Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/246 E. 2022/272 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI :***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın Kayseri ili, *** ilçesi, *** köyü sınırlarında *** ve *** parsel sayılı taşınmazlarda güneşten elektrik üretimi yapmakta olduğunu, müvekkilinin tesisinin sınırında davalıya ait mıcır ocağı bulunduğunu, davalı tarafın müvekkilinin tesisi ile olan sınırına 3 adet fıskiye yerleştirdiğini, mevcut bölgede rakımın yüksek olması sebebiyle yılın her ayında özellikle gece saatlerinde şiddetli rüzgarlar bulunduğunu, fıskiyelerin çalıştırılması ile rüzgarın da etkisiyle kireçli suyun panellerin üzerine geldiğini, davalı tarafça arıtılmamış su ile panellere zarar verilerek üretim kapasitesinin düşürülmesine neden olunduğunu, konu ile ilgili olarak Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını, 2020 yılı mart ayı başından delil tespiti talep edilen *** tarihi aralığındaki davalının verdiği zarara ilişkin alınan bilirkişi raporunda 17.573,61 TL davalının haksız fiili nedeniyle müvekkilinin zararının tespit edildiğini, davadan önce arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 17.573,61 TL maddi zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kayseri merkezli olarak faaliyet gösteren en büyük beton firmalarından biri olduğunu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol işleri Genel Müdürlüğü tarafından ruhsatlandırılmış olarak faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkili tarafından işletilen madenin davacının tesisinden çok daha önce kurulduğunu, davacının çok sayıda asılsız şikayette bulunduğunu, huzurdaki bu davanın yine davacının anlamsız kini nedeniyle açıldığını, maden ile paneller arasında 400 metre civarında mesafe olduğunu, yapılan taş kırma ve patlatmaların rutin kontrol ve denetimler altında yapıldığını, davalının çıkan tozlardan rahatsız olduğu gerekçesi ile tozların absorbe edilmesini teminen bir sulama sistemi kurulmasını talep ettiğini, müvekkilinin de işletmiş olduğu maden çevresine hiçbir rahatsızlık vermemek adına bahse konu fıskiyeleri kurdurttuğunu, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce aldırılan raporun Aralık 2020’de alındığını, bu tarihte müvekkili tarafından işletilen madenin dahi çalışmadığı kış aylarında alındığını, müvekkilinin ortaya çıkan zararları önlemek adına gereken tüm tedbirleri mevzuat çerçevesinde aldığını davacının bu yöndeki iddialarına da itibar edilmemesi gerektiğini, müstakbel kazançtaki zarardan bahsedebilmenin hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
BİLİRKİŞİ RAPORLARI:
14/102021 tarihli celsede; mahallinde *** tarih ve saat 10:00 itibariyle HMK’nun 290. maddesi gereğince taraflar hazır ise huzurlarında aksi halde yokluklarında keşif icrasına, refakate alanında 1 maden mühendisi ve elektirik mühendisi bilirkişi alınmasına, bilirkişilerden davalının maden sahasındaki sulama ekipmanlarının davacının güneş panellerine zarar verip vermediği, zarar verdi ise zararın tespitinin hususunda, tarafların iddiaları, delil tespiti raporu, tanık beyanları, dosyadaki evrak ve kayıtlar uyarınca rapor düzenlenmesi istenilmesine karar verilmiş, keşif icra edilmiş akabinde bilirkişiler *** tarafından sunulan *** tarihli raporda özetle; yapılan keşifte su fiskiyelerinin eski yerinden 10 metre kadar daha öteye konumlandırıldığını, böylece GES ten uzaklaştırıldığını, yapılan keşifte fıskiyelerin su atma açılarının 180 derece ile diğer yöne verildiği, böylece GES’e su atılmadığınını tespit edildiğini, Dosyaya sunulan CD içerisindeki video kayıtları çözümlendiğini, çözümlemede fiskiyelerin eski halteriyle GES panelleri üzerine su sıktığı yahut rüzgâr sebebiyle suyun GES panelleri üzerine taşındığı tespit edildiğini, bu su sebebiyle panellerde elektrik üretim kaybı oluştuğu davacı tarafça sunulan elektrik üretim kayıtlarından ve dosyada bulunan *** tarihli bilirkişi ek raporundan anlaşıldığını, bu bedellerin hesabının *** tarihli bilirkişi ek raporunda da doğru şekilde hesaplandığını ve bu kayıp bedelinin 17.573,61 TL olduğunun görüldüğünü, davacı tarafça sonraki aylara ait oluşacak zararın hesaplanması istenildiğini, fıskiyelerin yerleri ve önleri değiştirildiğinden ve temizlik yaptırılarak GES üzerindeki kireçler çözdürüldüğünden dolayı şu anda ve gelecekte dava konusundan kaynaklı bir üretim kaybı yaşanmayacağını mahkememize bildirmişlerdir.
*** tarihli celsede Taraflar itirazlarını karşılar bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler *** tarafından mahkememize sunulan ek raporda özetle; dosyaya sunulan CD içerisindeki video kayıtlarının çözümlendiğini, çözümlemede fıskiyelerin eski hallteriyle GES panelleri üzerine su sıktığı vahut rüzgâr sebebiyle suyun GES panelleri üzerine taşındığı tespit edildiğini, bu su sebebiyle panellerde elektrik üretim kaybı oluştuğu davacı tarafça sunulan elektrik üretim kayıtlarından ve dosyada bulunan *** tarıhli bilirkişi ek raporundan anlaşıldığını, bu bedellerin hesabının *** tarihli bilirkişi ek raporunda da doğru şekilde hesaplandığını ve bu kayıp bedelinin 17.573,61 TL olduğu görüldüğünü, bunun dışında kasım ayına ait kireçlenme sebebivle oluşan 9 günlük gelir kaybı hesaplandığında 5.627,07 TL olduğunu, davacının kireçilenmeyi çözdürmek için aldığı hizmet bedelinin 7.375,00 TL olduğunu, davacı tarafça sonraki aylara ait oluşacak zararın hesaplanması istendiğini, fıskiyelerin yerleri ve yönleri değiştirildiğinden ve temizlik yaptırılarak GES üzerindeki kireçler çözdürüldüğünden dolayı şu anda ve gelecekte dava konusundan kaynaklı bır üretim kaybı yaşanmayacağı kanaatı oluştuğunu, davacının toplam kaybının 30.575,68 TL olduğu hesaplandığını mahkememize bildirmişlerdir.
DEĞERLERLENME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesi ile davalıya ait mıcır ocağındaki sulama sisteminin davacıya ait güneşten elektrik üretimi tesisindeki panelleri zarar verdiğinden bahisle elektrik üretim kaybı ve müstakbel zarar istemiştir. Davacı daha sonra ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde olmayan temizleme masraflarını davaya dahil etmiştir. Müstakbel zarardan ise feragat etmiştir.
Davalı ise davayı kabul etmemiştir.
Mahkememizce dosya kapsamında keşif icra edilmiş, tanık dinlenilmiş ve delil tespiti dosyası dosyamız arasına alınmıştır. Tüm dosya kapsamı itibariyle davalıya ait mıcır ocağındaki sulama sisteminin davacıya ait güneşten elektrik üretimi tesisindeki panelleri zarar verdiği anlaşılmıştır.
-Gelir kaybı zararına ait değerlendirmede;
Bilindiği üzere; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/4000 Esas, 2019/8034 Karar sayılı ilamı)
Nihai olarak değerlendirmede, mahkememizce yapılması gereken iş, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda davacının eksik üretim nedeniyle zararının 23.200,68 TL olduğu değerlendirilmiştir. Anılan bilirkişi raporuna incelendiğinde yöntemine uygun ve gerçeği yansıttığı görülmüştür. Bu nedenle itirazlar yerinde görülmemiştir.
– Müstakbel gelir kaybına ait değerlendirmede;
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 307. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan yasa hükmüne göre feragat; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Bilindiği gibi, feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelmektedir. Davadan feragat neticesinde feragate konu teşkil eden hak tamamen düşeceğinden talep hakkında feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
-Temizleme masraflarına dair değerlendirmede;
Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine denir (HUMK mad.83, HMK mad.176) (Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, B.6.C.IV, İstanbul 2001,s 3965). Islah müessesesi, dava değiştirme, başka deyişle iddia ve müdafaanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkandır. Zira bu suretle, aslında yasal itiraz ile karşılaşılabilecek olan herhangi bir taraf muamelesi, ıslah kurumu yardımı ile artık bu itirazı davet etmeksizin yapabilmektedir. (Prof.Dr.Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuk, C.I.II.B,5, İstanbul 1992 s.534.)
Kural olarak; dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Ne var ki; ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nun 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.- 2011/453 K.sayılı ilamı) Bu durumda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni dava konusu, önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Dolayısıyla ıslahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
Açıklanan gerekçeler ile davacı dava dilekçesinde yer almayan temizleme masrafları istemini ıslah ile eklemek suretiyle dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmeye çalıştığından ve ilgili talebe kanun cevaz vermediğinden ıslah istemi reddedilmiş ve geçersiz bir ıslah olarak değerlendirilmiştir.
Diğer taraftan, ıslah işlemi geçersiz olup, hiç yapılmamış sayılacağından, ıslah ile artırılan tutar dava değerine dahil olmamıştır. Bu halde, gerek vekalet ücretinin belirlenmesi gerekse de taraflarca yapılan yargılama giderlerinin paylaştırılması açısından, ıslah ile artırılan tutarın dikkate alınmadan hüküm sonucu tesis edilmesi gereklidir. (Benzer mahiyette Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2018/7348 E. 2018/22253 K. Sayılı ilamı bulunmaktadır.) Anılan kıstaslar çerçevesinde yargılama gideri hesaplanmıştır.

6098 sayılı TBKnun 117/2 maddesinde göre haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşeceğinden olay tarihi itibariyle faize hükmedilmesi gerekir. Anılan kıstas çerçevesinde faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının müstakbel kazanç kaybı talebine ilişkin davasının reddine,
2-Davacının temizleme masrafına ilişkin ıslah isteminin reddine,
3-Davacının gelir kaybına ilişkin davasının kısmen kabulü ile, 23.200,68 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa *** tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
4- 2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.584,85 TL ve 80,90 TL müstakbel zarara ait karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 523,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.141,88 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 300,12 TL peşin harç ve 223,75 TL ıslah harcı ve 59,30 TL başvurma harcı, 419,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.003,07 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 1.200,00 TL, posta, araç ve tebligat gideri 217,80 gideri, 1.430,30 TL delil tespiti gideri olmak üzere toplam 2.902,10 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre takdiren 2.800,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
8-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri kendi üzerinde bırakılmasına,
9–HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11-AAÜT’ye göre hesap edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2022

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*