Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/290 E. 2021/854 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ***Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

TEMLİK ALAN DAVACI: ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı *** ile daire alacağını müvekkile temlik eden ***/***/… Pvc İnş.Yapı Ltd.Şti. arasında ekte fotokopisini sunduğu 19/04/2019 tarihli sözleşme imzalandığını,bu sözleşmeye göre davalı …, … / … / … Pvc İnş. Yapı Ltd. Şti’ne Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, ***Sokak, ***blok, ***Ada, ***Pafta, | parsel, Kapı No:1’den ve A blok, 2. kat, 7 nolu (K-B) daireyi ve A blok, 8. kat, 45 nolu daireyi vereceğini, toplamda 665 000.00-TL borçlu olduğunu davalı bu sözleşme ile kabul ettiğini, sözleşmede açıkça yazdığı üzere; 2. kat, 7. nolu dairenin 215.000.00-TL sayılacak, 8. kat, 45 nolu dairenin 225.000.00-TL sayılacak, kalan bedel 225.000.00-TL için de 2019 yılı 7, 8, 10, 11 ve 12. aylara ve 2020 yılının birinci ayına çekler verildiği yazdığı, daire tapularının da isterse yüklenici firma (…, … Pvc İnş. Yapı Ltd. Şti.)’nın kendi adına isterse 3. şahıslara verileceğinin yazılı olduğu, davalının bu sözleşmeye göre sözleşmede aynen geçliği üzere “Müteahhit firma, yüklenici firmanın almış olduğu daireyi en geç 2019 yılında sözleşmeye ek olan mahal listesine uygun halde teslim edecektir.” maddesi yer aldığı, … / … / … Pvc İnş.Yapı Ltd. Şti.’nin de bu sözleşmedeki Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, Eskibağ Sokak, A blok, ***Ada, ***Pafta, | parsel, Kapı No:1’den ve A blok, 2. kat, 7 nolu (K-B) daireyi ve A blok, 8. kat, 45 nolu daire alacağını ekte sunduğu temlik sözleşmesi ile müvekkili ***’e ***/2019 tarihinde 300.000.00-TL bedelle satıp devrettiğini, … / … / … Pvc İnş. Yapı Ltd. Şti. ile müvekkili …’ün bu devir sözleşmesini yaparken birlikte davalı …’in yanına gittiklerini, davalı …’in de …’e her türlü kefil olduğunu daire tapusunu müvekkili …’e devir edeceğini, davalı beyan ettiğini, devamında davalı …’in … / … / … Pvc İnş. Yapı Ltd. Şti.’ne merdiven ve balkon alüminyum korkuluk işlerini de yaptırdığını, davalı … ile … / … / … Pvc İnş. Yapı Ltd. Şti. arasındaki *** tarihli sözleşme incelendiğinde, sözleşmenin yapıldığı esnada davalının tüm daire ve çek borçlarını kabul ettiğini ve sözleşmedeki … / … / … Pvc İnş. Yapı Ltd. Şti.’nin sözleşmeyi ifası beklenmeden dahi borçlarını davalının kabullendiğini, tarafların peşin ödeme şeklinde anlaştığını, … / … / … Pvc İnş. Yapı Ltd. Şti.’nin de peşin ödeme gibi düşünerek sözleşmedeki iş bedellerini ona göre düşük tuttuğunu, sözleşmedeki …’ün … / … Pvc İnş.Yapı Ltd.Şti.’nin yapacağı işlerin ifası beklenmeden davalı sözleşmedeki borçlarını yerine getirmesi gerekirken, davalı sözleşmedeki edimlerini borçlarını yerine getirmediğini, buna rağmen … / … / … Pvc İnş.Yapı Ltd. Şti.’nin sözleşmede ki tüm edimlerini yerine getirdiğini, tüm dairelere pvc ve cam montajlarını yaptığını, tüm dairelerin ilgili … Belediyesi’nin onayından geçtiğini ve neticede tüm dairelere davalının mesken ruhsatlarını aldığını, binadaki daireleri davalının sattığını, binada oturmaya başlandığını, davalı …’in bu pvc işi haricinde … / … / … Pvc İnş.Yapı Ltd. Şti.’ne ayrıca alüminyum merdiven korkuluk işlerini de verdiğini, …’ün alüminyum merdiven korkuluklarını yapmasına rağmen bu işin bedelinin de davalı ödemediğini, tüm bunların üzerine davalı …’in müvekkiline temlik edilen A blok, 8. kat, 45 nolu daireyi bir başkasına sattığı için davalı … hakkında daire bedeli olan 300.000.00-TL’nı ödemesi için Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıya gönderilen ödeme emrinde açıklama olarak, (…) -… Pvc İnşaat Ltd. Şti. ile … arasında 15/09/2019 tarihinde imzalanan temlik sözleşmesi ile daire alacağının …’e devir edilmesi nedeni ile … tarafından daire deviri gerçekleştirilmediği için daire bedeli temlik bedeli olan 300.000.00-TL’nın ödenmesi)nin” ihtar edildiğini, başlatılan icra takibine dair ödeme emrinde yukarıda belirtilen açıklama ile ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafın işbu takibe itiraz ettiğini, haksız olan bu itirazı nedeniyle icra takibinin durduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının açıkça borçlu olmasına rağmen kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini beyanla fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalması kaydı ile davalının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yasal faiziyle ödemesine ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiği için takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu dava asliye ticaret mahkemesinde açılmışsa da davayı konu uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, zira müvekkili ile davacı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davacı tarafın dosya kapsamına sunduğunu iddia ettiği temlik sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığını, mezkur sözleşmenin davacı ile dava dışı … arasında yapılmış olup müvekkilinin ticari işletmesini ilgilendirmediğini, TTK’nun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızin; ticari dava olduğunun belirtildiğini, davaya konu temlik sözleşmesinin müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olmadığını, söz konusu temlik sözleşmesinde müvekkilinin taraf olmadığının sabit olduğunu belanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, 19/04/2019 tarihli sözleşmeye, temlik sözleşmesi ve sair delillere dayanılmıştır.

Kayseri Ticaret Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak temlik eden …’ün ticaret odasına kaydı olup olmadığı, varsa faaliyet alanı sorularak varsa ilgili kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. 03/05/2021 tarihli yazımız ile müzekkeremize cevap verilerek ilgili belgeler gönderilmiştir.
Davacının T.C. Kimlik numarası ve açık kimlik bilgileri belirtilmek suretiyle Kayseri Esnaflar Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak temlik eden …’ün Esnaflar Odası’na kaydı olup olmadığı, varsa faaliyet alanı sorularak, ilgili kayıt ve belge örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmemiştir.
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak; temlik eden …’ün vergi yükümlüsü olup olmadığı, varsa bilanço esasına göre mi yoksa işletme hesabı esasına göre mi defter tuttuğu, işletme hesabına göre defter tutması halinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. ve ilgili diğer maddelerinde belirtilen esnaf işletme sınırı tutarının altında kalıp kalmadığı (esnaf işletme sınırı içinde olup olmadığı) sorularak ilgili kayıt ve belge örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize 27/04/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
… Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak Kayseri ili … ilçesi … Mah … Cd Eskibağ Sk A Blk ***Ada ***Pafta 1 Parsel A Blk 8.Kat 45 nolu dairenin tapu bilgileri istenmiş, 22/04/2021 tarihli müzekkere ile yazımıza cevap verilmiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak, ***Soruşturma sayılı dosyası istenilmiştir. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosu’nun ***Soruşturma sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden gönderilmiştir.
