Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/252 E. 2022/450 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 36020 sicil numarasında kayıtlı bulunan … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin pay sahiplerinden biri iken, davalı … ile aralarında hisse devir sözleşmesi düzenlendiğini, söz konusu sözleşmeye göre müvekkilinin sahibi bulunduğu 118.825 paya karşılık gelen 99.225 hissesini 584.536,08-TL bedelle davalıya devrettiğini, yine aynı sözleşmede söz konusu pay devri karşılığı ödemenin şirket ana sözleşmesinin 16. maddesi gereğince 2 yıl içerisinde devir bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, yine davalının aynı sözleşmedeki beyanıyla da 2 yıl içerisinde devir bedelinin ödeneceğinin kabul ve beyan edildiğini, söz konusu bu sözleşmenin şirket yönetim kurulunun … tarihli ve … nolu toplantısıyla görüşülerek kabul ve pay defterine kaydedildiğini, bu kapsamda; müvekkili adına zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş ise de davalının kabul etmemesi üzerine Kayseri … Bürosu’nun … tarihli ve … numaralı anlaşmazlık tutanağı düzenlendiğini, müvekkili ile davalı arasında akdedilen anonim şirket hisse devri anlaşmasına nazaran, davalı …’ın borçlandığı 584.536,08-TL tutarındaki borcu ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında Kayseri … … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla taraflar arasındaki anlaşmaya binaen genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının müvekkiline herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle … tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlu davalının böyle bir borcunun olmadığını iddia etmekte ise de; anonim şirket hisse devri sözleşmesi ile borcun bulunduğunun sabit olduğunu, ancak davalının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyerek taraflar arasında imzalanan anlaşmaya aykırı davrandığını, ödeme yaptığına dair de bir iddia ve savunmada bulunmadığını, dolayısıyla söz konusu hisse devir sözleşmesinde borcun 2 yıl içerisinde ödeneceği kararlaştırılmasına ve davalı tarafça bu sözleşme nedeniyle herhangi bir ödeme yapmamasına rağmen takibe itiraz etmesinin açıkça haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yıllık %13,75 (ticari) faiziyle ödemesine ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların ve beyanların yasal dayanağının bulunmayıp ve işbu taleplerinin mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın müvekkili aleyhine Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası aracılığı ile icra takibi başlattığını, haksız ve mesnetsiz icra takibine müvekkili tarafından itiraz edildiğini ve işbu itiraz sonucunda bu davanın açıldığını, devre konu şirkette 2015 yılının şubat ayında seramik vitrifiye üretim yapmak için müvekkili, …, … ve … olmak üzere 4 kişinin fabrika kurmak üzere anlaştıklarını ve 5 ortağın … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ni kurduklarını, kuruluş aşamasında ortaklardan … ve …’ın banka ve piyasa nezdinde sicillerinin bozuk olması ve yeni kurulan şirketin kredibilitesinin zarar görmemesi amacıyla bu şahıslara ait hisselerin müvekkiline emanet olarak bırakıldığını, … ve …’ın fabrika üretime başladıktan sonra yönetimde yer aldıklarını ancak resmi olarak şirket ortağı olarak görünmediklerini, bunu davacının da bildiğini, fabrika kurulduktan 3 yıl sonra davacının ortaklıktan ayrılmak istediğini, davacının hisselerinin tamamını davalı müvekkili, …, … ve …’a 700.000,00-TL karşılığında sattığını, bu satışta … ve …’a devredilecek hisselerin yine davalı …’a devredildiğini, dava konusu şirketin 2019 yılının Aralık ayında …’a olan borcun vadesi dolmadan işlerin kötü gitmesi sebebiyle şirket faaliyetini sonlandırma ve ortaklar tarafından fabrikayı satma kararı alındığını, bu karar sonunda …’ın şirketin tüm hisselerini almak istediğini, bu karar sonrasında şirket ortakları tarafından yapılan hesaplamada şirketin yaklaşık 1.000.000,00-TL zararda olduğunun tespit edildiğini, müvekkili davalı, …, … ve …’ın bu zararı, payları oranında üstlenmeye karar verdiklerini, …’ın şirket paylarının alınması karşılığında …’a olan borcun 400.000,00-TL tutarındaki kısmını ödeyeceğini taahhüt ettiklerini, bu anlaşma sebebi ile de … …’a 400.000,00-TL tutarında senet verdiğini ve bu senedin ödemesinin gerçekleştirildiğini, …’a kalan 300.000,00-TL’lık borcu da …’ın üstlendiğini, zarardan kendi payına düşen 320.000,00-TL’lık kısımdan dolayı ve …’ın davacının eniştesi olması sebebi ile 300.000,00-TL’lık borcu kendisinin ödeyeceğini kabul ettiğini, bu hususların davacı … tarafından bilinmekte olduğunu ve kendisi tarafından da kabul edildiğini, anlaşmaya göre müvekkili ve …’ın ise zarardan kendi paylarına düşen kısmı üstlendiklerini (3. şahıslara olan borçları, şahsi kredi kartının şirket için kullanımından kaynaklanan borçları, şirket için şahsi olarak çekilen banka kredileri, Bağkur’dan kalan borçlar vs.), bu şekilde anlaşma sağlandığını ve hisselerin …’a devrolunduğunu, söz konusu borcun … ve …’a ait olduğunun davacı tarafından bilindiğini ve kabul edildiğini, bu hususlarda davacı … hakkında isticvap kararı verilerek isticvap edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, davaya konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafından Kayseri … Dairesi’nin …Esas sayılı takip dosyasına, hisse devir sözleşmesine, … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu’nun … sayılı kararına, Kayseri Ticaret Sicil Gazetesi’ne, bilirkişi incelemesine ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafından ticaret sicil kayıtlarına, anonim şirket hisse payı devir sözleşmelerine, taraflar arasındaki yazışmalar, sözleşmeler ve whatsapp görüşmelerine, … tarafından davacı …’a verilen senede, …A.Ş.’nin, davacı … ve şirket ortaklarının banka kayıtlarına, şirket ortaklarının pay devrine ilişkin Kayseri Ticaret Odası nezdindeki belgelere, şirket defterlerinin borç-alacak ilişkileri ve pay devrine ilişkin durumların tespiti aşısından bilirkişi marifetiyle incelenmesine ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Taraf vekillerine davacının davalıya devrettiğini bildirdiği şirket hissesinin a grubu nama yazılı hisse veya ne tür hisse olduğunu açıklamaları için süre verilmesi üzerine davacı vekili tarafından … tarihli dilekçe ile beyanda bulunulmuştur. Ayrıca davacı vekili tarafından bir kısım deliller dosyamıza sunulmuştur.
HMK’nun 200. maddesi uyarınca dosya kapsamı itibari ile tarafların tanık dinletme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Kayseri … Dairesi … Esas sayılı takip dosyası müzekkere yazılarak celp edilmiştir. Bu takip dosyasının incelenmesinde; … tarafından … aleyhine … tarihinde hisse devir sözleşmesinden kaynaklandığı belirtilen 584.536,058-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun … tarihli borca itiraz dilekçesi üzerine icra dairesince İİK’nun 66. maddesi uyarınca borçlu yönünden takibin tamamen durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Sanayi Ve ticaret Anonim Şirketi’nin kayıtlı güncel adresinin sorulmuş, şirketin esas sözleşmesinin, hisse devirlerine ilişkin kayıtların ve diğer tüm sicil kayıtlarının gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
… San. Ve Tic A.Ş.’ne müzekkere yazılarak şirketin eski ortaklarından olan …’ın önceden mevcut 118.825 paylık hissesinden 99.225 hissesini …’a devretmesi nedeni ile ilgili şirket genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının tasdikli örneklerinin, bu pay devrinin şirketin pay defterine kaydı yapılmışsa pay defterinin ilgili kısmının tasdikli örneklerinin, bu pay devri nedeni ile … pay devir bedeli olan 584.536,08-TL’nın … ve … tarafından ödeneceği veya ödendiğine ilişkin alınmış bir karar, düzenlenmiş protokol, sözleşme gibi bir anlaşma veya tutanak olup olmadığı sorularak, varsa buna ilişkin karar, protokol, sözleşme, beyan ve benzeri belgelerin, ayrıca ödemeye ilişkin kayıt belge vs evrakların tasdikli örneği ve bu devir işlemlerinin şirket genel kurulunda görüşülüp kabul edilmişse buna ilişkin genel kurul karar örneğinin gönderilmesi istenmiştir. Şirketin faal olmaması nedeniyle bu müzekkeremize cevap alınamamıştır. Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabı ve ekleri, dava dosyası kapsamı dikkate alınarak … San. Ve Tic. A.Ş.’ne müzekkere yazılmasından … tarihli celse ara kararı vazgeçilmesine karar verilmiştir.
… tarihli duruşmada davalı taraf dilekçesinde yemin deliline dayandığından davacıya yemin teklif edip etmeyeceğini bildirmesi, yemin teklif edecekse yemin metnini sunması için davalı tarafa kesin süre verilmiştir.
Davalı vekili tarafından süresinde yemin teklif edeceklerini bildirip yemin metni ibraz edildiğinden, Kars Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile)’ne talimat yazılarak yemin metninin bir örneği eklenerek davacı … ‘a HMK’nun 228/2. maddesine uygun yemin davetiyesi çıkarılması, davacının yemin duruşmasına gelmesi halinde usulünce yeminin yaptırılması, davacı asile çıkarılacak yemin davetiyesine “Yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrünüz olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkememize bizzat gelmediğiniz veya gelip de yemini iade etmediğiniz yahut yemini eda etmekten kaçındığınız takdirde yemin konusu vakıaları ikrar (kabul) etmiş sayılacağınız (ayrıca yemin duruşmasına fotoğraflı kimlik belgeniz ile gelmeniz) ihtar olunur.” şeklinde ihtarat yazılması, davacının duruşmaya gelmesi halinde HMK’daki usule göre yemininin yaptırılarak düzenlenecek talimat evraklarının mahkememize iadesi istenilmiştir.
Kars … Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile)’ne yazılan talimatımıza verilen cevapların incelenmesinde, talimat mahkemesi tarafından davacı …’a yemin davetiyesinin tebliğ edildiği, yapılan duruşmada HMK’nun 225. ve devamı maddelerince davacının yemininin konusu davacı …’a talimatımız ekinde gönderilen yemin mentinde belirtilen; “… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde var olan hisselerini …, …, … ve …’a devretmediğine, … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde var olan hisselerinin tamamını sadece davalı …’a devrettiğine, bu devirler neticesinde gerek …, gerekse de diğer şirket ortaklarından herhangi bir şekilde ödeme almadığına, …’dan hisse devirlerine karşılık herhangi bir senet almadığına, … tarafından kendisine ödenmesi gereken hisse devir bedeli bulunmadığına ilişkin yemin metni talimat mahkemesince davacıya okunmuştur. Davacının yemin teklifini kabul ettiğini, yemin etmeye hazır olduğunu bildirmesi üzerine talimat mahkemesince HMK’nun 233. maddesi gereğince yemin ihtaratı ve HMK’nun 233/4. maddesi gereğince davacıya usulünce yemini yaptırılmıştır. Davacı yeminli beyanında; “Yemin ederim, ben kimseden hisse devir bedeli olarak bir şey almadım. Ben 2018 yılında Ekim’in 21’nde … Şirketi’ndeki hisselerimi … ve …’a devrettim ve hisse devir bedeli olarak hiçbir şey almadığıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin beyanında bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklananan, hisse devir bedeli alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile mahkememiz heyeti tarafından yazılı yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar arasında anonim şirket hisse devir sözleşmesinin imzalandığı tarafların kabulündedir. Dosyamız arasına ibraz edilen anonim şirket hisse devir sözleşmesinde davalıya atfedilen imza davalı tarafından inkar edilmemiştir.
Uyuşmazlık konuları; davacının şirket hisselerini …, … ve …’ın mı yoksa davalının mı satın aldığı, … ve …’ın davacıya hisse devir bedelini ödeyip ödemedikleri, davacının takibe konu edilen nedenlerle davalıdan alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine vaki itirazlarının haklı olup olmadığı, bu itirazların iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar ve kötü niyet tazminatının yasal koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davalı, davacı ile anonim şirket hisse devir sözleşmesi düzenlediklerini kabul etmekle birlikte davacının şirket hisselerinin tamamını …, …, … ve kendisine 700.000,00-TL karşılığında sattığını, … ve …’ın şirketin gayri resmi ortağı olması nedeniyle bu satışta … ve …’a devredilecek hisselerin kendisine devredildiğini, 2019 yılının Aralık ayında davacı …’a hisse devrinden kaynaklanan borcun vadesi dolmadan işlerin kötü gitmesi sebebiyle … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin faaliyetini sonlandırma ve ortaklar tarafından fabrikayı satma kararı alındığını, bu karar sonunda …’ın şirketin tüm hisselerini almak istediğini, bu karar sonrasında şirket ortakları tarafından yapılan hesaplamada şirketin yaklaşık 1.000.000,00-TL zararda olduğunun tespit edildiğini; kendisinin, …, … ve …’ın bu zararı payları oranında üstlenmeye karar verdiklerini, …’ın şirket paylarının alınması karşılığında …’a olan borcun 400.000,00-TL tutarındaki kısmını ödeyeceğini taahhüt ettiğini, bu anlaşma sebebi ile …’ın …’a 400.000,00-TL tutarında senet verdiğini ve bu senedin ödemesinin gerçekleştirildiğini, …’a kalan 300.000,00-TL’lık borcu da …’ın üstlendiğini, zarardan kendi payına düşen 320.000,00-TL’lık kısımdan dolayı ve …’ın davacının eniştesi olması sebebi ile 300.000,00-TL’lık borcu kendisinin ödeyeceğini kabul ettiğini, bu hususların davacı … tarafından bilindiğini ve kabul edildiğini, anlaşmaya göre kendisinin ve …’ın ise zarardan kendi paylarına düşen kısmı üstlendiklerini (3. şahıslara olan borçları, şahsi kredi kartının şirket için kullanımından kaynaklanan borçları, şirket için şahsi olarak çekilen banka kredileri, Bağkur’dan kalan borçlar vs.), bu şekilde anlaşma sağlandığını ve hisselerin …’a devrolunduğunu, söz konusu borcun … ve …’a ait olduğunu savunmaktadır.
4721 sayılı TMK’nun 6. maddesi gereğince, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Usul hukukumuzda senetle ispat zorunluluğu ( HMK m. 200 ), yine senede karşı da senetle ispat zorunluluğu ( HMK m. 201 ) ilkesi benimsenmiştir. Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler iki bin beş yüz Türk Lirası’ndan az miktarda olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ile ispat edilebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, senetle ispat zorunluluğuna ilişkin kuralın istisnaları da HMK’nun 203. maddesinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 200. maddesinde; “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle iki bin beş yüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Eldeki davada, tarafların arasında anonim şirket hisse devir sözleşmesinin imzalandığı tarafların kabulündedir. Davalı tarafından bu sözleşmede adına atfen atılı bulunan imza inkar edilmemektedir. Dosyada mübrez söz konusu sözleşmenin incelenmesinde; Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 36020 sicil numarasında kayıtlı bulunan … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin pay sahiplerinden davacı …’ın sahibi bulunduğu 118.825 paya karşılık gelen 99.225 hissesini 584.536,08-TL bedelle davalı …’a devrettiği, şirket ana sözleşmesinin 16. maddesi gereğince 2 yıl içerisinde devir bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, yine davalının aynı sözleşmedeki beyanıyla da 2 yıl içerisinde devir bedelinin ödeneceğini kabul ve beyan edildiği, bu sözleşmenin altındaki kayıtta sözleşmenin şirket yönetim kurulunun … tarihli ve … nolu toplantısıyla görüşülerek kabul ve pay defterine kaydedildiğinin yazılı olduğu görülmektedir.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ekindeki sicil kayıtlarından … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nde davacının 118.825 paya, davalının 105.350 paya ve dava dışı …’ın 20.825 paya sahip iken yapılan hisse devirleri sonunda şirketin tüm hisselerinin …’a ve daha sonra dava dışı Ahmet Fatih Kuvvet’e geçtiği görülmektedir. Tüm bu pay devirlerinin ticaret sicil kayıtlarına işlenmesi karşısında davacı ile davalı arasındaki hisse devir sözleşmesine konu pay devrinin şirketin esas sözleşmesi hükümleri doğrultusunda şirketin genel kurulunda oy birliği ile kabul edilip pay defterine işlendiği sonucu çıkmaktadır. Bu konuda tarafların aksi yönde bir beyanı ve iddiası da bulunmamaktadır.
