Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/401 E. 2021/1115 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …,
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – TC No: …,
FER’İ MÜDAHİLLER : 1-… – TC N….
2-… – TC N. …
VEKİLİ : Av. … –
FER’İ MÜDAHİL : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tasfiye Memurunun Azli İle Değiştirilmesi
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tasfiye memurunun azli ile değiştirilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mahkemece şirketin tasfiyesine dair verilen kararda şirkete tasfiye memuru olarak atanan … tarafından müvekkiline gönderilen *** tarihli yazıda şirket yöneticileri tarafından cevaplanması gereken sorular sorulduğunu, ayrıca gayrimenkul satış ilanının eklenerek bu ilanda şirkete ait çok değerli gayrimenkullerin satışının yapılacağı ve satış tarihinin, gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından belirlenen satış değerinin belirtildiğini, tasfiye memuru tarafından kendi dönemsel raporlarında belirlenen usulsüzlüklerin giderilmesi gerektiğini, bunlar arasında; şirket yöneticileri tarafından yapılmış olan usulsüz menkul, gayrimenkul makine ve teçhizat devirleri, usulsüz marka devirleri, yöneticiler tarafından yapılan usulsüz ödeme ve borçlandırılmalara ilişkin acilen hukuki sürecin başlatılması gerektiğini, bu işlemler yapılmadan üstelik ekonomik istikrarsızlığın bulunduğu pandemi sürecinde gayrimenkul satışı yapılmasının şirket pay sahiplerine faydası bulunmadığı gibi zarara yol açacağını, gayrimenkul satış fiyatının mahkemece veya mahkemenin belirleyeceği bir gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından yapılması gerekirken usule ve yasaya aykırı olarak tasfiye memuru tarafından belirlenmiş bir gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından yapıldığını, gayrimenkul satış usulünün kapalı teklif usulü olarak belirlenmesinin de yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek öncelikle işbu gayrimenkul satışının tedbiren durdurulmasına, tasfiye memuru …’ın uyarılarak kendi dönemsel raporlarına göre ve bu işlem sırasında işlem yapmaya davet edilmesine aksi halde azledilerek tasfiye memurunun değiştirilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle davacı vekili tarafından dönemsel raporlarda bir çok usulsüzlük tespit ettiği halde bu usulsüzlüklerle ilgili sorumlu şirket yöneticileri hakkında hukuki işlem başlatmadığını iddia ettiğini, bunun doğru olmadığını, 2019 yılı olağan genel kurulunda tüm ortakların katılımı ile markalara ve gayrimenkullere ilişkin sorulara ve … A.Ş.’den alacağa ilişkin sorulara ortak temsilcisi tarafından “o günkü zamanında ve doğru yapılmıştır” şeklindeki cevabının yeterli görülmediğini ve her bir ortağa konu ile ilgili görüşlerinin sorulduğunu, sorumlu ortaklardan ise yazılı cevap vermelerinin istendiğini, verilen cevap yazılarının açıklayıcı ve tatmin edici olmaması nedeniyle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden sorumlu yöneticiler hakkında sorumluluktan kaynaklanan tazminat davası açtıklarını, ayrıca sorumlu şirket yöneticileri hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın *** soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturmanın halen devam ettiğini, bu hususların 9 adet rapor ile mahkemeye ve tüm ortaklara gönderildiğini, genel kurulda ise elden teslim ettiklerini, … A.