Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av. ***
DAVALI : ***
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (kambiyo senetlerinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Türkiye Vakıflar Bankası’nda çek hesabı açan ve bu hesap üzerinden çek koçanı temin eden davacının, çek koçanının tamamını kullanmadan çalındığını, davacı tarafça kim veya kimler tarafından kişilerce keşide edildiği bilinmeyen, davacının rızası dışından elinden çıkan çekteki imzanın davacıya ait olmadığı ve dolayısıyla davacı tarafından tanzim edilmeyen çek nedeniyle davacının hukuken sorumlu tutulmasının mümkün olmaması nedeniyle davacının Türkiye Vakıflar Bankası Mardin Şubesi tarafından verilen *** seri nolu, … keşide tarihli çek sebebiyle icra takibi açılmadan önce davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu çekteki imzanın davacıya ait olmadığını, çekteki keşideci sıfatıyla atılan imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle davalı şirketin anılan çek yönünden davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını, davalı şirketin davacının tanzim etmediği ve imzalamadığı çek sebebiyle davacıya haksız yere karşılıksız çekten dolayı Kayseri 6. İcra Ceza Mahkemesi’nde şikayet edildiğini ve neticede davacının 101.407,00-TL adli para cezasına hükmedildiğini, bu sebeple davacının borçlu olarak yer alıyor olmasından dolayı bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu belirterek davanın kabulüne, bahse konu çekteki imzanın davacıya ait olmamasının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çekin davalı şirkete … İnş. Gıda Temizlik Sanayi Tic. Ltd. Şti. ile yapılan ticaret sonucu davalıya ciro edildiğini, davalı şirketin bu çekin nasıl tanzim edildiğine dair bilgisi bulunmadığını, davalı şirketin *** tarihinde çeki bankaya ibraz ettiğinde karşılıksız olduğunu gördüğünü ve devamında İcra Ceza Mahkemesi’nde şikayet yoluna başvurduğunu, Kayseri 6. İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada da davacı tarafın cezalandırılmasına karar verildiğini, davacının iş bu dosyada savunma vermediğini, üstelik karara karşı istinaf yoluna da başvurmadığını, cezasının kesinleştiğini, davacı hakkında, davalı şirketçe Vakıfbank Artuklu/Mardin Şubesi’ne ait, Mardin/ *** keşide yer ve tarihli, keşidecisi işbu dosya davacısı … olan, hamiline yazılı olarak düzenlenmiş, 103.500,00-TL bedelli “…” seri numaralı çek nedeniyle de karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan dolayı şikayette bulunulduğunu, iş bu şikayet nedeniyle sanık hakkında Kayseri 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle beraat kararı verildiğini, iş bu kararın istinaf aşamasında olduğunu, kesinleşmediğini, Kayseri 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı beraat kararından sonra davalı şirketçe, davacı … tarafından keşide edilen ve davalıya ciro eden *** Ür. İnş. Gıda Tem. San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi … hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şikayette bulunulduğunu, … ve davacı … hakkında Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından dolayı yapılan yargılamanın devam ettiğini, iş bu davada, davacı vekilinin dava dilekçesinde “Türkiye Vakıflar Bankası’nda çek hesabı açan ve bu hesap üzerinden çek koçanı temin eden müvekkilinin, çek koçanının tamamını kullanmadan çalınmış olduğunu, kim/kimler tarafından keşide edildiğinin bilinmediğini” belirttiğini, Kayseri 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında sanık- davacı … 30.12.2019 keşide tarihli … seri numaralı çek için vermiş olduğu savunmasında “şikayete konu çekteki imza bana ait değildir. Söz konusu çeki kimin piyasaya sürdüğünü bilmiyorum. Çek işyerinde çekmecede duruyordu, ben bir süre iş yerine gidemedim, daha sonra gittiğimde çeklerin yerinde olmadığını gördüm” şeklinde beyanda bulunduğunu, davacının dava dilekçesindeki beyanı ile yukarıda bahsi geçen savunmasının birbiri ile çelişkili olduğunu, ceza davasında avacı …’in, ciranta Mar Orman Ür. İnş. Gıda Tem. San. Tic. Ltd. Şti. Yetkilisi … ile birlikte hareket ettiğini, davacının çekin bir yıl önce kaybolduğunu beyan etmesine rağmen bu konuda herhangi bir resmi müracaatının olmadığını ayrıca çek iptali davası da açmadığını, davacı ve cirantanın çekteki keşideci imzası üzerinde sahtecilik yaparak ileride kendilerine yöneltilecek icra takibinin ve icra ceza mahkemesince verilecek ceza kararlarının önüne geçmeye çalıştıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Kayseri 6. İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Ksas sayılı dava dosyasına, Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasına, Kayseri 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasına, banka kayıtlarına, taraflara ait ticari defter ve kayıtlara, tanık beyanlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri 6. İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasına müzekkere yazılarak şikayet dilekçesi, çek örneği, gerekçeli karardan bir örneğin Uyap sistemi üzerinden gönderilmesi istenmiştir.
Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O Mardin Şubesi’ne müzekkere yazılarak … seri numaralı … keşide tarihli 103.500,00-TL bedelli çek ile ilgili olarak; a) Çekin ibraz edilip edilmediği, ibraz edilmiş ise kim tarafından hangi tarihte ibraz edildiği, bedelinin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise kime hangi tarihte ne kadar ödeme yapıldığının sorulması ve ibraz anını gösteren çek örneğinin gönderilmesi, b) Söz konusu çekin bağlı bulunduğu çek hesabı ile hesap sahibi …’in imza sirkülerinin aslının gönderilmesinin istenilmesine ve ilgili çek hesabı ile ilgili hesap sahibi haricinde çek keşide etmeye yetkili kılınan, vekil tayin edilen bir kişinin olup olmadığı hususlarının tespit edilmesi istenilmiştir.
Artuklu İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne, İlçe Seçim Müdürlüğü’ne ve İlçe Evlendirme Dairesi’ne müzekkere yazılarak davacının imza asıllarının bulunduğu belgelerin gönderilmesi istenilmiştir.
Davacı vekilince beyanda bulunulduktan sonra dosya yeniden hakim tarafından kontrol edilmek kaydı ile Mardin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak Mardin 2.Noterliği’nin 7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine, tarihli … yevmiye sayılı vekaletname aslının celp edilerek mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına müzekkere yazılarak dosyanın akıbetinin sorulmasına, derdest ise hazırlık ve yargılama aşamasında alınmış tüm ifade tutanakları ve bilirkişi raporlarının uyaptan gönderilmesinin, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise dosya aslının fiziken gönderilmesi istenilmiştir.
Şekerbank A.Ş. Mardin Şubesi’ne müzekkere yazılarak … T.C. kimlik numaralı …’e ait imza asıllarının bulunduğu belgelerin olması halinde mahkememize gönderilmesi istenmiştir.
Mardin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) talimat yazılmasına, Talimat mahkemesinden; a) Mardin 2.Noterliği’nin 7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine, tarihli … yevmiye sayılı vekaletname aslının celp edilerek mahkememize gönderilmesinin istenilmesine, b)Yazılacak talimata davacının adrese dayalı kayıt sistemindeki adresinin yazılması ve çek örneği talimata eklenmek sureti ile; Talimat mahkemesinden çekte keşideciye atfen atılı imzanın davacının el ürünü olup olmadığı konusunda isticvap edilmesi, imzayı inkar etmesi halinde imza incelemesi için gerekli sayıda oturarak, ayakta ve çömelerek ayakta sağ el ile sol el ile yazı (küçük harflerle yüzüçbinbeşyüz ve büyük harflerle “MARDİN”, rakam ile 103.500 TL ve 7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine, yazdırılması) ve imza örneklerinin mahkeme huzurunda kendi elinden alınmak üzere (kimlik belgesi ile beraber) mahkememize gelmesi için isticvap davetiyesi çıkarılmasının istenilmesine, İsticvap davetiyesine “Ekte bir örneği gönderilen Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Mardin Şubesi’ne müzekkere yazılarak … seri numaralı … keşide tarihli 103.500,00-TL bedelli çekteki imzanın tarafınıza ait olup olmadığı hususunda HMK’nun 171 maddesi gereği isticvap edilmenize karar verilmiş olup, işbu davetiye tebliğ edildikten sonra duruşmaya geçerli bir mazeret olmaksızın gelmez iseniz veya duruşmaya gelir de size sorulacak sorulara cevap vermez ve/veya imza ve yazı örneği vermez iseniz dava konusu çekin üzerinde adınıza atfen atılı imzanın tarafınıza ait olduğunun/tarafınızın eli ürünü olduğunu kabul (ikrar) etmiş sayılacağınız tebliğ ve ihtar olunur” şeklinde isticvap davetiyesine ihtar şerhi yazılması istenmiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 266. ve 268. maddesi gereği Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarından bir grafoloji uzmanı bilirkişinin re’sen seçilmesine, Bilirkişiye Mahkeme kasasına alınacak çeki imza karşılığı teslim alma yetkisi verilerek HMK’nun 273. maddesi gereği tarafların iddia ve savunmaları doğrultusundaki tatbiki imza yazı örnekleriyle dava konusu Vakıfbank A.