Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/437 E. 2021/1117 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/437 Esas
KARAR NO : 2021/1117

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI :…
VEKİLİ :Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/12/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıdan fatura karşılığı alacağının olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek borca vaki itirazın iptaline karar verilmesini ve davalının alacağın % 20’si oranında tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu faturayı, fatura içeriğini ve sevk irsaliyesini kabul etmediklerini, davalı şirket kayıtlarında böyle bir faturanın olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve davacının alacağın % 20’si oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının celp edildiği, takip alacaklısının… A.Ş. ve takip borçlusunun… Şti. Olduğu, bir adet 6.975,19 TL’lik fatura alacağına dayalı genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 07/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının 09/10/2019 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüştür.
Mimarsinan Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalı …’nin 03/07/2019 tarihli 2168 sıra numaralı 6.975,19 TL bedelli faturayı Form BA ile beyan edip etmediği sorulmuş, gelen yazı cevabıyla dava konusu faturanın Form BA ile bildirilmediği belirtilmiş, ilgili dönem Form BA kayıtları gönderilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davaya konu faturanın davalının ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu faturada teslim alan kısmında isim belirtilmeksizin imza atılmış olması nedeni ile davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiş, davalı şirket yetkilisi imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmiş, imzanın inkar edilmesi nedeni ile yeteri kadar imza örneği alınmış; imza incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporunda, faturada teslim alan kısmında yer alan imzanın davalı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
SGK’ya müzekkere yazılarak 03/07/2019 tarihi itibari ile davalı …’nin çalışanları arasında …’un bulunup bulunmadığı sorulmuş, …’a ait belgeler gönderilmiştir.
Kayseri Ticaret Sicil Memurluğu’na müzekkere yazılarak …’nin adına …’a vekaletname verilmiş ise vekaletname aslının gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabı ile şirket adına …’a verilen vekaletnameye rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Kayseri ….Noterliği’ne müzekkere yazılarak 19/07/2019 tarihli … yevmiye numaralı belge celp edilmiştir.
Kayseri ….Noterliği’ne müzekkere yazılarak 12/08/2009 tarihli … yevmiye numaralı belge aslı celp edilmiştir.
Kocasinan İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …’un imza asıllarının bulunduğu belgeler celp edilmiştir.
Kocasinan İlçe Seçim Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …’un imza asıllarının bulunduğu belgeler celp edilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarından bir grafoloji uzmanı bilirkişi … 16/06/2021 tarihli raporunda özetle; incelemeye kanu, … A.Ş. tarafından, Baksan Kuyumculuk … Şti. adına, 19,03 Kg Streç 23 Mikron 50*300 ve 575,40 Kg. Ambalaj Shrink 68 cm 70 mic. için düzenlenmiş, 03/07/2019 tanzim tarihli ve … seri numaralı Sevk İrsaliyesi otokopili nüshasında “Teslim Alan” bölümünde atılı bulunan imzanın, … elinden mümkün ve muhtemel çıkmadığı yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekilinin rapora karşı itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası uyaptan celp edilmiş, müştekisinin … A.ş olduğu, şüphelilerinin … ve … olduğu, şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca bir yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin 02/02/2021 tarihli … Esas – … Karar sayılı kararı ile “Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK’da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika” olarak tanımlanmıştır. Buna göre fatura, tek taraflı düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir.
TTK 21/1.maddesine göre, “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir”. TTK 21/2.maddesine göre “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.