Ş.’ne örtülü sermaye aktarımının da yukarıda söylenen davaya konu edildiğini, davacının pandemi sürecinden geçtiğimiz bu günlerde aciliyeti olmamasına rağmen dönem itibarı ile piyasa koşulları da dikkate alınarak gayrimenkullerin gerçek değerinin altında satılmaya çalışıldığını iddia ettiğini, bu iddiasının yasal ve gerçekçi dayanağının olmadığını, zira değerleme uzmanı tarafından düzenlenen gayrimenkul değerleme raporu ile gayrimenkulunü değerinin tespit edildiğini, ayrıca şirket ortaklarından … ve … adına … tarafından yaptırılan ve yine … tarafından yaptırılan gayrimenkul değerleme raporunun kendisine verildiğini, sözü edilen 3 raporu mahkemeye ve tüm ortaklara sunduğunu, ortaklardan raporlar hakkındaki görüş ve dileklerini sorduğunu, ortakların kendisine dönüş yapmadıklarını, bilahare bu üç rapordan en yüksek değeri ihtiva eden raporu baz alarak satış ilanına çıktığını, ayrıca bir önceki genel kurulda tüm ortaklara kendilerinin diledikleri gayrimenkul değerleme şirketinden rapor alıp kendisine iletmelerini istediğini, buna rağmen davacının herhangi bir rapor getirmediğini, defterlere zamanında kayıtları yaptığını ve elektronik ortamda sakladığını, bilanço ve gelir tablosunu düzenli olarak tanzim ettiğini, aynı zamanda bunların kurumlar vergisi beyannamesinin eki olup düzenlenmesinin zorunlu olduğunu, envanter defterinin noter tasdikli olduğunu ve kayıtların zamanında yapıldığını, işletmeyi zarara uğratan sorumlular hakkında dava açtığını, işletmenin hiç bir gayrimenkulünün ya da değerinin satılmadığını, bayilerle olan ilişkileri tamamen sonlandırdıklarını, şirketin hiç bir ticari faaliyetinin olmadığını, tasfiye memuru olarak görevini yasanın ve mahkemenin belirlediği sınırlar dahilinde şeffaf bir şekilde, tüm ortakların hak ve menfaatlerini eşit olarak gözetmek suretiyle yapmakta olduğunu, ancak ortaklar arasında var olan anlaşmazlık ve husumet nedeniyle her bir ortağın ayrı ayrı ve birbirine zıt taleplerle kendisine geldiğini, bu talepleri yasa ve mahkemenin belirlediği sınırlar dahilinde yerine getirmeye çalıştığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer’i müdahale talebinde bulunan …, … ve … vekili dilekçesinde özetle; şirket genel kurul tarafından şirkete ait taşınmazların açık arttırma sureti ile satışına karar verildiğini, bu kararın kanun hükümlerine uygun olduğunu, tasfiye memuru tarafından şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açıldığnı, açılan bu davanın usulden reddedildiğini ve istinaf mahkemesi tarafından onandığını, dolayısıyla mevcut tasfiye memurunun hem şirketin kazanamayacağı bir davayı kanunun açık hükümleri yönünde gözeterek açmaması gerekir iken açan ve hiçbir anlamda şirketin, şirket ortaklarının ve alacaklılarının menfaatini gözetmeyen tasfiye memurunun haklı sebeple azlinin gerektiğini, şirketin tasfiye sürecinin uzamaması, olabilecek en adil ve dengeli biçimde ilerlemesi ve şeffaflaştırılabilmesi adına gereken yeni bir tasfiye memurunun atanmasını ve görevini kanun çerçevesinde ifa etmesini beyanla öncelikle tasfiye memurunun azline karar verilmesini, bu talebi kabul edilmez ise şirkete ait taşınmazların açık arttırma usulü ile satışına karar verilmesini talep etmiştir.
Fer’i müdahil Tasfiye Halinde *** Tic. A.Ş. vekili özetle; …, … ve … vekili tarafından her ne kadar tasfiye memurunun azli talep edilmiş ise de böyle bir talebin talep şeklinde değil ancak yeni bir dava açılarak yapılabileceğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne şirket yetkilileri hakkında açılan sorumluluk davası ile ilgili mahkemenin verdiği hükmün istinaf kararı ile kesinleştiğini beyanla, taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca şirket defter ve kayıtlarına, bilançosuna, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasına, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın *** soruşturma dosyasına, vergi dairesi kayıtlarına ve mahkememizin *** Esas ve *** Karar sayılı dava dosyasına tasfiye memurunun sunduğu 9 adet rapor ve eklerine delil olarak dayanılmıştır.