Ş. Artuklu/Mardin Şubesi’nen verilme, … seri numaralı, … tarihli, 103.500,00-TL bedelli çekteki keşideci … adına atılı imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı hususunda, incelemenin konunun uzmanı ve teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamı kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle, incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza ve yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultusu gibi yönlerde taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta imza ve yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilmiş karşılaştırılan imza ve yazının hangi nedenlerle aynı veya farklı kişinin el ürünü olduğunun fotoğraf ve diğer görüntü yöntemleriyle dekteklenmiş, tarafların, mahkemenin, BAM’ın ve Yargıtay’ın denetimine elverişli olarak rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine, karar verilmiştir.
Bilirkişi Dr. Hakan Beyaz tarafından düzenlenen 7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine, ***tarihli raporda özetle; incelemeye konu Vakıfbank Aktuklu/Mardin Şubesine ait, Mardin-… keşide yer ve tarihli, keşidecisi … olan, hamilinin emrine düzenlenmiş, 103.500,00 (Yüzüçbinbeşyüz)TL. değerindeki, “…” seri numaralı çekin ön yüzünde keşideci adına atılı bulunan imzanın, mevcut mukayese imzalarına kıyasen …’in elinden çıkmadığı kanaatine varıldığı” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, kambiyo yolu ile başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığına yönelik menfi tespit istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağını İİK’nun 72. maddesi oluşturmaktadır.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile tek hakim tarafından basit yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartının olup olmadığı, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan senetlerdeki davacı şirkete atfen atılı imzaların davacı şirket temsilcisinin el ürünü olup olmadığı, bu senetler nedeni ile davacının davalıya borçlu olup olmadığı, davalının zaman aşımı (hak düşürücü süre) itirazlarının haklı olup olmadığı, tarafların tazminat istemlerinin yasal koşullarının bulunup bulunmadığı konuları taraflar arasında çekişmelidir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartını yerine getirmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesini dilemiştir.
Bilindiği üzere 19/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddeye göre; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır….” denilmiştir.
Maddede belirtildiği üzere ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını yasa dava şartı haline getirmiştir.
Öncelikle yasayla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114’üncü maddesinde gösterilen genel dava şartlarına ek olarak bir özel dava şartı getirildiğinden, bu dava şartının ne şekilde anlaşılıp uygulanacağı üzerinde durmak gerekir.
Dava şartları mahkemece bir davanın esasına girilebilmesi için varlığı ya da yokluğu zorunlu şartlardır. Dava şartları taraflarca ileri sürülmese dahi hakim tarafından re’sen dikkate alınır. Dava şartı tamamlanmıyor ya da tamamlanamıyor ise mahkemece davanın usulden reddine karar verilir (HMK m.115).
Bu bakımdan dava şartlarının yanlış uygulanması bir dava engeli ve mahkemeye erişim hakkı ile bu kapsamda adil yargılanma hakkına saldırı sayılır (AİHS m.6).
Özel dava şartlarının bu niteliği gereği dar biçimde yorumlanmaları gerektiği değerlendirilerek ve menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı hususunda Yargıtay ilgili daireleri arasındaki içtihat farklılığı giderilerek sonuçta Yargıtay 11.HD.ce verilen *** Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazıldığı, TTK’na bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklediği, bu nedenle menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı da anlaşılmaktadır.
Mahkememizce de Yargıtay daireleri arasındaki içtihat farklılığının giderilmiş olması dikkate alınarak ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olmadığı gözetilerek davalının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiş ve davanın esasının incelenmesi amacıyla tahkikat yapılmıştır.
Taraflar arasında asıl uyuşmazlık konusu; takip ve davaya konu Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Artuklu/Mardin Şubesi’nden verilen … keşide tarihli, keşidecisi “…” yazılı hamiline düzenlenmiş, … çek seri numaralı, 103.500,00-TL bedelli çekte davacıya atfen atılı imzanın davacının el ürünü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlıkların çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramlar ile yasal mevzuatın irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Eldeki dava, sahtecilik iddiasına dayalı olarak açılmış menfi tespit davasıdır.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2006, s. 302).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK’nun 72. maddesinde düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır (Tanrıver, S.: Medenî Usul Hukuku, C.1, Ankara 2016, s. 844-845).
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.322-323).
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz konusuna değinmek gerekirse, bu husus 2004 sayılı İİK’nun 170. maddesinde düzenlenmiş, bu maddenin üçüncü fıkrasında aynen; “İcra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkâr edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edilir ve itiraz reddedilir. Borçlu menfi tespit veya istirdat davası açarsa, hükmolunan tazminatın ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde daha önce hükmedilmiş olan tazminat ve para cezası kalkar.” düzenlemesine yer verilmiş olup, bu hükümle icra mahkemesince incelemenin aynı Kanun’un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılacağı açıklanmıştır.
İİK’nun 68/a maddesinin 4. fıkrasında ise, “…imza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 447. maddesinin 2. fıkrası gereğince Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar 6100 sayılı HMK’ya yapılmış sayılır. Bu hüküm uyarınca HMK’nın yürürlük tarihinden sonra icra mahkemesinde 6100 sayılı HMK’nın 208, 211 ve 217. maddelerine göre imza incelemesi yapılması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun;
“Yazı veya imza inkârı” başlıklı 208. maddesi;
“(1) Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır.
(2) Bir belgenin sahteliği iddia edildiğinde, belgenin mahkemeye verildiği tarih yazılıp mühürlenerek, saklanması için mahkemece gerekli tedbirler alınır.
(3) Bir belgenin sahteliğini iddia eden kimse, bunu aynı mahkemede ön sorun şeklinde ileri sürebileceği gibi, bu konuda ayrı bir dava da açabilir.
(4) Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir”;
“Yazı veya imza inkârının sonucu” başlıklı 209. maddesi;
“(1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
(2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
(3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir”
“Sahtelik incelemesi” başlıklı 211. maddesi ise;
“(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir”. şeklinde düzenlemeler içermektedir.
Buna göre, 6100 sayılı HMK’nun 211/a maddesine göre yapılan incelemeye rağmen hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamış ise 6100 sayılı HMK’nun 266. ve devamı maddelerine göre çözümü özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesine karar verilir. Aynı Kanun’un 211/b maddesine göre bilirkişi incelemesinden önce mevcutsa o tarafa ait karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar ilgili yerlerden getirilir. Bilirkişi o mahkemede elde edilen yazı ve imzalarla inceleme yapar. Bu husus maddenin gerekçesinde “…Bilirkişi incelemesinde, bu yazı ve imzalarla mahkemece elde edilen yazı ve imzalar esas alınır. Bilirkişi inceleme için gerekli görürse kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir…” şeklinde açıklanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere takibe dayanak senetlerin sahteliğinin bilirkişi raporu ile ispatlanması gerekir.
İmza incelemesinde öncelikle senedin düzenleme tarihinden öncesine ilişkin borçluya ait olduğu muhakkak olan karşılaştırmaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişi tarafından mukayeseye esas alınmalıdır. Yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. Nitekim bu ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun *** Karar sayılı kararında da benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 211. maddesinde yer alan ve imza incelemesi konusunda getirilen bu sıraya uyulması zorunludur. Buna göre hâkim imzayı inkâr eden tarafın isticvap edilmesine karar verdiği hâlde, bu davete icabet edilmemesi imzanın ikrar edilmiş sayılması sonucunu doğuracak ve bilirkişi incelemesi yapılmasına ihtiyaç kalmayacaktır. Aynı şekilde inkâr edilen imza ile karşılaştırılan imzanın birbirine benzemediğinin ilk bakışta tespit edilebildiği hâllerde bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek yoktur ( Pekcanıtez, H./ Özekes, M./ Akkan, M./ Korkmaz, H.T.:Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 1795).
