Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 E. 2021/1165 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : YAPI VE KREDİ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ – 0937002089200741 ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptalidavasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın Organize Sanayi Şubesi nezdinde dava dışı … Kapı Orm. Ürn. Ve Tic. Ltd. Şti. lehine Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden Ticari Hesap, Ticari Business Kart hesapları açıldığını ve krediler kullandırıldığını, …’un sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladığını aynı zamanda da şirket ortağı olduğunu, kredi taksitlerinin gününde ödenmemesi üzerine Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca borcun tamamının muaccel hale geldiğini, kredi hesaplarının *** tarihi itibarile kat edildiğini, Beyoğlu 48. Noterliği’nden *** tarih *** yevmiye numaralı ihtarname ve müşteri hesap özeti ekli hesap kat ihtarnamesi ile borçların ödenmesi bildirilmiş ise banka alacaklarının ödenmediğini, Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün *** esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının borca ve faize itirazlarının yerine olmadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin devamına, itiraz edilen kısmın %20’sinden aşağı olmamak üzer icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Dosyada tarafların bildirdiği belgeler,
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi …’nun mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle taleple bağlılık kuralına göre kredi kartlarından kaynaklanan 14.892,54 TL asıl alacak + 66,37 TL temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz + 1.177,26 TL işlemiş faiz + 56,86 TL BSMV + 469,60 TL masraf olmak üzere toplam 16.664,63 TL nakit alacağına davalı …’un müteselsil kefaletinin bulunduğunu mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı taraf dava dilekçesiyle, davalı dışı *** firması ile genel kredi sözleşmesi imzaladıklarını, davalının müteselsil kefil olduğunu, kredi kartı kullanıldığını ve borcun ödenmediğinden bahisle itirazın iptali dilemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Davaya konu Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin *** esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelmede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı ***A.Ş., borçlularının yine mahkememize ait işbu dava davalısı … ve dava dışı … Kapı Orman Ürünleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. olduğu, alacaklı tarafından borçlular aleyhine toplam 16.679,53 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı …’a *** tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’un *** tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.

Dosya kapsamında temin edilen belgelerde davacı ile davalı *** firması ile 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzaladıkları, sözleşme tarihinin *** olduğu, davalının ise sözleşmeye müteselsil kefil olduğu ve kafalet limitinin 500.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
TBK’nun 586/1 maddesinde; ”Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” Hükmü yer almaktadır. Somut olayda davacı bankaca kat ihtarına rağmen ödeme yapılmadığı anlaşıldığından davacı taraf kefile yönelmesinde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır.
İİK’nun 68/b maddesi “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Davacı alacaklı banka tarafından davalıya ve diğer borçluya çıkarılan noter ihbarnamesinin gönderildiği tarihte yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil 6098 sayılı TBK’nun 589/1.md. gereği kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.
Somut olayda, davalılara çıkarılan *** tarihli noter kat ihtarında borçlulara 1 günlük süre verilmiştir, davalıya *** tarihinde ve *** firmasına ise iade edildiği görülmüştür. Asıl borçlunun sözleşme adresi olması sebebiyle asıl borçlu da temerrüde düşmüştür. Anılan gerekçeler uyarınca davalının *** temerrüde düşürülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın dayanağı 2018 tarihli genel kredi sözleşmesidir.
Kullanılan kredi kartı nedeniyle davalının borcunu hesap edilmesi amacıyla bankacı bilirkişiden rapor alınmış, alınan rapordaki hesaplama sözleşmeye ve kanuna uygun olduğu, sözleşmeye göre kredi kartı için %18,60 oranındaki temerrüd faizinin kanuna ve mevzuata uygun olması karşısımda karşısında bilirkişi raporundan belirlenen rapor uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce kabul kararı verilen miktar banka kayıtlarında ve yapılan sözleşmeler uyarınca bilebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü gerekir. Anılan gerekçelerle icra inkar tazminatı uygundur.
Mahkememizce yukarıda tüm yönleriyle açıklanan gerekçelerle YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin *** esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptalli ile, takip tarihi itibariyle 14.892,54 TL asıl alacak, 1.177,26 TL işlemiş faiz, 58,86 TL BSMV, 469,60 TL masraf olmak üzere toplam 16.598,26 TL üzerinden takibin devamına,asıl alacağa yıllık %18,60 oranında temerrüd faizi uygulanmasına, ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmesine,
2-Haksız itiraz sebebiyle 16.598,26 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.133,82 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 201,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 932,37 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 201,45 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 260,75 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3 elektronik tebligat gideri 16,50 TL, 3 tebligat gideri 57,00 TL, 2 müzekkere gideri 26,00 TL ve bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 699,50 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 696,07 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu kounda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*