Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/458 E. 2022/238 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av. **
DAVALILAR : 1- ***
2- ***
VEKİLLERİ : Av.***
Av.

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili *** tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile müşteri … Makinaları ve İnşaat Malzemeleri Ticaret Ve Sanayi A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalılar … ve …’nun bu genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, genel kredi sözleşmesine istinaden müvekkili banka tarafından kredi kullandırıldığını, borçluların krediyi kullandığını ancak ödeme sürelerine uymadıklarını, banka tarafından ihtarname keşide edildiği halde yine de ödeme yapılmadığını, akabinde bankanın alacağını tahsil etmek için Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya üzerinden borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından borca, faize ve diğer tüm fer’ilerine itiraz etmeleri üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalının itirazlarının hukuka, hakkaniyete, usul ve yasaya aykırı olduğu, davalıların *** tarihinde vermiş oldukları dilekçe de böyle bir borçları olmadığını ve bu nedenle borç ile tüm ferilerine itiraz ettiğini belirttiklerini, dava dilekçesiyle birlikte sunulan genel kredi sözleşmesinin eki niteliğindeki kefaletnamede borçlular … ve …’nun bankaca asıl borçluya kullandırılmış ve kullandırılacak nakdi ve gayrinakdi kredilerden doğan tüm borçlarına, bu borçların faiz, temerrüt faizi, vergi, komisyon gibi tüm ferileri ve tahsili için vekalet ücreti ile gerekli her türlü masrafları da dahil olmak üzere geri ödenmesine kefil olmayı kabul ve taahhüt ettiklerini, davalıların itirazlarında ileri sürdüğü sebeplerin usule yasaya aykırı olduğunu beyanla, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalıların itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili tarafından verilen *** havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalıların bankaya borcu bulunmadığını, asıl borçlu firmanın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından konkordato kararı aldığını, kullanılan kredinin KGF teminatlı olduğunu ve davalıların kefaletinin bulunmadığını, bankanın alacağının tamamının adi alacak hükmünde olduğunu ve konkordato kararı gereğince geçici mühlet tarihi olan *** tarihinden sonra faiz işletilmemesi gerektiğini, bankanın *** tarihi itibariyle toplam 1.689.972,68-TL alacağının bulunduğunu, buna karşılık asıl borçlu firma tarafından bankaya tahsil edilmek üzere 1.288.743,58-TL tutarında çek bırakılarak tahsil edildiğini, ayrıca 282.670,08-TL asıl borçlu firma tarafından yatırılmak suretiyle toplam 1.571.413,66-TL ödeme yapıldığını, tahsil edilen çek bedellerinin ve hesaba yatan tutarların krediye tahsil edilmeyerek faiz getiren bir hesapta bekletilmesi gerektiğini, buna göre banka hesaplarında oluşan 1.571.413,66-TL tutar için 420.000,00-TL faiz işleyeceği ve tahsilatları neticesinde 301.440,98-TL firma hesabında para bulunması gerektiği, asıl borçlu firmanın borcu bulunmadığından kefillerinde borçlarının bulunmayacağı, beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, genel kredi sözleşmesine, kefalet sözleşmesine, hesap kat ihtarnamesine, hesap ekstrelerine, faiz genelgelerine, davacı banka kayıtlarına, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı konkordato dosyasına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının Uyap kayıtları incelenmek üzere yazı ile istenilmiştir. Bu takip dosyasının incelemesinde; davacı alacaklı Denizbanka AŞ tarafından borçlu … Makinaları Ve İnşaat Malzemeleri Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi, …, …, Firdes Şişekoğlu, … mirasçıları; Firdes Şişekoğlu, …, …, Ayşegül Öztürk aleyhine açılmış, 513.082,16-TL bedelli, 58.509,67-TL işlemiş faiz, 854,15-TL BSMV, 825,22-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 573.271,20-TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, davalının borca itirazı üzerine icra müdürlüğü tarafından 04/06/2021 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı konkordato dosyasının Uyap kayıtları incelenmiştir.
