Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/239 E. 2023/149 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLLERİ : Av. ***
Av. ***
Av. ***
DAVALI : 1- ***
VEKİLİ : Av.***
DAVALI : 2- ***
VEKİLİ : Av. ***
DAVALI : 3- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 4- ***

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; … tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka numaralı araç ile sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka numaralı aracın çarpışması ve bunun sonucunda … plaka numaralı aracın elektrik direğine çarparak durması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, …’ın sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunan …’ın şikayetçi olması üzerine yapılan yargılama sonucu İncesu Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar numaralı ilamı ile sürücü sanık …’nun taksirle biri kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediğinin sabit görüldüğünü ve 180 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin trafik kazası sonrasında psikolojik travma geçirdiğini, derin üzüntü yaşayarak ruh dünyasına sarsıcı etkiler oluştuğunu, acı, elem ve ızdırap duyguları yaşadığını, davalı …’nun kontrolsüz kavşağa yaklaşırken yavaşlamadan dikkatsiz bir şekilde kavşağa giriş yaparak, kavşakta ilk geçiş hakkında haiz … plakalı araca ilk geçiş hakkını vermediğini, davalı …’ın ise hızını azaltmadan dikkatsiz bir şekilde kavşağa giriş yaptığını, davalı …’nun 2918 Sayılı KTK’nun 57/1-a maddesi gereğince asli kusurlu, davalı …’ın 2918 Sayılı KTK’nun 52/1-a maddesi gereğince tali kusurlu olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu beyanla her türlü fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik belirsiz olan 10.000,00-TL maddi tazminatın 1 ve 2 numaralı davalılardan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren, 3 ve 4 numaralı davalılardan dava tarihinden itibaren sigorta poliçe limiti dahilinde işleyecek kanuni faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 200.000,00-TL manevi tazminatın 1 ve 2 numaralı davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargı giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya tahmil edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … … havale tarihli dilekçesinde; tarafına açılan davada söz konusu üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini, tarafına açılan tazminat davasını kabul etmediğini beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; açılmış olan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; eksik evrak nedeniyle davanın usulden reddine, ödeme yapılmış ve zararın karşılanmış olması sebebi ile reddine, taraflarınca görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, mahkememizin davaya bakmakla görevli olmaması nedeniyle dosyada görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesine, müvekkilinin tam kusurlu olduğu hususunun doğru olmayıp sunacakları delillerle kusur incelemesinin yeniden yaptırılmasına ve aleyhlerine açılmış olan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkemece taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca trafik kaza tespit tutanağına, İncesu Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasına, tedavi evrak ve grafilerine, sigorta poliçesine ve hasar dosyasına, ekonomik ve sosyal durum araştırmasına, nüfus kayıtlarına, SGK kayıtlarına, tanık anlatımlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
İncesu Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasının hazırlık ve yargılama aşamasında alınmış tüm ifade tutanakları, duruşma tutanakları, kusur raporları ve gerekçeli karardan bir örneği uyap sisteminden gönderilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
… A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … plaka sayılı aracın … tarihinde karıştığı kaza nedeni ile yaralanan … ile ilgili açılan hasar dosyasının, sigorta poliçe örneğinin, alınmış ise ekspertiz raporunun, davacının dava açmadan önce KTK’nun 97. maddesi uyarınca başvuru yapımış olması halinde başvuru dilekçesinin ve dilekçenin evrak kayıt tarihinin, davacıya ödeme yapılmış ise ödeme belgesinin ve varsa ibraname örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
… A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … plaka sayılı aracın … tarihinde karıştığı kaza nedeni ile yaralanan … ile ilgili açılan hasar dosyasının, sigorta poliçe örneğinin, alınmış ise ekspertiz raporunun, davacının dava açmadan önce KTK’nun 97. maddesi uyarınca başvuru yapımış olması halinde başvuru dilekçesinin ve dilekçenin evrak kayıt tarihinin, davacıya ödeme yapılmış ise ödeme belgesinin ve varsa ibraname örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … plaka sayılı aracın kaza tarihi olan … tarihli kaza tarihinden bu güne kadarki tüm kayıtların çıkarılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacı vekiline, davaya konu trafik kazasında yaralanması nedeniyle davacının tedavi gördüğü gördüğü hastane ve tedavi kurumlarını bildirmesi için süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından kazadan sonra müvekkilinin tedavi gördüğü hastane ve tedavi kurumlarını bildirilmesinden sonra davacının T.C. kimlik numarası ve açık kimlik bilgilerinin belirtilmesi suretiyle ilgili hastaneye müzekkere yazılarak davacının … tarihinde trafik kazası nedeniyle yaralanmasından dolayı, a)Bu hastanede gördüğü muayene ve tedavilere ilişkin hasta tabela, müşahade kağıtları, epikriz raporları, her türlü tıbbi tahlil, reçete rapor, hasta dosyası, kayıt ve evrakların okunaklı birer suretinin film ve grafilerin ise CD formatında suretlerinin istenilmesine, b)Yukarıda yazılı kazada yaralanması nedeniyle davacının tedavi amacıyla kaç defa hastaneye giriş çıkış yaptığının sorulmasına, buna ilişkin kayıt ve belge örneklerinin istenilmesine, c)Yukarıda yazılı kazada yaralanması nedeniyle davacının tedavisi sırasında SGK tarafından karşılanmayan bizzat davacı tarafından yapılan tedavi giderleri olup olmadığının, varsa hangi tedavi için kaç TL gider sarfedildiğinin sorulmasına, ilgili tedavilere ilişkin reçete, rapor, vs. Tıbbi belge, fatura ve ödeme makbuzlarının istenilmesine, d)Davacının tedavisinin tamamlanıp tamamlanmadığının sorulmasına, e)Davacı hakkında bu hastanede düzenlenen bir engelli sağlık kurulu raporu var ise gönderilmesi istenmiştir. Kayseri Şehir Hastanesi’nden gelen *** tarihli cevabi yazılar ile davacıya ait tedavi belgeleri gönderilmiştir.
Davacının T.C. kimlik numarası ve açık kimlik bilgilerinin belirtilmesi suretiyle SGK Kayseri İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacının … tarihinde trafik kazası geçirmesi nedeniyle yaralanmasından dolayı SGK tarafından davacıya rücua tabi maaş veya gelir bağlanıp bağlanmadığının, ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasına, varsa maaş veya gelir bağlama ya da ödeme yapma kararının, peşin sermaye değerinin hesaplanmasına ilişkin hesap çizelgelerinin, bunlara dayanak kayıt ve belge örneklerinin istenilmesine, ayrıca bu kaza nedeniyle yaralanmasından dolayı davacının tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığının sorulmasına ve buna ilişkin kayıtların dökümleri istenilmiştir. ***tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacının nüfus kayıt tablosu örneğinin Uyap sisteminden çıkarılarak dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyadaki tüm tedavi evrakları, tedavi CD’leri ve dava dilekçesinin ekindeki Kayseri Şehir Hastanesi’nin *** tarihli sağlık kurulu raporu müzekkereye eklenmek kaydı ile; davacı vekilince davacı asıl vesikalık fotoğrafı ile birlikte kalemde hazır edildiğinde davacının Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalına sevk edilerek Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde davaya konu … tarihli trafik kazası nedeniyle davacının; a. Kaç gün iş ve güçten kaldığı, b. Kaç günde iyileşeceği, c. Sürekli iş görmezlik durumu ve oranı, d. Yaralanmasının bu kaza ile illiyet bağı olup olmadığı, e.Davacının yaralandığı bölgeler ve yaralanmasının niteliği itibari ile kaza esnasında emniyet kemeri takıp takmadığının tespit edilip edilemediği, emniyet kemerini takmadığının tespiti halinde ise kemer taksaydı dahi aynı mahiyetteki geçici ve kalıcı maluliyetin gerçekleşip gerçekleşemeyeceği konularında rapor alınmasna karar verilmiştir.
Davacının gerekli muayenelerinin yapılmasından sonra Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen*** tarihli raporda özetle; “Tıbbi evrak tetkiki, muayenesi ve konunun adli tıbbi değerlendirmesinden elde edilerek kaydedilen bilgi ve bulgular Özürlülük Ölçütü, Sınıftlandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında birlikte değerlendirildiğinde, …’ın … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen lumbal (L5) vertebra kompresyon kırığı nedeniyle; 1-Üç (3) ay süreyle iş göremezlik halinde kakdığı (tıbbi şifa süresinin 3 (üç) ay olduğu), 2-Tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının % 13 (yüzdeonüç) olduğu, 3-Yukarıda alıntılanan mevcut tıbbi kayıtlarda yüz, kafa ve göğüs bölgesinde bir yara tarif edilmediği, lumbal (L5) vertebra korpusunda mevcut yükseklik kaybına neden olan kampresyon kırığı saptandığı dikkate alındığında, (dava konusu trafik kazasının da önden çurpmakla meydana geldiği kabul edilerek) …’ın dava konusu trafik kazası sırasında emniyet kemerinin yüksek olasılıkla takılı olduğu, farklı bir kabulde bulunulması ya da ek bilgi-belge sunulması halinde konunun tekrar değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu” belirtilmiştir.
Yargılama sırasında taraflarca bildirilen tanıklar usulünce dinlenmiştir.
Davacı tanığı *** duruşmada; “Dava konusu kaza olduğu esnada kaza yerinde yoktum, kazanın nasıl gerçekleştiğini bilmiyorum. Davacının kaza esnasında emniyet kemeri takıp takmadığını bilmem. Ancak davacının genel bir alışkanlık olarak emniyet kemeri taktığını biliyorum. Zira arabasında emniyet kemeri takmadığı zaman uyarı sistemi devreye girmektedir. Kaza olduktan sonra belli bir süre hastanede yatıp yatmadığını bilmiyorum. Davacı benim iş yerimden arkadaşımdır. İşe gelip çalışmaya başladıktan sonra kazadan haberim oldu. İş yerimizde toplam 9 kişi çalıştığı için gelmeyen olursa hemen fark ederiz. Davacı kazadan sonra belli bir süre işe gelmedi, ancak ne kadar olduğunu hatırlayamıyorum. Daha sonraki tarihlerde de arada üç dört güne bir izin kullandı. Bu süreçte bel korsesi kullandığını biliyorum. Davacıda dava konusu kaza öncesinde herhangi bir hastalık veya hareket kısıtlılığı yoktu. Kazadan sonra ise kamburluk kaldı. Kamburluğu nedeni büyük tuvaletini yapmakta zorlanmaktadır. Bacakları ayrık bir şekilde ve bacaklarını sürüyerek yürümeye başladı. Bu saydığım sıkıntıları halen devam etmektedir. Bu saydığım sıkıntılar nedeni ile bildiğim kadarı ile herhangi bir ameliyat olmadı. Davacının kaza nedeni ile ruhen bir sıkıntı yaşamadı, ben davacının kaza nedeni ile herhangi bir lanet okuduğuna yani kısacası psikolojik olarak sıkıntı yaşadığına şahit olmadım. Ancak içtiği sigarayı çok artırdı. Benim bildiklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı *** duruşmada; “Dava konusu kaza olduğu esnada ben orada yoktum, kazanın ne şekilde gerçekleştiğini bilmiyorum. Davacı ile biz aynı iş yerinde çalışırız, davacıyı bu sebeple tanırım. Kaza nedeni ile belinde korse kullanmaya başladı ve iş yerinde iki üç güne bir izin kullanmaya başladı. Davacının bu kaza öncesinde herhangi bir maluliyeti yahut hareket kısıtlılığı yoktu. Kazadan sonra ise belindeki sıkıntı nedeni ile ilgili olup olmadığını bilmemekle birlikte sırtında kamburlaşma meydana geldi ve bu husus yürümesine etki etti. Davacı normal yürüyemiyor, sallantılı bir şekilde çapraz yürüyor. Önceden duruşu hepimiz gibi dikti. Şu an omuz kısmından kamburluğunu bakınca fark edebiliyorum. Ben davacıyı çocukluğundan beridir tanırım. Benim bildiğim kadarı ile davacı kendi başına tuvalete gidebilmektedir. Ancak zorluk yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. Kazadan önce davacıda herhangi bir psikolojik sıkıntı yoktu. Kazadan sonra ise insanlardan uzaklaşma ve durgunlaşma olduğunu ben gözlemliyorum. Bazen arada konuştuğumuz zaman kazaya bağlı olmamakla birlikte hayatın zorluklarından bahsediyor. Benim bildiklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … tanığı ***duruşmada; “Dava konusu kazanın gerçekleşme anını gördüm. Kazaya karışan ve davalı … tarafından sevk ve idare edilen aracın arkasında trafikte seyir halinde idim. Arka arkaya gidiyordum. Dava konusu kaza İncesu’da gerçekleşmiştir. Kaza 2017 yılının Kasım ayında gerçekleşmiştir. Zira ben kazanın fotoğraflarını çekmiştim. Tarihini fotoğraflardan hatırlıyorum. Kaza dört yolda gerçekleşmiştir. Yukarıdan aşağı doğru inen geniş bir yol vardır ve yine yan taraftan gelen tali yol vardır. Kaza tam olarak bu dört yolun orta noktasında yani kesişme noktasında gerçekleşti. Davalı sürücü dört yol kavşağına geldiğinde durakladı, sonra devam etti. Biz de arkasından devam ettik. Daha sonra yukarıdan bir araç hızlıca geldi ve davalı ile çarpıştılar. Yukarıdan gelen araç hızlıydı ancak saatteki km hızı hakkında kesin bir şey söyleyemem. Anımsadığım kadarıyla kavşakta trafik lambası yoktu. Burası mahalle arasındaki bir kavşaktı. …, Kültür Bakanlığı’ndan evi için fon yardımı aldı. Ben Kültür Bakanlığı’nda çalışıyorum. Olay günü …’nun evinde yapılan çalışmaları incelemek için kontrole gidiyordum. Bu nedenle trafikte peş peşe gidiyorduk. Kazanın gerçekleştiği yer benim gözlemlediğim kadarıyla yoğun trafiği olan bir yer değildir. Kavşağın köşesinde elektrik direği var. Davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç …’nun aracı ile çarpıştıktan sonra az önce bahsettiğim direğe çarpmak suretiyle durdu. Biz hemen araçtan indik, karşı taraf da indi. Araçtan inenlerden biri başını tutuyordu. Araçta oturan yolcunun emniyet kemeri takıp takmadığını görmedim. Biz dört yola geldiğimiz zaman direkt karşı istikamete geçecektik, sağ veya sola dönüşümüz yoktu. Benim bildiklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İlgili delillerin toplanmasından sonra Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne müzekkere yazılmış, müzekkere ile birlikte dava dosyasının ve eklerinin Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları, trafik kaza tespit tutanağı, tanık anlatımları, tanık beyanına karşı taraf vekillerince sunulan dilekçeler ve tüm dava dosyamızın içeriği incelenmek suretiyle … tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu hususunda açıklamalı oransal rapor düzenlenmesinin istenilmesi istenilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 19/11/2021 tarihli raporda özetle; “1. Halde; sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile geldiği kavşakta düz seyretmesi durumunda; sürücü ***’ın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu sürücü …’nun %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, 2- Halde; sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile geldiği kavşakta Trafik Kazası Tespiti Tutanağındaki şekilde dönüşle Alpaslan Caddesi’ne katılım yapıyor olması durumunda; sürücü ***’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nun %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu” belirtilmiştir.
Dava konusu kaza ile ilgili alınan kusur raporları ve kaza tespit tutanağı arasında çelişki olması nedeni ile dava dosyasının talimat yolu ile İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek, HMK’nun 266. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. maddesi gereği bilirkişilerin İTÜ Otomotiv Kürsüsü’nde görevli trafik ve kusur konularında uzman öğretim üyeleri arasından re’sen seçilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller, *** tarihli celsede dinlenen tanık beyanı, tüm dosya kapsamı incelenmek ve dava konusu kaza ile ilgili alınan kusur raporları, söz konusu raporlara karşı taraflarca yapılan itirazlar değerlendirilerek, dava konusu kaza ile ilgili alınan raporlar ile kaza tespit tutanağının çelişmesi nedeni ile çelişki giderilmek suretiyle, dava konusu kaza ile ilgili olarak kazaya karışan tarafların kusur oranlarının yüzdelik olarak tespit edilmesi, mahkememizin, tarafların ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin denetimine açık ve hesaplamaları da gösterir biçimde somut uyuşmazlığın çözümüne yönelik karar vermeye elverişli açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir.
Dosya talimat yoluyla İstanbul 6. Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, Prof. Dr. ***’den oluşturulan uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “… plakalı taşıt sürücüsü …’nun %75 oranında asli kusurlu bulmak mümkün olduğu, … Plakalı taşıt sürücüsü … %25 oranında tali kusurlu bulunduğu” belirtilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267/1. maddesi gereği bilirkişinin HMK’nun 268/1. maddesi uyarınca resen seçilen aktüerya konusunda nitelikli hesaplama uzmanı olarak belirlenmesine, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı ve işbu bu duruşma tutanağının (2) numaralı ara kararının akıbeti incelenmek suretiyle, TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant hesap yöntemine göre ve dosya kapsamına göre davacının daha yüksek gelirinin olmaması halinde 2022 yılı asgari ücreti esas alınarak davacının aktüer zarar hesabının yapılması hususlarında açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir.
Aktüer Bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “*** ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamalar sonucunda davacının sürekli iş göremezlik zararının;
İşlemiş aktif dönem geliri 69.033,39-TL
İşleyecek aktif dönem geliri 458.740,80-TL
İşleyecek pasif dönem geliri 387.831,79-TL
915.605,98-TL
%13 özür oranına göre (915.605,98 x 013) : 119,028,77-TL olduğu, davalı … A.Ş. tarafından ise ibrasız bir şekilde 56.532,69-TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin yetersiz olduğu, davacının karşılanmayan bakiye zararının olduğu anlaşılmakla ***ödeme tarihindeki verilere göre bakiye zarar hesabı yapıldığı, *** ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamalar sonucunda davacının sürekli iş göremezlik zararının;
İşlemiş aktif dönem geliri 102.944,19-TL
İşleyecek aktif dönem geliri 523.733,46-TL
İşteyecek pasif dönem geliri 471.506.22-TL
1.098.183,87-TL
%13 özür oranına göre (1.098.183,87 x 413) : 142.763,90-TL, güncellenmiş ödemenin mahsubu (142.763,90 – 65.481,89) : 77.282,01-TL olduğu, 4.064,84 TL., GİG zararı ile birlikte toplam zararın 81.346,85-TL olduğu, davalı … A.Ş. tarafından işe ibrasız (protokol sunulduğu belirtilmiş ise de dosyada protokolün olmadığı görülmüştür) bir şekilde 73.000,00-TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin yetersiz olduğu, davacının karşılanmayan bakiye zararının olduğu anlaşılmakla işbu ek rapor tarihindeki *** verilere göre bakiye zarar hesabı yapılması gerektiği anlaşılmış ise de davacı vekilinin *** tarihli dilekçesinde “Mahkemenizin yukarıda esas numarası yazılı dosyası kapsamında; yalnızca davalı … Anonim Şirketi yönünden davadan feragat etmekteyiz” yönünde beyanda bulunduğu, … kaza tarihindeki poliçe limitinin sakatlık halinde kişi başına 330.000,00-TL olduğu, davacının feragat beyanının teselsül hükümlerine göre sorumlulukları bulunan diğer sorumlulara sirayet edeceğinin kabulü halinde davacının 330.000,00-TL limit tutarı kadar feragat ettiği, bu nedenle de davacının karşılanmayan bakiye zararının kalmadığı, arz edilen nedenlerle 2022 yılı verilerine göre bakiye zarar hesabı yapılmasına ihtiyaç kalmadığı” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dava öncelikle İncesu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “…Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1483/I. maddesinde sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı yasanın 4/I-a maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Bu açıklamalar karşısında, davanın davalı sigorta şirketi açısından sigorta poliçesindeki miktar ile sınırlı olarak ödeme yapılmasına ilişkin olup, zorunlu sigortanın 6102 sayılı TTK’nda düzenlenmesine ve aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesine göre, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir..” hükmünün yer aldığı, bu hükümlere göre Asliye Ticaret Mahkemesinin Görevli olduğu, 6100 Sayılı HMK’nun 1. maddesine göre; göreve ilişkin kuralların, kamu düzeninden olduğu ve mahkemelerin görevli olmasının dava şartı olduğu (6100 sayılı HMK’nın 114/1-c), mahkemelerin görevli olup olmadıklarını resen inceleyebileceği ve görevsiz olduğu kanısına varırsa görevsizlik kararı verebileceği (6100 sayılı HMK’nın 115/1), davanın her safhasında görevsizlik kararı verilebileceği, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 Sayılı kararı ile Büyükşehir Belediyesi Sınırları içerisindeki Merkez ilçe ve diğer ilçelerin adıyla kurulu Ağır Ceza Merkezlerinde oluşturulan müstakil Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin yalnız Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan ilçeleri kapsamına alacak biçimde Ağır Ceza Mahkemesinin yargı çevresi olarak tespitine karar verildiği, Büyükşehir Belediyesi Kanununa göre İncesu ilçesinin Kayseri Büyükşehir Belediyesi sınırıları içerisine alındığı, her ne kadar mahkemelerin görevlerinin kanunlarla belirleneceği belirtilmiş ise de HSYK’nın kararıyla özel bir düzenleme yapıldığı ve söz konusu kararın halen yürürlükte bulunduğu (H.S.Y.K’nın 26.03.2014 gün ve 141 sayılı kararı ile bu uygulamanın devam edilmesine karar verildiği) bu itibarla davacı tarafından açılan davaya Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakmakla yetkili ve görevli olduğuna karar verilmiş dosya mahkememize tevdi edilmiştir.

Dava, mahkememizin *** Esas sırasına kaydedilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira dava ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketine karşı açılmıştır.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile dava, tek hakim tarafından sonuçlandırılmıştır.
Dava dilekçesinde toplam 10.000,00-TL maddi tazminat talep etmiş olup, talep edilen maddi tazminatın alt kalemlerinin neye ilişkin olduğunu ayrıca açıklamadığı için davacı vekiline maddi tazminat talebinin neye ilişkin olduğunu açıklaması ve her bir maddi tazminat talebi için talep ettiği tutarı ayrı ayrı yazılı olarak bildirmek ve davacının dava açmadan önce davalı sigorta şirketlerine başvuru yaptığına dair evraklar dosyada bulunmakla birlikte başvuruların hangi tarihte tebliğ edildiği dosya kapsamından anlaşılamadığından başvuru dilekçesini ve başvurunun tebliğ belgesini sunması için süre verilmiştir. Davacı vekilinin *** tarihli dilekçesi ile taleplerini açıkladığı ve istenilen belgelerin sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak talep edilen 10.000,00-TL’ndan 500,00-TL’nın geçici iş göremezlik zararına, 500,00-TL’nın ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplara ve 9.000,00-TL’nın sürekli/kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin olduğu yönünde açıklama yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık;
… tarihinde meydana gelen trafik kazasında kusurun kim veya kimlerde olduğu, kusur oranlarının ne olduğu, söz konusu kaza nedeni ile davacının tüm davalılardan talep edebileceği geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan tazminat alacağı ve davalı sigorta şirketleri haricindeki diğer davalılardan talep edebileceği manevi tazminat alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu, davalı sigorta şirketlerine dava öncesi KTK’nun 97. maddesi uyarınca başvuru olup olmadığı, başvuruların usulüne uygun olup olmadığı, dava konusu kaza nedeni ile davacının tahsil edebileceği tazminat var ise tazminattan ileri süren davalılar bakımından hatır taşıması ve emniyet kemeri iddiası ile indirim yapılıp yapılmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
KTK’nun 97. maddesine ilişkin dava şartının değerlendirmesinde;
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5. fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91. maddesinin 1. fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, trafik kazasına karışan aracın işleteni veya araç işleticisi teşebbüs sahibi olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden hukuki sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak üstlendiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Dosya içesindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerine başvurduğu anlaşılmıştır.
Kusur durumunun değerlendirmesinde;
Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli rapor ve İTÜ Otomotiv Kürsüsü’nde görevli trafik ve kusur konularında uzman öğretim üyelerinden oluşturulan uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özet olarak; “… günü saat 11:00 sıralarında sürücü *** sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile Alpaslan caddesi üzerinde Cezaevi istikametinden çarşı merkezi istikametine seyir halindeyken Namık Kemal Anaokulu önüne geldiğinde aracının sağ ön kısımları ile Harman sokaktan kavşağa giren sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin sol ön kısımları ile çarpışmasıyla yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, mevcut verilere göre; davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile Alpaslan caddesi üzerinde Cezaevi istikametinden çarşı merkezi istikametine seyir halindeyken geldiği olay mahalli kontrolsüz dört yönlü kavşağa her an durabilecek şekilde dikkatli yaklaşmamış olmakla seyrine göre sağındaki kavşak kolundan gelerek dönüş manevrasıyla seyrine devam etmek isteyen … plaka sayılı kamyonetin sol yan ön kısımlarına aracının sağ ön yan kısımları ile çarpmasıyla meydana gelen kazada dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle tali kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile Harman sokak üzerinde seyir halinde iken olay yeri kontrolsüz kavşaktan dönüş yapmak istediğinde yolu etkin biçimde kontrol etmesi ve solundan Alpaslan Caddesi üzerinden doğru seyrederek gelen davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin geçişini bekledikten sonra dönüş manevrasına başlaması gerektiği halde, solundan gelerek düz seyreden vasıtaya rağmen kontrolsüzce dönüş yaparak söz konusu araçla çarpışması sonucu meydana gelen olayda; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle asli kusurlu olduğu, buna göre davalı … plakalı taşıt sürücüsü …’nun %75 oranında asli kusurlu bulmak mümkün olduğu, … Plakalı taşıt sürücüsü … %25 oranında tali kusurlu bulunduğu” belirtilmiştir. Dosya kapsamında mevcut; İncesu Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası içeriği, kaza sonrası fotoğraf CD kayıtları, alınan ifadeler, trafik kazası tespit tutanağı ve bu tutanak içeriğindeki kaza yeri krokisi, bilirkişi raporları ile tüm veriler karşısında, birbirine uygun iki ayrı rapordaki tespitlerin dosya kapsamındaki delillerle örtüştüğü, hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmiş ve bu raporlar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına ilişkin değerlendirmede;
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Tıbbi evrak tetkiki, muayenesi ve konunun adli tıbbi değerlendirmesinden elde edilerek kaydedilen bilgi ve bulgular Özürlülük Ölçütü, Sınıftlandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında birlikte değerlendirildiğinde, davacı …’ın … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen lumbal (L5) vertebra kompresyon kırığı nedeniyle; üç (3) ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı (tıbbi şifa süresinin 3 (üç) ay olduğu), tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının % 13 (yüzdeonüç) olduğu, yukarıda alıntılanan mevcut tıbbi kayıtlarda yüz, kafa ve göğüs bölgesinde bir yara tarif edilmediği, lumbal (L5) vertebra korpusunda mevcut yükseklik kaybına neden olan kampresyon kırığı saptandığı dikkate alındığında, (dava konusu trafik kazasının da önden çarpmakla meydana geldiği kabul edilerek) …’ın dava konusu trafik kazası sırasında emniyet kemerinin yüksek olasılıkla takılı olduğu” belirtilmiştir. Bu raporun, dosya kapsamındaki delillerle örtüştüğü, hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmiş ve bu raporlar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Mütefarik kusura ilişkin değerlendirmede;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarar katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (Eren, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (Kılıçoğlu, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Yukarıda da açıklamalar dikkate alındığında, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda mevcut tıbbi kayıtlarda yüz, kafa ve göğüs bölgesinde bir yara tarif edilmediği, L5 vertebra korpusunda mevcut yükseklik kaybına neden olan kompresyon kırığı saptandığı dikkate alındığında davacı …’ın dava konusu trafik kazası sırasında emniyet kemerinin yüksek olasılıkla takılı olduğu değerlendirilmiştir. Trafik kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilemediği yazmaktadır. Dosya kapsamından kaza sırasında davacının zararın doğmasına veya artmasına sebep olan mütefarik kusurunun olmadığı, bunun aksini gösterir delil bulunmadığı, bu nedenden dolayı mütefarik kusur indirimi yapılamayacağı değerlendirilmiştir.
Davacının, davalı … Anonim Şirketi yönünden davadan feragat dilekçesi incelendiğinde;
Davacı vekili *** tarihli dilekçesinde özetle “… Mahkemenizin yukarıda esas numarası yazılı dosyası kapsamında; yalnızca davalı … Anonim Şirketi yönünden davadan feragat etmekteyiz. …” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı … Anonim Şirketi tarafından davacının maddi tazminat davasına konu olan zararları kapsamında davacıya ödeme yaptığı, davacı ile bu davalı arasında feragat, sulh ve ibra sözleşmesi düzenlendiği görülmüştür. Söz konusu feragat, sulh ve ibra sözleşmesi ile ödeme belgeleri dosya kapsamına alınmıştır.
Aktüer Bilirkişi *** tarafından düzenlenen raporda “…%13 özür oranına göre (1.098.183,87 x 413) : 142.763,90-TL, güncellenmiş ödemenin mahsubu (142.763,90 – 65.481,89) : 77.282,01-TL olduğu, 4.064,84-TL, GİG zararı ile birlikte toplam zararın 81.346,85-TL olduğu, davalı … A.Ş. tarafından işe ibrasız (protokol sunulduğu belirtilmiş ise de dosyada protokolün olmadığı görülmüştür) bir şekilde 73.000,00-TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin yetersiz olduğu, davacının karşılanmayan bakiye zararının olduğu anlaşılmakla işbu ek rapor tarihindeki ***verilere göre bakiye zarar hesabı yapılması gerektiği anlaşılmış ise de davacı vekilinin *** tarihli dilekçesinde “Mahkemenizin yukarıda esas numarası yazılı dosyası kapsamında; yalnızca davalı … Anonim Şirketi yönünden davadan feragat etmekteyiz” yönünde beyanda bulunduğu, … kaza tarihindeki poliçe limitinin sakatlık halinde kişi başına 330.000,00-TL olduğu, davacının feragat beyanının teselsül hükümlerine göre sorumlulukları bulunan diğer sorumlulara sirayet edeceğinin kabulü halinde davacının 330.000,00-TL limit tutarı kadar feragat ettiği, bu nedenle de davacının karşılanmayan bakiye zararının kalmadığı, arz edilen nedenlerle 2022 yılı verilerine göre bakiye zarar hesabı yapılmasına ihtiyaç kalmadığı” belirtilmiştir. Buna göre davacının karşılanmayan bakiye maddi zararının kalmadığı anlaşılmıştır.
Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar TBK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun bazı hukuki sonuçları vardır.
Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. (TBK’nun 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder (TBK’nun 163/2).
Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir (TBK’nun163/1).
Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur. (TBK’nun 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur.
Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. (TBK’nun 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur. (TBK’nun 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumunda olduğundan, somut olayda; davacıların dosyaya sunulan “ibraname – feragatname ve makbuz” başlıklı ibra sözleşmesi ile toplam 81.485,17-TL ödeme karşılığında davalı … Anonim Şirketi’nden ve davalı … Anonim Şirketi’nin sigortalısı ile sürücüsü yönünden hiçbir hak ve alacağı kalmadığından bu davalı sigorta şirketini, onun sigortalısını ile sürücüsünü tamamen ibra ettiğini beyan etmiştir.
Somut olayda, davacı taraf mahkemeye sunulmuş olan “ibraname – feragatname ve makbuz” başlıklı belgeyi inkar etmemiş hatta doğruluğunu teyit eden açıklamalarda bulunmuş, davalı … A.Ş. ile yapılmış olan ibra sözleşmesi ile bu davalı sigorta şirketine karşı olan davadan feragat edildiğinin, diğer davalılara karşı maddi tazminat taleplerinin devam ettiğinin beyan edilmiş olduğu, Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre, aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenmiş olan *** tarihli raporda davacının bakiye maddi tazminatının toplam 81.346,85-TL olarak hesaplanmışsa da; davacının “yalnızca davalı … Anonim Şirketi yönünden davadan feragat etmekteyiz.” yönünde beyanda bulunduğu, … kaza tarihindeki poliçe limitinin sakatlık halinde kişi başına 330.000,00-TL olduğu, davacının feragat beyanının teselsül hükümlerine göre sorumlulukları bulunan diğer sorumlulara sirayet edeceğinden davacının 330.000,00-TL limit tutarı kadar feragat ettiği, Yargıtay yerleşik uygulamaları gereğince her ne kadar davacı taraf “ibraname – feragatname ve makbuz” başlıklı belge ile yalnızca davalı sigortaya karşı maddi tazminat davasından feragat ettiğini beyan etmiş ise de Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereğince davalı … Anonim Şirketi’nin davacı tarafla yapmış olduğu ibra sözleşmesi tüm davalıları kaza tarihindeki poliçe üst limiti olan 330.000,00 TL’den kurtaracak olduğundan bu nedenle de davacının karşılanmayan bakiye zararının kalmadığı görülmüştür. Bu nedenle davacının maddi tazminat davasının vaki feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Dava konusu edilen manevi zarar istemlerine ilişkin değerlendirmede;
Zaman itibarı ile somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünü zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedelsel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarında da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca *** sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda manevi tazminat, bir ceza ya da gerçek anlamda bir tazminat olmayıp, zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olabileceğini belirtmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan bütün delilere göre; … günü saat 11:00 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile Alpaslan caddesi üzerinde Cezaevi istikametinden çarşı merkezi istikametine seyir halindeyken Namık Kemal Anaokulu önüne geldiğinde aracının sağ ön kısımları ile Harman sokaktan kavşağa giren sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin sol ön kısımları ile çarpışmasıyla yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, mevcut verilere göre; davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile Alpaslan caddesi üzerinde Cezaevi istikametinden çarşı merkezi istikametine seyir halindeyken geldiği olay mahalli kontrolsüz dört yönlü kavşağa her an durabilecek şekilde dikkatli yaklaşmamış olmakla seyrine göre sağındaki kavşak kolundan gelerek dönüş manevrasıyla seyrine devam etmek isteyen … plaka sayılı kamyonetin sol yan ön kısımlarına aracının sağ ön yan kısımları ile çarpmasıyla meydana gelen kazada dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle tali kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile Harman sokak üzerinde seyir halinde iken olay yeri kontrolsüz kavşaktan dönüş yapmak istediğinde yolu etkin biçimde kontrol etmesi ve solundan Alpaslan Caddesi üzerinden doğru seyrederek gelen davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin geçişini bekledikten sonra dönüş manevrasına başlaması gerektiği halde, solundan gelerek düz seyreden vasıtaya rağmen kontrolsüzce dönüş yaparak söz konusu araçla çarpışması sonucu meydana gelen olayda; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle asli kusurlu olduğu, buna göre davalı … plakalı taşıt sürücüsü …’nun %75 oranında asli kusurlu bulmak mümkün olduğu, … Plakalı taşıt sürücüsü … %25 oranında tali kusurlu bulunduğu, kazanın oluş şekli, kazanın oluşumunda kusur durumu, davacının ise kazaya etken kusurunun bulunmadığı, yine davacının zararın doğmasına veya artmasına sebep olan mütefarik kusurunun olmadığı, Özürlülük Ölçütü, Sınıftlandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacı …’ın … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen lumbal (L5) vertebra kompresyon kırığı nedeniyle; üç (3) ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı (tıbbi şifa süresinin 3 (üç) ay olduğu), tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının % 13 (yüzdeonüç) olduğu, olduğunun sağlık kurulu raporu ile tespit edildiği, bu nedenle davacının 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinin 1. fıkrası uyarınca manevi tazminat talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının davaya konu trafik kazasında yaralanmasının ağırlığı, davalıların kusur durumu, kusurun tamamen davalılarda olması, davacının kusurunun olmaması, davacının kazada yaralanması nedeniyle uzun süreli tedavi görmek durumunda kalması, maluliyeti, duyduğu elem ve üzüntüler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri, TBK’nun 56. maddesinin hükmü ve yukarıda sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı bir arada değerlendirildiğinde davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu değerlendirilmiş ve davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 75.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sübut bulmadığından dolayı davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre;
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre; davacının maddi tazminat davasının vaki feragat nedeni ile reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 75.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sübut bulmadığından davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren ve yasal faiz istenebilir. Bu nedenle hükmedilen manevi tazminatlara trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü yer almaktadır. Bu husus dikkate alınmak suretiyle ret edilen talep yönünden vekalet ücretine hükmedilmiştir. Yine maddi tazminat davasında, davalılardan … A.Ş.’nin yargılama sırasında poliçe teminat limiti kapsamında davacı tarafa ödeme yapmış olması üzerine bu davalı hakkındaki davadan feragat edilmiş olması nedeniyle davalı … A.Ş. lehine ve davalılar arasında müteselsil sorumluluk bulunduğundan dolayı diğer davalılar lehine maddi tazminat davası ile ilgili olarak vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat davasının vaki FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 75.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince feragat edilen maddi tazminat yönünden alınması gereken 179,90-TL harçtan dava açılırken peşin harç olarak alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince hükmedilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 5.123,25-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından maddi tazminat davası yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacının vaki feragati nedeniyle davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından manevi tazminat davası yönünden ayrıca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalılardan … A.Ş.’nin yargılama sırasında poliçe teminat limiti kapsamında davacı tarafa ödeme yapmış olması üzerine davacının maddi tazminat davasından feragat edilmiş olması nedeniyle davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin bu davalının üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … dışındaki diğer davalılar tarafından maddi ve manevi tazminat davaları yönünden yapılan yargılama giderleri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
11-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adresine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
12-Davacının feragati nedeniyle maddi tazminat davası yönünden davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
13-Davalılardan … A.Ş.’nin yargılama sırasında poliçe teminat limiti kapsamında davacı tarafa ödeme yapmış olması üzerine davacının maddi tazminat davasından feragat edilmiş olması nedeniyle davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
14-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 12.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
15-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince ret edilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 12.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. *** ve davalı … vekili Av. ***, davalı … vekili Av. ***’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
13/03/2023

Katip ***
E-imzalıdır

Hakim ***
E-imzalıdır