Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/388 E. 2022/532 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:*** Esas -***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM :***
KATİP :***

DAVACI :***
VEKİLİ : Av.
DAVALI :1-***
VEKİLİ : Av. ***
Av. ***
DAVALI :2- ***
VEKİLİ : Av. ***

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ :***
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların sahibi ve sürücüsü bulunduğu 38 … plakalı araç ile davacının şirketçe sigortalanan 38 … plakalı aracın *** günü çarpıştığını, meydana gelen trafik kazası nedeniyle sigortalı araçta 101.400,00TL’lik hasar oluştuğunu, davacı tarafça söz konusu tutarın tamamının sigortalısına ödendiğini, bu miktarın 41.000,00TL’lik teminat bedeli için davalının trafik (ZMMS) poliçesine başvuruda bulunulduğunu, davalı sürücünün kazada kusur oranının %75 olduğunu, mütebaki kısım 35.050,00TL’nin ödenmesi için davalılara *** günü iadeli taahhütlü mektup gönderildiğini, ne var ki mektuptan bir sonuç alınamadığını, davalıların aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas nolu dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalıların vekilleri aracılığı ile icra takibine itiraz ettiklerini, hiçbir borçlarının bulunmadığını, sigorta şirketinin rücu haklarının bulunmadığını ifade ettiklerini, takibin durduğunu, davalılar hakkında itirazın iptali davası açmadan önce yasal dava şartı olarak arabulucuya müracaat edildiğini ancak bundan da bir sonuç elde etmenin mümkün olmadığını, davalıların haksız ve yersiz itirazlarının iptali ve icranın devamı için bu davanın ikamesi zarureti hasıl olduğunu beyan etmiş, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla davalıların Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptıkları haksız ve yersiz ve yasal dayanağı bulunmayan itirazlarının iptali ile icranın devamına, 35.050,00 TL rücu alacağının, ödeme tarihinden itibaren banka reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminatın yine davalılardan metüselsilen ve müştereken tahsiline, yargılama giderleri ve vekil ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, davalılar cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celp edilmiş, takip alacaklısının … A.Ş. ve takip borçlularının … ve … Ltd. Şti. olduğu, rücu alacağı sebebi ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı …’e *** tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı … Ltd. Şti.’ye tebliğ edilemediği, davalıların *** tarihinde borca itiraz ettikleri, takibin durduğu, işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
*** Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak *** hasar dosyasının, sigorta poliçe örneği ve hasara dosyası celp edilmiş, poliçenin incelenmesinde,38 … plaka sayılı aracın *** başlangıç ve *** bitiş tarihli KASKO sigortası ile sigortalandığı görülmüştür.
Kayseri Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak 38 … ve 38 … plaka sayılı araçların kaza tarihi olan *** tarihli kaza tarihinden bu güne kadarki tüm kayıtları celp edilmiş, gelen yazı cevabı ile, 38 … plakalı aracın *** tarihli satışı ile … Ltd. Şti adına tescilinin yapıldığı, *** tarihi itibari ile aynı şirket adına kayıtlı olduğu *** tarihli satışı ile … adına devrinin yapıldığı, 38 … plakalı aracın *** tarihinde … adına tescilinin yapıldığı, *** tarihinde de aynı şahıs adına kayıtlı olduğu, *** tarihi itibariyle … Otomotiv Kuyumculuk Değerli Madenler ve Taşlar Petrol San. Tic. Ltd. Şti’ye devrinin yapıldığı bildirilmiştir.
… A.Ş.’ye müzekkere yazılarak 38 … ve 38 … plakalı araçların *** tarihinde karıştığı kaza nedeni ile 38 … plakalı aracın işletenine yahut *** (…) A.Ş.’ye herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, ödeme belgesi celp edilmiştir.
