Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/445 E. 2022/299 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yurt çapında yayın dağıtım kitap kırtasiye sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki sonucu açık hesap ilişkisi bulunduğunu, davalı ile cari hesap bakiyesi toplam 6.423,87 TL’nin ödenmesi hususunda yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması nedeniyle Kayseri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, müvekkilinin alacağının likit olduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ile, Kayseri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibin dayanağı herhangi bir belge veya bilgi bulunmadığından yapılan takibin bu yönüyle de yasaya ve usule uygun olmadığını savunarak davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. ***’ın mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının 2019 yılı ticari defterlerinde davacıya herhangi bir borcu gözükmediğini, davacı tarafça dosyaya sunulan mauavin defter kaydında taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılı ve öncesine ait olduğunun anlaşıldığını, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti için davalı tarafça ticari işlemlerin başladığı tarihten takip tarihine kadar olan dönem için tüm muavin defter kayıtları ve diğer ticari defterlerin sunulması gerektiğini, dosya kapsamında sadece 2019 yılı ticari defterleri sunulduğundan davacının alacaklı olup olmadığına ilişkin tespit yapılamadığını mahkememize bildirmiştir.
Ayrıca bilirkişi Mehmet Dilsiz’in Ankara 2. ATM vasıtası ile mahkememize sunmuş olduğu 29/01/2022 tarihli raporda özetle; davacının davalıdan*** dava tarihi itibariyle 6.423,87 TL alacaklı gözüktüğünü mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle, açık hesap ilişkinden kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise borcu bulunmadığında dolayı davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı *** İç ve Dış Ticaret A.Ş., olduğu, borçlusunun işbu dava davalısı ***Sanayi ve Ticaret A.Ş.olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 6.423,88 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde takibe itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 6.423,87 TL alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı tarafa ticari defterleri sunması için kesin süre verilmiş davalı defterleri eksik sunmuş olduğundan tekrar kesin süre verilmiş ancak süresi içerisinde davalı defterlerini sunmadığından daha sonraki tekrar defter sunma talebi ise kesin süre mahkememizi de bağlayacağından talep uygun görülmemiş ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi davalı ispat edemediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, davalının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile, 6.423,87 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa tahsil edilene kadar reeskont faizi (ticari avans faizini geçmemek kaydıyla )uygulanmasına,
2-Haksız itiraz sebebiyle 6.423,87 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 438,81 TL harçtan 109,71 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 329,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 109,71 TL peşin harç olmak üzere toplam 169,01 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 9 elektronik tebligat masrafı 51,50 TL, 1 tebligat masrafı 19,00 TL, 21,20 TL talimat gideri olmak üzere toplam 1.291,70 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/04/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

TASHİH ŞERHİ

Her ne kadar Mahkememizin 14/04/2022 tarihli gerekçeli kararının hüküm kısmının son cümlesinde ”…. gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere” şeklinde yazılmış ise de; davanın miktar itibariyle kesin olduğu anlaşılmak anlaşılmakla anılan kısmın ” ….miktar itibariyle kesin olmak üzere ” şeklinde değiştirmek suretiyle HMK’nun 304/1. maddesi gereğince açık hatanın düzeltilerek hükmün tashihin işbu tashih şerhinin gerekçeli kararın suretlerinin altına eklenmesine karar verildi. 29/04/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalı ¸e-imzalı
*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*