Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/244 E. 2021/753 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/244 Esas
KARAR NO : 2021/753

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/07/2016
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 19/07/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının sağlanması amacı ile Kayseri …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, borçlu şirkete ödeme emrinin 22/06/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu şirketin 27/06/2016 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edip takibi durdurduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı borçluya … ve … numaralı faturalarda yazılı malların satıldığını ve anılan faturaların bedelinin ödenmediğini, davalı borçlunun faturaları ödediğini iddia ettiğini ancak bu iddianın asılsız olduğunu fatura bedellerinin ödenmediğinin taraf defterlerinde sabit olduğunu, borçlunun itirazının yerinde olmadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile davalı tarafın Kayseri …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 03/08/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin doğru olduğunu, müvekkili şirketin davacıdan yaptığı alışverişlerin bedelini tamamen ödediğini ve davacı şirkete bir borcunun bulunmadığını, takibe konu edilen faturaların bedelinin de tamamen ödendiğini, banka dekontlarında ödemelerin faturalarla ilgili faturalarla ilgili bilgi ihtiva etmediğini ileri sürmenin doğru olmadığını aksi halde bu ödemelerin neye karşılık alındığının açıklanması gerektiğini, müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde davacıya karşı borcu bulunmadığı gibi 1.480,58 TL’de alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, davanın ve takibin haksız olduğunu savunarak; davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Taraflar delillerini bildirmiş toplanması gereken deliller toplanmış, incelenmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
GEREKÇE: Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kayseri …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir kısım faturalarak dayanak gösterilerek 9.299,42 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı ödeme emrinin borçluya 22/06/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 24/06/2016 tarihinde ödeme takibine, ödeme emrine, borcun aslına ve faizine itiraz etmesi üzerine 27/06/2016 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, davacı vekili tarafından ilk olarak 19/07/2016 tarihinde açılmış, dava mahkememizin …. esas sırasına kaydedilmiş, yapılan yargılama neticesinde mahkememizce verilen … esas … 19/01/2018 tarihli karar ilamı ile; davanın reddine karar verilmiş, gerekçeli karar taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi tarafından verilen …esas … karar sayılı 02/03/2021 ilam ile Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Kayseri …. Asliye Ticaret Mahkemesi, ….Esas, … Karar sayılı ve 19/01/2018 tarihli kararının kaldırılmasına, HMK.’nın 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş, mahkememizce düzenlenen 30/03/2021 tarihli tensip tutanağı ile dava mahkememizin yukarıda yazılı esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememize ait 30/03/2021 tarihli tensip tutanağının 2 nolu ara kararı uyarınca; Mahkememizce istinaf kararı doğrultusunda yargılama yapılması kanuni ve usulü zorunluluk olduğundan HMK’nın 30. Maddesindeki usul ekonomisi de dikkate alınarak dava dosyasının daha önce rapor veren bilirkişiye tevdii ile, HMK’nun 278/4. maddesi uyarınca bilirkişiye tarafların defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme ve rapora esas olup da dosyada bulunmayan belgeler varsa birer suretinin de rapora eklenmesi için yetki verilmesine, davaya konu faturaların her iki tarafın ticari defterinde kayıtlı olup olmadığı, her iki tarafın ticari defterinde ödeme olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu ve ödemelerin tarihi, varsa bakiye miktarı konularında davalı tarafın ödeme savunması ile istinaf ilamı da dikkate alınarak HMK’nın 281/2. Maddesi uyarınca ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. …tarafından mahkememize sunulan 01/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacının takip konusu yaptığı faturalar ile davalı tarafça yapılan ödemeler karşılaştırıldığında takip konusu faturalardan sonraki ödemeler takip konusu faturaları söndürmekte olduğunu, dolayısıyla sunmuş olduğu daha önceki raporunda belirtmiş olduğu neticenin değişmediğini mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava faturaya bağlanmış alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’ nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
“İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Ödeme emrine itirazın iptali davası, (konusu borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan) bir eda davasıdır.

İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Prof. Dr. … mahkememize sunmuş olduğu 03/07/2017 havale tarihli raporunda özetle; Davacı tarafça davalıdan cari hesap bakiyesi alacak talep edilmediğini, takip konusu yapılan faturalardan 8.655,65 TL anapara ve 645,77 TL işlemiş faiz olmak üzere 9.299,42 TL bakiye alacak talep edildiğini, tarafların ticari defterlerinde takip ve dava konusu faturaların kayıtlı olduğunu bahse konu faturalar yönünden satışın ispatlandığını, davalının takip ve dava konusu faturalardan sonraki yaptığı ödeme toplamının 10.780,00 TL olduğunu, TBK Md.101 ve 102’ye göre bu ödemelerin takip konusu faturala sayılacağını, hal böyle olunca davacının takip konusu faturalardan alacağının bulunmadığını, davacının taraflar arasındaki tüm ticari ilişki kapsamında cari hesap bakiyesi alacağını talep etmesi ve bunları ispatlaması gerektiğini, mahkememize bildirmiştir.
Yine Prof. Dr. … mahkememize sunmuş olduğu ek raporda ödemeler ve tarihleri bildirilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK.’nın 102 maddesinde; ”Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır . Birden çok borç muaccel ise ödemenin borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmış ise ödeme vadesi önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Bir den çok borcun vadesi aynı zamanda gelmiş ise mahsup orantılı olarak; borçlulardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.”
Toplanan tüm deliller, dosya kapsamına uygun, gerekçeli, mahkememizce de karar vermeye yeterli bulunan bilirkişi raporu içeriği ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, takip dosyasında ve mahkememizde dava ve takip konusu yapılan 21/09/2015 tarihli 7.094,87 TL ve 11/12/2015 tarihli 1.558,78 TL bedelli faturaların tarafların ticari defter ve kayıtlarında yer alarak kaydedildiği, bu nedenle de davalının ödeme iddiasını kanıtlaması için ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının ödeme iddiasına dayanak yaptığı banka kayıtlarındaki 13/01/2016 tarihli 5.780,00 TL ve 07/01/2016 tarihli 5.000,00 TL ödemelerin davacı ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı anlaşılmıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve delil teşkil eder nitelikte olduğu, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin olduğu bu kapsamda da başkaca fatura ve ödemelerinde yapıldığı, davacı tarafça takip dayanağı olarak iki adet faturanın gösterildiği, cari hesap alacağına ilişkin bir takip yapılmadığı, iş bu itirazın iptali davasında takibin dayanağı olarak gösterilen belgelerle bağlı olunduğu, bu nedenle de davalı şirketin yaptığı ödemelerin tarihleri ve ödeme kayıtları baz alınarak takip konusu faturalara ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının TBK’nın 101. ve 102. maddelerine tayin edilmesi gerektiği, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi takip konusu yapılan iki adet fatura tarihlerinden sonra yapılan ödemelerin 10.780,00 TL olduğu, bu durumda ödemenin takip konusu faturalara sayılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla davalının davacıya takip konusu yapılan fatura bedellerinden fazla ödeme yaptığının tespit edildiği, davacının alacak iddiasını ispat edemediği, davacının ispat edilemeyen davasının reddine karar verilmiştir.
Davacının yemin deliline dayanmadığından yemin teklifi hatırlatılmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2- Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın masubu ile bakiye 30,10 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan tebligat gideri 25,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Gider avansından kalan kısmın kesinleştiğinde iadesine,
6- AAÜT’ye göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*