Kayseri 2. İcra Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak ***Esas sayılı dosya akıbetinin sorulmuş ve uyap kayıtlarının istenilmiştir. Bu müzekkeremize 19/04/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ***Esas sayılı dava dosyasının Uyap kayıtları incelenmiştir. … vekili tarafından … aleyhine 20/04/2021 tarihinde açılan davadaDavacının Kayseri ili, … ilçesi, … Mah. ***ada ***pafta, 1 parsel sayılı taşınmazda konut inşa eden müteahhit olduğunu, bu taşınmaz üzerine yapılan A,C,D olmak üzere üç bloktan oluşan konut inşaatının PVC esaslı plastik pencere, balkon kapı doğramalarının imalat ve montaj yapım işi için davacının davalı ile arasında 19/04/2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre davalının yapacağı işlere karşılık davacı tarafından davalıya 665.000 TL ödeme yapmasının kararlaştırıldığını, davalının işleri eksik ve ayıplı yapmasına rağmen davacının sözleşmeye göre davaya konuş A blokta bulunan konutlardan 2. Kat 7 nolu daireyi 215.000 TL’lik daireyi davalıya devredeceğine ilişkin edimini yerine getirdiğini, kararlaştırılan bedele için ise davacı tarafından davalıya Kuveyt Türk Bankası ***şubesine ait olup keşide tarihi ***2019 olan 35.000 TL bedelli, ayın şubeye ait tarihi 31/08/2019 olup 35.000 TL bedelli, aynı şubeye ait tarihi 31/10/2019 olup 35.000 TL bedelli, aynı şubeye ait tarihi 31/11/2019 olup 35.000 TL bedelli, aynı şubeye ait tarihi 31/12/2019 olup 35.000 TL bedelli, aynı şubeye ait tarihi 31/01/2020 olup 20.000 TL bedelli, Denizbank ***şubesine ait tarihi 30/02/2020 olup 15.000 TL bedelli çekler ile toplam 210.000 TL ödeme yapıldığını, yine Denizbank ait 31/10/2020 tarihli çekle 19.050 TL ödeme yapıldığını, Kuveyt Türk bankası aracılığı ile 66.760 TL ödeme yapıldığını, davalının sözleşmeye konu faturalardan birini icra takibine koyması nedene ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ***sayılı dosyasında davacının toplam 57.168,13 TL ödeme yaptığını, toplamda böylece davacının 572.978 TL ödeme yaptığını ancak davalının sözleşmeye konu edimlerini sözleşmeye uygun yerine getirmediğini, davalının yapması gereken işleri yapması nedeni ile davacının 15.000 TL ödeme yaptığını, davalının yaptığı ayıplı işlerin davacıyı ve malikleri mağdur ettiğini, bu durumun davalıya bildirilmesine rağmen sonuç alınamadığını, eksik ve ayıplı işlerin bina sakinleri ve davacı tarafından tutanak ile tespit edildiğini, Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ***D.iş dosyası ile delil tespiti yapıldığını, raporda davalının davacıyı toplam 379.490,36 TL zarara uğrattığının belirlendiğini, eksik ve ayıplı işler nedeni ile başka firmalar ile anlaşıldığını, arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek davalının aksik ve ayıplı işleri nedeni ile davacının uğradığı zarara istinaden şimdilik 10.000,00-TL’nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesinin talep edildiği, yargılama sırasında mahkeme tarafından tarafların tacir olup olmadıklarının araştırıldığı,***Vergi Dairesi’nin müzekkere cevabında, davalı …’ün 02/08/2019 tarihinde faaliyetini terk ettiğini, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunu, 2. sınıf tüccar olduğunu ve 2019 yılı gelir vergisi beyannamesinin mahkemeye gönderilmiş olduğu, yine ***Vergi Dairesi’nin müzekkere cevabında, davacı …’in 01/2021-03/2021 dönemi gelir geçici beyannamesinden bilanço esasına göre defter tuttuğunu, mükellefin Vergi Usul Kanununun 177. maddesi ve EVDO kayıtlarına göre birinci sınıf tüccar olduğunun bildirilmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, alacağın tahsiline yönelik başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
