Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/341 E. 2022/111 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tenfiz
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan ve mahkememizde görülmekte olan tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin İsviçre’de bulunan Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) nezdinde CAS … dava numarası ile davalı … Spor Kulübü Derneği aleyhine dava ikame edildiğini, … tarihinde sonuçlanmak suretiyle taraflar arasında bağlayıcı hale geldiğini, Spor Tahkim Mahkemesi’nin … tarihinde CAS … numaralı kararının hüküm fıkrasında … tarafından … tarihinde … Spor Kulübü Derneği’ne karşı açılan tahkim yargılamasının kısmen onaylandığını, … Spor Kulübü Derneği’nin Sayın …’ye 121.000,00-Euro artı … tarihinden ödeme tamamen yapılacağı tarihe kadar yıllık %5 faiz ödenmesini, … Spor Kulübü Derneği’nin Sayın …’ye 96.800,00-Euro artı … tarihinden ödeme tamamen yapılacağı tarihe kadar yıllık %5 faiz ödenmesine, … Spor Kulübü Derneği’nin Sayın …’ye 72.600,00-Euro artı … tarihinden ödeme tamamen yapılacağı tarihe kadar yıllık %5 faiz ödenmesine, CAS Mahkeme Bürosu tarafından belirlenen ve taraflara gönderilen tahkim giderlerinin tutarı olan 32.553,00-CHF’yi (otuz iki bin beş yüz elli üç İsviçre Frangı) … Spor Kulübü Derneği’nin karşılamasını, … Spor Kulübü Derneği’nin Sayın …’ye bu tahkim işlemleri ile bağlantılı yapılan masraflara katı olarak 9.000,00-CHF (dokuz bin İsviçre Frangı) ödemesinin emredildiğini, diğer tüm taleplerin reddedildiğini, CAS … tarihli ve CAS … numaralı kararının, kararın verilme anı ile kesin olup bağlayıcılık kazandığını, müvekkili lehine hükmedilen alacak kaleminin faizi ile birlikte yargılama masraflarının davalıdan, işbu davanın açılma tarihi itibariyle sulhen tahsilinin mümkün olmadığını, işbu nedenle bu davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini beyanla, İsviçre’de bulunan Spor Tahkim Mahkemesi tarafından … tarihinde CAS … numaralı dosyası üzerinden verilen ve kesinleşmiş kararın 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun ve 1958 tarihli New York Sözleşmesi uyarınca tenfizine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafa dava dilekçesini içerir, açıklamalı davetiye tebliğ edilmesine rağmen HMK’nun 128. maddesi gereğince süresi içinde cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkememizde yapılan yargılama sırasında duruşmaya katılan davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı taraf Spor Tahkim Mahkemesi’nin CAS … numaralı dosyası üzerinden … tarihinde verilen CAS Kararı ve yeminli tercümesi ile taraflar arasında akdedilen ve tahkim klozunu içerir komisyon sözleşmesine delil olarak dayanılmış ve delil olarak dayandığı belgeleri dava dosyasına sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Dava, öncelikle Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılmış, anılan mahkemenin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu kararın kesinleşmesi ve davacı vekilinin yasal süresi içindeki talebi üzerine dava dosyası mahkememize tevzi edilmiş ve mahkememizin … Esas numarasını almıştır.
Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı ilamında “5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5. Maddesinin 4. fıkrasında “… tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve … tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, iptal davalarına, hakemlerin seçilmi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara Asliye Ticaret Mahkemelerinde bakılacağı hükmü bulunduğu” gerekçe yapılarak mahkemelerinin görevli olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Eldeki dava 5718 sayılı MÖHUK hükümlerine göre açılmış yabancı hakem kararının tenfizine ilişkindir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un 51/1. maddesinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde asliye mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiş ancak asliye hukuk veya asliye ticaret şeklinde bir ayrıma da yer verilmemiştir. Buradaki asliye mahkemesi ibaresinin ticaret mahkemesini de kapsayıp kapsamadığı yönünden ticaret mahkemesinin görevine ilişkin yasa hükümlerine de bakmak gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 5/2. maddesine göre; bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4. madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere bu mahkemede bakılır. Bu hükme göre asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde olmakla birlikte 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi gereğince ticari dava sayılan hallerde ticaret mahkemesi görevli olmaktadır. Bu nedenle eldeki davanın ticari dava olup olmadığının tespiti için mahkememizce resen araştırmalar yapılmıştır.