Diğer taraftan adli bilimler disiplininin bir dalı olan kriminalistiğin özel bir sahası olan adli grafoloji ve belge sahteciliği dalı, el yazısı ve imzaların grafolojik açıdan kişinin samimi yazı ve imzalarının karakteristik yazım özelliklerinin tespitini ve belirlenen karakteristiklerin, araştırılan (incelemeye konu olan) yazı ve imzalarda da var olup olmadığının incelenmesini içerir. Bilirkişi inceleme sonucunda senette borçluya atfen atılı bulunan imzanın borçluya ait olup olmadığına ilişkin bir kanaate ulaşır. Mahkemece bilirkişi raporu yeterli görülür ise bu rapora göre, yeterli görülmez ise ek rapor alarak veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırarak sonucuna göre karar verilir.
Tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Artuklu/Mardin Şubesi’nden verilen … keşide tarihli, keşidecisi “…” yazılı hamiline düzenlenmiş, … çek seri numaralı, 103.500,00-TL bedelli çekin hamilinin davalı olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yazı ve imza incelemeleri, grafoloji ve sahtecilik konularında uzman bilirkişiden takibe dayanak yapılan çeklerdeki davacıya atfen atılı imzaların davacı şirket yetkilisi Aziz Zayıf’ın el ürünü olup olmadığı konusunda açıklamalı rapor aldırılmıştır. Bilirkişi Dr. Hakan Beyaz tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; incelemeye konu Vakıfbank Aktuklu/Mardin Şubesine ait, Mardin-… keşide yer ve tarihli, keşidecisi … olan, hamilinin emrine düzenlenmiş, 103.500,00 (Yüzüçbinbeşyüz)TL değerindeki, “…” seri numaralı çekin ön yüzünde keşideci adına atılı bulunan imzanın, mevcut mukayese imzalarına kıyasen, …’in elinden çıkmadığı kanaatine varıldığı” bildirilmiştir. Bu raporun yüksek mahkeme içtihatlarına uygun, teknik yönden yeterli, dosya kapsamıyla uyumlu, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli olduğu değerlendirilerek mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davalı vekili tarafından müvekkilinin takibe dayanak yapılan dava konusu kambiyo senetlerini iyiniyetli hamil sıfatı ile iktisap ettiği savunmaları bulunmaktadır.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” ve benzeri defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet (çek) metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir. Dava konusu çeklerdeki imzaların sahte olması mutlak def’i olduğundan, davalının dava konusu çeklerin iyi niyetli hamili olduğuna ilişkin savunmalarına itibar edilmesi olanaklı değildir.
Davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığından davalı vekiline davacıya karşı yemin teklif edip etmeyeceklerini bildirmesi, yemin teklif edeceklerse yemin metnini sunmak üzere kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları davalı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Davalı vekili tarafından verilen *** tarihli dilekçede yemin teklifine başvurmayacakları bildirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Artuklu/Mardin Şubesi’nden verilen … keşide tarihli, keşidecisi “…” yazılı hamiline düzenlenmiş, … çek seri numaralı, 103.500,00-TL bedelli çekteki davacıya atfen atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olmadığının ve bu çek nedeni ile davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile dava konusu Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Artuklu/Mardin Şubesi’nden verilen … keşide tarihli, keşidecisi “…” yazılı hamiline düzenlenmiş, … çek seri numaralı, 103.500,00-TL bedelli çekteki davacıya atfen atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olmadığının ve bu çek nedeni ile davacının davalıya BORÇLU BULUNMADIĞININ TESPİTİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 7.070,08-TL nisbi karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 1.767,52-TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 5.302,56-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ve 1,767,52-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.826,82-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 26,00-TL tebligat gideri, 101,50-TL e-tebligat gideri, 4,00-TL dosya masrafı, 5,40-TL KEP masrafı, 19,60-TL müzekkere masrafı, 60,00-TL talimat masrafı ile 550,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 766,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına,
6-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 16.525,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kararın mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-Kararın kesinleşmesini müteakip imza incelemesi için celp edilen belge asıllarının ilgili kurum ve kuruluşlara iadesine,
10-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dava dosyasının tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/06/2023
Katip ***
E-imzalıdır
Hakim ***
E-imzalıdır