Davalılar … ve …’nun T.C. kimlik numaraları ve açık kimlik bilgileri belirtilmek suretiyle Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak *** tarihi ve sonrası itibarı ile davalıların … Makineleri Ve İnşaat Malzemeleri Ticaret ve Sanayi A.Ş. (VKN: 0800006224 )’nin yetkilisi veya ortağı olup olmadığının sorulmuş ve ilgili kayıt ve belge örneğinin istenilmiştir. Bu müzekkeremize 28/05/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davacı tarafça genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamelerinin muhatapla tebliğ şerhli örneğini, hesap ekstreleri ile T.C. Merkez Bankası’na bildirilen ve kredi işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarını gösterir tablosu (faiz genelgesi) dosyaya ibraz edilmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267 ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir bankacı bilirkişiye tevdine, bilirkişiye HMK’nun 268. maddesi gereği bilirkişiye banka defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince kredi sözleşmesinin tarafları, kredi miktarı, kefalet miktarı, hesap kat tarihi, kat tarihindeki ihtar, ihtarın tebliğ tarihi, ihtar ile muhataplara verilen süre, bu sürenin son gününün resmi tatil veya hafta sonuna denk gelip gelmediğinin tespiti ile buna göre temerrüt tarihinin belirlenmesi (ihtarda verilen sürenin son günü hafta sonuna veya resmi tatile denk geliyorsa takip eden ilk iş gününden sonraki gün temerrüt oluşacağı hususunun dikkate alınması), bankanın temerrüt tarihi itibari ile uyguladığı en yüksek akdi faiz oranının belirlenerek sözleşme hükümleri ile kararlaştırılan şekilde davalı tarafın sorumlu olduğu temerrüt faiz oranının tespiti, bu yapılırken davacının icra takibinde talep ettiği oranın göz önünde bulundurulması ve talebe bağlılık kuralı doğrultusunda hareket edilmesi, işlemiş temerrüt faizi miktarı, asıl alacak miktarı, BSMV miktarı, işlemiş faiz miktarı, masraf, olmak üzere takip talebinde ve icra ödeme emrinde yazılı olduğu şekilde talebe konu her bir alacak kalemi yönünden davacının varsa alacak miktarlarının kaçar TL olduğunun tespiti, takip tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde yapılan ödeme varsa ödeme tarihi ve miktarı, dava tarihinden bilirkişinin inceleme yaptığı tarihe kadar olan dönemde yapılan ödeme varsa ödeme tarihi ve miktarı, müteselsil kefillerin sorumluluk miktarına ilişkin hususlarda hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişi *** tarafından düzenlenen ***tarihli raporda özetle; “Davacı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle ***nolu yapılandırma kredisinden kaynaklanan 513.082,16-TL asıl alacak, 5.451,50-TL işlemiş faiz ve 272,57-TL BSMV olmak üzere toplam 518.835,39-TL nakit alacağının bulunduğu, davacı banka ile davalı asıl borçlu … Makinaları Ve İnşaat Malzemeleri Ticaret Ve Sanayi A.Ş. arasında ***tarihinde imzalanan *** numaralı genel kredi sözleşmesinin davalılar … ve … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görüldüğünden: kefil ***yönünden ***temerrüt tarihine göre davacı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle ***nolu yapılandırma kredisinden kaynaklanan 513.082,16-TL asıl alacak, 5.451,50-TL işlemiş faiz ve 272,57-TL BSMV olmak üzere toplam 518.835,39-TL nakit alacağına davalı ***’nun müteselsil kefaletinin bulunduğu, yine kefil ***yönünden ***temerrüt tarihine göre davacı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle ***nolu yapılandırma kredisinden kaynaklanan 513.082,16-TL asıl alacak, 6.413,53-TL işlemiş faiz ve 320,68-TL BSMV olmak üzere toplam 519.845,52-TL nakit alacağına davalı ******’nun