Kayseri … Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davalı … Spor Kulübü Derneği’nin veya iktisadi işlemesi varsa iktisadi işlemesinin; a-Davalının ticari faaliyetler dolayısı ile vergi mükellefi olup olmadığının, varsa faaliyet alanının, işyeri adresinin, vergi kayıt tarihinin, b-Davalının ticari faaliyetler nedeniyle vergi mükellefi ise bilanço esasına göre mi yoksa işletme hesabı esasına göre mi defter tuttuğunun, c-Davalının ticari faaliyetleri nedeniyle vergi mükellefi ise vergi usul kanunun 177. maddesi ve ilgili sair mevzuat hükümlerine göre alış-satış ve gayri safi iş hasılatının esnaf işletmesi sınırında kalıp kalmadığının, davacının 1. sınıf tüccar (tacir) olup olmadığının açıkça belirtilmesi, sorulan tüm hususlara ilişkin tam ve eksiksiz bilgi verilmesi ve ilgili kayıt ve belgelerin okunaklı tasdikli örneklerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir. Verilen cevapta … Spor Kulübü Derneği iktisadi işlemesinin vergi mükellefi olduğu, perakende satış faaliyetinden dolayı faal vergi mükellefi olduğu, bilanço esasına göre defter tuttuğu ve birinci sınıf tüccar olduğu bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, a-Davacının Türkiye’de ticari faaliyeti varsa buna ilişkin olarak bilanço esasına göre mi yoksa işletme esasına göre mi defter tuttuğunu, b- 213 sayılı vergi usul kanunun 177. maddesi ve diğer ilgili maddeleri uyarınca alış-satış ve gayri safi iş hasılatı yönünden davacının esnaf limitinin üzerinde ve tacir sayılıp sayılmadığı sorularak ilgili kayıt belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir. Verilen cevapta davalının … tarihinde kırtasiye ürünleri perakende satış faaliyetini terk ettiği bildirilmiştir.
Davacı vekiline davacının Hollanda Ülkesi’nde tacir niteliğinde ticari faaliyeti olduğunu ve tacir olduğunu gösterir adı geçen ülkenin ilgili yetkili makamlarından alınmış belge aslını ve onaylı tercüme örneğini sunmak üzere süre verilmiştir. Davacı vekilince Rotterdam Ticaret Odası Ticaret Sicil örneğinin aslı ve usulünce onanmış tercümesi sunulmuştur. İncelenmesinde uluslarası futbol temsilciliği, spor yönetimi ve pazarlaması konularında ticaret siciline kayıtlı olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına giren belgelerden gerek davacının ve gerekse davalının ticari faaliyetleri nedeniyle tarafların tacir ve tenfizi istenen kararın sonucu itibarıyla tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşıldığından, bu yönü ile eldeki davanın ticari dava olmasından dolayı davaya bakmaya mahkememizin görevli olduğu sonucuna varılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfiz edilebilir (MÖHUK md 60). Mahkeme tahkim sözleşmesi yapılmamış veya esas sözleşmeye tahkim şartı konulmamış ise, hakem kararı genel ahlâka veya kamu düzenine aykırı ise, hakem kararına konu olan uyuşmazlığın Türk kanunlarına göre tahkim yoluyla çözümü mümkün değilse, taraflardan biri hakemler önünde usulüne göre temsil edilmemiş ve yapılan işlemleri sonradan açıkça kabul etmemiş ise, hakkında hakem kararının tenfizi istenen taraf, hakem seçiminden usulen haberdar edilmemiş yahut iddia ve savunma imkânından yoksun bırakılmış ise, tahkim sözleşmesi veya şartı taraflarca tâbi kılındığı kanuna, bu konuda bir anlaşma yoksa hakem hükmünün verildiği ülke hukukuna göre hükümsüz ise, hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usul, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği ülke hukukuna aykırı ise, hakem kararı, hakem sözleşmesinde veya şartında yer almayan bir hususa ilişkin ise veya sözleşme veya şartın sınırlarını aşıyor ise bu kısım hakkında, hakem kararı tâbi olduğu veya verildiği ülke hukuku hükümlerine veya tâbi olduğu usule göre kesinleşmemiş yahut icra kabiliyeti veya bağlayıcılık kazanmamış veya verildiği yerin yetkili mercii tarafından iptal edilmiş ise, yabancı hakem kararının tenfizi istemini reddeder (MÖHUK md 61). Yabancı hakem kararlarının tanınması da tenfizine ilişkin hükümlere tâbidir (MÖHUK md 62).
10 Haziran 1958 Tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması Ve İcrası Hakkında New York Sözleşmesi gereğince akit devletlerden her biri hakem kararlarının muteberliliğini tanıyacak ve hakem anlaşması ile kararın usulüne göre tasdik edilmiş aslı yahut aslına uygunluğunu gösterir şartları ihtiva eden bir suretinin, bu belgelerin bir tercümesinin ibrazı halinde mahkemece hakem kararının tanıma ve icrasına karar verilecektir (md. III, IV).