27.06.2003 tarihli 2001/1 E.2003/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle akdî ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Davacı taraf, faturaya konu malın davalıya teslim edildiğine ilişkin tanık dinletmek istemiş ise de fatura konusu malların tesliminin tanık ile ispatı mümkün olmadığından (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/20147 Esas 2018/6531 Karar sayılı içtihadı) 14/07/2020 tarihli celsenin bir numaralı ara kararı ile davacı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili aynı yöndeki talebini 05/01/2021 tarihli celsede de tekrar etmiş, mahkememizce söz konusu celsenin iki numaralı ara kararı ile daha önceden red edilen talep hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalının Form BA kayıtları mahkememizce celp edilmiş, icra takibine ve davaya konu faturanın davalı tarafça beyan edilmediği anlaşılmış, tarafların ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi … 31/03/2020 havale tarihli raporunda özetle;
1-Davacının davalıdan talep ettiği alacak dayanağı olarak gösterilen faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu fatura karşılığında herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığı,
2-Davalının ticari defterlerinde takip ve dava konusu faturanın kayıtlı olmadığı, davalının bağlı bulunduğu Mimar Sinan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün vermiş olduğu müzekkere cevabında bahse konu faturaya yönelik Form BA bildiriminin bulunulmadığının belirtildiği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Dava ve takip konusu faturada teslim alan kısmında imza bulunmaktadır ancak teslim alan kişinin imzası bulunmamaktadır. Faturada teslim alan kısmında imza bulunup isim bulunmaması halinde mahkemece davalı şirket yetkilisine isticvap davetiyesi çıkarılarak imzanın ona ait olup olmadığının sorulması, inkarı halinde yeterince imza örnekleri toplanarak huzurda atılacak imzalar ile birlikte imza incelemesi yapılarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekir (Bu yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/4041 Esas 2019/959 Karar sayılı içtihadı). Mahkememizce davalı şirket yetkilisi isticvabına karar verilmiş, davalı şirket yetkilisi …14/07/2020 tarihli celsede hazır bulunmuş ve faturada teslim alan kısmındaki imzanın kendisine veya şirkette çalışan birine ait olmadığı yönünde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili 16/07/2020 tarihli dilekçe ile imza incelemesine esas olmak üzere davalı şirkete ait Kayseri ….Noterliği’nin 10/09/2019 tarihli vekaletname aslını dosyaya sunmuş, incelenmesinde …’un davalı şirketi 29/12/2008 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile temsil ve ilzama münferiden yetkili olduğu görülmüştür.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden, Kayseri Sanayi Odası Başkanlığı’ndan ve Hacılar Tapu Müdürlüğü’nden davalı şirket yetkilisi …’a ait imza asıllarının olduğu belge asılları celp edilmiştir.
Dosyadaki sevk irsaliyesinin otokopi (asıl nüshanın alt nüshası) olduğu görülmekle, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre asıl olmayan belge üzerinde (otokopi üzerinde) imza incelemesi yapılamayacağı için, davacı vekiline sevk irsaliyesinin aslını sunması için 14/07/2020 tarihli duruşmadan bir hafta öncesine kadar kesin süre verilmiş, kesin süre içinde istenilen belge sunulmadığı takdirde davacının söz konusu belgeye delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiş, bu hususta davacı vekiline meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş, davacı vekili faturanın-sevk irsaliyesinin aslını sunmamıştır. Buna rağmen davalı şirket yetkilisinin imzayı inkar etmesi nedeni ile yeteri kadar imza örneği alınmış ve otokopi belge üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, elyazısı-imza ve sahtecilik hususlarında uzman bilirkişi … 30/10/2020 tarihli raporunda özetle;
İncelemeye konu … A.Ş tarafından, … Şti adına, 19,03 Kg streç 23 Mikron 50*300 ve 575,40 kg ambalaj Shrink 68 cm 70 mic. için düzenlenmiş, 03/07/2019 tanzim tarihli ve… seri numaralı bir adet sevk irsaliyesi otokopili nüshasında “Teslim Alan” bölümünde atılı bulunan imzanın, … elinden mümkün ve muhtemel çıkmadığı kanaatine varıldığı yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekilinin rapora karşı itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Somut olayda davacı tarafça imza incelemesine esas olmak üzere belge aslı sunulmamıştır. Yargıtay’ın yerleşik kararları uyarınca fotokopi, alt nüsha gibi belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması mümkün değildir. Yine Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre bir belgedeki imzanın karşı tarafa ait olduğunu ispat yükü, bu iddiayı ileri süren taraf (somut olayda davacı) üzerindedir ve imzalı belgenin aslının, imzanın muhataba ait olduğunu ileri süren davacı tarafından sunulması gerekir. Uygulamada faturanın aslının karşı tarafa teslim edilmesi nedeni ile ayrı bir teslim fişi düzenlendiği, böylelikle imza incelemesine elverişli belgenin temin edildiği bilinmektedir. Davacı basiretli bir tacir gibi davranmamış, imza incelemesine elverişli belge aslını temin etmemiş ve dosyaya sunamamış, imzanın davalı şirket yetkilisi veya çalışanlarına ait olduğu iddiasını ispatlayamamıştır. Mevcut delil durumu itibari ile davaya ve icra takibine konu faturanın ve faturaya konu malların davalıya teslim edildiği yani davacının davalıya mal sattığına dair akdî ilişki ispatlanamamış durumdadır.