müteselsil kefaletinin bulunduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; davacının genel kredi kredi sözleşmesi nedeniyle davalılardan alacaklı olup olmadığı, davalıların icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığı ve bu itirazların iptalinin gerekip gerekmediği ve davacının İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar vekili tarafından verilen dilekçelerde dilekçesinde özetle; kullanılan kredinin KGF teminatlı olduğunu, bankanın alacağını oradan tahsil etmesinin gerektiği, söz konusu kredi borcunun ödeme planlarında davalıların şahsen kefillik imzalarının bulunmadığını, bu nedenle de davalıların kefaletinin bulunmadığını, asıl borçlu şirketin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden konkordato talebinde bulunduğunu ve mahkemenin konkordato projesini adi alacaklar yönünden tasdik ettiğini, asıl borçlu yönünden adi alacak sayılan banka alacağına konkordato geçici mühlet kararı ile faiz işletilemeyeceği, asıl borçlunun faydalandığı bu haklardan kefil olan davacıların da yararlanması gerektiği, asıl borçlunun tabi olduğu külfetten daha fazlasının kefil olan davalılara yükletilemeceğini savunmuştur.
Davalıların bu savunmalarıyla ilgili uyuşmazlığın çözümü için öncelikle kefaletin fer’i niteliği üzerinde durulması gerekmektedir. Kefalet sözleşmesi, her zaman mevcut ve geçerli bir esas borcun varlığını gerektirir. Böylelikle, kefilin yükümlülüğü asıl borçtan kaynaklanan yükümlülüğe bağlı olmaktadır. Bu bağlılığı ifade etmek için kefalet sözleşmesinin fer’i bir sorumluluk doğurduğu söylenir. Kefilin sorumluluğunun fer’iliği, hukuki dayanağını, kefalet sözleşmesinin alacaklıya teminat vermek amacıyla yapılmasında bulur. Kefaletin fer’ilik özelliğinin sonuçları özetlemek gerekirse, Kefil asıl borçludan fazla bir mükellefiyet yüklenemez. Sorumluluğu asıl borçludan daha ağır olamaz. Asıl borç şarta bağlı olduğu halde kefilin şartsız olarak borçlanması, asıl borçlu sadece ağır kusurdan sorumlu olduğu halde kefilin asıl borçlunun hafif kusurundan dahi sorumlu tutulması söz konusu olmaz.
6098 sayılı TBK’nun 590/3. maddesinde de “Asıl borcun muaccel olması, alacaklı veya borçlunun önceden süre içeren bildirimde bulunmasına bağlıysa kefalet borcu için bu süre, bildirimin kefile yapıldığı tarihte işlemeye başlar.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, asıl borçlu yönünden borcun muaccel olması ihbar şartına bağlı ise, borcun kefil yönünden de muaccel olması için kefile ihbarda bulunulması gereklidir. Kefalet, fer’i niteliği gereği asıl borca bağımlı olduğundan asıl borçtan ayrı (bağımsız) olarak temlik edilemez. Asıl borcun herhangi bir nedenle ortadan kalkması halinde kefil de borcundan kurtulur (TBK. md. 598/1). Kefil asıl borçluya ait bütün def’ileri ve itirazları (aczi ile ilgili olan belli oranda ödeme, faiz ödememe gibi itirazlar dışında) alacaklıya karşı ileri sürme olanağına sahiptir. Kefaletin fer’iliği, bir anlaşmazlık halinde alacaklının sadece kefaletin değil fakat asıl borcun da varlığını ispat etmesini zorunlu kılmaktadır. Fer’ilik prensibinin yasalarla düzenlenmiş bazı istisnaları bulunmaktadır. Bu istisnalar şu şekilde sıralanabilir. Konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı, konkordato tasdik edilse bile kefile karşı alacağın tamamını talep etme hakkını muhafaza eder (İİK. md. 303/1). Borçlu konkordatoda tespit edilen oranda yükümlü olurken, kefilin asıl borcu aşan nispette ödeme ile yükümlü olduğu görülmektedir (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi,14/05/2018 tarihli, 2015/42830 Esas ve 2018/5759 Karar sayılı ilamı).
