Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/410 E. 2021/1011 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACILAR : ***
2- ***
3- ***
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (ölüm sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin müşterek murisi …’in … tarihinde sevk ve idaresinde bulundurduğu 07 … plakalı araç ile seyir halindeyken dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi aracı mucura kaptırıp direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik kazası neticesi vefat ettiğini, adına kayıtlı 07 … plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, müteveffanın ölümü ile müvekkillerinin eş ve babalarının desteğini kaybederek ekonomik olarak zor durumda kaldığını, sigorta şirketinden Yargıtay kararları çerçevesinde müvekkillere ödenmesi gereken tazminatın alınarak taraflarına verilmesini, davalarının kabulü ile müvekkillerinden … için 1.000,00-TL, … için 1.000,00-TL ve … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 3.000,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya müvekkili şirketin yargı çevresi olan İstanbul Anadolu Mahkemesi olduğundan yetkisizlikten reddi gerektiğini, müteveffanın annesi … tarafından …’in vefatı nedeniyle destekten yoksunluk tazminatı talebiyle *** Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dava dosyası ile dava açıldığını, dosyaların birleştirilmesine karar verilmesini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu ve müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete davadan önce başvuru yapılmadığını, müteveffa …’in alkollü olup olmadığının ve ehliyetinin olup olmadığının tespitini, kötüniyetli açılan maddi tazminat talepli davanın reddini, davacının davasının ispati halinde müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmazsa asıl alacak, yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflar delil olarak dayandıkları bir kısım belgeleri dava dosyasına ibraz etmişlerdir.
Taraflarca ***’nın … soruşturma ve … Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ile soruşturma dosyasına, veraset ilamına, trafik kayıtlarına, trafik kaza tespit tutanağına, sigorta poliçesine ve hasar dosyasına, SGK kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, … tarihi itibari ile 07 … plakalı aracın kayıt malikinin kim olduğunun sorulmuş ve ilgili trafik kayıt örneği istenilmiştir.
Davalı … A.Ş.’ne müzekkere yazılarak, 07 … palakı aracın … kaza tarihini de kapsayan … nolu ZMMS poliçesi ile eklerinden, iş bu kaza ve poliçeden dolayı hasar dosyası açılmışsa hasar dosyasının tamamından, davacıların iş bu dava tarihi olan *** tarihinden önce sigorta şirketine bir ihbar veya başvuruları olup olmadığının araştırılarak, varsa ihbarın tarihini ve şeklini gösteren kayıt ve belgelerden, bu kaza ve poliçe nedeniyle şirketlerince davacılara bir ödeme yapılıp yapılmadığının da araştırılarak, yapmışlar ise hangi davacı ya da davacılara, neye istinaden, ne zaman ve ne miktarda ödeme yaptıklarını gösteren kayıt ve belgelerden birer örneğinin çıkarılarak gönderilmesi istenilmiştir.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekerre yazılarak, … Soruşturma ve … Karar sayılı soruşturma dosyasının Uyap kayıt örneklerinin sistem üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dava dosyası örneği celbedilmiştir.
Müteveffa …’in ölmeden önceki sosyal ve ekonomik durumunun araştırılması için ilgili emniyet müdürlüğüne müzekkere yazılmıştır.
İlgili delillerin toplanmasından sonra dosyanın mahkememizce resen tayin edilecek bir aktüerya bilirkişisine tevdi ile davacıların her biri yönünden ayrı ayrı istenen destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat talepleri hakkında aktüer hesaplarının yapılarak hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmiştir.
Bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle: “…davalı sigorta şirketinin davacı eş Nezaket’in destek zararının 153.593,23-TL’ndan, davacı İrem’in destek zararının 27.203,71-TL’ndan, davacı Sıla’nın destek zararının 47.636,33-TL’ndan sorumlu olacağı kanaatimi havi rapor…” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Aktüer bilirkişinin bu raporuna yapılan itirazlar nedeniyle bilirkişi ***’dan ek rapor istenmiştir.
Bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda özetle:”… Davalı şirketin; davacı eş Nezaket’in destek zararının 161.164,98 TL’dan, davacı İrem’in destek zararının 35.607,36 TL’ndan, davacı Sıla’nın destek zararının 62.351,93 TL’ndan sorumlu olacağı kanaatimi havi raporum” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan, destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizde evvelce yapılan yargılamalar sonunda *** tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli karar ile davanın kabulü ile davacı … için 161.164,98-TL, davacı … için 35.607,36-TL ve davacı … için 62.351,93-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun ZMMS sigorta poliçesi limiti ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla (Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve 2016/798 Karar sayılı ilamında verilen ve kesinleşen destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat miktarı ve aynı davalı sigorta şirketinin aynı ZMMS sigorta poliçesinden dolayı sınırlı sorumlu olduğu miktar da gözetilmek ve tahsilde tekerrür oluşturmamak koşuluyla ve poliçenin toplam limiti gözetilmek suretiyle) davalı sigorta şirketinden alınarak ismi geçen davacılara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin *** tarihli, … Esas ve … Karar sayılı hükmüne karşı davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nce icra kılınan istinaf incelemesi sonunda 18/03/2021 tarihli, 2019/140 Esas ve 2021/547 Karar sayılı ilam ile “…Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda desteğin, gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte 2 şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1 pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Nedeni ise Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe, %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelirin paylaştırılarak tazminatın bu ilkelere göre hesaplanması gerekmektedir. Eşin bulunmaması durumunda ise, desteğe iki, anne ve babaya birer pay, çocuklara da birer pay ayrılacağı varsayılarak hesaplama yapılması gerekmektedir. Genel kural ve uygulama bu şekilde olmakla birlikte; somut olayda hayatın olağan akışına göre evli olan desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken, hükme esas alınan tazminat raporunda destek payları hesaplanırken dava dışı anne Selma’ya 0,5 pay verilmesi suretiyle hatalı tespit yapılması ve Mahkemece destek payları hatalı olarak paylaştırılarak hesap yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmadığı gibi; hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda daha önce verilip kesinleşen, müteveffanın annesi …’in destekten yoksun kalma zararına ilişkin Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas nolu dosyasında hükmedilen 79.902,18-TL’lık meblağın kesinleştiği, bu suretle aktüer bilirkişi tarafından, kesinleşen mahkeme kararına bağlı olarak dava dışı …’e yapılan ödemenin tartışılamayacağı ve bu suretle kalan limit olan 210.097,82-TL üzerinden davacıların destek zararı hesabının yapılması gerektiği gözetilerek kalan poliçe limiti üzerinden davacılara yönelik proporsiyon hesabı yapılması gerekirken poliçe limitini aşacak şekilde proporsiyon hesabı yapılması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, HMK’nun 355. maddesi gereğince davalı … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin kabulüne, önceki bilirkişiden ek rapor alınması yahut yeni bir aktüer bilirkişiden rapor alınması suretiyle, kesinleşen Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas nolu dosyasında hükmedilen 79.902,18-TL’lık meblağın poliçe limitinden düşülmesi ile kalan meblağın proporsiyon hesabında baz alınması ve dava dışı anne …’e gelirden 1 pay ayrılması suretiyle davacıların destek zararının yeniden hesaplanması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, …” karar verilmiştir.
İade edilen dava dosyası, mahkememizin *** Esas sırasına kaydedilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama sırasında davacıların güncel aile nüfus kayıt tablosu Uyap sisteminden çıkarılarak dosya arasına takılmıştır. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2019/140 Esas ve 2021/547 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereği dava dosyasının aktüer bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince iddia, savunma, nüfus kayıtları, sigorta poliçesi, sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanakları, savcılık soruşturma dosyası kayıtları, Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin *** tarihli, … Esas ve *** Karar sayılı kesinleşen ilamı, önceki bilirkişi rapor ve ek raporu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2019/140 Esas ve *** Karar sayılı ilamı ve diğer deliller incelenmek suretiyle, kazanılmış hakların da gözetilerek Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas nolu dosyasında hükmedilen 79.902.18-TL’lik meblağın poliçe limitinden düşülmesi ile kalan meblağın proporsiyon hesabında baz alınması ve dava dışı anne …’e gelirden 1 pay ayrılması suretiyle davacının destek zararının yeniden aktüer hesabının yapılarak, denetime ve karar vermeye elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Davacıların hesaplanan destek zararları: 1-a. Davacı eş Nezaket’in destek zararı: İşlemiş aktif dönem zararı 42.618,64-TL, işleyecek aktif dönem zararı 323.171,89-TL ve işleyecek pasif dönem zararı 127.502,11-TL olmak üzere toplam 493.292,64 TL, %17 evlenme ihtimali indirimi (493.292,64 x 483): 409.432,89-TL, b. Davacı çocuk İrem’in destek zararı: İşlemiş aktif dönem zararı 21.294,41-TL ve işleyecek aktif dönem zararı 74.368.11-TL olmak üzere toplam 95.662,52-TL, c.Davacı çocuk Sılan’nın destek zararı: İşlemiş aktif dönem zararı 21.294,41-TL ve işleyecek aktif dönem zararı 146.060.27-TL olmak üzere toplam 167.354,68-TL, 2- Proporsiyon hesabı sonucu davacıların hesaplanan zararlarından davalı sigorta şirketinin bakiye poliçe limit sorumluluğu: … kaza tarihi itibariyle ölüm halinde kişi başına ZMMS poliçe teminatının 290.000,00-TL olduğu, dava dışı anneye yapılan ödemenin mahsubundan sonra bakiye poliçe limitinin (290.000,00 – 79.902,18) 210.097,82-TL olduğu, davacıların toplam zararının (409,432,89 + 95.662,52 + 167.354,68) 672.450,09-TL olduğu, Eş Nezaket : 409.432,89 x 210.097,82 / 672.450,09= 1127,921,70-TL, Çocuk İrem : 95,662,52 x 210.,097,82 / 672.450,09=: 29.888,44-TL ve Çocuk Sıla : 167.354,68 x 210.097,82 /672.450,09 = 52.287.68-TL olmak üzere davacıların toplam tazminat tutarının 210.097,80-TL olduğu” bildirilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden inceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, zaman itibari ile somut uyumazlığı uygulanması gerken 6098 sayılı TBK’nun 53/3. (Mülga 818 sayılı BK’nun 45/2.) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
TBK’nun 53/3. maddesindeki sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutan ve ne hısımlığa nede yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmet veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemi olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.(Yargıtay HGK’nun 21/04/1982 gün ve 1979/4-1528 Esas ve 1982/412 Karar sayılı kararı)
Diğer taraftan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06/03/1978 tarih ve 1/3 sayılı kararın gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutlması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay HGK’nun 31/11/2005 gün ve 2005/4-648 E, 2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, TBK’nun 53/3. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlara aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, miraşçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda miraşçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir. Destekten yoksun kalma zaarı ölüm sonucu meydana gelmekle birlikte işleten üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt ölenin desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın sürücünün kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan sürücünün zararıyla bağlı ve onunla da sınırlı bir zarar da değildir. Sürücünün ölümü zararı doğuran olay olmakla beraber, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalan üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar mirasçının salt bu sıfatla devraldığı murisinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir.
Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, miras yolu ile geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçısına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalana karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacının zararı, desteğinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalana sıfatıyla doğrudan kendisi üzerinde doğan bir zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
Şu hale göre; dava tarihi itibarı ile desteğin ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalan üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla davacı hakkında desteğinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Nitekim Yargıtay HGK’nun 22/02/2012 gün ve 2012/17-787 E. ve 2012/92 K. sayılı ilamında “davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararın oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacılara etkilemeyeceği, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri oy çokluğu ile kabul edilmiştir.” denilmektedir.
Görüldüğü üzere, dava tarihi itibarı ile mevcut yasal düzenleme ve içtihatlara göre, davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalan davacının şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Toplanan tüm deliller, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 18/03/2021 tarihli, 2019/140 Esas ve 2021/547 Karar sayılı karar ilamı, uzman aktüer bilirkişi raporu içeriği ve dosya kapsamı dikkate alındığında davacıların ölenin mirasçısı değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı görülmektedir. Dava konusu trafik kazası … günü, 07 … plakalı aracın tek taraflı yaptığı kazadır. Aracın sürücüsü … olup kaza sonucu vefat etmiştir. Kayseri 8. Noterliği’nin *** tarih ve *** yevmiye nolu mirasçılık belgesi ile nüfus aile kayıt tablosuna göre geriye mirasçıları olarak davacılar kalmıştır. Kazayla ilgili Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası açılmış, sürücü, şüpheli murisin vefatı nedeniyle … Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bu araç kaza tarihini kapsar şeklinde davalı … A.Ş. tarafından ZMMS sigorta poliçe ile sigortalanmıştır. Davadan önce davacıların davalı sigorta şirketine yaptığı bir başvurusu yoktur. O nedenle davalının temerrüt tarihi dava tarihidir. Davalının bir ödemesi olmamıştır. Mahkememizce davacıların ve murisin ekonomik, sosyal ve gelir durum araştırması yapılmıştır. Benimsenen aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen *** tarihli rapora göre davacı …’in 127.921,70-TL, davacı …’in 29.888,44-TL ve davacı …’in 52.287,68-TL destekten yoksun kalma zararı vardır ve ZMMS sigorta poliçesi nedeniyle davalı sigorta şirketi bu zararlardan sorumludur. Usulü kazanılmış haklar da gözetilerek bu nedenle davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 127.921,70-TL, davacı … için 29.888,44-TL ve davacı … için 52.287,68-TL olmak üzere toplam 210.097,80-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 21/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, sübut bulmadığından dolayı davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca; avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade etmektedir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” Aynı tarifenin 13. maddesinde; ‘‘(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.’’ şeklinde düzenleme yer almaktadır. Maddi tazminat talebi yönünden davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden lehine hükmedilen maddi tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine ayrı ayrı. Ve ret olunan miktarlar yönünden davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacıların davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Davacı … için 127.921,70-TL, davacı … için 29.888,44-TL ve davacı … için 52.287,68-TL olmak üzere toplam 210.097,80-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 21/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 14.351,78-TL nisbi karar ve ilam harcından davacılardan peşin olarak alınan 29,20-TL harç ile 864,55-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 13.458,03-TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç ve 864,55 TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafça bozma öncesinde yapılan 131,00-TL tebligat gideri, 350,00-TL bilirkişi ücreti, 37,20,00-TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 518,20-TL yargılama gideri ile bozma sonrasında yapılan 33,00-TL e-tebligat gideri ve 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.301,20-TL’ndan davanın kabul red oranına göre belirlenen 1.092,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 38,5-TL e-tebligat, 0,70-TL KEP gideri ve 35,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 74,20-TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına göre belirlenen 12,85-TL’nın davacılardan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 16.102,56-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
9-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.483,27-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
10-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 7.597,40-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden ret olunan miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.986,49-TL nispi vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden ret olunan miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden ret olunan miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacılar vekili Av. Ömür Hamdi Şahin’in yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2021

Katip ***
e-imzalıdır

Hakim ***
e-imzalıdır