TTK’nun 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak ticari dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nun 4/1. maddesinde (a) ve (f) bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Somut olayda taraflar arasında abonelik sözleşmesi kurulmadan su tüketildiği iddia edildiğinden, uyuşmazlığın çözümünde haksız fiil hükümleri uygulanacaktır. Haksız fiil hükümleri TTK’nda düzenlenmeyip, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmektedir. Dolayısı ile eldeki dava mutlak ticari dava değildir.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nun gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur. Davanın taraflarının incelenmesinde, davacının tacir olduğu, davalı yapı kooperatifin tacir olmadığı, yapı kooperatiflerinin tacir olmadığı yönünde Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/2714 Esas ve 2018/5511 Karar sayılı, 2020/814 Esas ve 2020/1910 Karar sayılı kararı ve Yargıtay’ın ve Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin bir çok emsal kararının bulunduğu, davalılardan Birsen Mekareci’nin gerçek kişi olduğu, vergi dairesi ile ticaret odası ve esnaflar odasının cevabi yazılarına göre vergi mükellefiyetinin ve ticaret odasına kaydının olmadığı, dolayısı ile tacir olup olmadığı, kaldı ki kaçak su kullanıldığı iddia edilen yerin mesken niteliğinde olduğu, yani davalı Birsen Mekareci tacir olsaydı dahi davalının ticari işletmesini ilgilendirmeyeceği için “uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi” şartının yerine gelmediği, dolayısı ile eldeki davanın nısbi ticari dava da olmadığı görülmüştür.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’nda yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1026 E, -2015/1765 K)
TTK’nun 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nun 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/3898 -5384 E-K)
***Vergi Dairesi’nin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dava dosyası içine gelen müzekkere cevabında, temlik alan davacı …’ün 02/08/2019 tarihinde faaliyetini terk ettiğini, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunu, 2. sınıf tüccar olduğunu ve 2019 yılı gelir vergisi beyannamesinin mahkememize gönderilmiş olduğu görülmüştür.
***Vergi Dairesi’nin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ***Esas sayılı dava dosyası içine gelen müzekkere cevabında, davalı …’in 01/2021-03/2021 dönemi gelir geçici beyannamesinden bilanço esasına göre defter tuttuğunu, mükellefin Vergi Usul Kanununun 177. maddesi ve EVDO kayıtlarına göre birinci sınıf tüccar olduğunun bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/712 Esas, 2021/681 Karar sayılı kararında “Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık satım sözleşmesinden doğmaktadır. Satım sözleşmesi TTK’nda düzenlenmediğinden ancak taraflardan her ikisinin de tacir olması halinde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilecektir. İşbu davada, davalının tacir sıfatını haiz olup olmadığının, satımın da ticari satım olup olmadığının tespiti gerekmektedir. O halde ilk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen tacir-esnaf ayrımına ilişkin esaslar dikkate alınarak gerekli araştırmalar yapılıp, davalının dava tarihi olan 2019 yılı itibariyle tacir sıfatını haiz olup olmadığının tespiti gerekir. (Gaziantep BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2021 tarih ve 2020/505 Esas – 2021/107 Karar sayılı kararı)” denildiği görülmüştür. Dava konusu talep yukarda açıklandığı üzere mutlak ticari davalardan olmayıp Mimarsinan Vergi Dairesi’nin yazı cevabına göre de temlik alan davacı … dava tarihi itibari ile faaliyetini terk etmiş olup tacirde değildir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında temlik alan davacının dava tarihi itibari ile tacir olmaması nedeni ile mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmış ve bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
6335 Sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114-c maddesi uyarınca GÖREVE İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ ile HMK’nun 115/2 uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 20. maddesi gereğince işbu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2021

Katip ***
e-imzalıdır

Hakim ***
e-imzalıdır