Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/355 E. 2022/125 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/05/2021
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Kayseri ilinde antrepo deposu sahibi olduğunu, davalı şirkete ait olan makinenin 5 gün boyunca müvekkiline ait antrepoda kaldığını, verilen hizmete karşılık noterden ihtarname çekildiğini, davalının ihtarnameyi iade ettiğini ve 3 günlük antrepo hizmeti aldıklarını belirttiğini, davaya konu olan faturanın müvekkili tarafından davalı taraf için düzenlenen teklif formu kapsamında tanzim edildiğini, müvekkilinin davalıdan alacağını tahsil etmek amacıyla Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının ikame edildiğini, borçlu şirket tarafından yasal süre içinde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek; davalı tarafça yapılan haksız ve hukuka aykırı olan borca itirazların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL açısından iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi … ‘nin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının ticari defter ibrazı için, … havale tarihli dilekçe ekinde sunmuş olduğu CD içeriği incelendiğini, CD içerisinde … dönemine ait yevmiye e-defterin ve yevmiye defteri beratının PDF formatında yer aldığı tespit edildiğini, E-Defterlerin geçerli yasal defter olup olmadığının tespiti ancak e-defterlerin (yevmiye-kebir) xml dosyalarının ve beratlarının birlikte elektronik ortamda ibrazı ile mümkün olduğundan, mübrez belgelerin geçerli yasal defterler ile uyumlu olup olmadığının doğrulaması yapılamadığını, ayrıca ticari defterlerin incelenmesinde yevmiye-kebir-envanter defterlerinin birlikte ibrazının yapılarak, kayıtların birbirini doğrulama teyidi yapılması gerekmekte olduğunu, dosyaya CD içerisinde sunulan belgelerin HMK 222 kapsamında ticari defter olarak kabul edilip edilmeyeceği Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, faturadan ve sözleşmeden kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Davaya konu Kayseri … Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı … Uluslararası Nakliyat Ticaret Ltd. Şti., borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı … Kereste Sanayi ve Ticaret A.Ş.olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 42.919,84 TL toplam alacak üzerinden fatura alacağı dayanak yapılarak takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafa … tarihinde tebliğ edildiği itiraz üzerine … tarihli karar tensip tutanağı ile takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davacı tarafça icra dosyasına ve dava dosyamıza sunulan faturanın incelemesinde 4.728 Euro Bedelli olduğu ve ardiye hizmetine dair olduğu, davacı tarafça sunulan teklifimiz başlıklı davalının imzası olmayan belgede fiyatlar belirlendiği görülmüştür. Dava konusu faturanın davacı tarafından sunulan kayıtlara göre davalı tarafça iade edildiği ve davalı tarafça çekilen noter ihtarında 3 günlük ardiye hizmeti alındığı beyan edildiği ve ücretin 35.00 Euro olduğu beyan edildiği ve davalının 3 günlük ardiye bedeli olarak 35×3=105 Euro hizmet aldığını kabul ettiği görülmüştür.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 42.456,02 TL (4.728,00 Euro) alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış ancak sunulan belgeler uyarınca dava konusu fatura iade edildiğinden kaçınmanın sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında sözleşmenin varlığı ve yapılan hizmetin varlığını ispat açısından HMK’nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belgeye dayanılmadığı gibi, aynı Kanun’un 200/2 maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığından tanık deliline dayanılamaz. Bu nedenle davacının tanık dinletme beyanı kabul edilmemiştir.
Davalı tarafından gönderilen noter ihtarında 3 günlük ardiye hizmeti alındığı beyan edildiği ve ücretin 35.00 Euro olduğu beyan edildiği ve davalının 3 günlük ardiye bedeli olarak 35×3=95 Euro hizmet aldığını ikrar edildiğinden bu hususta davalının borcu bulunduğu anlaşılmıştır. Bakiye kısma ilişkin ise davacı taraf iddiasına 5 günlük hizmeti ve sözleşmeyi ispatlayamadığından davacının itirazın iptali talebi tamamen uygun görülmemiştir. HMK 6. Maddesi gereğince 105 Euro hizmet bedeline ait ödemeyi davalı ispat edemediğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce re’sen efektif satış kuru üzerinden yapılan çevirme sonucu 942,86 TL davacının alacaklı olduğundan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları ve davalının ikrarı dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına konu itirazının iptali ile, 942,86 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa tahsil edilene kadar ticari avans faizi uygulanmasına, (yıllık %13,75’i geçmemek kaydıyla)
2-Haksız itiraz sebebiyle 942,86 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazla ilişkin istemlerin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 727,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 786,30 TL harçtan mahsubu ile artan 705,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 28,90 TL’sinin davalıdan bakiye 1.291,10 TL’sinin ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 140,00 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 600,00 TL, 6 elektronik tebligat gideri 33,00 TL, 1 müzekkere gideri 9,00 TL, 2 tebligat gideri 38,00 TL olmak üzere toplam 680,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 14,89 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 942,86 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11-AAÜT’ye göre hesap edilen 6.270,16 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,

Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….
Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*