Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACILAR :1- ***
2-***
3- ***
4-***
VEKİLİ : Av.
Av.
DAVALI :1-***
VEKİLLİ : Av.
DAVALI : 2- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3- ***
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’tan 65.000,00 TL kredi kullandıklarını, taksitlerden bir tanesinin ödendiğini, diğer taksitlerin ödenmediğini, 38 … plakalı aracın icra kanalıyla satıldığını, borçtan düşülmediğini, vadesi gelmeyen alacak için takip yapıldığını, bonunun teminat senedi olduğunu, eş muvafakatının alınmadığını, bonunun geçersiz olduğunu, davacı Ayşe’nin okuma yazması olmadığını, sonradan doldurulduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe konu bono ve kredi sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine, bononun teminat olarak verilmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL davacıların borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, davalılar aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile alacağı temlik ettiklerini ve taraf olmadıklarından bahisle husumetten reddini aksi kabulde ise teminat bonusu olmadığını, eş rızasının kanun gereği aranmayacağını, avalistten eş rızası alınmayacağını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Yönetim A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile alacağı temlik aldıklarını, diğer varlık şirketi ile birleştiklerini ve varlığı devam eden sadece … Şirekti olduğunu, diğer varlık şirketlerinin hukuken olmadığını, teminat bonusu olmadığını, eş rızasının kanun gereği aranmayacağını, avalistten eş rızası alınmayacağını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişiler … ile …’nun mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamına göre taraf ve mahkeme denetimine elverişli rapor hazırlama imkanı olmadığını mahkememize bildirmişlerdir.
23/03/2023 tarihli celsede osyanın bilirkişiye tekrar tevdi ile, icra dosyasında kıymetli evrak bulunduğu dikkate alınarak sadece kıymetli evraka uygun ve talebe bağlı kalınarak işlemiş faiz, işleyecek faiz hesap edilmek suretiyle ve talep edilen faiz ayrı ayrı hesaplanmak suretiyle dava tarihi itibariyle davacıların borcu olup olmadığı varsa istirdatı gereken bir miktarın olup olmadığının ödeme tarihleri ile birlikte gösterir bir şekilde hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiş bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; …’ın 21.09.2021 tarih ve … sayılı yazısında; …’ın banka nezdinde araştırmasının yapıldığını, yapılan araştırma sonucunda nakdi kredi tablosu, nakdi kredi ödeme tablosu, hesap bildirim tablosu, hesap hareketleri tablosunun yazı ekinde sunulduğunu, 10 yıllık zamanaşımından dolayı kredi evrakları ve ihtarname evraklarına ulaşılamadığını, ara kararda belirtilen davacıların borcu olup olmadığı, varsa istirdadı gereken bir miktarın olup olmadığının ödeme tarihleri ile birlikte gösterir şekilde hesaplanması hususlarına dosya kapsamında ödemelere ilişkin belge bulunmadığından yanıt verme imkanı bulunmadığını mahkememize bildirmişlerdir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı vekili talebinde, davalı …’tan 65.000,00 TL kredi kullandıklarını, taksitlerden bir tanesinin ödendiğini, diğer taksitlerin ödenmediğini, 38 … plakalı aracın icra kanalıyla satıldığını, borçtan düşülmediğini, vadesi gelmeyen alacak için takip yapıldığını, bonunun teminat senedi olduğunu, eş muvafakatının alınmadığını, bonunun geçersiz olduğunu, davacı Ayşe’nin okuma yazması olmadığını, sonradan doldurulduğunu belirterek menfi tespit tespit ve geçersizlik tespiti dilemiştir.
Davalı banka ise, ile alacağı temlik ettiklerini ve taraf olmadıklarından bahisle husumetten reddini aksi kabulde ise teminat bonusu olmadığını, eş rızasının kanun gereği aranmayacağını, avalistten eş rızası alınmayacağını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı … A.Ş ise, alacağı temlik aldıklarını, diğer varlık şirketi ile birleştiklerini ve varlığı devam eden sadece … Şirekti olduğunu, diğer varlık şirketlerinin hukuken olmadığını, teminat bonusu olmadığını, eş rızasının kanun gereği aranmayacağını, avalistten eş rızası alınmayacağını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddini dilemiştir.
-Uyuşmazlık noktalarının tespiti:
Taraflar arasında uyuşmazlık, dava konusu Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu bono ve genel kredi sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, satılan aracın mahsup edilip edilmediği ve neticeden davacıların davalılara borçlu olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
-Davacının feragat beyanının ve husumet hususnun mahiyetinin tespiti ve değerlendirilmesi;
Davacılar vekilinin 15/08/2023 tarihli dilekçesi ile Davalılar ***…. Ve … Yönetim A.Ş., … A.Ş. Yönünden davanın feragat ettiğini mahkememize bildirmiştir. Bu hususun değerlendirilmesinden önce işbu davada husumetin kime yöneltilmesi gerektiği noktasında değerlendirme yapmak gerekmektedir.
Kayseri Kapatılan 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalı … tarafından tarafından davacılar aleyhinde takip yapıldığı takibin kesinleştiği görülmüştür. İlgili dosyadaki alacak hakları ilk önce … A.Ş.tarafından … A.Ş.ye devredildiği, … A.Ş.’nin ise … Varlık Yönetim A.Ş.ile birleştiği, … Yönetim A.Ş.nin ise … Yönetim A.Ş.ile birleştiği, … Yönetim A.Ş.’nin ise … Yönetim A.Ş.ile birleştiği davalı … Yönetim A.Ş.’nin cevap dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu ticaret sicil kayıtları uyarınca kati surette anlaşılmıştır. Somut olayda davalı olarak gösterilen … Yönetim A.Ş.ve … A.Ş.nin dava tarihi itibariyle herhangi bir tüzel kişiliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Türk Hukuk Lûgatında kelime anlamı “bir şahıs veya bir şeyin hâli” olarak tanımlanan sıfat (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Ankara 2021, Cilt I, s. 977), dava konusu subjektif hak olan dava hakkı ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka yöneliktir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise, o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır (Kuru, Baki: Medenî Usul Hukuku El Kitabı, Ankara 2020, Cilt I, s. 332).
Mahkemece taraflar arasındaki dava konusu hakkın esasına yönelik karar verilebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddî hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur.(Hukuk Genel Kurulunun *** K. sayılı kararı)
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 307. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan yasa hükmüne göre feragat; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Bilindiği gibi, feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelmektedir. Davadan feragat neticesinde feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz.
Hiçbir kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir (HMK. m.310). Ancak bazı istisnai hallerde feragat davayı sona erdirmez (Örn: Hizmet tespiti davaları).
Bir usul hukuku kavramı olarak davadan feragatin açık, kesin ve koşulsuz olması, yasa gereğidir. 6100 Sayılı HMK’nın 309. maddesi aynen;
“(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
(3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
(4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır” şeklindedir.
Davadan feragatin, kesin hükmün sonuçlarını doğurucu nitelikte olması nedeniyle bütün bu özellikleri içermesi zorunludur.
Aynı yasanın 311. maddesi hükmü uyarınca feragat ve kabul; kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur ve irade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.
Feragatin davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması nedeniyle feragatten dönülmesi olanaksız ise de, davacı taraf feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt V, s.3646 vd).
Bu gibi durumlarda yapılması gereken, feragatin geçersizliği iddiasının hadise olarak aynı mahkemede görülüp, sonuçlandırılmasıdır. Feragatin iptali davasının başka bir mahkemede açıldığı durumda ise, asıl davayla birleştirilerek görülmesi gerekmektedir (HGK, *** K. sayılı kararı).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; *** A.Ş.ve … A.Ş.nin tüzel kişiliği bulunmadığından ve taraf ehliyeti olmadığından ilgililer yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı … yönünden ise alacağındava öncesi nihai aşamada … A.Ş.’ye devredilmiş olması karşısında kendisine husumet düşmeyeceğinden ilgili yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İşbu davada husumet düşen tek tarafın … A.Ş.olduğu, ilgili taleplerin sadece … A.Ş.’ye mümkün olduğundan ilgili yönünden ise davacı tarafın feragati uyarınca … A.Ş.yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacıların davalı … A.Ş.’ye karşı ikame etmiş olduğu davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Davacıların LBT Varlık A.Ş.ve … A.Ş.’ye karşı ikame etmiş olduğu davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
3-Davacıların … A.Ş.’ye karşı ikame etmiş olduğu davasının feragat nedeniyle reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 269,85 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 512,33 TL peşin harç ve 1.672,54 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.184,87 TL harçtan mahsubu ile artan 1.915,02 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı taraflara iadesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılarca yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-AAÜT’ye göre hesap edilen 20.470,08 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı … AŞ’ye verilmesine, (AAÜT 3/2 ve 7. Maddesi uyarınca)
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı … AŞ’ye verilmesine, (AAÜT 3/2 ve 7. Maddesi uyarınca)
9-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
10-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacılar vekili ve davalı … A.Ş. Vekili, ve Davalı … A.Ş. vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2023
Katip ***
¸e-imzalı
Hakim ***
¸e-imzalı
*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*