İlgili deliler mahkememizce incelenip değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, tasfiye memurunun görevi konusunda uyarılması aksi halde azli ve değiştirilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından evvelce … Esas, *** Karar sayılı dosyada *** tarihli ara karar ile tasfiye memurunun yapmış olduğu işlemlerde ve gayrimenkul satış işlemlerini yapabilmesi için yaptığı hazırlıklarda usul ve kanuna aykırı bir durum olmadığı, talep dilekçesinde ileri sürülen iddialara ilişkin hukuka uygun bir belge veya delil ibraz edilmediği anlaşılmakla tasfiye memuru tarafından gayrimenkul değerleme uzmanından rapor alınmasının da usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla gayrimenkul satışının durdurulmasına ilişkin haklı bir sebep bulunmadığı ve talep tarihi itibariyle tasfiye memurunca yapılan tasfiye işlemlerinde TTK’nun 274. maddesi uyarınca tasfiye memurunun görevden alınması için yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle …’nun *** tarihli talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu kararın … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi tarafından icra kılınan istinaf incelemesi sonunda 24/03/2021 tarihli, 2021/243 Esas ve 2021/424 Karar sayılı ilamı ile “Davacı şirket ortağı vekili, 25/11/2020 tarihli dilekçesi ile, tasfiye memurunun azli ile değiştirilmesi talebinde bulunmuştur. Davacının talebi yeni bir dava konusu olduğu halde, davacı vekilinin bu dilekçesinin esas defterine bağımsız kaydı yapılmamış ve harcı da ödenmemiştir. İlk derece mahkemesince, davacı vekilinin talebi … Esas *** Karar sayılı dosyasında ek talep olarak nitelendirilmiş ve ek kararla talebin reddine karar verilmiştir. O halde davacının talepleri yeni bir davanın konusu olup, davacı tarafından yeni bir dava açılması gerekirken, ek kararla ve yazılı gerekçe ile talebin reddi doğru olmadığı gibi dava dilekçesinde davalı olarak husumetin yöneltildiği tasfiye memuru yerine ilk derece mahkemesince karar başlığında tasfiye olunan şirketin gösterilmesi de doğru görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki 27/10/2008 tarihli ve 2007/8522 Esas-2008/11841 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
Yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulüne, kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre yeniden esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar ” verilmiştir.
Mahkememizce istinaf karar ilamı doğrultusunda … vekilinin dilekçesi yeni bir esas sırasına kaydedilmek üzere tevzi bürosuna gönderilmiş ve işbu esas numarasını almıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, tasfiye memurunun görevi konusunda uyarılması aksi halde TTK’nun 274/1. maddesi uyarınca tasfiye memurunun görevden alınmasını talep etmektedir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; tasfiye memurunun görevlerini yerine getirip getirmediği ve tasfiye memurunun uyarılması veya görevden azlini gerektiren haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davalı tasfiye memuru …’ın mahkememizin … Esas, ***Karar sayılı dosyasına verdiği *** tarihli raporunda özetle; *** tarihli 001 nolu raporun sunulduğunu, bu raporda kesin olmayan ancak sınırlı gayrimenkul ve diğer değerlemelerin tespiti uzman kişiler tarafından yapıldığını, markaların değerlemesinde kayıtlarda eksik başvuru neticesi *** A.Ş.’nden *** A.Ş.’ne tescil edildiği tespit edildiğini, *** tarihli 2. genel kurul toplantısında; markalara ilişkin değerleme raporunun daha önce sunulduğunu, ortaklara değerleme raporu verildiğini, *** tescil nolu ***şekil *** tarihinde ***A.Ş. adına başvuru yapıldığını, *** A.Ş. adına kaşe kullanıldığı gerçek sahibinin kim olduğu için 2 aylık süre verilmiş *** A.Ş. için evrak verilmediğini, marka başvurusunun reddedildiğini, *** Tescil nolu*** marka ***tarihinde *** A.Ş. adına tescil edildiğini, *** tarihinde 18.000,00-TL yıllık bedelle 5 yıllığına telif ücreti ödenmesi kararlaştırıldığını, *** tarihinde 20.000,00-TL bedelle Yataş A.Ş. adına devredildiğini, devir tarihi itibariyle gerçek değerinde bir devir olmadığı azınlık ortaklar tarafından beyan edildiğini, gayrimenkuller ve fabrika binası ve arsası ile makinelere ilişkin ilgili tarihte tespit yapıldığını değerleme uzmanına kendisinin yaptırdığı tespitte 2.000.000,00-TL daha düşük tespit edildiği bazı gayrimenkullerin ufak miktarda farklılıklar oluştuğunu tespit ettiğini, bunlara ilişkin 2 nolu raporda tespit ettiği hususlar başlıklı ek rapor ekinde tekrar sunulduğunu, tespit edilen hususların dayanağının çoğunluk hissedar vekili olan …’ tan cevaplamasının istendiğini, cevaben ” o günün şartlarına göre satışlar gerçekleşmiştir.” şeklinde cevap verildiğini, yapılan tespitlerin her yapıldığı dönem itibariyle mahkemeye taşınması durumunda onlarca dava açmak gerektiğini, bütün bu olaylara neden olan ve tespitini yaptığı işlemlerin tamamının tespit ettiklerini yargıya taşımadan faturalandırılarak alacak kaydedilip borçludan isteyeceklerini, ancak kesinlik kazanmayan yargı yoluna başvurulacak olaylarda ilgili dönem yönetim kurulu başkan ve üyeleri sorumlu olduğundan açıklama istendiğini, bu açıklama sonucuna göre işlem tesis ettirileceğini, cevap hakkı için bir aylık süre verildiğini, ayrıca diğer ortaklara da bu yazı örneğinin gönderilmiş olduğunu, açıklanmayan eksik olan husular konusunda bilgi istendiğini, buna ilişkin yazıların rapor ekinde sunulduğunu, öte yandan ortaklar cari hesabındaki hareketlere ilişkin hiç bir şekilde para alışverişi olmadığı halde mizandaki kayıtta bulunan değerlerin tespiti için incelemenin devam ettiğini, inceleme tamamlandığında hüküm ifade edeceğinden, sonucuna göre işlem tesis ettirileceğini, gayrimenkuller için yeniden değerleme uzmanı tarafından bir rapor talep edilerek ve bu değerler üzerinden 6102 sayılı Kanunun 294/1 maddesi ve 2004 Sayılı İİK’nun 114. maddesi gereği açık arttırma usulü ile ***tarihinde satış ilanı verildiğini, teklif toplamanın 07-17/12/2020 tarihleri arası olduğunu, tasfiye memurunun menkul, gayrimenkul ve diğer mal ve değerlerin bir an önce nakde çevrilip tasfiye kısa sürede sonlandırılmalıdır hükmü çerçevesinde birinci öncelik sırasının değerlerin paraya çevrilip ortaklara gerekli olan yasal kesinti ve tevkifatlar yapıldıktan sonra dağıtımını yapmak olduğunu, ikinci sırada ise tespit edilen usulsüzlüklerin ilgililerden gerek icra gerekse yargı yolu ile şirkete geri kazandırıp ortaklara dağıtımını yapmak olduğunu, öte yandan mahkemesi devam eden davalara ilişkin sürecin sonlanması beklemek gerektiğini, Covid-19 virüs salgını nedeni ile gayrimenkul satışların gerçek değerinde satılmayacağından pay sahipleri zarar edecektir denildiğini, ancak değerinden aşağı satış olmayacağı için ekonomik zarar söz konusu olmadığını, gayrimenkuller için 2. kez değerleme yapıldığını, 10 ay sonraki değerlemede gayrimenkullerin %17-25 değer kazandığının görüldüğünü, bu değer üzerinden açık artırmaya çıkarıldığını, oysaki bu gayrimenkullere ve değerlere ilişkin değerleme uzmanı tarafından tespit edilen değerlerin düşük olduğunun gerekçe olarak bildirildiğini, kendisinin de; ortaklara sizin tanıdığınız bir değerleme uzmanı var ise ona yaptıralım şeklinde genel kurulda teklif sunduğunu, ancak sonuç alınamadığını, açık artırma sureti ile satış yapılacağından herhangi bir kayıp olmadığını, gayrimenkullerin satış usulu kapalı zarf usulu olarak belirlenmiş denildiğini, oysaki Covid-19 virüs salgını nedeni ile toplantıların yasaklandığı bunun için ilanda da açıkça yazıldığı üzere 6102 sayılı Kanunun 294/1. maddesi gereği 2004 sayılı İİK nun 114. maddesi gereği açık artırma usulu ile kapalı teklif alınması şeklinde olduğunu, bunda herhangi bir usulsüzlük söz konusu olmadığını, Bir önceki dönem değerlerin satışı geciktiriliyor diye davacı ortaklar tarafından Tasfiye memuru değiştirilmesinin mahkememizden istendiğini, şimdi ise değerler satılıyor diye tedbir ve satışların durdurulması ve tasfiye memuru ikaz ve gerekirse azli istendiğini, hukuken her iki davranış şeklinin normal olmadığını belirterek ***San ve Tic.A.Ş. ye ait satış ilanı 6102 sayılı TTK ve 2004 Sayılı İİK çerçevesinde açık artırma usulu ile satışa çıkarıldığını, marka ve diğer değerler için ilgili dönem yönetici kişilere yazı yazılarak izahat istendiğini, bir aylık süre verildiğini, ortakların cari hesaplarındaki hareketler henüz inceleme tamamlanmadığı zaman işlem tesis ettirileceği, bildirildiği görülmektedir.
TTK’nun 274/2. maddesi gereğince ortaklardan birisinin müracaatı üzerine, haklı sebepler varsa tasfiye memuru görevden alınabilir. Kanunda haklı sebepler sayılmamıştır. Ancak, TTK’nun 245. maddede haklı sebep kavramına açıklık getirilmiş ve bazı örnekler gösterilmiştir. Anılan maddenin b bendine göre “bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi” haklı neden olarak sayılmıştır. Bu düzenlemeyi kıyasen uygulayarak davalı tasfiye memuru yönünden, görevden alınması için haklı sebeplerin oluşup oluşmadığının tespiti gerekmektedir.
TTK’nun 286. maddesi uyarınca tasfiye memuru, şirketin bütün hak ve mallarının korunması için basiretli bir iş adamı gibi gerekli önlemleri almakla ve tasfiyeyi olabildiğince en kısa zamanda bitirmekle yükümlüdür. Somut olayda davalı tasfiye memuru *** tarihli tutanakla görevine başlamıştır.
TTK’nun 287. maddesi uyarınca tasfiye memuru, her yıl envanter ve bilanço düzenlemelidir. Böyle bir envanter ve bilançonun hazırlanmadığı bilirkişi kurulu tarafından belirlenmiştir. TTK’nun 288. maddesi uyarınca tasfiye memuru, gerekli defterleri tutmakla yükümlü olup eldeki davada, şirket defterlerinin usulüne uygun ve düzenli tutulmadığı iddia ve ispat edilmiş değildir.
TTK’nun 289. maddesi uyarınca tasfiye memuru, tasfiye sonu bilançosunu usulüne uygun olarak düzenleyip ortaklara tebliğ etmek zorundadır. Davalı tasfiye memuru henüz tasfiye sonu bilançosunu düzenlememiştir.
Tüm bu tespitlere göre; davalı tasfiye memurunun şirkete ait taşınmazların satışı için faaliyette bulunmasında yasaya aykırı bir durum yoktur. Davalı tasfiye memurunun şirkete ait gayrimenkullerin satış işlemlerini yapabilmesi için yaptığı hazırlıklarda usul ve kanuna aykırı bir durum görülmemiştir. Davalı tasfiye memuru tarafından gayrimenkul değerleme uzmanından rapor alınması da usul ve yasaya aykırı değildir. Zira tasfiye memuru, tasfiye işlemlerini makul sürede tamamlamak durumundadır. Ayrıca şirkete ait taşınmazlar da satılmamıştır. Davacı tarafından davalı tasfiye memurunun usulsüzlük tespit ettiği halde bu usulsüzlüklerle ilgili sorumlu şirket yöneticileri hakkında hukuki işlem başlatmadığı iddia edilmişse de tasfiye memuru tarafından şirket yetkilileri hakkında Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden sorumluluktan kaynaklanan tazminat davası açtığı, ayrıca sorumlu şirket yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduğu ve bunun üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ***soruşturma dosyası ile soruşturma başlatıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, tasfiye memurunca yapılan tasfiye işlemlerinde TTK’nun 274. maddesi uyarınca tasfiye memurunun görevden alınması veya uyarılması için yasal şartların oluşmadığı görüş ve kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran davacılara iadesine,
6-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Davalı kendisi vekil ile temsil ettirmediğinden davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili Av. *** ile fer’i müdahil …, … ve … vekili Av. ***, fer’i müdahil tasfiye halinde *** San. Tic. A.Ş. vekili Av. …, davalı …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır