Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/263 E. 2022/84 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
(Karşı Görevsizlik)
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
FER’İ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 10/08/2012
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 28/01/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Tapu İptali ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde: davacı …’in SS … Konut Yapı Kooperatifinin üyesi olduğunu, ödemelerini geç yatırmış olsa da üye aidatlarını ödediğini, davacının … tarihinde noter huzurunda yapılan çekilişle dairesi belli olan … ‘ın … ‘a devri sonrası … ‘tan hissesini aldığını ve kendisine teslim edilen dairede oturduğunu, üyelik aidatlarını ödeyen davacının kooperatif yönetimi tarafından 2009 yılında yapılan genel kurul sırasında kesin hesap çıkarılmaksızın istenilen ara ödemeleri vermeyen tüm üyeleri ihraç etmeye çalıştığını, davacının kooperatif yönetimince keyfi bir şekilde üyelikten ihraç edildiğini, bu ihraç işlemine karşılık Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile açılan ihracın iptali davasının devam ettiğini, bu arada davacı tarafından üye aidatlarının yatırılmaya devam ettiğini, Ana Tüzüğün 14.maddesi ve Kooperatifler Kanununa üyelikten ihraç konulu maddesine göre ”üyeliğine son verilen üyelik hakları ihraç davası sonuna kadar devam eder.” denildiğini, davacının üyeliği fiilen sona ermemişken dairesinin davalı yönetim tarafından tanımadığı … isimli bir kişiye satıldığını, burada daireyi alan şahıs ve yönetim aralarında muvazaalı bir satış gerçekleştirdiklerini, tarafların tamamen kötüniyetli olduğunu, davacının üyeliği devam ederken kooperatif yönetimi ve alıcı kanuna karşı hile yoluna başvurduklarını ileri sürerek Kayseri İli, … İlçesi, … Bağları … ada … parsel … Bağ Böl. … ‘de … adına kayıtlı daire üzerine ihtiyati tedbir konulması, kooperatif yönetim kurulunun davacıya ait dairesinin devrine ait işlemlerin iptaliyle adına kayıt edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiyeler tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı tarafça Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptaline yönelik Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasının birleştirme ve bozma sonrasında en son olarak Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı sırasını aldığı anlaşılmıştır.
Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … E – … K sayılı kararının incelemesinde, Birleşen Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile, davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı … hakkında aldığı … tarihli ve … nolu İhraç Kararının iptaline karar verildiği, kararın … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararına dayalı tapu iptali ve tescil talebine yöneliktir.
Tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, ödemelerini geç yatırmış olsa da üye aidatlarını ödediği, … tarihinde noter huzurunda yapılan çekilişle dairesi belli olan … ‘ın … ‘a devri sonrası … ‘tan hissesini aldığı ve kendisine teslim edilen dairede oturduğu, davacının keyfi bir şekilde kooperatif üyeliğinden çıkarıldığı ve davacının dairesinin davalı yönetim tarafından … isimli bir kişiye üyelik sona ermediği halde satıldığı ileri sürülerek tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … E – … K sayılı kararının incelemesinde, birleşen Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile, davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı … hakkında aldığı … tarihli ve … nolu İhraç Kararının iptaline karar verildiği, kararın … tarihinde kesinleştiği ancak davacı vekilinin esasa ilişkin beyan dilekçesinde dava konusu taşınmazın icra müdürlüğü tarafından satılmış olmasından dolayı davacı adına tapu iptali ve tescil imkanının kalmadığını, bundan dolayı terditli olarak talep etmiş oldukları gibi söz konusu taşınmazın davacı adına tescil imkanı kalmadığından davalarını, davalı S.S…. Konut Yapı Kooperatifine ve kooperatiften haksız ve usulsüz olarak konutun tapusunun alınıp muvazaalı şekilde cebri icra yoluyla satışa konu eden davalı …’a karşı tazminat davasına dönüştürdüklerini, davacının uğramış olduğu zararların tazmini amacıyla davalı kooperatif ve …’dan 105.000,00 TL maddi ve yine bu süreçte uğranılan manevi zarara karşı da 20.000,00 TL manevi tazminatın birlikte kusurları sebebiyle müştereken ve müteselsilen ödemeye mahkum edilmelerini talep ettiği, terditli davanın hukuk davalarında talebin kabul edilmeme olasılığında başka bir isteğin aynı dava dilekçesinde istenmesiyle oluşan dava şekli olduğu, HMK’nın 111. maddesinde iki fıkra halinde hükme bağlanan terditli davada, davacı, aralarında hukuki veya ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini, bu talepler arasında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak şartı ile aynı davada/dava dilekçesinde ileri sürebileceği, terditli davanın şartlarının aynı davalıya karşı ileri sürülecek birden ziyade talep arasında bir aslilik-ferilik ilişkisi mevcut olması gerektiği, yani dava dilekçesinde önce asli talep daha sonra da fer’i talep belirtilmiş bulunması gerektiği, birlikte ileri sürülen bu talepler arasında, hukuki veya ekonomik bir bağ bulunması gerektiği, dava dilekçesinin incelemesinde davanın tapu iptali ve tescil davası olduğu, terditli bir talebin olmadığı, davacının tapu iptali ve tescil talep ettiği dava dilekçesinden sonra esasa yönelik yazılı beyanlarında ve özellikle … tarihli son beyanında tazminat davasına dönüştürdüğünü beyan ettiği, ancak bu talebinin usul hukuku açısından hangi nitelikte olduğunu açıklamadığı, ıslah edip etmediğini belirtmediği, dava açılışında dava değerinin 8.000,00 TL olarak gösterildiği, sonraki tazminat taleplerine yönelik beyanlarında ise talep edilen tazminat miktarına göre harcın yatırılmamış olduğu, dolayısıyla tazminat talebi yönünden esas yönünden inceleme yapılmasını gerektirecek usulüne uygun bir talep bulunmadığı, davalı S.S…. Kooperatifi yönünden taşınmazın davacının zarara uğratılarak danışıklı olarak tapu iptali ve tescili talebinin, dava konusu bağımsız bölümün kooperatif adına kayıtlı olmaması ve cebri icra yoluyla satışı nedeniyle mümkün bulunmamasından dolayı reddine karar verilmesi gerektiği, davalı …’ın ise davacı ile davalı Kooperatif arasındaki hukuki ilişkide 3.kişi konumunda olduğu, davacının davalı …’ın kötüniyetine yönelik herhangi bir iddia ileri sürülmediği ve kötüniyetinin kanıtlanamadığı, bu nedenle davalı … yönünden de tapu iptali ve tescil davasının reddine Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile karar verilmiş olup, kararın taraflarca istinaf incelemesi talebinde bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile, “6100 sayılı HMK’nın176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntem olup; iddia ile savunmanın genişletilmesi yasağının istisnalarından biridir (HUMK. m.83; Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, B.6.C.IV, İstanbul 2001, s.3965)
Islah müessesesi, dava değiştirme, başka deyişle iddia ve müdafaanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkân olmakla; bu suretle, aslında yasal itiraz ile karşılaşabilecek olan her hangi bir taraf muamelesi, ıslah kurumunun yardımı ile artık bu itirazı davet etmeksizin yapabilmektedir (Prof. Dr. Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C.I.II.B,5, İstanbul 1992 s.534)
Gerek öğreti gerekse Yargıtay, ıslah yoluyla davanın değiştirebileceğini ve genişletilebileceğini, aynı şekilde savunmanın genişletilebileceğini ilke olarak kabul etmektedir.
Islah, tahkikata tabi davalarda tahkikat bitinceye kadar ve tahkikata tabi olmayan davalarda ise yargılamanın bitimine kadar yapılabilir (HMK m.177/1).
Islah tek taraflı bir irade beyanı olup, ıslahın geçerliliği için karşı tarafın ve mahkemenin kabulüne gerek yoktur.
Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılmasını gerektireceğinden (HMK m.179/1), davanın tamamen ıslahında yeni bir dava açılmamış sayılacak, dava, ilk dava gününde açılmış sayılacaktır.
Davanın tamamen (kamilen) ıslah edilmesi halinde dava dilekçesi dahil, yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır. (HMK m.179/1). Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekir.
Şu hale göre kural olarak; dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür.Nitekim, HMK’nın 141/(2). maddesinde de davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceği kabul edilmiştir.
Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.
Dosya kapsamından; davacı vekilinin … tarihli dilekçe ile, çekişme konusu taşınmazın, davalı … tarafından satışı sağlamak amacıyla gerçek bir borç ilişkisine dayanmayan bir senedin dava dışı …’ya verilmesi, adı geçen tarafından da ihtiyati tedbir kararına rağmen, cebri icra yoluyla satışının talep edilmesi üzerine satıldığı, müvekkilinin kendisine ait konutu icra satışında tekrar satın almak zorunda kaldığı, dava dilekçesinde tazminat haklarını saklı tuttukları belirtilerek, davaya tazminat davası olarak devam edilmesini, 105.000,00 TL. maddi, 20.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istediği; … tarihli duruşmada ve … tarihli dilekçesinde de;davayı tazminat davasına dönüştürdüklerini açıkladığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında, davacının tahkikat henüz bitmeden, tapu iptali tescil istemli davasını tamamen ıslah ederek, her iki davalı yönünden tazminat davasına dönüştürdüğünün kabulü gerekir.
