Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/488 E. 2021/970 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : ***
İFLAS İDARE MEMURU : KAYSERİ GENEL İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (rücuen tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde öztele; müvekkili *** Bakanlığı tarafından, *** İskan Tesisleri inşaatının yapımı için ihale yapıldığnı ve ihale sonucunda …. Mak. San. ve Tic. A.Ş. ile sözleşme imzalandığını, inşaatın yapımı sırasında meydana gelen kaza sonucu kalıp ustası olan …’nin öldüğünü, bunun üzerine …’nin eşi ve çocuklarının Ankara 13. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili … Bakanlığı ile …. Mak. San. ve Tic. A.Ş. hakkında maddi tazminat davası ve Ankara 11. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili … Bakanlığı ile …. Mak. San. ve Tic. A.Ş., inşaat firmasının yetkilisi …, şirket adına işçi çalıştıran usta … ve şantiyede sorumlu inşaat mühendisi Süleyman Savaş Gökdemir hakkında manevi tazminat davası açıldığını, Ankara 11. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının Ankara 13. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, Ankara 13. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettirilen yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda meydana gelen kazada … Bakanlığı’nın kusurlu olmadığının, diğer davalıların ise değişen oranlarda kusurunun bulunduğunun belirlendiğini, yargılama sırasında davacı tarafın davalı *** hakkındaki davalarından vazgeçtiğini, Ankara 13. İş Mahkemesi’nde yargılama sonunda … Karar sayılı gerekçeli karar ile asıl dava yönünden davanın kabulüne, birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne ve hükmedilen maddi ve manevi tazminatların davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına hükmedildiğini, bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, söz konusu mahkeme ilamının Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün *** sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, … Bakanlığı tarafından 08/01/2019 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne başvurulduğunu ve 15/02/2019 tarihi itibariyle dosya hesabının çıkarıldığını, yapılan hesaba göre tespit edilen 1.330.885,59-TL takip borcunun gelir vergisi ve damga vergisi kesintileri yapılarak 13/02/2019 tarihinde … Bakanlığı tarafından dosyaya ödendiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … Bakanlığı tarafından ödenen toplam 1.330.885,59-TL’nın; a) Maddi tazminat ve yasal faizine ilişkin kısmının, 13/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikle … Mak. San. Ve Tic. A.Ş.’nden tahsiline, b) Manevi tazminat ve yasal faizine ilişkin kısmının 13/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Mak. San. Ve Tic. A.Ş., … ve …’tan kusurları oranında tahsiline, c) Maddi tazminat davası yönünden hükmedilen dava vekalet ücreti, yargılama gideri, işlemiş faizleri ve icra vekalet ücretine ilişkin kısmının 13/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Mak. San. Ve Tic. A.Ş.’nden tahsiline, d) Manevi tazminat davası yönünden hükmedilen dava vekalet ücreti, işlemiş faizi ve icra vekâlet ücretine ilişkin kısmının 13/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Mak. San. Ve Tic. A.Ş., … ve …’tan kusurları oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Mak. San. Ve Tic. A.Ş.’nin iflasına karar verildiği ve iflas idaresi oluşturulamadığı, bu nedenle Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … iflas dosyası üzerinden anılan icra dairesince tasfiye işlemlerinin yürütüldüğü anlaşılmakla iflas idaresini temsilen Kayseri Genel İcra Dairesi’ne usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamış ve duruşmaya katılım olmamıştır.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Ankara 13. İş Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasına, Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün *** sayılı takip dosyasına, idari yazışmalara, ödeme emrine ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde evvelce yapılan yargılama sırasında Kayseri Genel İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalı … Mak. San. Ve Tic. A.Ş.’nin hakkında iflasın açılıp açılmadığı, iflas masasının oluşturulup oluşturulmadığı ve iflas masası memurlarının kimler olduğu sorulmuştur. Bu müzekkere verilen 08/10/2020 tarihli cevabi yazıda … Mak. San. Ve Tic. A.Ş.’nin hakkındaki … iflas sayılı dosyasında ikinci alacaklılar toplantısında alacaklılar tarafından aday gösterilmediğinden iflas idaresinin oluşturulamadığı, tasfiye işlemlerinin icra müdürlükleri tarafından yürütüldüğü bildirilmiştir.
Ankara 13. İş Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasının Uyap kayıt örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize 06/10/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Ankara 19. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … sayılı takip dosyasının Uyap kayıt örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize 05/10/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davacı vekili delil olarak dayandığı bir kısım kayıt ve belge örneklerini ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, iş mahkemesi kararına dayalı olarak, iş kazası sonucu vefat eden işçinin dava dışı mirasçılarına maddi ve manevi tazminat ile ferilerine ilişkin olarak davalının iflas tarihinden sonra ödediği paraların rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava ilk olarak davacı vekili tarafından 29/06/2020 tarihinde …, … ve … Mak. San. Ve Tic. A.Ş.’ne karşı, Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, bu mahkemenin 2020/268 Esas sayılı dava dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında 29/01/2021 tarihinde davalı … Mak. San. Ve Tic. A.Ş. hakkındaki davanın tefrik edilerek aynı mahkemenin *** Esas sırasına kaydının yapıldığı ve bu yeni esas üzerinden yapılan incele sonunda 01/04/2021 tarihinde 2021/144 Esas ve 2021/219 Karar sayılı gerekçeli karar ile “Dava; iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatının rucüen tahsiline aittir. Davanın yasal dayanağı, Borçlar Kanunu hükümleridir. Ancak dava tarihi olan 29.06.2020 tarihi itibariyle davalı şirketin iflası mevcuttur. Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2015 tarih, 2014/1599 Esas ve 2015/328 Karar sayılı kararıyla davalı şirketin iflasının açılmasına karar verilmiştir. Tasfiye, iflas dairesi tarafından yürütülmektedir. Bu dava “kayıt kabul davası” niteliğinde olup, iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmiştir.” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Bu kararın yasal süresinde istinaf edilmemesi üzerine 16/06/2021 tarihinde kesinleşmesi üzerine dava dosyası mahkememize tevzi olunmuştur.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; Ankara 13. İş Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamına dayalı olarak Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan icra takibi nedeniyle davacının iş mahkemesi kararına dayalı olarak, iş kazası sonucu vefat eden işçinin dava dışı mirasçılarına maddi ve manevi tazminat ile ferilerine ilişkin olarak davalının iflas tarihinden sonra ödediği paraların rücuen tahsilini davalı müflis şirketin icra iflas dairesi nezdinde oluşturulan iflas masasına kayıt ve kabulü şartlarının bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce dava konusu alacağın iflas tarihinden önce doğmuş iflas alacağı olduğu kabul edilerek, dava kayıt kabul davası olarak nitelendirilmiş, davaya bakmaya asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevzi olunmuştur. Öncelikle davanın yargılamasının hangi mahkemenin görevine girdiğinin tespiti gerekir.
İflas alacağı, masa borcu ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak olmak üzere üç grup alacak bulunmaktadır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 23/11/2015 tarihli, 2014/6942 Esas ve 2015/7535 Karar sayılı, 21/12/2015 tarihli, 2015/351 Esas ve 2015/8323 Karar sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere;
İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, masa alacaklısı olduğunu iddia eden alacaklı, davalı ise iflas idaresidir. Dava sonunda verilen ve uyuşmazlık konusu alacağı masa borcu olarak kabul eden karar, bütün iflas alacaklılarını bağlar. Masa mevcudunun iflas masrafları ve masa borçlarını karşılayamadığı durumlarda bu masraf ve borçlar iflas alacaklıları arasında taksim edilemez. (İflas Hukukunda Sıra Cetveli Prosedürü ve Sıra Cetveline Karşı Müraacat Yolları, Öztek Selçuk, yayımlanmamış doçentlik tezi, s. 31 vd) Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 02/02/2012 tarih ve 2011/4952 Esas, 2012/680 Karar sayılı bozma ilamı da bu yöndedir.
İflas masasının safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), “alacakların ödenmesine tahsis olunur” (İİK m.184,I,c.1). Buradaki “alacaklar” teriminden maksat, aslında yalnız “iflas alacaklarıdır.” İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilir (masaya yazdırılabilir). İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı “masa borcudur.” Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açıldıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Masa borçları iflas masasından tam olarak ödenir. (örn: İflas kararının ilanı giderleri (m.166;219), defter tutma (m.161;208) giderleri (bkz: m.160), masa mallarının muhafazası için kiralanan depo için ödenecek kira, iflas idaresinin ücreti (m.223,IV), masanın (iflas idaresinin) taraf olduğu davaları takip eden avukatın avukatlık ücreti masa borcudur. Bu sayma, tahdidi değildir; masa borçlarına bazı misaller vermek içindir. Şu halde, masa alacakları (borçları), iflas açıldıktan sonra iflasın tasfiyesi için bizzat masa ( yani, masa adına iflas dairesi veya idaresi) tarafından yapılan borçlardır. Masadan ödenecek alacakların, iflas alacağı ve masa alacağı olarak ikiye ayrılmasının pratik önemi şudur: Masa borcu, iflas masasından tam ve iflas alacaklarından daha önce ödenir (m.248). Oysa, iflas alacaklarının tam olarak ödenmesi çok enderdir (belki yalnız m.206’nın ilk üç sırasındaki imtiyazlı alacaklar tam olarak ödenir.)
