Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/19 E. 2021/912 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ***Esas – ***Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI :*** Melikgazi/ Kayseri
VEKİLİ : Av.

DAVALI :***
VEKİLİ : Av.
Av.

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıdan fatura karşılığı alacağının olduğunu, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine davacının davalı aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibini başlattığını, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiği, itirazın ile takibin devamına karar verilmesini, davalının asıl alacağın % 20’si oranında tazminata mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu edilen alacağın taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesine bağlı fatura alacağı olduğunu, Kayseri İcra Müdürlüklerinin ve Mahkemenin yetkili olmadığını, Gaziantep İcra Müdürlükleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında Microsoft Dynamics 365 Finance & Operations ERP Projesi sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmenin 19/03/2018 tarihinde imza altına alınarak yaklaşık 100.000 USD bir proje ve danışmanlık hizmeti maliyeti öngörüldüğünü, yine taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca da verilecek hizmetin bir yıl içerisinde tamamlanarak bitirilmesi kararlaştırıldığını ancak söz konusu hizmetin hiçbir zaman davacı tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini ve verilecek hizmetin eksik ifa edildiğini, davalı şirketin yurtdışına halı imal ederek satan ve bu alanda yüksek bir ciroya sahip olan Gaziantep ilinde Organize Sanayi bölgesinde kurulu bir işletme olduğunu, söz konusu ürünlerin sipariş, üretim, desen, lojistik, faturalandırma ve tahsilat işlemlerinin düzgün ve belirli bir stratejiye göre yürütülmesi için davacı bilişim firması ile söz konusu bahsi geçen sözleşme imzalandığını, buna göre hangi ürünün hangi firmaya, hangi tarihe kadar üretilip yapılacağı, aynı zamanda firmanın ürettiği halıların stok durumu, hangi müşteriye hangi sürede ürünlerin üretilmesi gerektiği gibi bilgilerin yer aldığı programın tamamlanarak davalı şirkete teslim edilmesi gerektiğini, ancak aradan geçen zamana rağmen sözleşmede belirtilen işin tamamlanarak halen davalıya teslim edilmediğini, belirtilen programın tam olarak çalışır vaziyete getirilemediğini, davalı şirket tarafından ürünlerin bilgileri sisteme girildiğinde stok ve diğer hususların tam olarak çıkmadığını, bu sebeple ortada eksik bir ifanın söz konusu olduğunu, sözleşmeye konu olan işin ise tamamlanmadan davalı şirket tarafından kabul edilmeyen faturalar için alacak isteminin yerinde olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinin 3. bendinde ”sözleşme gereği vermesi gereken hizmeti tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini” beyan ettiğini, yani taraflar arasında belirtilen sözleşme şartlarına ve davalı şirketin isteklerine uygun olacak şekilde söz konusu eseri eksiksiz olarak yerine getirdiğini beyan ettiğini, o halde bu programın eksiksiz ve düzgün çalışır halde davalı şirkete teslim edildiğini ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğunu, davacı tarafça icra takibine konu edilen bu şekilde bir borcun olmadığını, davacı tarafın açıkça hakkı kötüye kullanarak olmayan ve verilmeyen bir hizmetin bedelini istediğini, davalı şirket kayıtlarında bu şekilde bir borç olmadığını, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile banka hesap hareketleri incelendiğinde Proax firması tarafından dönem dönem kesilen faturaların karşılığının tamamının ödendiğini, ilgili firmaya bu şekilde bir borcun olmadığını, davacı tarafça alacağa istenilen ticari reeskont avans faizi türünde bir faiz türünün de olmadığını, davacı tarafın alacaklı olduğunun kabulü halinde, işletilecek faiz oranının açıklığa kavuşturulması gerektiğini, reeskont ve avans faizi kavramlarının birbirinden farklı olduğunu, ayrıca icra dosyasındaki takip talebinde yıllık (%10) faiz talep edilmiş olduğundan faiz hesabında bu talebin dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafın tüm bu açıklamalar karşısında icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini, zira alacağın, faiz ve ferileri likit olmadığını belirterek; öncelikle davanın usulden incelenerek yetkisizlik kararı verilmesine ve dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine, davanın borç olmaması sebebiyle reddine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Kayseri Genel Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Şehitkamil (Gaziantep) Vergi Dairesi’nden davalının Form BA beyannameleri celp edilmiştir.
Şehitkamil (Gaziantep) Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak … ve Ticaret A.Ş.’nin 2019 yılı Aralık ayı Form BA beyanname örneği celp edilmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgelerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için davalının adresi itibari ile yetkili Gaziantep Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin *** Talimat sayılı dosyasında mali müşavir bilirkişi ***, ***/2021 tarihli raporunda özetle;
Tespitler ve hesaplamalar sonucunda, dava dosyasına konu olan somut olayda ve davacının dava dosyasına ve davalının dava dosyasına yerinde ibraz ettikleri yasal defterlerde tespit edilen durumların belirtilen gibi olduğu, belirtilen bu durumlara göre, davacının dava dosyasına ibraz ettiği basılı olarak tuttuğu 2019 yılı kebir defterinin ana hesap bazında tutulması, davacının davalıyla 2019, 2020 ve 2021 yıllarında yapmış olduğu ticari münasebet kayıtlarını gösterir muavin defter dökümlerinin dava dosyasının içerisinde olması, e-defter olarak tutulduğu belirtilen 2020 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin içerisinde olan CD tarafımca bir türlü açılamaması nedenleriyle davacının dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterleri tarafımca incelenemediği, davacının açıklanan nedenlerle incelenemeyen yasal defterlerinin incelenmesi için davacının dava dosyasına 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait yasal defterlerinin tamamını (yevmiye, envanter ve kebir defterleri) basılı defter ise basılı defterleri, e-defter ise XML formatında ve açılır bir şekilde harici belleği ve bu anılan yılların muavin defter dökümlerini dava dosyasına ibraz edilmesi sonrasında tarafımca yapılabileceği gibi Esas Mahkemenin yerel bilirkişilerince de yapılabileceği, bunun yanında davalının dava dosyasına 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait “yevmiye, envanter ve kebir defterlerini yerinde ibraz ettiği, davanın dava dosyasına yerinde ibraz ettiği bu yasal defterlerinden yevmiye ve kebir defterlerini e-defter olarak envanter defterlerini basılı defter olarak tuttuğu, basılı olarak tuttuğu envanter defterlerinin noter açılış tasdiklerini zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırdığı gibi e-defter olarak tuttuğu yevmiye ve kebir defterlerinin noter açılış ve noter kapanış tasdiklerinin yerine geçecek olan e-defter beratlarını da sistemden zamanında ve usulüne uygun olarak aldığı, davalının dava dosyasına yerinde ibraz ettiği 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları yasal defter kayıtlarına göre davalının dava dosyasına konu icra takibine dayanak olan 4 adet faturaları davacıdan alış olarak kayıt ettiği gibi davanın davacıyla bu anılan 4 adet faturalar haricinde de ticari münasebetlerinin olduğu, davalının davacıyla yapmış olduğu tüm ticari münasebet kayıtlarının detaylıca belirtildiği, bu belirtilen davalının davacıyla yapmış olduğu ticari münasebet kayıtlarına göre davalının davacıdan dava dosyasına konu icra takibine dayanak olan 4 adet fatura dâhil toplamda 861.409.449 TL tutarında alış yaptığı, yaptığı bu tüm alışların karşılığında davacıya icra takip tarihi 01.07.2020 tarihine kadar 677.410,66 TL ödeme yaptığı, ayrıca 28.511,11 TL kendi lehine, 5.204,64 TL kendi aleyhine kur değerlemesi yaptığı, böylece davalının davalıyla yapmış olduğu bu ticari münasebet kayıtlarına göre davalının davacıya [(861.409,49 + 5.204,64) – (677.410,66 + 28.511,11)]= 160.692,36 TL bakiye borcunun kaldığı kaydının olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin rapora karşı itiraz dilekçesi sundukları görülmüştür.
Davalı vekilinin 04/10/2021 tarihli, davacı vekilinin ise 05/10/2021 tarihli dilekçe sundukları, taraflar arasında kur farkı uygulamasının olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK’nun 67/1.maddesi “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmünü havidir.
Faturaların içeriklerinin incelenmesinde davacının davalıya danışmanlık hizmeti verdiği yazılıdır. Her ne kadar davalı vekili davacının davalıya bilgisayar yazılım hizmeti verdiğini dolayısı ile taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu ileri sürmüş ise de fatura içeriklerinden taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulduğu anlaşılamadığı gibi davalı tarafça bu yönde başkaca delil sunulmamış, sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu ispatlanmamıştır. Zira eser sözleşmesinde iş görenin (yüklenicinin) esas edimi bir eser meydana getirmek olup, iş görme borcu, eser meydana getirme borcunun içine geçmiştir. Somut olayda ise bir eser mevcut olmayıp, fatura içeriklerinden yalnız danışmanlık hizmeti verildiği görülmektedir.. Mevcut delil durumu itibari ile taraflar arasındaki danışmanlık hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmenin, hizmet görme sözleşmelerinden biri olan vekalet sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır.
Kayseri Genel Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, takip alacaklısının … ve Ticaret Ltd Şti ve takip borçlusunun … ve Ticaret A.Ş. olduğu, fatura alacağı ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilemediği, davalının haricen öğrenme ile 09/07/2020 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, takibin durduğu, işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
İtirazın iptali davasının görülebilmesinin ön koşulu, icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmış olmasıdır. Ancak kesin yetki kuralının geçerli olduğu haller haricinde, borçlu tarafından açıkça yetkiye itiraz edilmediği sürece hakim icra dairesinin yetkisini re’sen dikkate almayacaktır (bu yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/1616 Esas 2019/2774 Karar sayılı içtihadı). Somut olayda davalı taraf süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmekle beraber, icra takibinin dayanağı fatura alacağı olup, TBK’nın 89/1. maddesinin hükmüne göre, “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edilir. Bu durumda anılan kanun hükmü uyarınca davacı alacaklının kendi yerleşim yeri olan Kayseri’de takip başlatabileceğinden (bu yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/3297 Esas 2019/5559 Karar sayılı içtihadı) Mahkememizce 16/02/2021 tarihli celsenin (2) numaralı ara kararı ile davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının kaldırılmasına karar verilmiş ve bu husus hazır bulunan davalı vekiline tefhim edilmiştir. İzah edilen aynı gerekçe ile davalının mahkememizin yetkisine yönelik itirazı da yerinde görülmemiş, 16/02/2021 tarihli celsenin (4) numaralı ara kararı ile davalının mahkememizin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK’da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika” olarak tanımlanmıştır. Buna göre fatura, tek taraflı düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir.
TTK 21/1.maddesine göre, “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir”. TTK 21/2.maddesine göre “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.
27.06.2003 tarihli 2001/1 E.2003/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir..” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle akdî ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Davalının Form BA kayıtları celp edilmiş ve faturaları Form ile beyan ettiği görülmüştür. Diğer taraftan Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarında talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dava konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Faturanın Form BA ile beyan edilmesi ve ticari defterlere kayıt edilmesi, fatura içeriğinin kabul edildiği yani somut olay bazında danışmanlık hizmetinin davacı tarafından davalıya verildiği anlamına gelir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, davacı tarafça verilen hizmetin ayıplı ve eksik olduğu, bu nedenle fatura bakiyesinin ödenmediğini ileri sürdüğü görülmüştür. Ancak davalının ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin faturaları teslim alması, defterlerine kayıt etmesi, faturaya konu hizmetin eksiksiz bir şekilde verildiğine karine teşkil etmektedir. Davalının söz konusu karineyi çürütmek ile yükümlü olup, davalının aksi yöndeki iddiasını ispat ile ilgili açmış olduğu bir davası yoktur. Davalı taraf ayıp veya eksik ifa iddiasında ise basiretli bir tacir gibi davranarak faturayı teslim almamalı, defterlerine işlememeli, işlese dahi süresi içinde ihtarname keşide etmeli idi. Şayet davalı süresi içinde ihtarname keşide etse idi, dava açmasa bile daimi defi olarak iddiasını işbu davada ileri sürebilirdi. Ancak davalı tarafça keşide edilmiş bir ihtarname de delil olarak sunulmamıştır. Mevcut delil durumu itibari ile akdî ilişki davacı yararına yazılı delil ile ispatlanamamış durumdadır. Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/1984 Esas 2020/62 Karar sayılı içtihadı da bu yöndedir. Bu aşamadan sonra alacağın miktarı, ödenip ödenmediği, borcun ödeme veya sair bir sebeple sona erip ermediği üzerinde durmak gerekir.
Davacı, icra takip tarihi itibari ile davalıdan 183.588,17 TL asıl alacağının olduğunu ileri sürmektedir. Davacı ticari defter ve belgelerini elektronik olarak sunmuş, davalının adresi itibari ile yetkili Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi’nde tarafların ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, *** tarihli bilirkişi raporunda özetle, davalının davacıdan dava dosyasına konu icra takibine dayanak olan 4 adet fatura dâhil toplamda 861.409,49 TL tutarında alış yaptığı, yaptığı bu tüm alışların karşılığında davacıya icra takip tarihi 01.07.2020 tarihine kadar 677.410,66 TL ödeme yaptığı, ayrıca 28.511,11 TL kendi lehine, 5.204,64 TL kendi aleyhine kur değerlemesi yaptığı, böylece davalının davalıyla yapmış olduğu bu ticari münasebet kayıtlarına göre davalının davacıya [(861.409,49 + 5.204,64) – (677.410,66 + 28.511,11)]= 160.692,36 TL bakiye borcunun kaldığı kaydının olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce davalı defterlerinde kayıtlı olup, davacı tarafça kayıt edilmeyen kur farkı faturaları yönünden araştırma yoluna gidilmiş; taraf vekillerine, taraflar arasındaki ticari ilişki ilk tesis edildiği tarihten dava tarihine kadar kur farkı nedeni ile yazılı bir sözleşme yapılıp yapılmadığı, yazılı sözleşme yapılmamış olsa bile tarafların birbirlerine kur farkı faturası düzenleyip düzenlemedikleri, düzenlemişlerse karşı tarafın faturayı kabul edip etmediği yani fiili uygulama ile kur farkının taraflar arasında tahsil edilip edilmediği, bu hususta bir teamül oluşup oluşmadığını açıklamaları ve varsa dayanak belgelerini sunmaları için 2 hafta süre verilmiş, davacı vekili 05/10/2021 tarihli dilekçesi ile ve davalı vekili de *** tarihli dilekçesi ile taraflar arasında kur farkı uygulamasının olmadığını beyan etmişlerdir. Böylelikle davalının defterlerinde kayıtlı olan 28.511,11 TL kendi lehine, 5.204,64 TL kendi aleyhine kur farkı faturalarının haksız olduğu anlaşılmıştır. Buna göre kur farkı faturaları olmaksızın davalının defterlerinde kayıtlı olan 861.409.49 TL’den davalının yaptığı 677.410,66 TL ödeme çıkarıldığında davalının borç bakiyesinin 183.998,83 TL olduğu anlaşılmış, davalı taraf söz konusu bakiyeyi ödediğini iddia etmemiştir. Davacının kendi kayıtlarına göre davalıdan 183.588,17 TL olarak alacağı görünmekte olup, söz konusu 410,66 TL’lik cüzi farkın davalı yararına olduğu, davacının söz konusu tutarı takip ve dava konusu yapmadığı görülmüştür. İzah edilen nedenlerle davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 183.998,83 TL alacağının olduğu anlaşılmış, davalı tarafın cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı görülmüş, 183.588,17 TL asıl alacak üzerinden davalının borca vaki itirazının iptaline karar verilmiştir.
Davacı, icra takibinde, takip sonrası işleyecek faiz olarak yıllık %10 ve değişen oranlarda reeskont-avans faizi talep etmiştir. Kural olarak ticari işlerde avans veya reeskont faizi uygulanmakta olup, davacının söz konusu faiz türlerinden birini seçmesi gerekir. Seçilmediği takdirde ise yasal faiz istendiğinin kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/10181 Esas 2017/5505 Karar sayılı içtihadı da bu yöndedir. Ne var ki; davacı tarafın takip talebinde gösterdiği % 10’luk oran, takip tarihinde avans veya reeskont faizinden herhangi birine tekabül ediyorsa, davacının o faiz türünü talep ettiği kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/13494 Esas 2018/424 Karar sayılı içtihadı da bu yöndedir. İcra takip tarihi 01/07/2020 olup, söz konusu tarihte avans faizi yıllık %10 olduğundan, davacının icra takibinde avans faizi talep ettiği sonucuna varılmış ve itirazın iptaline karar verilen asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 10,00 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
Davacı, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. İİK’nun 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Yargıtay HGK’nun 2010/19-376 Esas 2010/397 Karar sayılı içtihadında; “Genel bir kavram olarak ‘likid (liqiude) alacak” “tutarı belli (muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır”. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez” denilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre faturadan kaynaklı alacaklar likit kabul edilmektedir. İzah edilen nedenle itirazın iptaline karar verilen 183.588,17 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ve mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 183.588,17 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 10,00 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine,
2- İtirazın iptaline karar verilen 183.588,17 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 12.540,90 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 2.217,29 TL’nin mahsubu ile eksik 10.323,61 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 59,30 TL, peşin harç 2.217,29 TL, tebligat, müzekkere ve posta gideri 84,50 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 3.061,09 TL yargılama harç ve giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 21.301,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip*** Hakim ***
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.