Öte yandan; Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç tamamlanmadan müteakip işlemler yapılamaz.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, HMK’nın 177. maddesi uyarınca, ıslahın bir tarafın mahkemeye karşı, yazılı veya sözlü olarak, tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile yapılacağı, ıslahın tamamlanmasının karşı tarafın ve mahkemenin kabulüne bağlı olmadığı, somut olayda da, davacı vekilinin, davalı vekilinin de hazır bulunduğu duruşmada ve davalı vekiline tebliğ edilen dilekçelerinde davaya tazminat davası olarak devam etmek istediklerine ilişkin ıslah beyanında bulunduğu, … tarihinde bir miktar daha harç yatırdığı gözetilerek, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca öncelikle ıslah edilmiş olan davaya ilişkin harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, re’sen eksik harcın tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde yargılamaya devam edilmesi ve ıslah edilen dava kapsamında tarafların delillerinin değerlendirilmesi, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davacı vekilinin davayı tazminat davasına dönüştürdükleri yolundaki açıklamasının davanın tamamen ıslahı niteliğinde olduğu hususu göz ardı edilerek, açıkça davanın ıslah edildiğinin belirtilmediği gerekçesine dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” gerekçesi ile bu hususun kamu düzenine aykırı olduğu da dikkate alınarak, HMK’nın 355/(1) ve 353/(1)-a.6. maddeleri uyarınca kararın kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dava yeniden esasa kaydı yapılarak yapılan yargılama sonunda; … Asliye Hukuk mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile davaya bakmaya Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada; dosya ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Hukukçu bilirkişi Doç. Dr. … yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonucu düzenlediği … tarihli raporunda; davacının, ortaklıktan ihraç edildikten sonra, ihraç kararının iptali ile kooperatif ortağı olmaya devam ettiği, ancak kendisine verilmesi gerektiği belirtilen dairenin üçüncü kişiye icra kanalıyla satıldığı, kooperatifin verilecek bir dairesinin olmadığının tespit edildiği, bu nedenle 23.HD.’nin içtihat ettiği tazminat belirleme usulüne göre, davacının davalı kooperatiften tazminat talep edebileceği, tazminata ilişkin hususlardan bazılarının belirlendiği, ancak söz konusu dairenin dava tarihindeki güncel değerinin bulunması gerektiği, bu konunun uzman bir mülk bilirkişi tarafından belirlenmesi durumunda, tazminat miktarının saptanabileceği, sonuç ve kanaatine varıldığını belirlemiştir.
Davacı vekili … tarihli dilekçede ; 6100 sayılı HMK’nın Geçici 1. maddesinin 1. fıkrası “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz.” şeklindedir. 6102 sayılı TTK’nın Geçici 9. maddesi de “Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tabidir.” şeklinde olduğunu, madde hükümlerine ve zaman bakımından uygulama esasında derhal uygulanırlık ilkesi gereği somut davada; Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olup iş bölümü itirazı da ilk itiraz olduğundan, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığını, ilk itiraz ile cevap dilekçesinde ileri sürülmemiş olan bu durum karşısında Mahkemeniz değil, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesinin davaya bakması gerektiğini, nitekim ilk itirazlar hak düşürücü süreye tabi olup cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiğini, aksi halde dinlenmemesi gerektiği gibi ilk itirazlar dava dosyasından anlaşılsa dahi hakim tarafından kendiliğinden gözetilemeyeceğini, hakim bunları ancak davalının ilk itirazı üzerine inceleyebileceğini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kanaatinde olduklarını belirtmiştir.
Dosya kapsamı dikkate alındığında, 6100 sayılı HMK’nun geçici 1. maddesindeki bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz denildiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun … tarihinde yürürlüğe giren 5/3. Maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır denildiği, eldeki davanın ise 1086 sayılı hukuk usülü muhakemeleri kanunun yürürlükte bulunduğu … tarihinde açıldığı, bu kanuna göre görev hususunun ilk itiraz olduğu davalılarca göreve yönelik ilk itirazda bulunulmadığı, bu sebeple Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli hale geldiği anlaşılmakla; davaya bakmaya Kayseri Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması ve Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, HMK 21. maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin tayini (merci tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-6100 sayılı HMK’nun geçici 1. maddesindeki bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz denildiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 26/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 5/3. Maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır denildiği, eldeki davanın ise 1086 sayılı hukuk usülü muhakemeleri kanunun yürürlükte bulunduğu … tarihinde açıldığı bu kanuna göre görev hususunun ilk itiraz olduğu davalılarca göreve yönelik ilk itirazda bulunulmadığı, bu sebeple Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli hale geldiği anlaşılmakla,
2-Davaya bakmaya Kayseri Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması ve Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
3-HMK 21. maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin tayini (merci tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığına (Merci Tayini Dairesi) gönderilmesine,
4- HMK’nun 20. maddesi gereğince Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin merci kararı verilirse, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 321/2. maddesi gereğince talep halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5- Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli mahkemede değerlendirilerek hüküm altına alınmasına,
6-Feri Müdahil … vekilinin tedbirin kaldırılması talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. …
Katip …

Hakim …