İflas alacakları (özellikle m. 206’nın dördüncü sırasındaki imtiyazsız alacaklar), iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında ödenir. İşte bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, S. 1212 vd. Ankara, 2013). İflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklar iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetler de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturur. İİK’nın 248. maddesinin kenar başlığı “iflas masrafları ve masanın borçları” şeklindedir. Madde metninde açıkça iflas masraflarının iflas alacaklarından önce ödeneceği belirtilmiş ise de masa borçlarından bahsedilmemiştir. Ancak masa borçlarının da iflas alacaklarından önce ödeneceği doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir. (Öztek, Selçuk, İflas Hukukunda Sıra Cetveli Prosedürü ve Sıra Cetveline Karşı Müracaat Yolları, yayımlanmamış doçentlik tezi, s.14; Postacıoğlu, İlhan: İflas Hukuku İlkeleri, İstanbul, 1978, s. 205; 19. Hukuk Dairesi’nin 27/02/1996 tarih ve 202 E, 1568 K; 20/11/1997 tarih ve 6557 E, 9865 K. sayılı ilamı).
İflas masraflarına örnek olarak, iflas kararının ilanına ve gereken yerlere bildirilmesine ilişkin masrafları, defter tutma, malların muhafaza ve satış masrafları, iflas idare memurlarının ücretleri, paraya çevirme ve paylaştırmaya ilişkin harç ve masrafları sayılabilir. Masa borçları ise, iflasın açılmasından sonra ve devamı sırasında masa namına tekeffül edilen ve onun tarafından ödenmesi gereken borçlardır. Masa borçlarına örnek olarak, iflas idaresinin müflisin sanat veya ticaretinin devamı çerçevesinde akdettiği borçları, iflas idaresinin sebepsiz iktisap, haksız fiillerinden doğan borçları ve iflas idaresi tarafından tutulan avukatın vekalet ücretini sayabiliriz. İflas masrafları ve masa borçlarından masa sorumlu olup, müflis sorumlu tutulamaz. Masa alacaklısına alacağının masa tarafından karşılanmayan kısmı için aciz vesikası verilemez. (Öztek, Selçuk, a.g.e s. 17-18) İflas masrafları ve masa borçlarına sıra cetvelinde yer verilmez. Ancak pay cetvelinde gösterilmelidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, ancak bu alacak masa borcu niteliğinde ise masadan tazmin edilir, değilse tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır. İflas idaresi, müflise ait işyerini masanın menfaatini gözeterek işletmeye devam ederse, diğer anlatımla müflisin yaptığı sözleşmeyi feshetmeyip benimser ise bu işletmenin borcu masa borcu niteliğindedir.
Alacak, iflastan sonra doğmuş ve masa borcu da değilse, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.
Öte yandan, İİK’nın 195/1. maddesinin “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü uyarınca iflas tarihine kadar doğan iflas alacağı ve fer’ileri ile takip masrafları konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, belirlenen tutarın kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekir. İİK’nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. İİK’nın 196/3. maddesi uyarınca asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalar olup, Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK’nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz. İİK’nda masa borçları ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak için İİK’nın 235/2. maddesinin ilk cümlesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından, somut olayda Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davanın açıldığı *** tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK’nın 2. maddesi uyarınca görevli olduğunun kabulü gerekir.Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 05/04/2016 tarihli, 2016/2556 Esas ve 2016/2121 Karar sayılı emsal kararı bu doğrultudadır.
Somut olayda müflis şirketin 13/03/2015 tarihinde iflasına karar verildiği anlaşılmış olup, dava dışı müteveffa işçinin mirasçıları tarafından davacı aleyhine Ankara 13. İş Mahkemesi’nde açılan dava sonucu hüküm altına alınan alacağın yine iflas tarihinden sonra 13/02/2019 tarihinde icra takip dosyasına ödeme yapılmak suretiyle dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nın 167. maddesine dayalı rücu hakkı (iflastan sonra) doğmuştur. Bu durumda alacak, iflastan önce doğmadığından, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan genel nitelikli bir alacak niteliğindedir. Davacı tarafça da, alacak bu şekilde nitelendirilerek alacağın kayıt kabulü değil, tahsili istenmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanun’un 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre somut olayda; dava konusu alacağın iflas alacağı ve masa borcu değil, iflas tarihinden sonra doğan genel nitelikli alacak olduğu, davanın 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı, buna göre Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında görev ilişkisinin bulunduğu, davacının tacir olmadığı, buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, HMK’nun 21. maddesi gereğince işbu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı nedeni ile görevli mahkemenin tayini (merci tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince GÖREVE İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nun 21. maddesi gereğince işbu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı nedeni ile görevli mahkemenin tayini (merci tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereğince Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin merci kararı verilirse, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli mahkemede değerlendirilerek hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2021

Başkan***
e-imzalıdır
Üye ***
e-imzalıdır
Üye ***
e-imzalıdır
Katip ***
e-imzalıdır