Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/197 E. 2021/1079 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -TC no: … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıdan fatura nedeni ile alacaklı olduğunu, alacağın ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhinde başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının borca vaki itirazı sebebiyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini, davalının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu faturanın davalı şirketin ticari kayıtlarında olmadığını, takibe konu fatura ve fatura içeriğini kabul etmediklerini, faturaya konu mal ve hizmetin davalı şirkete verilmediğini ve teslim edilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacının tacir olup olmadığının tespiti için bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabından davacının tacir olduğu görülmüştür.
Davalının bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılmış, Form BA kayıtları ve düzelte beyannamesi celp edilmiştir.
Taraf vekillerine müvekkillerine ait ticari defter ve belgeleri sunmaları için süre verilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra tarafların ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Davacının tacir olup olmadığının tespiti için bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılmış, Gevher Nesibe Vergi Dairesi’nden gelen *** tarihli yazı cevabı ile davacının tacir olduğu görülmüş, işbu davanın nısbi ticari dava olduğu ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, takip alacaklısının … ve takip borçlusunun *** Turizm İnşaat Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. olduğu, 12.423,00 TL bedelli fatura alacağı ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya *** tarihinde tebliğ edildiği, davalının *** tarihinde borca itiraz ettiği, işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
İcra takibinin dayanağı fatura olmakla, faturanın ne olduğu ve delil olma kuvveti üzerinde durmak gerekir. Faturanın TTK’da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu’nun 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika” olarak tanımlanmıştır.
TTK 21/1.maddesine göre “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir”. TTK 21/2. maddesine göre “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”
27.06.2003 Tarihli 2001/1 Esas 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, ‘fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir..” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle akdî ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Davacı vekili faturaya konu malın davalıya teslim edildiği hususunda tanık dinletilmek istediğini ileri sürmüş ise de davanın miktarı ve faturaya konu malın teslim edildiğinin tanık delili ile ispatlanmasının mümkün olmaması nedeni ile (bu yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/20147 Esas 2018/6531 Karar sayılı içtihadı) *** tarihli ön inceleme duruşmasının (3) numaralı ara kararı ile davacı vekilinin tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu mali müşavir *** tarafından düzenlenen *** tarihli bilirkişi raporunda, dava ve takibe konu faturanın davacı şirket defterlerine işlendiği, davacının davalıdan 12.423,00 TL alacağının olduğunun kayıtlı olduğu ancak söz konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava dosyasında Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen *** tarihli yazıda davalının 12/2020 dönemine ait *** tarihinde kanuni süresinden sonra, düzeltme nedeninin “sehven hatalı kayıt nedeniyle yanlışlıkla eklenen firmanın bildirimden çıkarılması” açıklaması ile düzeltilen FORM BA bildiriminde dava konusu faturanın beyan edilmediği ancak davalı tarafından 12/2020 dönemine ait *** tarihli kanuni süresinde Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne beyan edilen FORM BA bildiriminin 1. sırasında dava konusu faturanın 1 belge ile 12.300,00 TL olarak beyan edildiği, *** tarihinde kanuni süresinden sonra düzeltme beyan ile beyandan çıkartıldığı tespit edildiği ancak sonuç olarak ise davacının alacağının ispatlanmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Somut olayda, davalının dava ve takip konusu faturayı *** tarihide Form BA ile vergi dairesine beyan ettiği, icra dosyasında ödeme emrini tebliğ aldığı 22/02/2021 tarihinden sonra 24/02/2021 tarihinde vergi dairesine düzeltme beyannamesi vererek faturayı Form BA kaydından çıkarttığı görülmüştür. Faturanın Form BA ile beyan edilmiş olması, faturaya konu emtianın teslim alındığı anlamına gelmektedir (Bu yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2014/7040 Esas 2015/4465 Karar ve 2014/19083 Esas 2015/8197 Karar sayılı içtihadı). Bir satım faturası alıcı ticari defterlerine kaydedilmesi halinde sonradan bu kayıt silinse dahi malın teslim alındığına karine olduğu gibi satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse sonradan düzeltme yapılsa da malın teslim alındığına karinedir (Bu yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/5059 Esas 2019/2363 Karar sayılı içtihadı). Somut olayda Form BA beyannamesi ile takip konusu faturayı beyan edip, daha sonra kayıtlarından silerek düzeltme beyannamesi veren davalı, faturaya konu malı teslim almadığını ve düzeltme beyannamesi vermesinin geçerli bir sebebe dayandığını ispat ile yükümlü olup, davalı, faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturaya itiraz etmemiştir. Davalı taraf TTK’nun 21/2. maddesi uyarınca fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağından dolayı fatura bedelinin ödendiğine dair ispat yükü davalı taraftadır. Davalının bu hususta herhangi bir yazılı delil ileri sürmediği ancak cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı görülmüş, mahkememizce *** tarihli celsede davalı vekiline davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış ve yemin deliline dayanması halinde yemin teklif edip etmeyeceğini yazılı olarak açıklaması için 2 hafta kesin süre verilmiştir. Davalı vekili 2 haftalık kesin süre içinde verdiği *** tarihli dilekçesi ile ispat yükünün davalı üzerinde değil davacı üzerinde olduğunu, mahkememizce davalı tarafa, davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasının delil durumuna aykırı olduğunu belirterek ara karara itiraz etmiş ve itiraz sonucu kesin süre kesilmiştir. Mahkememizce *** tarihli celsenin (1) numaralı ara kararı ile davalı vekilinin ara karardan rücu edilmesi talebinin reddine karar verilmiş ve aynı celsenin (2) numaralı ara kararı ile davalı vekiline davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış ve yemin deliline dayanması halinde yemin teklif edip etmeyeceğini yazılı olarak açıklaması için 2 hafta kesin süre verilmiş, davalı vekili ***tarihli dilekçesi ile davacıya yemin teklif etmeyeceğini beyan etmiştir.
Somut olay ve yapılan açıklamalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının takibe ve davaya konu faturayı davalıya teslim ettiği davalının faturayı Form BA ile vergi dairesine beyan ettiği, dolayısı ile faturaya konu emtianın davalı tarafından teslim alındığına dair davacı yararına karine oluştuğu, bu aşamadan sonra borcun bir sebepten son bulduğunu ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, davalının düzeltme beyannamesi vererek faturayı Form BA kayıtlarından çıkartmasının davalı üzerindeki ispat yükünü ortadan kaldırmayacağı, davalının yazılı bir delil sunmadığı gibi yemin deliline de dayanmaması nedeni ile davacının icra takip tarihi itibari ile davalıdan 12.423,00 TL asıl alacağının olduğunun ispatlandığı sonucuna varılmış ve asıl alacak yönünden davalının borca vaki itirazının iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacı, icra takibine geçerken fatura alacağına faiz işletmiş ve işlemiş faizi de dava konusu yapmış; icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir delil sunmamıştır. Fatura tanzimi tek başına muhatabı temerrüde düşürmeye yeterli değildir. 6098 sayılı TBK’nun 117. maddesinin 1. bendine göre sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ihtarla temerrüde düşürülmesi gerekir ya da aynı maddenin 2. bendi uyarınca taraflarca ödeme tarihinin kesin olarak belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamında, davacı tarafından icra takibinden önce davalıya gönderilen temerrüt ihtarı olmadığı gibi taraflar arasında kesin vade de belirlenmemiştir. Diğer taraftan somut olayda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. maddesinin uygulanması da mümkün görülmemiştir. (Bu yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/3266 Esas 2018/4228 Karar, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2020/386 Esas 2020/477 Karar, 2020/337 Esas 2020/542 Karar, 2020/525 Esas 2020/537 Karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/289 Esas 2017/1425 Karar sayılı emsal kararları). Bu durumda yukarıda yer alan yasal düzenlemeler ve emsal kararlar gereğince davalının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğü davacı tarafça ispatlanmadığından davacının işlemiş faiz alacağına yönelik itirazın iptali talebi, mahkememizce haklı görülmemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde takip konusu değerin %20’si oranında icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davaya konu alacak faturadan kaynaklanmakta olup, Yargıtay’ın yerleşik kararları ile faturadan doğan alacak likit kabul edilmektedir. Açıklanan nedenle itirazın iptaline karar verilen 12.423,00 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İzah edilen nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 12.423,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar taleple bağlı kalınarak yıllık % 9 ve değişen oranlarda yaal faiz yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine, itirazın iptaline karar verilen 12.423,00 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ve mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 12.423,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar taleple bağlı kalınarak yıllık % 9 ve değişen oranlarda yaal faiz yürütülmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine,
3-İtirazın iptaline karar verilen 12.423,00 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Alınması gerekli 848,61 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 151,49 TL’nin mahsubu ile eksik 697,12 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın kabul ve red oranına göre 1.307,42 TL’sinin davalıdan ve 12,58 TL’sinin davacıdan ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 59,30 TL, peşin harç 151,49 TL, tebligat ve müzekkere gideri 48,50 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 959,29 TL yargılama harç ve giderinin, davanın kabul ve red oranına göre 950,15 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,

8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 119,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kabulüne karar verilen kısım için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere, reddine karar verilen kısım için miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.