Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/191 E. 2021/838 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/191 (Sulh nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına)
KARAR NO : 2021/838

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2016
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
KARAR YAZIM TAR.: 17/04/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan duruşmaları sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan ticarete istinaden faturalara dayalı cari hesap ekstresinde görülen 12.413,81 TL alacağın tahsili istemi ile, Kayseri ….İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak takibe, borca itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :Taraflar delillerini sunmuş, kargo teslim fişi, ticari defter ve kayıtlar, icra dosyası delil olarak bildirilmiş, celbi gereken kayıtlar celp edilerek incelenmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağı dayanak yapılarak başlatılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Kayseri …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, … İnşaat Malz. Tic. A.Ş tarafından … Elektronik San ve Tic. Ltd. Şti aleyhine 12.413,81 TL cari hesap alacağının tahsili istemi ile ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 25.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı – borçlu vekilinin icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine, borca, faiz ve ferilerine itirazı üzerine 02.03.2016 tarihli kararla takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi … yaptığı inceleme ve hesaplamalar sonucu düzenlediği 17.11.2017 tarihli raporunda, dosyaya sunulan belgeler, davacı tarafından ibraz edilen ve incelenen 2015 yılı Ağustos ve eylül beratlarına dayalı muavin defter dökümleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, davacının ticari defter kayıtlarına göre, davacının 30.09.2015 tarihi itibarı ile davalıdan 13.046,86 TL alacaklı durumda olduğunu, 14.12.2015 tarihinde 633,05 TL alacak kaydı sonucu davacının 14.12.2015 tarihi itibarı ile davalıdan 12.413,81 TL alacaklı durumda bulunduğunu belirlemiştir.
Kesin süre verilmesine rağmen davacı 2016 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını sunmamış, bilirkişi incelemesine hazır edileceği adresini bildirmemiş, ayrıca davalı tarafa yemin teklif etmemiştir.
Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, alınan uzman bilirkişi raporu içeriğine göre, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari alım satım ilişkisi bulunduğu, davacı şirketin inceleme için sunduğu 2015 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı şirket kayıtlarında yer alan ve davalı adına düzenlenen 6 adet fatura karşılığı davacının davalıdan 14.12.2015 tarihi itibarı ile12.413,81 TL alacaklı olduğu anlaşılmakta olup, davacı tarafça uyuşmazlık konusu dönem olan 2016 yılına ait ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, belirlenen 12.413,81 TL alacağın 2016 yılına cari hesap alacağı olarak aktarıldığına ilişkin bir kayıt ve belge bulunmadığı, takip tarihi olan 18.02.2016 tarihi itibarı ile belirlenen alacağın devam edip etmediği hususunun tespitinin mümkün olmadığı, davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen 2016 yılı ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, bu nedenlerle davacının davasını yazılı delil ve belgelerle ispat edemediği, davacının dilekçesinde yemin deliline de dayanmakla, davalıya alacağının varlığı konusunda yemin teklif edip etmeyeceği konusunda süre verilmiş, davalı verilen süre ve celse boyu yemin teklifi konusunda bir beyanda bulunmamıştır. Davacı davalıdan alacaklı olduğunu yazılı delil ve belgelerle ispat edememiş, verilen süre içerisinde yemin teklifinde de bulunmadığından davacının ispat edilemeyen davasının reddine mahkememizin 11.04.2018 tarih …. Esas … Karar sayılı ilamı ile karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı davacı vekilince istinaf talebinde bulunmuş olması nedeni ile istinaf incelemesi sonucu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 16.02.2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile “Mahkemece 21.12.2016 tarihli celsenin 5 nolu ara kararı ile taraflara ticari defterlerini ibraz etmeleri için süre verilmiş, anılan ara kararda uyuşmazlık konusu dönemlere ait tüm ticari kayıt ve defterlerin ibrazı istenmiş olup, açıkça hangi yıllara ait ticari defterlerin incelenmek üzere istendiği hususu belirtilmemiştir. Davacı vekili 26.12.2016 tarihli dilekçesinde ticari defterlerin yargı sınırları dışında olduğunu belirterek yerinde inceleme yetkisi ile birlikte mahal mahkemesine talimat yazılmasını talep etmiş, mahkemece 05.04.2017 tarihli celsenin 3 nolu ara kararı uyarınca bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek mahal mahkemesine talimat yazılmış ve bilirkişi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporu hazırlanmıştır. Bilirkişi raporunda 2016 yılı ticari defterlerinin sunulmadığından bahsedilerek rapor tanzim edilmiş ise de yerinde inceleme yetkisi kullanılarak mahalline gidilip gidilmediği belirtilerek defterlerin temin edilip edilemediği raporda yer almadığı gibi mahkemece usulüne uygun şekilde kesin süre verilmediğinden davacı yana usulüne uygun olarak 2016 yılı ticari defterlerinin ibrazı için imkan tanınarak ek rapor alınmaksızın eksik araştırma ile hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, mahkemece davacı yanın dava dilekçesi ekinde yer alan ve 26.12.2016 tarihli delil dilekçesinde de bahsi geçen faturalara konu emtianın teslim edildiğine ilişkin kargo evrakları ile teslim olgusunu ispat edip etmediği noktasında gerekli araştırmaları yapttıktan sonra teslim olgusu üzerine durulmaksızın karar verilmesi de isabetsizdir.
6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.6.maddesinde dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına” karar verilmiştir.
Mahkememizce dava … Esas sırasına kaydedilerek yeniden yapılan yargılamada, davacı vekilince ticari defter ve kayıtların bulunduğu adres bildirilmekle, dosya ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi …. yaptığı incelme ve hesaplamalar sonucu düzenlediği 13.09.2021 tarihli raporunda, davacı … Tic. A.Ş.’ın 2015 ve 2016 yıllarına ait yasal ticari defterlerinin zamanında ve usulüne uygun şekilde açılış ve kapanış noter tasdiklerinin e-berat onaylarının yapıldığını, davacı şirketin davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden 2015 sonu ve 2016 sonu itibariyle alacağının 12.413,81TL olduğunu tespit etmiştir. Bu alacağın, davacı şirketçe davalı şirket adına 2015 yılında düzenlenen son 6 adet faturanın ödenmemiş kısmından kaynaklandığını, 2016 yılında davacı tarafça düzenlenen herhangi bir fatura veya davalının yaptığı herhangi bir ödeme -iade işlemi bulunmadığını, kargo adres teslim listelerine göre davaya konu faturaların ve faturalara konu malların davalı şirkete teslim edildiğini, davacının davalıdan 12.413,81TL asıl alacak ve icra takip tarihinden itibaren 12.413,81TL üzerinden ticari avans faizi talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını belirlemiştir.
Davacı vekili 01.10.2021 tarihli beyan dilekçesinde ve 06.10.2021 tarihli duruşmadaki beyanında dava dosyasında davalı … Tic. Ltd. Şti. ile dava konusu alacağa ilişkin olarak sulh ve ödeme protokolü yapıldığını, bu protokole istinaden müvekkiline ödeme yapıldığını, bu nedenle mahkememiz dosyasından herhangi bir hak ve alacaklarının bulunmadığını, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin de bulunmadığını, davanın karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ederek, 29/09/2021 tarihli Sulh ve Ödeme Protokolünü sunmuştur.
Davalı vekili 05.10.2021 tarihli dilekçe ile ve 06.10.2021 tarihli duruşmadaki beyanında, davacı taraf ile sulh yapıldığını, yapılan bu sulh protokolüne istinaden davacı tarafa ödeme yapıldığını, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, bu sebepler neticesinde, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında dava konusu edilen alacak ile ilgili uyuşmazlığın sulh ile çözüldüğü, taraflar arasında sulh protokolü düzenlendiği, davacı vekili ve davalı vekilinin bu konudaki sundukları dilekçe ve beyanları dikkate alınarak, HMK 315.maddesine istinaden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların sulh oldukları ve talepleri de dikkate alınarak davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin alınan 212,00 TL harçtan mahsubu ile artan 152,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Taraf vekillerinin karşılıklı beyanları nazara alınarak, davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, sulh beyanı dikkate alınarak taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333.maddeleri gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5- Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203.maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/10/2021

Katip …

Hakim …