ispat gücü olmadığı değerlendirilmiştir. Kaldı ki; kooperatif kayıtlarında hak ediş karşılığı üyelik değil, ara karşılığı üyelik kaydı yer almaktadır. Bunun aksini iddia edenin iddiasını yasal delillerle ispat etmesi gerekir. Dolayısıyla davacı tarafça peşin üyelik bedelinin davacı ya da üyeliği arsa devri karşılığında üye yapılan …’ın veya üyeliği ondan devralan …’un arsa devri yerine kooperatife ödeme veya iş yaptığı ispatlanamamıştır. Bilirkişi kurulu tarafından yapılan hesaplamalara göre davaya konu üyeliğe emsal üye ödemeleri Haziran 2009 tarihi itibarı ile 21.385,00-TL’dır. Bilirkişi raporunda, davacının diğer üyeler gibi aidat ve gecikme faizi ödemesi gerekmesi halinde davacının dava tarihi itibariyle 18.821,00-TL aidat ve 112.999,65-TL gecikme faizi borcu bulunduğu hesaplanmıştır. Davacı ve üyeliği devraldığı kişilerin ise bu üyelik nedeniyle kooperatife arsa devri yapmadığı gibi bunun yerine ödeme ya da iş yapıldığı da ispatlanamamıştır. Ayrıca peşin bedelli üyenin kooperatifin amacına ulaşılıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumlu olacağı açıktır. Mali Müşavir … ile Nitelikli Hesap bilirkişisi …’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli ek raporda kooperatifin … yılları arasında üye başı 23.561,55-TL genel yönetim ve altyapı gideri düştüğü, borç miktarının dava tarihine kadar olan gecikme faizinin 14.400,87-TL olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafından ve üyeliği devraldığı kişiler tarafından genel yönetim ve alt yapı giderlerini ödemediği de yine bilirkişi raporlarıyla belirlenmiştir. Tüm bu hususlar karşısında davacının açtığı menfi tespit davasının sübut bulmadığı görüş ve kanaatine varılmış ve açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 87.80-TL harçtan mahsubu ile bakiye 92,10-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan ve tebligat giderinden oluşan 16,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adresine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan gider avansından artan miktar bulunmadığından iadesi konusunda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 12/1. maddesi gereğince 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra kanun yolu incelemesine gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …
Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır