Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/134 E. 2021/932 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ***Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI :1-***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3- ***
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : 1- ***
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : 2- ***
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : 3- ***
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNANLAR : 4- ***
5- ***

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş.’nin zorunlu trafik sigortası ile sigortaladığı ve davalı … adına kayıtlı 38 … plaka sayılı aracın … tarihinde Kayseri-Tomarza istikametinde anayolda ilerlemekte iken davalı belediyenin malik ve işleteni olduğu 38 … plaka sayılı belediye yolcu otobüsünün Süleymanlı Mah – Kayseri istikametinde tali yoldan anayola anayola kontrolsüz bir şekilde giriş yaptığını, iki aracın çarpıştığını, ve bu nedenle tek taraflı, maddi hasarlı birden fazla yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, tutanakta davalı belediyeye ait olan 38 … plaka plakalı otobüsün ilk geçiş hakkını vermemek, geçiş önceliğine uymamak kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle 38 … plaka sayılı araç sürücüsününü ise kavşaklarda hızını azaltmamak ve dikkatsizlikten dolayı kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin 38 … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğunu ve yaralandığını, kazayla ilgili olarak Kayseri CBS’nin … soruşturma numarası ile soruşturma başlatıldığını, kazadan sonra Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülen müvekkilinin kaza nedeniyle hayati tehlike geçirdiğini, beyin kanaması geçirdiğini, 5 günü yoğun bakımda olmak üzere 10 gün yatılı tedavi gördüğünü, kaza tarihinde henüz 26 yaşında olan müvekkilinin büyük hayati tehlike geçirdiğini, müvekkilinin Kumtel şirketinde fırın, soba, ısıtıcı vs. aletlerin montaj işinde çalıştığını, müvekkilinin maaş dışında 3 ayda bir net 350,00 TL düzenli ve devamlı olarak ikramiye aldığını ileri sürerek; şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise … kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketinin limit ile sorumlu tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Belediye Başkanlığı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK uyarınca meydana gelen olayda müvekkili idarenin sorumluluğu bulunmadığını, dosyada mevcut trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde davacının yolcu olarak içerisinde bulunduğu 38 … plakalı aracın sürücüsü olan ………………’ın yasada belirtilen hız sınırını ihlal ettiğini, araç sürücüsüne davanın ihbarını talep ettiklerini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin kazaya karışan aracı 09/07/2015 tarihli oto kiramala sözleşmesi uyarnca dava dışı dışı Bekir Yeşilyaprak’a kiraya verdiğini, kaza esnasında aracı kullanan ….’ın …….’ın çalışanı olabileceğini, ……….’ın Kumtel A.Ş.’ye kesmiş olduğu faturaların celbini talep ettiklerini, kaza esnasında aracı sevk ve idare eden …………..’a, aracı kiralayan …’a ve Kumtel A.Ş.’ye davanın ihbarını talep ettiklerini, müvekkiline ait aracın kazanın oluşumunda herhangi bir kusunun bulunmadığını, davacı tarafın SGK’ya başvuru yapmış olduğunu belirttiğini, davacıya SGK tarafından ödenecek olan peşin sermaye değerinin belirlenerek tazminattan düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin işleten sıfatına haiz olmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının Kumtel şirketinde işçi olarak çalıştığını ve kaza esnasında servis aracı içerisinde olduğunu, sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmesi sırasında meydana gelen olayarın iş kazası olarak nitelendirildiğini, servis düzeninin bulunduğu bir iş yerinde sigortalıların güvenli güvenli bir şekilde iş yerine götürülüp getirilmelerinin işverenin yükümlülüğünde bir sorumluluk olduğunu, bu nedenle söz konusu tazminat davasının İş Mahkemesi’nde açılması gerektiğini husemetin iş verene yöneltilmesi gerektiğini, görev ve husumet nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, müvekkili tarafından araç maliki …’e ait 38 … plaka sayılı araca 07/07/2015-07/07/2016 tarihleri arasındaki rizikolar için zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırıldığını, davacıların sigorta şirketine ihbarda bulunmadıklarını, müvekkilinin tümerrüte düşürülmediğini, müvekkili şirketin dava dilekçesinin tebliğği ile haberdar olduğunu, bu nedenle dava tarihinden itibaren yasal faiz talep olunabileceğini, ceza dava dosyasının getirtilip incelenmesi gerektiğini, eğer davacı şikayetten vazgeçmiş veya uzlaşmışsa işbu davaadan feragat etmiş sayılacağını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının ne kadar maaş aldığının araştırılması gerektiğini, ATK’dan rapor alınması gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle 6098 sayılı TBK’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava ilk olarak 02/03/2016 tarihinde açılmış dava mahkememizin 2016/318 Esas sırasına kaydedilmiş yapılan yargılama neticesinde verilen 2016/318 esas 2020/143 karar sayılı gerekçeli karar ile davacının davalılar … Belediyesi ve … A.Ş.hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 15.952,89 TL geçici iş göremezlik ve 171.204,21 TL kalıcı iş göremezlik zararından oluşan toplam 187.157,10 TL maddi tazminatın davalı … A.Ş.’nin dava tarihi olan 02/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte sigorta poliçesi teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla davalı … Belediyesi’nin ise kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. ve … Belediyesi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının davalılar … A.Ş.ve … Belediyesi hakkındaki fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının davalı … hakkındaki maddi tazminat davasının reddine dair karar verilmiş verilen karar davacı vekili, davalı … A.Ş.vekili ve davalı … Belediyesi vekili tarafından istinaf edilmiş, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2020/874 esas ve 2021/139 karar sayılı karar ile Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davalı … A.Ş vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne ve davalı … Belediyesi Başkanlığı vekilinin istinaf talebinin reddine, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/318 Esas 2020/143 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş ve dosya mahkememizin yukarıda yazılı olan esas sırasına kaydedilerek yeniden yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce düzenlenen 22/02/2021 tarihli tensip zaptı ara kararı uyarınca; Mahkememizce istinaf kararı doğrultusunda yargılama yapılması kanuni zorunluluk olduğundan HMK’nın 30. Maddesindeki usul ekonomisi de dikkate alınarak dava dosyasının ATK 2. Üst İhtisas Kurulu’na gönderilerek, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirme yapılarak … tarihli trafik kazası nedeniyle davacının; Kaç gün iş ve güçten kaldığı, Kaç günde iyileşeceği, Sürekli iş görmezlik durumu ve oranı, Yaralanmasının bu kaza ile illiyet bağı olup olmadığı, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 09/02/2021 tarih ve 2020/874 Esas 2021/139 Karar sayılı ilamında açıkça belirtildiği üzere davacının kafatasındaki açıklığın trafik kazası neticesinde oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa davacının vücut genel çalışma gücüne herhangi bir etkisinin olup olmadığının, varsa hangi oranda olduğu, konularında ek rapor alınmasına karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu ikinci Üst İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 03/06/2021 tarihli raporda özetle; davacının E cetveline göre %14.2 (yüzdeondörtnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği, Davacının kafatasındaki açıklığın trafik kazası neticesinde oluşmuş olduğu, ancak otogreftle (kendi kemiği) ile kapatılmış olduğundan yönetmelik kapsamında meslekte kazanma gücü kayıp oranına etki edecek nitelikte olmadığı mahkememize bildirilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararında; davacı için Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan maluliyet raporunda, yapılan değerlendirmede ikili ayrım yapılarak, sağ kulakta iletim tipi total işitme kaybının vücut genel çalışma gücünden kayıp oranı %17, olay tarihindeki yaşına göre düzeltme yapıldığında %14,2 oranında olduğu, kafatasındaki açıklık nedeniyle %11,3 oranında olmak üzere davacının sürekli işgöremezlik oranının %23,89 oranında olduğunun rapor edilmiş olduğu, İstanbul ATK 3.İhtisas Kurulu’ndan alınmış olan raporda maluliyet oranı %14,2 olarak belirlenmiş, davacının kafatasındaki açıklığa ilişkin çelişki İstanbul ATK 2.Üst Kurulu tarafından giderilmemiş ve bu rapor esas alınarak aktüerya bilirkişisi rapor hazırlamıştır. İlk derece mahkemesince İstanbul ATK 2.Üst Kurulu’ndan, davacının kafatasındaki açıklığın trafik kazası neticesinde oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa davacının vücut genel çalışma gücüne herhangi bir etkisinin olup olmadığının, varsa hangi oranda olduğu hususunda ek rapor alınmak ve sonucuna göre işlem yapılması gerektiği belirtimiştir.
Anılan karar uyarınca adli tıp üst kuruluna tevdi edilmiştir, alınan raporda çelişki giderilmek suretiyle stanbul ATK 3.İhtisas Kurulu’ndan alınmış olan rapordaki gibi maluliyet oranı %14,2 tespit edilmiştir.
Bölge adliye Mahkemesi Kaldırma kararında; Trafik kazasına karışın 38 … plaka sayılı aracın maliki olan davalı … tarafından, 09/07/2015 – 09/07/2016 tarihleri arasında ihbar olunan …’a 1 yıllığına kiralanmış olduğuna ilişkin araç kiralama sözleşmesi dosya içerisinde mevcut olmakla birlikte, 38 … plaka sayılı aracın ve ……..’ın Kayseri Minibüscüler ve Servis İşletmeleri Esnaf Odasına kayıtlı olmadığına ilişkin yazının da mevcut olduğu, bu durumda dosya içerisinde ihbar olunan … tarafından düzenlenerek ihbar olunan Kumtel şirketine verilmiş … kaza tarihinden önceki ve sonraki tarihlere ait taşıma faturalarının bir suretinin de eklenmesi suretiyle bu faturalara ilişkin herhangi bir verginin tahakkuk ettirilip ettirilmediği, ettirilmiş ise kim adına tahakkuk ettirilmiş olduğunun, ödenmiş ise kim tarafından tahsil edilmiş olduğunun sorulması, kira sözleşmesinden sonra araca ilişkin herhangi bir trafik cezası kaydının olup olmadığının, varsa kim adına trafik cezası belgesinin düzenlendiğinin ve trafik cezası ödenmişse kim ya da kimler tarafından ödendiğinin Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılmak suretiyle öğrenilmesi, aracın varsa kasko ve trafik sigortasına ilişkin ödemelerin kim ya da kimler tarafından ödendiğinin ilgili kasko ve trafik sigortasından yazı ile öğrenildikten sonra sonucuna göre işlem yapılmasına karar verilmiştir.
2198 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesine göre; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi hâlinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı maddenin 5. fıkrasında da “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” amir hükmüne yer verilmiştir. Kanun bu madde ile zarardan öncelikle araç işletenini sorumlu tuttuğundan ilk olarak zarara sebep olan araç işleteninin belirlenmesi gerekmektedir.
İşleten; KTK’nın 3. maddesinde; “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi” olarak tanımlanmış; ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edildiği takdirde bu kişinin de işleten sayılacağı belirtilmiştir.
Araç sahibi, aracı için adına yetkili idare tarafından tescil belgesi verilmiş ya da sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir. Gerçek işleten, kural olarak aracın sahibi olup, genel hayat tecrübelerine göre aynı zamanda onun zilyetliğine de sahiptir. Ancak her zilyet araç işleteni olmadığı gibi her araç sahibi de zilyet ya da işleten olmayabilir. Trafik kaydı ve araç tescil belgesi mülkiyet ilişkisinin belirlenmesinde sadece bir karine fonksiyonuna sahiptir. İşletme ilişkisiyle, mülkiyet ilişkisi ve vazülyetlik ilişkisi tamamen birbirinden farklıdır ( Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2018, s.704 vd). Bu karine işletenin kim olduğunu gösteren mutlak bir karine olmayıp, işletenin kim olduğunu belirleyen güçlü bir delil niteliğindedir. Bu nedenle KTK’da işleten ve araç sahibi ayrı ayrı tanımlanmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde işletenin tanımı yapılırken şekli ölçüt değil maddi ölçüt esas alındığından işletenin belirlenmesinde; araç üzerinde kurulan fiili hâkimiyet, araçtan ekonomik yararlanma, aracı kendi hesabına işletme, aracın masraf ve rizikolarına katlanma ilişkisi esas alınır. Özellikle aracın trafiğe sokulmasına veya trafikten çekilmesine, bakılmasına, muhafazasına, kim tarafından, nasıl ve hangi amaçla kullanılması gerektiğine karar verme yetkisi, fiili hâkimiyeti oluştururken; bir aracın masraf ve tehlikelerini üstlenme ise, onun donatım, bakım ve işletme giderlerini, vergi ve sigorta primlerini ödemeyi ifade etmektedir. Özellikle aracın yakıt, onarım, yağ, garaj ve diğer parça ve ihtiyaçlarını karşılamak için harcanan paralar, giderler arasında sayılabilir (Eren, s. 705). Yargıtayın sapma göstermeyen yerleşik uygulaması da bu yöndedir.
İşleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hâkimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Uzun süre kavramı, belirli bir gün sayısı ile sınırlı olmayıp, her somut olayın özelliğine göre ayrıca değerlendirilir. Ayrıca bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarına halel getirecek bir sonuç oluşturmaması şarttır. O hâlde; kısa süreli olmamak kaydıyla, araç herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredildiğinde artık üzerindeki fiili hâkimiyetin ortadan kalkması, bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının da bulunmadığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hâkimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimse işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulacak, araç maliki sorumlu tutulamayacaktır. Örneğin, aracı uzun süreli kiralayan kiracı işleten sıfatını kazanacak, araç malikine husumet yöneltilemeyecek, ona yöneltildiğinde ise davanın husumet nedeniyle reddine karar verilecektir. Burada verilen ret kararının borcun olmadığına dair bir ret kararı olmayıp, davalının borçlu sıfatına (taraf sıfatına) sahip olmadığına ilişkin verilen ret kararı olduğu unutulmamalıdır.
Husumet (taraf sıfatı), bir usul hukuku sorunu olmayıp, davaya konu edilen subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında karar verilemeyeceğinden dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı bir dava şartı değildir. Taraf sıfatı, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu olan bir olgudur (Kuru, B.: Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Ankara 2020, C.I, s. 331 vd).
Eş söyleyiş ile taraf sıfatının araştırılması, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Davalı tarafından kira gelirine ait vergi kayıtları, Kumtel firmasına ait vergi beyannameleri, *** ile ilgili taşınma kayıtları dikkate alındığında davalı …’in işleten olmadığından ilgili yönden davanın reddine karar verilmiştir.
Maluliyet raporunun ise önceki raporla aynı olması karşısında ek bir aktürya raporu alınmayarak davanın kısım kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1)Davacının davalılar … Belediyesi ve ***. Hakkındaki maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, 15.952,89 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 171.204,21 TL kalıcı iş göremezlik zararından olan toplam 187.157,10 TL maddi tazminatın davalı … A.Ş.’nin dava tarihi olan 02/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olmak koşulu ile davalı … Belediyesi’nin kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılar ***A.Ş.ve … Belediyesi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2)Davacının … hakkındaki maddi tazminat davasının reddine,
3)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 12.784,70 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 29,20 TL peşin harç ve 1.010,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.039,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.745,50 TL harcın davalılar … A.Ş. ve … Belediyesi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4)Davacı tarafından peşin yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 peşin harç ve 1.010,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.068,40 TL harcın davalılar … A.Ş. ve … Belediyesi’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 13 adet müzekkere gideri 109,10 TL, 2 adet ATK fatura bedeli 1.384,50 TL, ATK posta gideri 244,90 TL, bilirkişi gideri 500,00 TL, KEP reddiyatı 0,70 TL, 49 adet tebligat gideri 661,30 TL, talimat posta masrafı 54,00 TL, E tebligat gideri 80,00 TL, istinaf kanun yoluna başvuru harcı 148,60 ve BAM posta gideri 57,00 TL olmak üzere toplam 3.240,10 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 2.021,49 TL’sinin davalılar … A.Ş.ve Kayseri … Belediyesi Başkanlığı’ndan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 3 adet tebligat gideri 50,00 TL ve 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 74,69 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine, artan kısmın davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan tanık reddiyatı 60,00 TL, talimat posta masrafı 58,00 TL ve 6 tebligat gideri 72,00 TL olmak üzere toplam 190,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
8-Davalı … Belediyesi tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … Belediyesi üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 21.551,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve … Belediyesi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,

11-AAÜT’nin 3/2. ve 10/3. Maddeleri’ne göre hesap edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
12-AAÜT’nin 3/2. Maddesi’ne göre hesap edilen 14.665,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … A.Ş. ve … Belediyesi’ne verilmesine,
Dair, davacı vekili, davalı KBB vekili, davalı … A.Ş.vekili, davalı … vekili ve İhbar Olunan *** vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/10/2021

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*