Newyork Sözleşmesi gereğince hakem kararının tanınması ve icrası istenen mahkeme o ülke kanunlarına göre uyuşmazlık konusunun tahkime elverişli bulunmaması ile kararın tanınması ve tenfizinin o ülkenin kamu düzeni kurallarına aykırı olması hususlarını re’sen gözeterek, taraflarca ileri sürüldüğü takdirde ehliyetsizlik anlaşmanın hakem kararının verildiği ülke kanununa göre hükümsüz olduğu, hakem tayininde bir tarafın haberdar edilmediği, iddia ve savunma imkanının verilmediği, hakem kararının kararlaştırılmayan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu, kararın henüz taraflar için zorunlu olmadığı, yahut yetkili bir makam tarafından iptal veya hükmün icrasının geri bırakılmış olduğu iddialarını inceleyerek bu hususlar ispat edilmediği takdirde hakem kararının tanınması ve tenfizi talebini reddedemez.
Somut olayda davacı ile davalı arasında … tarihli biri pazarlama komisyon sözleşmesi (pazarlama sözleşmesi) ve diğeri de komisyon sözleşmesi adında iki ayrı sözleşme imzalandığı, komisyon sözleşmesinin 5.a maddesine uyuşmazlıkların Lozan İsviçre’de CAS’ın (Spor Tahkim Mahkemesi’nin) münhasır yargı yetkisine tabi olacağına ilişkin dair tahkim şartına yer verildiği, yukarıda anılan sözleşmeler kapsamında davacının davalıdan olan alacağının tahsilini talep ettiği, spor hakem heyetinin davacının taleplerini kısmen haklı bularak taleplerinin kısmen kabulüne, 121.000,00-Euro’nun … tarihinden ödemenin tamamen yapılacağı tarihine kadar yıllık %5 faiziyle birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesine, 96.800,00-Euro’nun … tarihinden ödemenin tamamen yapılacağı tarihine kadar yıllık %5 faiziyle birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesine, 72.600,00-Euro’nun … tarihinden ödemenin tamamen yapılacağı tarihine kadar yıllık %5 faiziyle birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesine, CAS Mahkeme Bürosu tarafından belirlenen ve taraflara gönderilen tahkim giderlerinin tutarı olan 32.553,00-CHF’nın (İsviçre Frankı’nın) davalının karşılamasına, davalının davacıya bu tahkim işleri ile bağlantılı yapılan masraflara katkı olarak 9.000,00-CHF’nın (İsviçre Frankı’nın) ödemesine, davacının diğer bütün talep ve isteklerinin karar verdiği, kararın verildiği anda kesin ve icra edilebilir olduğu, yabancı hakem kararı ile CAS hakem heyeti kararının taraflar açısından nihai ve bağlayıcı (icra edilebilir) olduğuna ilişkin yazıların, onaylı asılları ile yeminli tercüman tarafından yapılmış onaylı Türkçe çevirilerinin sunulduğu anlaşılmaktadır.
Dava, yabancılık unsuru içeren ve tahkim yeri Türkiye dışında belirlenen hakem heyeti kararı ile bu kararın icra edilebilirliğine ilişkin yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin olup, yabancılık unsuru ve tahkim yerinin Türkiye dışında bulunması nedeniyle uyuşmazlık MÖHUK ve 3731 Sayılı Kanun’la Türkiye’nin de tarafı olduğu 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası İçin Sözleşme (Newyork Sözleşmesi) hükümlerine göre çözümlenmelidir. Tenfizi talepli davada hakem heyeti kararının esasının incelenmesi mümkün değildir.
Eldeki dava yukarıda açıklanan kapsamda değerlendirildiğinde; taraflar arasında kararlaştırılmış bir tahkim şartının bulunduğu, davacının tahkim yoluna başvurduğu, tenfizi talep edilen yabancı hakem kararının Türk kamu düzenine ve genel ahlaka aykırılığının ispatlanamadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, kararın kesin ve icra edilebilir nitelikte olduğu, adil yargılama ve savunma hakkının ihlal edilmediği, adil yargılama, savunma hakkı ve taraflara eşit muamele edilmesi ilkesinin ihlal edildiği iddiaları ile ilgili olarak yabancı hakem kararına karşı İsviçre Mahkemelerinde iptal davası açıldığının da iddia ve ispat edilmediği, tenfiz davasında yerindelik denetimi yapılamayacağı, tenfiz mahkemesine bu yetkinin tanınmadığı, açılan davada tenfiz şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak, davanın kabulü ile dava konusu olan İsviçre’de bulunan Spor Tahkim Mahkemesi’nin … tarihli, CAS … sayılı hakem heyeti kararının tenfizine karar verilmiştir.
Burada yabancı hakem heyeti kararının tenfizine ilişkin davada hüküm altına alınacak karar ve ilam harcının maktu mu, yoksa nispi mi olacağı husunun da incelenmesi gerekmektedir.
Konunun çözümü için öncelikle ilgili yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır.
Hemen belirtmek gerekir ki, yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı kararların tanınması ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir.
Anılan Kanunun “Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizi” kenar başlıklı 60/1. maddesinde, kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararlarının tenfiz edilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yargı kararlarından alınacak harçlar ise 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenmiş olup, Kanunun “Hakem Kararları” başlıklı 3. maddesi;
“Hakem kararlarının infazı lazım geldiğine dair mahkeme başkanı veya hakim tarafından verilen şerhlerden, hakem kararının mahiyetine göre, karar ve ilam harcı alınır.
Yabancı hakem kararları ile, kanun gereğince tahkim yolu ile halli mecburi olan davalardan da aynı suretle harç alınır.” hükmünü taşımaktadır.
“Yabancı Mahkeme İlamları” başlıklı 4. maddesinde ise;
“Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınır.” hükmü öngörülmüştür.
Görüleceği üzere 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde nispi harç alınacağı özel olarak düzenlenmiş iken yabancı hakem kararlarının tenfizi davalarında alınacak karar ve ilam harcı konusunda özel bir düzenleme yapılmamış, Türkiye’de hakem kararlarının infazı lazım geldiğinde alınacak karar ve ilam harcı ne ise ona atıf yapılmıştır. Böyle olunca, anılan hükme göre yabancı hakem heyeti kararlarının tenfizinde alınacak olan karar ve ilam harcı, hakem kararının mahiyetine göre Türkiye’de tahkim yargılamasında alınacak harç kadardır.
Tenfiz davalarında harç alınması devletin egemenlik haklarının bir sonucudur. Devlet harç alınmasını egemenlik yetkisinin bir sonucu olarak görmekte ve Türkiye’de görülen davalar için nasıl nispi harç alınıyor ise o ülkede alınmış olup olmadığına bakmaksızın tenfiz talebi hâlinde de harç alınacağını düzenlemektedir. Bu durumda, hakem kararının Türkiye’de verilmiş olması hâlinde nispi harca tabi olup olmadığına bakmak gerekmektedir. Hakem kararı için Türkiye’de harç alınıyor ise yabancı hakem kararının tenfizi için açılan davada da o ülkede alınıp alınmadığına bakılmaksızın aynı şekilde harç alınması gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ile 492 sayılı Harçlar Kanununun 3. maddesinin ikinci fıkrası hükmü dikkate alındığında somut olayda tenfizi talep edilen yabancı hakem heyeti kararının belli bir değerle ilgili olması, diğer bir anlatımla mahiyetinin belli bir alacağın tahsiline yönelik olması karşısında direnme kararının verildiği tarih itibariyle hüküm altına alınacak olan harç, niteliği bakımından nispi harçtır. Ne var ki, 06/02/2014 tarihli ve 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9. maddesi ile ” 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı Tarifenin “III-Karar ve ilam harcı” başlıklı bölümünün birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresinden önce gelmek üzere “Tahkim yargılamasında bu bende göre hesaplanan harç yüzde elli oranında uygulanır.” ibaresi eklenmiş, 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 36. maddesi ile de “492 sayılı Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifenin “A) Mahkeme Harçları” başlıklı bölümünün “III- Karar ve ilam harcı” başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Tahkim yargılamasında bu bende göre hesaplanan harç yüzde elli oranında uygulanır.” cümlesi “Tahkim yargılamasında bu bent hükümlerine göre harç alınmaz.” şeklinde düzenleme yapılarak değiştirilmiştir.
Bu durumda, Türkiye’de verilen hakem kararlarında nispi harç alınmayacağı düzenlenmiş olduğuna göre yabancı hakem kararının tenfizi davalarında da nispi harç alınmayacağının kabulü gerekmektedir. Ancak, bu düzenleme nispi harca ilişkin olduğundan maktu harç alınacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27/06/2019 tarihli, 2017/19-930 Esas ve 2019/812 Karar sayılı emsal kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2021 tarihli, 2020/677 Esas ve 2021/1832 Karar sayılı emsal kararı).

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile İsviçre’de bulunan Spor Tahkim Mahkemesi’nin … tarihli, CAS …. sayılı hakem heyeti kararının TENFİZİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve harcının peşin olarak alınan 54,40-TL peşin dava harcı ve 48.500,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 48.554,40-TL’den mahsubu ile bakiye 48.473,70-TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 80,70-TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 135,10-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 38,00-TL tebligat gideri ve 33,00-TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 71,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından karar vermeye yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 119.937,07-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kararın mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır