Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/336 E. 2022/175 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- …

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki ve mülkiyeti … ‘a ait … Sigorta A.Ş.tarafından sigortalı olan … plakalı aracın idarelerine ait ekipmanlara çarparak zarar verdiğini ve 15.535,00 TL idare aleyhine maddi hasar meydana getirdiğini, söz konusu zarar miktarının idare personeli tarafından icmal tablosunda hesaplanarak bulunduğunu, davadan önce arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak anlaşmanın sağlanamadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 15.535,00 TL hasar bedelinin kaza tarihiden (sigorta şirketi yönünden temerrüte düştüğü tarihten) itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın belirsiz alacak nevinde açılmasının usul hukuku kurallarına aykırı olduğunu, zarar görenin davadan önce ilgili sigorta kuruluşuna başvurması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacının müterafik kusurunun olup olmadığının mahkemece belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketten dava tarihinden önceki bir tarihten itibaren faiz talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … ‘a usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalılar davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamışlardır. Davalıların HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi … ‘nun mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; bahse konu trafik kazasında … plaka sayılı araç sürücüsü … ‘nin 2918 sayılı KTK m. 52/1-b gereğince tam kural ihlalinin olduğunu, kaza tarihi itibariyle oto korkuluk hasar zararının 17.258,03 TL olabilceğini, hasarlanan ve sökülen oto korkuluk hurda tutarının 3.057,21 TL olabileceğini, gerçek hasar tutarının 14.200,82 TL olması gerektiğini mahkememize bildirmiştir.
… tarihli celsede Davacının itiraz dilekçesinde yer alan korkuluk sistemini değerlendirmek üzere bilirkişiden ek rapor alınmasına, diğer itirazların reddine, bilirkişiden dava konusu edilen korkulukları Bayındırlık birim fiyat cetvelinin rapora eklenmesinin istenilmesine karar verilmiş bilirkişi … ‘nun mahkememize sunmuş olduğu … tarihli ek raporda özetle; parça ve işçilik toplam tutarının 18.592,56 TL olabileceğini, hasarlanan ve sökülen oto korkuluk hurda tutarının 3.057,21 TL olabileceğini, gerçek hasar tutarının 15.535,35 TL olması gerektiğini mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı taraf dava dilekçesiyle, sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki ve … ‘a ait … plakalı araç ile kuruma ait ekipmanlara zarar verdiğini, kusurun karşı tarafta olduğunu, hasar bedeli talep etmiştir.
Davalılar … ve … ve … davaya cevap vermemiş, davalı sigorta şirketi ise usule uygun başvuru olmadığını belirterek kusura ve faize itiraz etmiş ve davanın reddini dilemiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Sigorta poliçesi incelenmesinde,… plakalı aracın aracın ZMSS’in davalı bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır. Tescil kayıtları uyarınca kaza tarihinde aracın davalı … ‘a ait olduğu ve kaza tespit tutanağı uyarınca sürücünün … olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında asıl borcun ödendiği ve davanın faiz ve yargılama gideri noktasında devam olunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Somut olayda dava tarihi itibariyle haklılık durumu tespit edilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Mahkememiz davalı nezlindeki hasar dosyasını dosyamız arasına almıştır. Dosya içinde kaza kollukça düzenlenen tespit tutanağı bulunmaktadır. Davacının sigortaya başvurusu bulunduğundan bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
-Mahkememizce kusur ve hasar ön sorun değerlendirmesinde,
Mahkememizce kusur ve hasar raporu alınmış, alınan rapor ve kaza tespit tutanağı uyarınca … günü … ‘nin sevk ve idaresindeki aracın seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek davacı idareye ait yol kenarındaki korkuluklara çarptığı ve karayolları fiyat klozları dikkate alınarak davacının hasar bedelinin 15.535,35 TL olduğu ve davalı … ‘ın tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
-Davalılar … ve … sorumluluğuna dair değerlendirmede;
Davalı … haksız fiili hükümleri çerçevesinde zarardan sorumludur.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E. 2015/6031, K. 2015/13494)
Somut olayda, aracın maliki ve yaralanan davalı Hasan zarardan sorumludur.
– Faize ait değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluslarından birine ilettigi tarihten itibaren sekiz is günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
Davalı gerçek kişiler ise TBK’nun 117. Madde hükmü uyarınca kaza tarihinde temerrüde düşmüştür.
Mahkememiz bu kapsamda davacının alacağı olan 15.535,00 TL’nin ödenmesi nedeniyle asıl alacak yönünden konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Davalı gerçek kişiler kaza tarihi olan … ile ödeme tarihi olan … tarihi arasında hesaplanan yasal faizden sorumludur. Hesaplama sonucu 1.041,91 TL (geciken gün 272) faiz alacağı oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi açısından ise temerrüd tarihi olan … tarihi ile ödeme tarihi arasında yasal faizden sorumludur. Hesaplama sonucu faiz miktarının 651,19 TL (170 geciken gün) olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu tutarların temerrüd tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık % 9 oranında yasal faiz işletilmesi sureti ile ve (ana para x yıllık faiz oranı x geciken gün sayısı) / (365 gün x 100) formülü ile yapılan hesaplamaya göre yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davanın esası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının faiz isteminin kabulü ile, 1.041,91-TL işlemiş faizin davalı sigorta şirketinin faizin 651,19-TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL peşin harcın ve 80,70 TL başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan kep reddiyat gideri 1,20 TL, 13 elektronik tebligat gideri 71,50 TL, 1 müzekkere gideri 9,00 TL, 7 tebligat gideri 147,00 TL ve bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 828,70 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılarca yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip … Hakim …
¸e-imzalı ¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*