Davacı vekili 06/11/2020 tarihli dilekçesinde ve 05/01/2021 tarihli celsede sözlü beyanlarında, faturadaki imzanın davalı şirketi temsilen ara buluculuk görüşmelerine katılan …’a ait olduğunu ileri sürerek … yönünden imza incelemesi yapılmasını istemiştir. Mahkememizce Kayseri Ticaret Sicil Memurluğu’ndan davalı şirketin yetkilisi sorulmuş, gelen yazı cevabında …’un değil, Mahkememizce daha önceden isticvap edilen …’un yetkili temsilci olduğu görülmüştür. Kaldı ki; davacı tarafça imza incelemesine esas olan belge aslı sunulamadığı için … yönünden imza incelemesi yapılması mümkün değildir. İzah edilen nedenle davacının bu yöndeki beyan ve talepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış, Mahkememizce 05/01/2021 tarihli celsede hazır bulunan davacı vekiline davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış ancak davacı taraf davalıya yemin teklif etmemiş, davacı davasını ispatlayamamış, izah edilen nedenle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş ise de davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta haksız olması yeterli değildir, aynı zamanda kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Somut olayda davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Söz konusu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi…. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas … Karar sayılı kararı ile; “Mahkemece davacıya yemin hakkı hatırlatıldığı davacının yemin deliline dayanmadığını belirtmesi üzerine davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı 06.01.2020 tarihli dilekçesinde, dosyaya sundukları 03.07.2019 tarihli sevk irsaliyesi suretindeki imzanın şirketi temsile yetkisi olan …’a ait olduğunu iddia etmiş olup davalı şirket yetkilisi …’un 14.07.2020 tarihli oturumda oğlu …’un şirketi temsili için vekaletnamesi bulunduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Bu kabul doğrultusunda mahkemece öncelikle …’a ait vekaletname örneğini sunması yada vekaletname bilgilerini bildirmesi için davalıya süre verilmesi ayrıca SGK’ya müzekkere yazılarak fatura tarihi olan 03.07.2019 tarihi itibariyle davalı şirket çalışanlarının sorularak …’un bu tarih itibariyle şirkette çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, gelen belgeler ışığında dava dışı …’un şirkette çalıştığının tespiti halinde …’a ait imza örnekleri alınmak ve ilgili kurumlardan istenmek suretiyle bahse konu sevk irsaliyesindeki imzanın …’a ait olup olmadığı belirlenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, söz konusu istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince, Kayseri …. Asliye Ticaret Mahkemesinin istinafa konu edilen 02/02/2021 tarih ve … Esas- … Karar sayılı kararının kaldırılmasına” karar vermiştir.
İstinaf kaldırma kararı sonrası mahkememizce davalı vekiline istinaf ilamında bildirilen …’un vekaletnamesinin örneğini sunması ya da vekaletname bilgilerini bildirmesi için 2 hafta süre verilmiş, davacı vekili 05/11/2021 tarihli dilekçesi ile vekaletname örneğini sunmuştur.
SGK’ya müzekkere yazılarak 03/07/2019 tarihi itibari ile davalı …’nin çalışanları arasında …’un bulunup bulunmadığının sorulmuş, gelen yazı cevabında …’un davalı şirkette SGK’lı olarak çalıştığı görülmüştür. İstinaf kaldırma kararında …’un davalı şirketin çalışanı olduğunun tespit edilmesi halinde bu kişi yönünden imza incelemesi yaptırılmasına işaret edildiğinden, söz konusu hususun araştırılmasına geçilmiştir.
Kayseri Ticaret Sicil Memurluğu’na müzekkere yazılarak … adına …’a vekaletname verilmiş ise vekaletname aslının gönderilmesinin istenilmiş, 21/06/2021 tarihli yazı cevabında avalı şirket adına …’a verilen bir vekaletnameye rastlanmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekiline dava konusu faturaya ilişkin sevk irsaliyesinin aslını sunması için süre verilmiş, davacı vekili 17/06/2020 tarihli dilekçesinin ekinde sevk irsaliyesinin aslını sunduğu belirtmiş ise de sunulan belgenin sevk irsaliyesinin aslı olmayıp, otokopi tabir edilen alt nüshası olduğu görülmüştür.
…’un imza asıllarının bulunduğu belgeler celp edilmiş, dava konusu faturaya ilişkin sevk irsaliyesindeki malların davalı şirket adına … tarafından teslim alınıp alınmadığı ve sevk irsaliyesinin … tarafından imzalanıp imzalanmadığı hususunda …’a isticvap davetiyesi tebliğ edilmiştir. 13/07/2021 Tarihli celsede … hazır bulunmuş, otokopi niteliğindeki sevk irsaliyesindeki imzanın kendisine ait olmadığını söylemesi üzerine sağ ve sol eli ile oturarak, ayakta ve çömelerek imza örneğinin alınmasına karar verilmiştir. Ancak ilgili … sol elinin ampute olması nedeni ile biyonik el olduğunu, sol eli ile imza atmasının mümkün olmadığını beyan etmiş, …’un sol kolunun ampute olduğu, sol elinin takıp çıkarılır nitelikte biyonik el olduğu görülmüş, bu husus duruşma tutanağına derc edilmiş ve ilgili kişinin yalnız sağ eli ile imza örnekleri alınabilmiş, sevk irsaliyesindeki imzanın … eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi … 23/08/2021 tarihli raporunda imzanın … eli ürünü olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacı vekili, istinaf kaldırma kararından sonra … ve … aleyhinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numarası ile işlem gören dosyasında tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlaması ile şikayette bulunmuş, ilgili savcılık makamı tarafından “tüm yazışmalara rağmen sevk irsaliyesi aslının elde edilemediği, dolayısı ile belge üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamadığı, bu sebeple fotokopi belge üzerinde suç unsurlarının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, müsnet suçun yasal unsurlarının oluşmadığı” gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş, dosyanın bir örneği uyaptan celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Dava, faturaya davalı itirazın iptali davası olup, takip ve dava konusu fatura davacı defterlerinde kayıtlı iken davalı defterlerinde kayıtlı değildir. Davalının celp edilen Form BA beyannamesine göre davalı faturayı beyan etmemiştir. Sevk irsaliyesinde isim belirtilmeksizin imza atılmış olup, davacı tarafça belge aslı sunulmamıştır. Sunulan sevk irsaliyesi otokopi tabir edilen alt nüshadır. Buna rağmen bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve belgedeki imzanın davalı şirket yetkilisi ile ilgili … eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu sevk irsaliyesindeki imzanın davalı şirket yetkilisi veya çalışanları tarafından imzalandığını ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı faturaya konu malları davalı şirkete teslim ettiği iddiasını ispatlayamamıştır.
Davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı görülmekle, davacı vekiline, dava konusu sevk irsaliyesindeki imzanın davalı şirket yetkilisi ve şirket adına ilgili … eli ürünü olup olmadığı hususunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı vekili 11/11/2021 tarihli dilekçesi ile davalı şirkete ve şirket adına ilgili …’a yemin teklif etmiş ve 14/12/2021 tarihli celse de davalı şirket yetkilisi … ve ilgili … davaya konu 03/07/2019 tarihli 6.975,19 TL bedelli faturadaki malların davacı tarafça şirkete teslim edilmediği, faturaya konu malların teslim alınmadığı, davacıya borçlarının olmadığına dair yemin etmişlerdir.
Bu aşamada dava tarihinden sonra davalı şirketin yetkilisinin değişmesi nedeni ile eski yetkili … yerine yeni yetkili … tarafından yemin eda edilmesinin geçerli olup olmadığı, tüzel kişilerde yeminin önceki yetkili mi yoksa yeminin eda edildiği tarihteki yetkili tarafından mı eda edilmesi gerektiği üzerinde durmak gerekir. Tüzel kişilerde devamlılık ilkesi geçerlidir. Bu ilke gereğince hukuki işlemin yapıldığı tarihteki yetkilinin değil, yeminin eda edileceği tarihteki yetkilinin yemini eda etmesi gerekir. Zira yeminin eda edileceği tarihteki yetkili, hukuki işlemin yapıldığı tarihte yetkili olmasa bile şirketin kayıt, defter ve belgelerini inceleyerek geçmişe dönük bilgi edinme imkânı vardır. Oysa aksi düşüncede yani hukuki işlemin yapıldığı tarihteki yetkilinin yemin etmesinin beklenilmesi halinde ise yeminin eda edilmesi imkânsız hale gelebilir veya kasıtlı olarak gerçeğe aykırı yemin edilmesi ihtimalleri söz konusu olabilir. Hukuki işlemin yapıldığı tarihteki şirket yetkilisinin ölmesi veya akıl sağlığını yitirmesi yeminin eda edilmesinin imkânsızlaşmasına, bu kişinin tüzel kişi ile husumetli bir şekilde bağının kopması ise kasıtlı olarak gerçeğe aykırı yemin edilmesi ihtimaline örnek olarak verilebilir. İşte bu ve benzeri sebeplerden, hukuki işlemin yapıldığı tarihteki değil, yeminin eda edileceği tarihteki şirket yetkilisinin yemini eda etmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/5851 Esas 2018/9308 Karar, 2017/9721 Esas 2017/1655 Karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2015/5491 Esas 2016/506 Karar sayılı içtihatları da bu yöndedir. İzah edilen nedenle davalı şirket adına sonradan yetkili hale gelen …’un yemini eda etmiş olması usule uygun bulunmuş, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur. Mahkememizce 02/02/2021 tarihli … Esas – … Karar sayılı kararda davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, söz konusu karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmamış, böylelikle davacı yararına usuli müktesep hak oluşmuştur. Davacı yararına oluşan usuli müktesep hak gözetilerek Mahkememizce davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Bir an için bu hususta yeni bir karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği düşünülebilir ise de hükmün Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılması sonucu hüküm tamamen ortadan kalkar. Kaldırılan karar, kaldırma kararından sonra verilen kararın eki niteliğinde değildir. Her davada ancak bir nihai karar olabilir. Kaldırma kararından sonra verilen kararda, dava konusu tüm isteklerle ilgili ve gerekçesi gösterilerek, infazda tereddüte yol açmayacak şekilde yeniden hüküm oluşturulmalıdır. Nitekim Yargıtay bozma kararları sonrası emsal dosyalarda bu şekilde içtihat edildiği görülmüştür. (Bu yönde Yargıtay 9 Hukuk Dairesi 2021/7214 Esas 2021/12105 Karar, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/28975 E., 2015/30363 K. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2020/10504 Esas 2021/6214 Karar sayılı içtihatları). İzah edilen nedenle mahkememizce davalının kötü niyet tazminatı talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmemiş, davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 82,35 TL’nin mahsubu ile peşin harcın 23,55 TL olarak değerlendirilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden (yargılama giderinin) davacının bakiye 23,55 TL harcı mahsup edilerek eksik 1.296,45 TL ara buluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.