Davalı, davacının şirket hisselerinin tamamını …, …, … ve kendisine 700.000,00-TL karşılığında sattığını, … ve …’ın şirketin gayri resmi ortağı olması nedeniyle bu satışta … ve …’a devredilecek hisselerin kendisine devredildiğini savunmakta olup, bu anonim şirket hisse devir sözleşmesi içeriği ile örtüşmemektedir. Senet niteliğinde hisse devir sözleşmesinin muvazaalı yapıldığı iddiası, taraf muvazasına yönelik olduğu için kesin delille ispatı gerekir. Davalı bunu kesin delille ispatlayamamıştır. Yine davacının hisse devri alacağına karşılık dava dışı …’ın davacıya 400.000,00-TL tutarında senet verdiğini ve bu senedin ödemesinin gerçekleştirildiğini, davacının kalan 300.000,00-TL’lık alacağını da dava dışı …’ın üstlendiğini savunmaktadır. Tarafların aralarında düzenlediği anonim şirket hisse devir sözleşmesi içeriği ile bu savunma örtüşmemektedir. Yine senet niteliğinde hisse devir sözleşmesinin aksini iddia eden davalının bu savunmalarını kesin delille ispatı gerekir. Mevcut dosya kapsamına göre davalı savunmalarının doğruluğunu kesin delillerle ispat edememiştir.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK’nun 233. maddesi) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez. Açıklanan bu nedenlerle mahkememizce; davalının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak davalıya, karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davalının yemin teklif edeceğini bildirmesi üzerine talimat yolu ile davacı …’a usulünce yemini eda ettirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında; senet niteliğinde hisse devir sözleşmesine göre … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin pay sahiplerinden davacı …’ın sahibi bulunduğu 118.825 paya karşılık gelen 99.225 hissesini 584.536,08-TL bedelle davalı …’a devrettiği, davalının aynı sözleşmedeki beyanıyla da 2 yıl içerisinde devir bedelinin ödeneceğini kabul ve beyan ettiği, davalının sözü edilen devir bedelini davacıya ödemediği gibi, devir bedelinin dava dışı kişiler tarafından da ödendiğini ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibine davalının vaki itirazının iptali ile icra takibindeki koşullarla takibin devamına karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacı, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde, davalı ise kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir.
Davalı hakkında davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının anonim şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklı, sözleşmenin içeriğine göre likit, yani belirlenebilir bir alacak olduğu kanaati ile, İİK’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 584.536,08-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir.
Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedebilmek için davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanması veya kötü niyetin dosya kapsamından anlaşılması gerekmektedir. Davanın kabulüne karar verilmiş olması, davacının kötü niyetli olduğuna ve kötü niyetle icra takibi başlatıldığına dair herhangi bir delil bulunmaması ve bu hususun ispatlanmamış olması nedeniyle koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibine davalının vaki İTİRAZININ İPTALİ ile icra takibindeki koşullarla TAKİBİN DEVAMINA,
2-İtirazın iptaline karar verilen 584.536,08-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 39.929,65-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 7.059,74-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 32.869,91-TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 7.059,74-TL peşin harç olmak üzere toplam 7.119,04-TL harç tutarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 27,50-TL e-tebligat gideri, 19,00-TL tebligat gideri, 1,80-TL KEP gideri, 15,00-TL talimat ve posta gideri olmak üzere toplam 63,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kararın mahiyeti gereği davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabulü nedeniyle hesap ve taktir olunan 46.276,80-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kararın mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır