Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2021/867 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ***Esas- ***Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***Esas
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – TC no: …

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı kooperatifin ortağı iken ***tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00 TL ödemesi yönünde karar alındığını, davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından genel haciz yoluna özgü takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı mahiyette olduğunun açık olduğunu, müvekkili kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırılmakta olduğunu, kooperatifin henüz dairesini teslim almamış 150 kadar üyesi olduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, arabuluculuğa da başvuru yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek borca vaki itirazın iptaline karar verilmesini, davalının takip konusu alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin ortağı olduğunu, yapılan genel kurul kararı ile tarafına çıkarılan borcu ***/2014 tarihinde ödediğini, ibraname ile hiçbir borcu bulunmadığının kayıt altına alındığını, tarafına yapılan dayanaksız icra takibine itiraz etmesi sonucu itirazın iptali davası açıldığını, davacı kooperatife hiçbir borcunun olmadığını beyan etmiş, haksız, hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacının, davalının üyeliği ile ilgili bir kısım evrakları sunduğu ve bilirkişi incelemesine esas olmak üzere kooperatif kayıtlarının bulunduğu yeri bildirdiği görülmüştür.
Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesi ve tüm genel kurul kararlarının tasdikli suretleri celp edilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi Prof. Dr. ***, ***/2021 tarihli raporunda özetle:
1-Davacının davalıdan alacak talebinde bulunduğu *** tarihli genel kurul kararının 7. gündem maddesinde ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9,500 TL’yi ödemesi yönünde karar alındığı, bahse konu genel kurulun 6. gündem maddesinde kalan inşaatların tespitinin yapılması, kesin maliyetlerin belirlenmesi, tahsilatın bir ödeme takvimine bağlanması, takvime bağlanan ödemelerde gecikme olması durumunda aylık 41,5 gecikme faizi alınmasına ilişkin karar alındığı,
2- Kooperatif ortağına bağımsız bölümün tapu kaydının tescil edilebilmesi için, ortağın taşınmaza yönelik olarak kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerektiği, kooperatifçe bu ilkeye uygun olarak ortağın bağımsız bölümünün adına tescil öncesinde o tarih itibariyle borçlarının belirlendiği, bu borçların ödenmesi üzerine ibra edildiği ve tapu kaydı adına tescil edildiği, 04.10.2011 tarihli ibranamenin tapu tescili öncesi hiçbir borcunun kalmadığının belirlenmesine yönelik olduğu, ileride doğacak borçların talep edilemeyeceği anlamını içermediği,
3- Kesin hesap üye borç tablosu belgesinde borcunun 31.05.2011 tarihi itibariyle belirlendiğinin yazılı olduğu, bu belge kesin hesap tanımlamasını içeren başlık taşıdığı, kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu,
4-Davalının kooperatif ortaklığının sona erdiğine ilişkin herhangi bir delil sunmadığı,
5- Dosyadaki belgeler incelendiğinde davalının sabit fiyat peşin bedelli üye olmadığı, kooperatif genel kurullarında peşin bedelli sabit fiyatlı üye kaydına yönelik bir karar bulunmadığı, dosyadaki hesap ekstresinden de davalının peşin bedelli sabit fiyatlı üye olmadığı, düzenli aidat ödeyen üye olduğu anlaşıldığı,
6-Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Mahkemenin müzekkeresine vermiş olduğu cevap yazısı ekinde bulunan ve dosyada sureti yer alan 01.07.2012 tarihli genel kurulun 6. gündem maddesinde geçmiş genel kurul kararları çerçevesinde hesap komisyonunca belirlenen daire başına düşen bakiye borcunu ödeyen ve tapusunu alanı üyelerin gerekli belge ve yönetim kurulu tarafından hazırlanan taahhütnameleri imzaladıktan sonra dairesini alarak üyelikten çıkabilmesine oy çokluğu ile karar alındığı,
7-Davalının davacı kooperaliften istifa ettiğine yönelik bir belge dosyada bulunmadığı, davalı tarafça bu konuda bir iddia da ileri sürülmediği,
8-Davalı taraf önceki kesin hesap borcunu ödediğini ve tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirttiği, dosyadaki belgelerden anlaşılacağı üzere davalının 21.06.2015 tarihi genel kurulda alınan karar doğrultusunda bir ödemesi tespit edilemediği ve davalının da ödeme iddiası olmadığı, davalının genel kurulda alınan 9.500 TL tutarındaki ödeme kararından sorumlu olması gerektiği kabul edildiğinde takip tarihindeki borcunun 9.500,00 TL anapara olduğu, davalıdan talep edilen tutara ilişkin 21.06.2015 tarihli genel kurulda ödeme vadesine ilişkin bir karar alınmadığı, bu durumda vadenin ayın son ödeme günü olduğu ve davalının bu tarihte temerrüde düşeceği, buna göre davalı 01.07.2015 tarihinde temerrüde düşeceğinden takip tarihine kadar geçen süre için genel kurul kararında alınan aylık %1,5 üzerinden (yıllık %18 ve TBK md. 120’ye göre) 8.512,52 TL işlemiş faiz söz konusu olduğu, bu tutarın davacı talebi ile örtüştüğü, sonuç olarak davalının 9.500,00 TL anapara ve 8.512,52 TL işlemiş faiz borcu olacağı yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, inşaat finansman gideri alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, takip alacaklısının S.S. ***Kooperatifi ve takip borçlusunun … olduğu, kooperatif alacağı sebebi ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 04/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının 04/09/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/687 E. 2019/672 K., 2018/429 E. 2019/662 K., 2018/257 E. 2019/671 K., 2019/2358 E. 2019/1864 K. 2019/2386 E. 2019/1803 K. 2019/2367 E. 2019/1802 K., 2019/2387 E. 2019/1801 K., 2018/2283 E. 2019/1719 K., 2018/54 E. 2019/924 K., 2018/344 E. 2019/920 K., 2018/345 E. 2019/919 K., 2017/1785 E. 2019/713 K., 2019/333 E. 2019/653 K., 2018/1643 E. 2019/651 K., 2018/347 E. 2019/673 K. sayılı dosyalarında davacısının iş bu dava davacısı S.S. Ataşehir Konut Yapı Kooperatifi olduğu ilamlarında ortak olarak “
Dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığı, 17.06.2001 tarihinde, 2. etapta tamamlanan 194 adet bağımsız bölümle ilgili, kooperatifin toplam 555 ortağının katıldığı kura çekildiği, davalıya ait bağımsız bölümün de bu kura ile davalıya isabet ettiği, 15.05.2011 tarihli genel kurulda yönetim kuruluna verilen yetkiye dayanılarak 31.05.2011 tarihi itibariyle davalının kooperatife borcu ile ilgili kesin hesap yaptırıldığı, belirlenen 35.662,00 TL.’nin, davacı kooperatifin, davalının ve yüklenici şirketin imzalarını taşıyan, 13.02.2012 tarihli “Mutabakat Sözleşme” başlıklı belge ile kooperatifin lehdar, davalının keşidecisi olduğu senetler ve nakit karşılığı yükleniciye ödendiği, 14.02.2012 tarihli “Konut Kesin Maliyet Hesabı İbra Sözleşmesi” başlıklı belge ile, davalı üyenin konut maliyeti kesin hesap komisyonu raporuna göre tespit edilen bakiye borcunu ödediği, üye ve kooperatifin belirtilen istisnalar dışında birbirlerini karşılıklı olarak gayri kabili rücu ibra ettikleri, 22.02.2012 tarihinde davalıya ortaklığına bağlı bağımsız bölümün tapuda tescil edildiği, davacı vekilinin aksi savunulmayan beyanına göre kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 150 kadar üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda 6. gündem maddesinde, “…kooperatifin kalan inşaatların tespitinin yapılması, (kesin hesap) maliyetinin belirlenmesi, tahsilatının bir takvime bağlanmasını, ve takvime bağlanan ve takvim süreci belirlenen tahsilat miktarlarının süresinde ödenmemesi durumun da geciken her bir ay için ayrıca aylık net %1,5 gecikme zammı alınması, kooperatif yönetim kurulu ile görüşüp kesin maliyeti belirlenen üyelerin kooperatiften izin almak kaydı ile borçlarının bir kısmının veya tamamının kooperatif yüklenicisi ile pazarlık yaparak borcunu ödemesi konusunda iş ve işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi” oy birliği ile kabul edilmiş,
7. gündem maddesinde de, “Ortaklık aidatlarının belirlenmesi maddesine geçildi. Yönetim kurulu üyesi *** söz alarak ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9.500.00 tl’nin bir önceki madde de görüşülerek kabul edilen hususlar doğrultusunda ortaklarımızın ödemesi gereken kesin maliyet bedellerinin yönetim kurulumuzun alacağı ödeme planı kararı doğrultusunda ortaklarımızın yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yönetim kurulumuzdan görüşerek izin almak kaydı ile yükümlülüklerini müteahhide karşı yerine getirmesi kaydı ile üyelik aidatı alınmamasını teklif etti bunu üzerine oylamaya geçildi.Yapılan oylamada teklif oy birliği ile kabul edildi.” şeklinde karar alınmıştır.
Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin kalan inşaatlarının tamamlanması için her bir üyeden, yaklaşık olarak belirlenen 9.500,-TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine oybirliğiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
Anılan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açıldığı yolunda herhangi bir iddia veya savunma ileri sürülmediği gibi, dosyaya bu hususta herhangi bir delil de sunulmamıştır. Genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar nisaplarının oluştuğu, bir başka anlatımla genel kurul kararlarının yokluk sebeplerinin bulunmadığı görülmektedir.
Öte yandan, bilanço açığının kapanması veya ortağın kişisel sorumluluğunun artırılması halinde ek ödemeden söz edilebilir. Bu bağlamda, aidatların artırılması, tapu alınması için bazı giderlerin alınması, gecikme faizi, konutların yapımının hızlandırılması için ek aidat, çevre ve bahçe düzenlemesine yönelik alınan kararlar ek ödeme niteliğinde değildir. Bu gibi hallerde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 31/1 ve 52/1. maddelerindeki ağırlaştırılmış karar yeter sayısına gerek yoktur. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarih ve 2278 E., 2303 K., 05.07.2012 tarih ve 3297 E., 4652 K.,Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.10.2009 2008/1237 E., 2009/11038 K., 05.11.2007 tarih ve 2006/11109 E., 2007/13776 K. sayılı ilamları aynı yöndedir.)
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.
Diğer yandan; davalı tarafça dosyada bulunan 13.02.2012 tarihli mutabakat zabtına göre, yüklenici şirketin lehdarı olduğu bonolar verilmiş, bu ödemeleri dikkate alınarak bağımsız bölümünün tapusu adına tescil edilmiştir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin ödemelerin yükleniciye yapılmasının istenemeyeceği, aidatın ve ek maliyetin genel kurul kararıyla üçüncü bir şahsa devredilmesinin mümkün olmadığı yolundaki gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ve dolayısıyla mahkemece, iş bu dava genel kurul kararının iptali davasıymış gibi genel kurul kararlarının yerindeliği değerlendirilmiştir.
Ayrıca, bir kooperatif ortağına bağımsız bölümüne ait tapu kaydının adına tescil edilebilmesi için, ortağın taşınmazına yönelik olarak kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerekmektedir. Davacı kooperatifçe, bu ilkeye uygun olarak, davalı ortağın bağımsız bölümünün adına tescili öncesinde, o tarih itibariyle borçları belirlenmiş, bu borçların ödenmesi üzerine ibra edilmiş ve tapu kaydı adına tescil edilmiştir. 14.02.2012 tarihli ibraname, tapu tescili öncesi hiçbir borcunun kalmadığının belirlenmesine yönelik olup, ileride doğacak borçların talep edilmeyeceği anlamını içermemektedir.
Kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun 31.05.2011 tarihi itibariyle belirlendiği açıkça yazılmıştır. Belge, “Kesin Hesap” tanımlamasını içeren başlık taşımakta ve kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de, kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır.
Bu durumda ilk derece mahkemesince, davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğunun kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davanın dayanağı olan icra takibinde, genel kurulca kararlaştırılan 9.500,00 TL. ile aylık %1,5 oranı üzerinden belirlenen 1.567,50 TL. gecikme faizinin talep edildiği, davacı kooperatifçe üyenin ayrıca bir ihtarla temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan borcun ifası istenebileceğinden, gecikme faizinin, takip tarihi öncesi bir yıl için işletildiği, temerrüt faizi işletilmesinde bur usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmaktadır.” bildirilmiştir. Bu ilamlar uyarınca mahkememizce verilen davanın reddine dair seri dosyalarda ki kararlar kaldırılarak davaların kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 13/11/2019 tarihli 2016/6738 E. 2019/4723 K içtihadı da “kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği, taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur” şeklindedir.
Yine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2020/996 E. -2020/1090 K., 2020/953 E.-2020/1066 K., 2020/994 E.-2020/1053 K., 2020/988 E. -2020/1044 K., 2020/591 E.-2020/703 K., 2020/571 E.-2020/669 K, 2020/577 E.-2020/615 K., 2020/343 E.-2020/340 K., 2020/227 E.-2020/226 K., 2020/226 E.-2020/217 K., 2020/182 E.-2020/202 K. sayılı dosyalarında da uyuşmazlık aynı genel kurul kararından ve aynı alacaktan doğmakta olup, yerel mahkemelerce davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş ve bu kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İş bu dava dosyasında da yukarıda yer verilen karardaki uyuşmazlık gibi 21/06/2015 tarihli genel kurulunun 7. nolu maddesi uyarınca icra takibi yapılmış ve yapılan itiraz neticesinde 9.500,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali için iş bu dava açılmıştır. İcra takibinde talep edilen alacak kesin maliyet hesabı alacağı değildir. Bu nedenle de 18/11/2018 tarihli genel kurulun 6 nolu oybirliğiyle kabul edilen maddesindeki önceki maliyet hesaplarının onaylanmamasına ve kabul edilmemesine dair hükmünün iş bu davadaki talebi etkilemeyeceği zaten aynı maddenin devamında 9.500,00 TL ödemeyen üyeler hakkında yasal işlem başlatılacağı ve bu üyelerden istenebileceğinin açıkça belirtildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile alacağın takip tarihindeki şartlar itibari ile değerlendirilmesi de gerekmektedir. Bu nedenle de genel kurul tarihi itibariyle kooperatif üyesi olan davalı yönünden 21/06/2015 tarihli genel kurul kararları bağlayıcıdır ve davalının uyması gerekmektedir. 2012 yılında verilen ibra sözleşmesi de düzenlendiği tarih itibariyle ibraya ilişkindir ve bundan sonra davalının hiç bir borçtan sorumlu olmayacağı şeklinde yorumlanması da mümkün değildir. Bir kısım üyeler yönünden istinaf ilamı ile kesinleşen bu genel kurul tarafından kararlaştırılan alacağın diğer üyelere yansıtılmaması veya istinaf ilamına aykırı olarak reddedilmesi de 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır. 02/08/2021 Tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda davalının bu inşaat gideri alacağını ödediğine ilişkin bir tespitte bulunulmamıştır. Zaten davalının da söz konusu 9.500,00 TL sonradan ödediğine dair bir savunması bulunmamaktadır. Davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yasal faiz oranının %100’ünü aşmayacak oranda (yıllık %18) asıl alacağa faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğundan asıl alacak üzerinden (bu yönde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2020/341 E. 2020/349 K. sayılı kararı) davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yasal faiz oranının %100’ünü aşmayacak oranda (yıllık %18) asıl alacağa faiz yürütülmesine,
2-İtirazın iptaline karar verilen 9.500,00 TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının (1.900,00 TL) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.230,43 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 217,55 TL’nin mahsubu ile eksik 1.012,88 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 54,40 TL, peşin harç 217,55 TL, tebligat ve müzekkere gideri 93,10 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 965,05 TL yargılama harç ve giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama harç ve gideri olmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.