Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2021/1086 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/156 Esas
KARAR NO : 2021/1086

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine davalı tarafça Kayseri …. İcra Müdürlüğü’nün … (Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün …) esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, tebligatın müvekkilinin Mernis adresine mahalle muhtarına yapıldığını, müvekkilinin tebligattan uzunca bir süre haberi olmadığını, takibe konu 02/10/2016 düzenleme ve 31/12/2016 vade tarihli 70.000 Euro bedelli senedin müvekkilinden sadır olmadığını, müvekkili ile davalının bir evlilik sitesinde tanıştığını bu senedi vermesini gerektirecek ticari bir ilişkinin bulunmadığını, davalının ayrılık sonucu intikam alma çabası içerisine girdiğini, Kayseri CBS’nin … soruşturma dosyası üzerinden alınmış olunan 21/08/2019 tarihli Kriminal polis laboratuvarı uzmanlık raporunda senet üzerindeki yazıların müvekkiline ait olmadığının ortaya çıktığını, davadan önce arabuluculuk talebinde bulunulduğunu ancak görüşme sonunda anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek; Müvekkilinin Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına dayanak 02/10/2016 düzenleme ve 31/12/2016 vade tarihli 70.000 euro bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacının tanışıp arkadaş olduklarını, müvekkilinin 2012 yılında almış olduğu dairesini satıp daha iyisini almak için davacının ısrarcı olduğunu, müvekkilinin dairesini satarak 70.000 euro bedelle anlaşıldığını ve 10.000 euro bedelin müvekkili tarafından verildiğini, bu aşamadan sonra davacının görüşmelerde müvekkilini devreden çıkarmaya çalıştığını, kalan 60.000 euronun ise … vasıtası ile …’a gönderdiğini ve tapusunu almayı beklediğini, tapuyu almadan yasal sorun çıktığını, müvekkilinin arkadaşı ve aracı olan …’ı sıkıştırmaya başladığını, …’ın garanti olsun için rahat olsun diyerek 50.000 euro ve 20.000 euro bedelli iki adet senet verdiğini, tapu işleminin yine yapılamaması üzerine davacının bu sefer kardeşi …’a ait İş Bankası’nın 250.000,00 TL’lik çekini verdiğini, bu sırada davacının cezaevine girdiğini, 2016 yılı Haziran ayında cezaevinden çıktığı dönemde müvekkiline gelerek kardeşinin Fetö sebebiyle soruşturma geçirdiğini çekin ödenmeyeceğini söyleyerek müvekkilinden çeki istediğini ve bizzat kendisi yanında bulunan 70.000 Euro’luk senedi üzeri yazılı ve imzalı olarak müvekkiline verdiğini ve çekleri aldığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesi ile davalının kendi hakkında Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya kapsamında takip yaptığını, icra dosyasına 31/12/2016 vade tarihli, 02/10/2016 keşide tarihli, 70.000 EURO bedelli bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını, davalı ile evlilik sitesinde tanıştıklarını, kendisine pahalı hediyeler aldığını, davalıya yüklü miktarda paralar verdiğini, davalıya borcu olmadığından bahisle menfi tespit dilemiştir.
Davalı ise davacı ile arkadaş olduklarını, davalının kendisine ait …Mah. … ada …parselde kain …numaralı bağımsız bölümün daha iyi bir taşınmaz alınması amacıyla satılması konusunda davacının ısrarcı olduğunu, davacının ısrarı üzerine …Mah. … ada … parselde kain … numaralı bağımsız bölümü satın aldığını, davacının eşi ile davalının aynı binada oturmasının sıkıntı olmasından kaynaklı … Mahallesinde bir taşınmazın alımı noktasında davacı ile beraber satıcı ile pazarlık yapılarak 70.000,00 Euro’ya anlaştıklarını, kendisinin 10.000,00 Euro ödediğini, kendi hesabında bulunan 60.000,00 Euro’yu davacı kanalıyla satıcıya gönderdiğini ve evin devrini beklediğini, evin devrinin yapılmaması sebebiyle 2 adet senet ve çek verdiğini, davacının ceza evinden çıktıktan sonra verilen çeki davacının geri aldığını ve 70.000,00 Euro Bedelli çeki imzalı olarak verdiğini, davacının kendisini dolandırdığını ve bu nedenle bonoyu takibe koyduğunu, davacının bilinçli ve planlı şekilde senedi başkasına düzenlettirip kendisine verdiğini, davacının kendisine borçlu olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Dava, imza inkarına ve bedelsizlik iddiasına dayalı takibe konu kambiyo senedi/bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyanın incelenmesinde takibe dayanak 31/12/2016 vade tarihli, 02/10/2016 keşide tarihli, 70.000 EURO bedelli bono olduğu, bononun keşidecisinin davacı olduğu, lehtarının davalı olduğu ve takip ekinde 02.02.2015 tarihli davacının … adına vekaleten 72.000 Euro’ya adi yazılı sözleşme ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yaptığı, sözleşmede 62.000,00 Euro’nun satıcılara ödendiği belirtildiği bakiye 10.000,00 Eoru’nun ise devir sırasında ödeneceği belirtildiği anlaşılmıştır.
Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya incelenmesinde davalı hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan davalı hakkında yargılama yapıldığı ve davalının beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Davalının kolluğa vermiş olduğu beyanlar ile davaya esas beyanlarının uyumlu olduğu görülmüştür.
Davalının ceza dosyasına sunduğu tapu kaydı ile cevaplarında geçen tapuların aynı olduğu görülmüştür.
Ceza dosyasına sunulan tarafların mesaj kayıtlarında davalının davacıya 05.07.2017 tarihinde ”….o senet geçersiz eşinden izinsiz borçlanmazsın” diye mesaj gönderdiği ve davacının ise karşılık olarak ”neden geçersiz olsubki sen koy ödetirim tamamını” demek suretiyle mesaj göndermiştir. Yine mesajlarda davacının borcunu ödeyeceğine dair beyanlarının bulunduğu görülmüştür.
2.02.2015 tarihli davacının … adına vekaleten taşınmaz alınmasına yönelik sözleşmedeki satıcılardan biri olan … kolluk ve ceza beyanında davacının davalı adına taşınmaz satış sözleşmesi yaptıklarını ve ifade etmiştir. Sözleşmede … yer aldığı, tanığın …’ın davalı olduğunu beyan etmiştir, Ayrıca ceza duruşmasındaki beyanında davacının davalıyı yeğeni olarak tanıttığını ve davacının 62.000,00 Euro kendisine verdiğini beyan etmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesine göre; “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” Dolayısıyla ceza mahkemesince verilen beraat karar’ı; kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacaktır. Ancak hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir.
Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacaktır. Bu doğrultuda maddi vakıanın tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı olup ceza mahkemesince bir maddi vakıanın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-92 E 2018/1362 K sayılı kararı).
Somut olayda ceza 31/12/2016 vade tarihli, 02/10/2016 keşide tarihli, 70.000 EURO bedelli bonodaki imzanın davacıya ait olmadığına dair tespiti ve sanığın ceza evinden çıktıktan sonra dava konusu senedi davacı verdiği tespiti mahkememizi bağlayıcı niteliktedir.
Ceza dosyasına konu kriminal raporunda ceza mahkemesinin kesinleşen tespitine tespitine ve davalının senedin sahte olduğuna dair cevap dilekçesinde kabulü uyarınca dava konusu senetteki imzanın davacıya ait olmadığı, davacının senet düzenlenme tarihinde ceza evinde oluşu ve davalı tarafından da düzenlenmediği anlaşıldığından yeniden bilirkişi incelemesine gerek görülmeyerek senedin sahte almasından dolayı davalının bonodan kaynaklı alacağı olmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere, menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır.
Somut olayda ceza dosyasına yansıyan tanık beyanı, yazışmalar ve sanığın ceza evinden çıktıktan sonra dava konusu senedi davacı verdiğine dair olay tespiti ve mahkememizin ceza dosya kapsamı ile aynı kanaati taşıdığı dikkate alındığında dava konusu senedin davacı tarafından davalıya verildiği anlaşılmakla davalı kötü niyetli görülmediğinden kötü niyet tazminatı uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına konu 31/12/2016 vade tarihli, 02/10/2016 keşide tarihli, 70.000 EURO bedelli bonodan kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-İİK’nın 72/5. Maddesi uyarınca davacı yönünden takibin derhal durdurulmasına,
3-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 23.566,95 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 5.891,74 TL peşin harç ve 59,40 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.951,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.615,81 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 5.891,74 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı ve 59,40 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 6.010,44 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 8 kep reddiyat gideri 4,80 TL, 3 elektronik tebligat gideri 16,50 TL, 1 müzekkere gideri 12,00 TL ve 1 tebligat gideri 19,00 TL olmak üzere toplam 52,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 32.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10- Dosyamız arasındaki imza örnek asıllarının ilgilisine derhal iadesine,
Dair, davacı asil ile vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/12/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*