Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/442 E. 2022/485 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – ….
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adıyaman … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyasında verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesi neticesinde mahkememize gelen dava dosyasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine … poliçe numarası ile ve … Mah. … Sk. No:… … Blok … / … adresinde bulunan sigortalı binada, sigorta yetkilisi (yönetici) tarafından sigortalı yapının ortak alanlarında gerçekleşen hasara ilişkin ihbar yapıldığı, müvekkilince bağımsız ekspere inceleme yaptırıldığı, eksperin raporunda, bina bodrum katında sığınak ve kazan dairesinin bulunduğu, her iki alanın zemin yüzeylerinde kanalizasyon atıklarının birikmiş olduğu ve pis suların dışarıdan müdahale ile tahliye edilmiş olduğu, zemin alanına ve kanalizasyon borularına tazyikli su püskürtülerek yapılan incelemede suların tahliye edilemediği ve geri teptiği bina dışındaki logara her hangi bir su akışının olmadığı, bina temel betonu altından geçerek ana atık su tahliye sistemine bağlanan borulardan pis suların geri teptiği, bina iç kısmı ile ana atık su talliye sistemi arasında oluşan eğim farkının ve boruların içerisinde meydana gelen tıkanmanın hasara sebebiyet verdiğinin tespit edildiği, bu olayın toki konutları olarak yapılan bu binalarda yüklenici firma olarak inşaatı yapan davalı şirketin kusurundan kaynaklı olduğu ve davalı şirkete rücu imkanının bulunduğu, gerçekleşen hasar sonrası müvekkilinin sigortalısına … tarihinde 6.000,00-TL hasar tazminatı ödediği, gerekli özen ve dikkati göstermeyip kurallara aykırı inşaat yaparak zararın oluşmasına sebebiyet veren davalının haksız fiil kusuru işlediği ve meydana gelen zararları tazmin ile yükümlü olacağının açık olduğu, ödenen meblağdan davalı şirketin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu, bu meblağın tahsili amacıyla Adıyaman … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığı, ancak borçlunun yetki ve borca itirazda bulunması nedeniyle takibin durduğu, sigortalı konutun bulunduğu, işin yapıldığı ve hasarın gerçekleştiği yerin Adıyaman ili sınırları içerisinde bulunduğundan davalının yetki itirazının hukuki dayanağının bulunmadığı, bu nedenlerle davalının Adıyaman … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe giren miktar olan 6.872,88-TL (6.000,00-TL asıl alacak + 872,88-TL işlemiş faiz) yönünden haksız itirazının iptaline, bu miktarın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP : Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulundukları, davanın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, davacının talep ettiği alacağın TTK, BK ve Sigorta Kanunu kapsamında zaman aşımına uğradığı, iş bölümü itirazında bulundukları, davacının Adıyaman ilinde müvekkil firma tarafından inşaatı tamamlanan bir binada bodrum kat sığınak ve kazan dairesinde pis su atık tahliyesine ilişkin bir sorun yaşandığını, buna ilişkin sigortalılarının başvuru üzerine eksper faaliyeti icra edildiğini ve akabinde poliçeleri kapsamında sigortalısına ödeme yaptığını iddia ederek ödediği bedelin rücusu kapsamında müvekkiline husumet yönelttiği, öncelikle davacının; kime, ne kadar, hangi sebeple ve hangi meri mevzuat kapsamında ödeme yaptığının tam olarak ispatının zaruri olduğu, müvekkili firmanın yıllardır TOKİ işleri yapan, prestijli projelere imza atan, ilimiz ve ülkemiz sınırlarında oldukça saygın bir yere sahip olduğu, TOKİ kapsamında yapılan tüm iş ve işlemlerin gerek idare tarafından gerekse müşavir firmalar ve yetkililer tarafından itina ile irdelendiği, teslimin üzerinden 4-5 sene geçtiği, davacının ödediğini iddia ettiği poliçe bedelinin üzerinden 3-4 sene geçtiği, bu halde müvekkile kusur, tazmin ve zarar izafe edilmesinin kabul edilemeyeceği, TOKİ işlerinde standart bir uygulama olduğu, Kanal görüntüleme raporunun binalar ve ortak alanların tesliminden önce, kamera ve özel cihazlar ile; yapılan altyapı, atık su, yağmur suyu imalatlarındaki borularda ezilme, kırılma ve hatta toprak, yabancı atık varlığı ve akar kotlarının kontrolü için yapıldığı ve TOKİ’ye sunulduğu, bu raporda fen ve sanat kurallarına uygun işçilik olup olmadığının incelendiği, TOKİ tarafından uygunsuz görülmesi halinde zaten işin teslim alınmayacağı, somut olayda böyle bir durum olmadığı, davacının yaptırdığı eksper raporunun kendilerine tebliğ edilmediği gibi, TOKİ müşavir firma raporlarına göre de daha düşük ispat ve değerlendirme seviyesinde olacağının açık olduğu, dolayısıyla ortada teslim anında ve müvekkiline izafe edilecek hiç bir kusur, hata, zarar olmadığı, bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, konut sigortasından kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Adıyaman … Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazısında; dava dışı … ‘ın herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, potansiyel mükellef olduğunun bildirildiği görüldü.
Vergi dairesi müdürlüğünün cevabi yazısı dikkate alındığında, davacı … ‘ın tacir sıfatını haiz olmadığı ve tapu kaydına göre de sigortalanan taşınmazın da konut olduğu açıktır.
Davadışı … evini davacı sigorta şirketine konut sigortası ile sigortalatmıştır. Bu sigorta poliçesine istinaden davacının evinde inşaatın yapımından kaynaklanan sebeplerle meydana gelen zararı sigorta şirketi ödemiştir.
TTK 1472.maddesine göre halefiyet yoluyla sigorta şirketi sigortalı hangi mahkemede dava açabilecek ise o mahkeme dava açabilecektir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan işlemden kaynaklanmakta olup, dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115. maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Eldeki davanın tüketici işleminden kaynaklandığı, davalının TOKİ adına taşınmazı yapıp teslim ettiği, davacı sigorta şirketinin sigortalı yerine geçtiği ve davasının Tüketici mahkemesinde açması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE, görevli Mahkeme’nin KAYSERİ NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nun 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. …

Katip …

Hakim …