Davalı …’in adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi rapor alınarak dosyaya takılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, makine mühendisi *** tarihli raporunda özetle;
1-38 … plaka sayılı araç sürücüsü …, 2918 sayılı K.T.K. 47/1-c, 57/1-a kural ihlalinin ve m.84/h asli kural ihlalinin olduğu,
38 … plaka sayılı araç sürücüsü ***, 2918 sayılı K.T.K. 52/1-a ile tali kural ihlalinin olduğu,
2- Dava konusu aracın 24.01.2020 tarihli trafik kazası hasarı öncesinde 208.000,00TL piyasa rayiç değeri dikkate alındığında %55 mertebesinde oransal hasar değeri ile aracın ağır hasarlı olduğu, hasarın aracın ön bölgesinde ve ön düzeninde yoğunlaştığı da dikkate alındığında aracın orijinalliğinin bozulacağı, hasar öncesi haline getirilmesinin mümkün olmayacağı, zamana bağlı tekrarlayan sorunlar yaşanabileceği ve onarımın ekonomik olmayacağı dikkate alındığında araca total pert işlemi uygulanması gerektiği,
Buna göre, 38 … plaka sayılı Dava konusu araca *** işlemi uygulanması halinde, sovtaj değerinin belirlenmesi gerektiği (aracın sovtajı araç sahibinde kalacak ise), aracın mevcut hasarlı hali ile piyasa ederinin 120.000,00TL edebileceği, bu durumda, 38 … plaka sayılı aracın dava konusu hasarına ilişkin olarak gerçek zarar tutarının,
Gerçek zarar (hasar) tutarı = Hasar öncesi piyasa rayiç değeri – sovtaj değeri
Gerçek zarar (hasar) tutarı = 208.000.00TL – 120.000,00TL = 88.000,00TL olabileceği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, rapora karşı davacı vekilinin beyan dilekçesi sunduğu, davalı Yasin Canıbek vekilinin itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davaya konu 38 … plakalı aracın önceki kazalarını gösterir tramer kayıtları celp edilmiştir. Tarafların itirazları ve Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi cevabındaki hasarlar dikkate alınmak suretiyle ek rapor alınmış, *** tarihli ek raporda özele; kök raporda belirlenen kural ihlalleri, dava konusu aracın pert total durumu ve gerçek zarar (hasar) tutarı hakkındaki görüş ve kanaatinde değişiklik olmadığı yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Ek rapor taraflara tebliğ edilmiş, ek rapora karşı davacı vekilinin beyan dilekçesi, davalılar vekilinin itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesi ile kendi bünyelerinde kaskolu olan 38 … plakalı aracın *** günü 38 … plakalı aracın çarpışması sonucu kaskolu araçta hasar oluştuğu hasar sonucu 101.000,00 TL ödeme yaptıklarını belirterek, 38 … plakalı aracın ZMSS kapsamında 41.000,0 TL ödeme aldıklarını bakiye 35.050,00 TL’den davalıların sorumlu olduklarından bahisle yapılan takibe itirazın iptalini dilemiştir.
Tescil kayıtları uyarınca kaza tarihi itibari ile aracın mülkiyetinin davalı … Ltd. Şti ye ait olduğu anlaşılmıştır. Kasko poliçesinin incelenmesinde ise 38 … plakalı aracın *** tarihleri arasında genişletilmiş kasko poliçesinin düzenlendiği görülmüştür. Kaza tespit tutanağının incelenmesinde ise 38 … plakalı aracın sürücüsünün davalı ***olduğu görülmüştür. 38 … plakalı aracın … bünyesinde ZMMS bulunduğu ve kaza konusu kaza sebebi ile ZMMS tarafından Halk sigortaya 41.000,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştü. Davacının ise toplam kaza nedeni ile 101.400,00 TL *** tarihinde ödeme yaptığı görülmüştür.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
-Kusura ve hasara ilişkin değerlendirmede,
Dosyamız kapsamında bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan kusur raporu ve kaza tespit tutanağı uyarınca dava konusu kazanın *** tarihinde meydana geldiği, sürücü ***’in sevk ve idaresindeki 38 *** plakalı aracın 14. Cadde istikametinden 20 caddeyi takiben 38. Cadde istikametine seyiri sırasında 36. Cadde kavşağına geldiğinde yine Osman kavuncu caddesi istikametinden 36. Caddeyi takiben 39. Cadde istikametine seyir eden sürücü … idaresindeki 38 … plakalı araca sol ön yan ve sol yan kısımlarına kendi aracının ön kısımları ile çarpması nedeni ile maddi hasarlı ve yaralanmalı kaza meydana geldiği 38 … plakalı araç sürücüsünün KTK’nun 47/1-c maddesi uyarınca dur levhasına uymadığından ve KTK’nun 57/1-a maddesi uyarınca kavşaklara yaklaşma, dikkatli olma ve geçiş hakkı olan araçların öncesini imkan vermek kuralını ihlal ettiğinden %75 oranında kusurlu olduğu, 38 … plakalı araç sürücüsünün ise KTK’nun 52/1-a uyarınca hız kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu ve bu nedenle kusur oranının %25 olduğu kanaatine varılmıştır. Aracın 208.000,00 TL rayiç bedelinin olduğ uve ağır hasarlı olması dikkate alınarak pert işlemine tabi tutulması gerektiği sovtaj bedeli düşüldükten sonra 88.000,00 TL hasar oluştuğu 88.000,00 TL ‘den 38 … plakalı araç sürücüsünün kusuru düşüldükten sonra geriye %75 kusur olduğu 88.000,00 TL’nin %75 inin 66.000,00 TL olduğu bu bedelden ZMSS poliçesi kapsamında ödenen 41.000,00 TL bedel düşüldükten sonra davacının bakiye zararının 25.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalıların sorumluluğuna dair değerlendirmede;
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E. 2015/6031, K. 2015/13494)
Somut olayda, davalı … LTD ŞTİ aracın maliki ve yararlanan olarak işleten sıfatıyla zarardan sürücünün kusuru oranında sorumludur. Davalı … ise haksız fiil hükümlerince zarardan sorumludur.
-Faize ilişkin değerlendirmede;
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. (Bknz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/11542 E. 2013/15468 K. Sayılı ilamı)
Anılan açıklamalar uyarınca davacı taraf ödeme yapılması için davalı Yasin Canıkpek’e 7 günlük süre vermiş, anılan tebligat 12/06/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı Yasin’in 29/06/2020 tarihinde temerrüde düşeceği ve ilgili ihtarın davalı firma lehine olması ve müteselsil sorumluk gereği ona da sirayet edeceği ve takip tarihi olan 10/02/2021 tarihine kadar ticari avans faizinin işletilmesi gerektiği kabulü gerekir.

ASIL ALACAK
FAİZ HESABINA ESAS TARİHLER
FAİZ ORANI
FAİZ MİKTARI
25.000,00 TL
29.06.2020 -18.12.2020 (172 GÜN)
%16,75
1.973,29 TL
25.000,00 TL
19.12.2020 -10.02.2021 (53 GÜN)
%15,75
571,75 TL

TOPLAM:
2545,04 TL

İcra inkar tazminatına dair değerlendirmede;
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; alacak yargılama ile belirlendiğinden likit kabul edilemeyeceğinden icra inkar tazminatı uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasındaki davalıların itirazının kısmen iptali ile, 25.000,00 TL asıl alacak, 2.545,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 27.545,04 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa tahsil edilene kadar ticari avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İcra İnkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 1.881,60 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 598,57 TL ve tamamlama harcı 56,76 TL’nin mahsubu ile eksik 1.226,27 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve red oranına göre 967,50 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen ve 392,50 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 59,30 TL, peşin harç 598,57 TL, tamamlama harcı toplamı 657,87 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6- 56,76 TL tebligat ve müzekkere gideri 232,20 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 832,20 TL yargılama harç ve giderinin kabul ve red oranına göre 661,72 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL nısbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/06/2022

Katip *** Hakim ***
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.