İİK’nun 303/1. maddesine göre, konkordatoyu reddeden (muvafakat etmeyen) alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder ve alacaklı asıl borçluya kefil olan kimseden sanki konkordato yokmuş gibi alacağının tamamını talep etme hakkına sahip olur. Başka bir deyişle, konkordatonun tasdik edilmesi ile birlikte konkordato projesinde asıl borcun vade veya tenzilat ile ödenmesi öngörülmüş olsa dahi, alacaklı alacağını herhangi bir vadelendirme veya tenzilat yapılmaksızın kefalet borcunun normal vadesinde tam olarak kefilden talep edebilme hakkına sahip olur. Bu durum kefalet borcunun, asıl borç miktarıyla sınırlı olması gerektiği ve kefile asıl borçtan fazla bir sorumluluk yüklenemeyeceği kuralına istisna teşkil etmektedir; çünkü, borçlu konkordatoda projesinde kabul edilen miktarla yükümlü olurken, kefil, bu miktarı aşan nispette ödeme ile yükümlü olmaktadır. O halde alacaklının, İİK’nun 303. maddesine göre kefile karşı başvuru haklarını tam olarak koruyabilmesi için, İİK’nun 302. maddesine göre yapılan alacaklılar toplantısında açıkça konkordato projesine red oyu vermesi gerekir. Bununla birlikte alacaklı, İİK’nun 302’7 maddesine göre, alacaklılar toplantısına katılmaz ve toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde de herhangi bir oy kullanmazsa, yine onun oyunun red şeklinde değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca, alacaklılar toplantısında veya bu toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde alacaklının avukatı tarafından kullanılan oy kabul yönünde olmuş olsa dahi, alacaklı vekilinin HMK’nun 74. maddesine göre, konkordato projesine muvafakat etme veya sulh olma konusunda özel yetkisi yoksa, yine bu kabul yönündeki oy geçerli kabul edilmeyip, reddi yönünde değerlendirilmesi gerekir (Levent Börü, “Konkordatonun Kefalet Sözleşmesine Etkileri”, İstanbul Hukuk Mecmuası, sayı:78/3, sayfa: 1260-1261). Davacı banka tarafından asıl borçlu şirketin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden konkordato talebine ilişkin yapılan alacaklılar toplantısında ve iltihak süresi içinde konkordato projesine olumlu oy vermemiş ve muvafakat etmemiştir. Bu nedenle İİK’nun 303/1. maddesi uyarınca alacaklı davacı banka, borçtan birlikte sorumlu olan davalılara karşı bütün haklarını muhafaza etmektedir ve alacaklı asıl borçluya kefil olan davalılardan sanki konkordato yokmuş gibi alacağının tamamını talep etme hakkına sahiptir. Geçici mühlet tarihinden itibaren kefil olan davalılar bakımından da mühlet süreleri içinde faiz işletilemeyeceğine dair davalıların savunması kanuna aykırı olup mahkememizce itibar edilmemiştir.
Yine kredi borcunun yeniden yapılandırması sözleşmesi, varolan ve ödenmeyen borç nedeniyle borcun yeniden yapılandırılmasına ilişkin olarak düzenlenmiştir. Davalı kefillerin çerçeve sözleşme gereği 10 yıl boyunca kefalet sorumluluğu mevcut olup, yeniden yapılandırma sözleşmesinden sorumlu tutulması için ayrıca bu sözleşmede imzasının bulunması gerekli olmadığından, davalılar vekilinin ödeme planlarında davalıların şahsen kefillik imzalarının bulunmadığına ilişkin savunmaları mahkememizce yerinde görülmemiştir (Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, 26/02/2020 tarihli, 2019/1105Esas ve 2020/303 Karar sayılı ilamı).
6098 sayılı TBK’nun “eş rızası” başlıklı 584/1. maddesinde; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” hükmü düzenlenmiştir. Aynı maddeye 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77. maddesi ile eklenen 3. fıkrasında ise “Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Takibe dayanak kredi sözleşmelerinin incelenmesinde; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Makinaları Ve İnşaat Malzemeleri Ticaret Ve Sanayi A.Ş. arasında ***tarihinde 12 sayfadan, 11 ana maddeden ibaret ***umaralı genel kredi sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, işbu sözleşmenin 1. nolu eki olarak *** tarihinde 2.500,000,00-TL ve 23/02/2017 tarihinde 1.500.000,00-TL tutarlarında Ek-A cari hesap kredi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin eki olarak düzenlenen 3 sayfalık kefalet sözleşmesinin …, … ve dava dışı ***tarafından *** tarihinde 2.500.000,00-TL limit ile ve *** tarihinde 1.500.000,00-TL limit ile müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığı, görülmektedir. davacı bankanın Kayseri Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Mak. İnş. Malz. Tic. A.Ş. arasında *** tarihinde 19 sayfa ve 25 ek yapraktan oluşan toplam 44 sayfalık ve 6 ana maddeden ibaret 2.500.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, iş bu sözleşmeyi davalı kefiller …, … ve dava dışı …’nun 2.500.000,00-TL limit ile müteselsil kefil olarak imzaladıkları, kefillerin asıl borçlu şirketin ortakları olduğu, davalıların sözleşmedeki imzayı inkar etmediği, dolayısı ile kefaletlerinin geçerli olduğu görülmüştür. Dosya içerisine alınan Ticaret Sicili Gazetesi örneğinden davalı kefiller … ve …’nun asıl borçlu dava dava dışı … Mak. İnş. Malz. Tic. A.Ş.’nin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu, bu davalıların asıl borçlu dava dava dışı … Mak. İnş. Malz. Tic. A.Ş.’nin borçlarına müteselsil kefil olduğu, kefil olunan tutar, kefalet tarihi ve müteselsil kefalet türünün davalılar tarafından el yazısı ile yazılıp imzalandığı, davalıların asıl borçlu şirketin ortağı olması nedeniyle 6098 sayılı TBK’nun 584/1. maddesin 3. fıkrası uyarınca eş rızasının gerekli olmadığı, davalıların sözleşmelerin altındaki adlarına atfen atılı olan imzasına itiraz etmediği, dolayısı ile kefaletin geçerli bir şekilde alındığı görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 12 sayfadan ibaret olup; 1. maddesinde sözleşmedeki genel tanımların yer aldığı bu tanımlar içinde; Ek Sözleşme, Ek A- Akreditif Düzenlenmesine Ve İthalat Kabul Ve Aval Kredisine İlişkin Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi, Ek A- Cari Kıymetli Maden Kredisi Sözleşmesi, Ek A- İhracat, İhracat Sayılan Satış Ve Teslim İle Döviz Kazandırıcı Hizmet Ve Faaliyetlere İlişkin Kredi Sözleşmesi, Ek A-Cari Hesap Kredisi Sözleşmesi, 9.01 temerrüt halleri: aşağıda sayılan bir olayın oluşması temerrüt durumu “temerrüt durumu” olarak kabul edilir. (a)Kredi alanın, finansman belgeleri ve banka ile akdettiği; türev, hazine işlemlerine ilişkin sözleşmeler dahil; diğer sözleşmeler uyarınca vadesi geldiğinde ödemesi gereken meblağı tüm ferileri ile birlikte tam ve eksiksiz olarak ödememesi; (g)Kredi alanın; moratoryum, konkordato, ödemelerini durdurması, iflası erteleme, iflas, tasfiye, borçların tasfiye yoluyla ödenmesinin başlatılması, bu yönlerde mahkemeye talepte bulunma yahut benzeri neticeler doğuracak bir davranışta bulunması yahut kredi alanın her türlü alacaklılarının yukarıda sayılanlardan biri ile kredi alan aleyhine işlemlere başlanması; 9.02 Temerrüdün sonuçları: yukarıda sayılan temerrüt durumlarından herhangi birisinin gerçekleşmesi halinde, finansman belgeleri nedeniyle tahakkuk eden anapara, faiz ve sair teferruat ve feriler ile bankaya ödenmesi gereken diğer tüm meblağlar ve diğer ilgili dokümantasyon çerçevesinde doğacak borçların tamamı herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın kredi alan açısından muaccel hale gelecektir. Kredi alan, işbu sözleşme ve diğer finansman belgelerinden doğan borçları gününde ödemediği takdirde, temerrüdün doğduğu tarihten bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya banka tarafından ödünç para verme mevzuatına göre tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranına veya ileride artırıldığı takdirde artmış en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ve onun gider vergisini ödemeyi kabul ve taahhüt eder. 10.04 Takibe geçme hakkı: banka, alacağının kısmen veya tamamen muacceliyet kazanması halinde, kredi alan tarafından taşınır rehni ile teminata bağlanmış veya teminat olarak verilmiş olan senetlerin henüz vadeleri gelmemiş olsa bile, kredi alana karşı haciz yolu ile veya iflas yolu ile takibe geçebilir ve ayrıca her türlü alacağı için ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı alıp uygulayabilir. kredi alan, bankanın ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz talebinde bulunması halinde teminat yatırmamasını da kabul eder.” denildiği ve davalılar tarafından imzalandığı görülmektedir.
Hesap kat ihtarnamesinin incelenmesinde; davacı bankanın kullanılan kredilerin ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu … Makinaları ve İnşaat Malzemeleri Ticaret ve Sanayi A.Ş. ile kefiller …, … ve dava dışı …’na hitaben gönderilen Beyoğlu 48. Noterliği’nin *** tarihli ve *** yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesapları kat ederek ihtarnamede, *** tarihi itibariyle,*** tarihinde ödenmesi gereken 18.733,62-TL taksit, *** tarihinde ödenmesi gereken 18.733,62- TL taksit, ***tarihinde ödenmesi gereken 18.733,62-TL taksit, *** tarihinde ödenmesi gereken 18.733,62-TL taksit, *** tarihinde ödenmesi gereken 18.733,62-TL taksit, *** tarihinde ödenmesi gereken 18.733,62-TL taksit, bu taksitlere işlemiş olan 6.554,40-TL faiz ve 327,72-TL BSMV olmak üzere ihtarname tarihi itibariyle 138.017,46-TL gecikmiş ihtiyaç kredisi borcu bulunduğunu, işbu ticari ihtiyaç kredisinden dolayı tüm ürünlerin muaccel hale geldiğini, CEKKARN toplam 5.230,00-TL / IHTKTIC 31.166,63-TL anapara, toplam 31.166,63-TL / IHTKTIC 511.010,82-TL anapara, 48.510,49-TL faiz, 2.425,53-TL BSMV toplamı 561.946,84-TL olmak üzere işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren toplam 593.113,47-TL borcun 1 gün içinde ödenmesini aksi halde tüm borcun muaccel hale geleceği ve yasal işlem başlatılacağının bildirildiği, Beyoğlu 48. Noterliği’nin *** ve *** yevmiye nolu ihtarnamesinin dava dışı asıl borçlu firma adına *** tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’na gönderilen ihtarnamenin *** tarihinde tebliğ edildiği, bu muhataplara ödeme için verilen bir günlük sürenin cumartesi ve pazar hafta tatili gününe denk gelmesi nedeniyle *** pazartesi ödeme günü olup dava dışı asıl borçlu firma ve davalı Fatih Şişekoğu yönünden temerrüt tarihi 13/04/2021 olarak ve diğer davalı …’na gönderilen ihtarnamenin oğluna *** tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden muhatap … yönünden temerrüt tarihi *** olarak tespit edilmiştir.
*** tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. ve 120. maddelerinde temerrüt faizine sınırlamalar getirilmiştir. Yürürlük Kanunu’nun 7. maddesine göre söz konusu hüküm *** tarihinden önce başlatılmış takiplerde de uygulanacaktır. Ancak 6102 sayılı TTK’nun 8. maddesine göre ticari işlerde faiz serbestisi ilkesi geçerlidir. Ticaret Kanunu Borçlar Kanunu’na göre daha özel bir kanundur. Aynı tarihte yürürlüğe giren bu özel kanunlar arasındaki farklı nitelikteki hükümler söz konusu olduğundan daha özel nitelikteki 6102 sayılı TTK hükümlerinin dikkate alınarak faiz oranının belirlenmesi gerekir. Mahkememizce 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. ve 120. maddesindeki sınırlamaların uyuşmazlıkta uygulanamayacağı taraflar arasındaki kredi sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekeceği düşünülmüştür.
Davacı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde temerrüt faizi ile ilgili olarak: ”… kredi alan, işbu sözleşme ve diğer finansman belgelerinden doğan borçları gününde ödemediği takdirde, temerrüdün doğduğu tarihten bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya banka tarafından ödünç para verme mevzuatına göre tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranına veya ileride artırıldığı takdirde artmış en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ve onun gider vergisini ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmü bulunduğundan; bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada belirlenen ve emsal kredilerde uygulanan ticari krediler için yıllık %15,00 oranında uygulandığı dikkate alınarak sözleşme hükmüne göre davalı banka tarafından % 15,00 x 1,50 = % 22,50 oranında temerrüt faizi talep edebileceğinin hesaplandığı, buna göre davacı bankanın icra tabininde talep ettiği temerrüt faizi oranlarının yasaya, sözleşmeye ve yerleşik yargı uygulamalarına uygun olduğu görülmektedir.

Kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan eldeki davaya konu icra takibinde alacak hesabı yapılırken; takibe dayanak kredi sözleşmelerindeki hüküm nedeniyle davacı bankanın kayıt ve belgelerinin esas alınması hesabın kat edildiği tarih itibariyle davacı banka alacağının belirlenmesi bu miktara kat tarihinden ihtarda verilen ödeme süresinin sonuna kadar geçen sürede borçlunun henüz mütemerrit duruma düşmediğinin kabulü ile akdi (cari=sözleşme dönemi) faiz uygulanmalı; ödeme süresinin dolmasından sonra (temerrüdün gerçekleşmesi üzerine) alacağa temerrüt faizi uygulanmalıdır. Buna göre, temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacağın bulunması, bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve BSMV işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarının bulunması, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler var ise bunların öncelikle masraf ve faizlere mahsubunun yapılması ve dava tarihindeki alacak miktarının belirlenmesi gerekir. Mahkememizce aldırılan bankacı bilirkişinin raporunda buna uygun hesaplama yapıldığı görülmekle mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Bankacı bilirkişi raporunda taleple bağlılık ilkesi gereği icra takip tarihi ve dava tarihi itibarı ile davacı bankanın dava dışı asıl borçlu … Makinaları İnş Malz. Tic. ve San.A.Ş. ve davalı kefil Fatih Şişekoğu yönünden *** temerrüt tarihine göre davacı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle *** nolu yapılandırma kredisinden kaynaklanan 513.082,16-TL asıl alacak, 5.451,50-TL işlemiş faiz ve 272,57-TL BSMV olmak üzere toplam 518.835,39-TL nakit alacağının bulunduğu, davacı bankanın belirlenen bu miktardaki nakit alacağına davalı Fatih Şişekoğu’nun müteselsil kefaletinin olduğu, yine taleple bağlılık kuralına göre davalı kefil Nuh Naci Şişekoğu yönünden *** temerrüt tarihine göre davacı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle 35988 nolu yapılandırma kredisinden kaynaklanan 513.082,16-TL asıl alacak, 6.413,53-TL işlemiş faiz ve 320,68-TL BSMV olmak üzere toplam 519.845,52-TL nakit alacağının bulunduğu, davacı bankanın belirlenen bu miktardaki nakit alacağına davalı Nuh Naci Şişekoğu’nun müteselsil kefaletinin olduğu hesaplanmış ve bu konudaki görüş ve kanaatini bildirilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın konu ile ilgili içtihatları ile uyumlu bulunduğundan hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulü ile, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalıların vaki itirazlarının kısmen iptali ile 513.082,16-TL asıl alacak, 6.413,53-TL işlemiş temerrüt faizi ve 320,68-TL BSMV olmak üzere toplam 519.816,37-TL (davalı …’nun ise 513.082,16-TL asıl alacak, 5.451,50-TL işlemiş temerrüt faizi ve 272,57-TL BSMV olmak üzere toplam 518.806,23-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla) icra takibinin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar 513.082,16-TL asıl alacağa yıllık %22,50 oranında temerrüt faizi işletilmesine ve takip sonrası işleyecek tüm faizlere %5 oranında BSMV yürütülmesine, sübut bulmadığından dolayı davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde, davalı taraf ise kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalılar hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı banka kayıtlarına dayalı likit, yani belirlenebilir bir alacak olduğu kanaati ile, İİK’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen toplam 519.816,37-TL’nın takdiren %20’si oranında (davalı …’nun ise 518.806,23-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile) icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir. Davalılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedebilmek için davanın reddine karar verilen kısmı hakkında davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanması veya kötü niyetin dosya kapsamından anlaşılması gerekmektedir. Davacının kötü niyetli olduğuna ve kötü niyetle icra takibi başlatıldığına dair herhangi bir delil bulunmaması ve bu hususun ispatlanmamış olması nedeniyle koşulları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
1-Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalıların vaki itirazlarının kısmen iptali ile 513.082,16-TL asıl alacak, 6.413,53-TL işlemiş temerrüt faizi ve 320,68-TL BSMV olmak üzere toplam 519.816,37-TL (davalı …’nun ise 513.082,16-TL asıl alacak, 5.451,50-TL işlemiş temerrüt faizi ve 272,57-TL BSMV olmak üzere toplam 518.806,23-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla) icra takibinin devamına,
2-Takip tarihinden tahsil tarihine kadar 513.082,16-TL asıl alacağa yıllık %22,50 oranında temerrüt faizi işletilmesine ve takip sonrası işleyecek tüm faizlere %5 oranında BSMV yürütülmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE,
4-İtirazın iptaline karar verilen 519.816,37-TL’nın takdiren %20’si oranında (davalı …’nun ise 518.806,23-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile) icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Koşulları bulunmadığından davalıların kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 35.508,65-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 6.923,68-TL ile icra dosyasına yatırılan peşin harç miktarı olan 2.866,36-TL’nın mahsubu ile bakiye 25.718,61-TL karar ilam harcının (davalı …’nun ise 25.699,61-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul ve ret oranına göre hesap edilen 1.233,18-TL’nın (davalı …’nun ise 1.230,79-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen ve bakiye 127,02-TL’nın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 6.923,68-TL peşin harç ve 2.866,36-TL icra dairesine yatan peşin dava harcı olmak üzere toplam 9.849,34-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yapılan 49,50-TL e-tebligat gideri, 38,00-TL tebligat gideri, 0,60-TL KEP gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 888,10-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 805,28-TL’nın (davalı …’nun ise 803,72-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
12-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 43.040,81-TL nispi vekalet ücretinin (davalı …’nun ise 42.990,31-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın reddine karar verilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 7.880,45-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/03/2022

Başkan ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Katip ***
E-imzalıdır