Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/125 E. 2022/714 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
TEMLİK ALAN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (kambiyo senetlerinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili şirket aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (eski esas numarası: … Esas) sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin … tarihinde işbu icra takibinden haricen haberdar olduğunu, müvekkili şirketin takibe dayanak yapılan çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını ve müvekkili şirketin davalı alacaklıyla herhangi bir borcu olmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin takibe konu çeki keşide etmediği gibi 5941 Sayılı Çek Kanunu’nda belirtilen şekil şartlarını ihtiva etmeyen bir iş bu çekin gerçek olup olmadığını, gerçekte ise ilgili bankadan kim tarafından teslim alındığını dahi bilmediğini, davalı alacaklı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, müvekkili şirketin ayrıca davalı … ve eski şirket ortağı … aleyhine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunulduğunu, halen takip borçlusu görünen şirketin ticaret sicil ve vergi kayıtları incelendiğinde şirketin yıllardır gayri faal durumda olduğu ve mevcut işyerini (tesisi) kiraya vermek suretiyle tasarruf dışında başkaca bir faaliyetlerinin olmadığını eski şirket ortaklarından %30 hisse sahibi …’ın eşi olan murisi … ile diğer %70 hisse sahibi ortak … arsında 2002 yılından bu yana yargıya intikal ederek süre gelen hukuki ihtilaflar neticesinde …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile …’ya ait %70 şirket hissesi icraen satış ve … tarihinde kesinleşen ihale sonucu … mirasçıları …, …, … ve …payları oranında … tarihinde …Ticaret Sicil Memurluğu’nca tescil edildiğini ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin … tarihli, … sayılı, … sayfasında yayınlandığını, bu anlamda takibe konu çekin keşide tarihi olan … tarihinde müvekkili şirketin yetkilisinin dahi olmadığını, … tarihinde 10 yıl süreyle …’ın şirket müdürü ve yetkilisi olarak atandığını belirterek müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitiyle Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (eski esas numarası: … Esas) sayılı takip dosyasında takibin iptaline ve davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, takibin dava sonuna kadar teminatsız olarak durdurulmasına, bunun mümkün olmaması halinde uygun teminat mukabili durdurulmasına veyahut satışın durdurulmasına aksi halde satışın gerçekleşmesi halinde satış bedelinin davalı alacaklıya ödenmemesine yönelik dosya üzerinden tebdir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilince davaya konu edilen çek dolayısıyla yapılan icra takibinde gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia etmiş olsa da bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafa yapılan ilk tebligatın iade geldiğini, bunun üzerine …Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne davacının adresine ilişkin yazılan yazı sonrası bildirilen adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapıldığını, davalı müvekkilimce davacı şirkete borç para verildiğini, borç karşılığında davacı şirket yetkililerinin müvekkiline davaya konu olan çeki düzenleyip verdiklerini, günü geldiğinde çekin tahsili amacıyla icraya konulduğunu, dolayısıyla iyiniyetle hareket eden davalı müvekkiline karşı işbu haksız davayı yönelten davacı şirketin kötüniyetinin korunmaması gerektiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde ispata yarar herhangi bir delil, bilgi ve belge sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı taraf Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (eski esas numarası: … Esas) sayılı takip dosyasına, davacı şirkete ait …Ticaret Sicil Memurluğu sicil kayıtlarına, davacı şirkete ait …Vergi Dairesi kayıtlarına, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına, …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına, davalının ekonomik ve sosyal durum araştırmasına, davacı şirket yetkililerinin imza örneklerine, imza ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Davalı taraf Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına, Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına, Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve …Karar sayılı dosyasına, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına, davacı şirkete ait her türlü kayıtlara, davalıya ait hertürlü kayıtlara, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ilgili soruşturma dosyasına, banka kayıtlarına, bilirkişi incelemesine ve emsal Yargı kararlarına delil olarak dayanmıştır.
Kayseri … Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas (Kayseri Kapatılan … İcra Dairesi’nin … Esas) sayılı icra takip dosyasının icra takip talebi ve ödeme emri çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve bu takip dosyası Uyap sistemi üzerinden dosyamıza eklenmiştir. İncelemesinde; … bank A.Ş. …Şubesine ait, Kayseri, … keşide yer ve tarihli, keşidecisi … … Tarım Ürn. San. Tic. Ltd. Şti. olan, … emrine düzenlenmiş, 480.000,00-TL bedelli, … seri numaralı çeke dayalı olarak alacaklı … tarafından borçlu … Tarım Ürnl. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 480.000,00-TL çek bedeli, 1.282,19-TL avans faizi, 1.440,00-TL komisyon, 48.000,00-TL %10 çek tazminatı, 440,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 87,70-TL İhtiyati haciz karar harcı olmak üzere toplam 531.249,89-TL alacağın tahsili istemli kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
…Ticaret Sicil davacı şirkete ait ticaret sicilde kayıtlı tüm evrakların gönderilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
…İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra takip dosyasının uyap sistemi üzerinden gönderilmesinin istenmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
…Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 2013 yılında ve çek keşide tarihi olan … tarihinde davacı şirketi temsil ve izama yetkili kişi veya kişilerin kim olduğu, bunların tek imza ile mi yoksa çift imza ile mi yetkisini kullanabildikleri, temsil yetkisinin nasıl kullanıldığı sorulmuş, ve sorulan hususlara ilişkin kayıt ve belge örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri … Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan … keşide tarihli ve 480.000,00-TL bedelli çekin aslının icra dairesinin kasasında olup olmadığının, değilse çek aslının nerede olduğunun sorularak bu çekin ön ve arka yüzünün okunabilir netlikteki fotokopisinin mahkememize gönderilmesi istenmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri … Dairesi’nden çekin ön ve arka yüzünün okunaklı fotokopisi geldikten sonra bunun bir suretinin eklenerek … bank …Şube Müdürlüğü’ne (Şube konu 003) müzekkere yazılarak ekte gönderilen çekin bulunduğu çek koçanının … Tarım Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. adına hangi tarihte kime verildiğinin sorulmasına, sorulan hususlara ilişkin kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesinin istenilmiş, çekin ibraz edilip edilmediği, ibraz edilmişse hangi tarihte kim tarafından ibraz edildiği, ödeme yapılıp yapılmadığı, çekin takas sisteminden ibraz edilmiş olması halinde ibraz edilen bankanın ve şubesinin adı, ayrıca şubenin bulunduğu yerin bildirilmesi istenilmiş ve bu hususlara ilişkin kayıt ve belge örnekleri ile çekin ön ve arka yüzünün okunaklı görüntüsünün gönderilmesi, ayrıca çekin zayi edilip edilmediğine dair herhangi bir beyan, yazı, talep, karar olup olmadığı sorularak varsa buna ilişkin kayıt ve belge örneğinin de gönderilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiş, istenilen belgeler sunulmuştur.
Davacı vekiline dava dilekçesinde sözünü ettiği Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından yaptığını bildirdiği suç duyurusuna ilişkin savcılık soruşturma dosya numarasını ve akıbetini bildirmesi istenmiş, istenilen belgeler davacı vekilinin dilekçesi ekinde istenilen kararın sunulduğu görülmüştür.
Kayseri … Dairesi’nin … tarihli cevabi yazısı ekinde gönderilen çekin okunaklı fotokopisinin eklenerek … bank …Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış; davacı şirket tarafından çek düzenlenmesi konusunda bankaya verilmiş herhangi bir vekalet veya karar olup olmadığı sorulmauştur. … tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
…Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … Soruşturma ve …Karar sayılı … kararının kesinleşip kesinleşmediğinin sorularak ve bu soruşturma dosyasının örneği getirtilmiştir.
Davacı şirket yetkilileri … ve …’nun ıslak imzalı belge asıllarının celbi için bildirilen tüm yerlere müzekkereler yazılmış, Çukurova …İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’ndan … tarihli ve … İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’ndan gelen … tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
…. Noterliği’ne yazılan müzekkereye … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
…Vergi Dairesi Başkanlığı’na yazılan müzekkereye … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
…Ticaret Odası’na yazılan müzekkereye … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
…İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na yazılan müzekkereye … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
… bank T.A.Ş.’ne yazılan müzekkereye … tarihli yazı ile cevap verilmiş, çek görüntüsü gönderilmiştir.
… ve …’nun adreslerinin yetki alanımız dışında olması nedeniyle Çukurova Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak adı geçenlerin davetiye ile ve gelmedikleri takdirde tanık sıfatı ile ihzaren celbedilerek Kayseri … Dairesi’nin … tarihli cevabi yazısı ekindeki çekin okunaklı örneğinin talimat evrakına eklenmek sureti ile … ve …’nun oturarak, ayakta, sağ el ile ve sol el ile bol sayıda yazı ve imza örneğinin alınmasının ayrıca ekte gönderilen çek metninde el yazısı ile yazılı olan yazı ve rakamların da bu kişilere gösterilmeden dikte ettirilmek sureti ile normal yazım hızı ile yazdırılarak bolca yazı ve imza örneklerinin alınmasının istenilmiştir. …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce … talimat sayılı dosyasından …’nun imza ve yazı örnekleri alınmıştır.
Adana … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasından … ‘nun imza ve yazı örnekleri alınmıştır.
Kayseri … Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyasının dayanağı olan … bank …Şubesi’nden verilme … tarihli, … çek numaralı, 480.000,00-TL bedelli çekin aslının mahkememizce imza incelemesi yaptırılacağından mahkememize ivedi olarak gönderilmesi istenilmiş; çek aslı gönderilmiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … Soruşturma, …Karar sayılı … verilen soruşturma dosyasının aslının ve bu dosyanın içine celbedilen imza incelemesi yaptırılmak için bulunan tüm belge asıllarının mahkememizce de bilirkişi incelemesi yaptırılacağından mahkememize gönderilmesi istenilmiş; bu dosyanın sureti mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememiz yazı işleri müdürlüğü kasasına … tarihli tutanakla alınan belge asıllarının da buradan çıkarılıp dava dosyamız içine konulmasından sonra, HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarından imza incelemesi ve sahtecilik konusunda resen seçilecek bir bilirkişiye dava dosyasının tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince iddia ve savunma doğrultusunda tatbike esas imza örnekleri, dava konusu edilen 480.000,00-TL bedelli … tarihli çek aslı ile dosya kapsamı teknik donanıma sahip laboratuvar ortamı kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle, incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya konu belgelerdeki imza ve yazıların tersim, seyir baskı derecesi, eğim doğrultusu gibi yönlerde taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta çek üzerine atfedilen imzaların … ve …’nun el ürünü olup olmadığının dayanakları gösterilmiş, karşılaştırılan imza ve yazının hangi nedenle aynı veya farklı kişilerin el ürünü olduğunu, fotoğraf ve diğer görüntü yöntemleri ile desteklenerek tarafların mahkememizin ve üst derece mahkemelerinin denetimine elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi Dr. … tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; “İncelemeye konu, … bank A.Ş. …Şubesine ait, Kayseri, … keşide yer ve tarihli, keşidecisi … … Tarım Ürn. San. Tic. Ltd. Şti. olan, … emrine düzenlenmiş, “480.000,00 (Dörtyüzseksenbin)” TL değerindeki, “…” seri numaralı çekin ön yüzündeki yazı, rakam ve keşideci adına atılı bulunan imzalarının, mevcut mukayese yazı, rakam ve imzalarına kıyasen, a) İnceleme konusu çekin ön yüzünde atılı bulunan keşideci imzanın (solda atılı bulunan), …’ın elinden çıktığı kanaatine varılmıştır. b) İnceleme konusu çekin ön yüzünde atılı bulunan keşideci imzanın (sağda atılı bulunan), …’nun elinden çıktığı kanaatine varılmıştır. İnceleme konusu çekin ön yüzündeki “Kayseri, …, 480.000,00, …, “DörtyüzSeksenbin” yazı ve rakamlarının, … ve …’nun elinden çıkmadığı kanaatine varıldığı” belirtimiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, çeke dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile mahkememiz heyeti tarafından yazılı yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekilinin dava açarken ihtiyati tedbir talep harcı 97.70-TL’nı yatırmadığı anlaşıldığından bu bedeli mahkememiz veznesine yatırması için iş bu ara kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde ihtiyati tedbir talep harcının yatırılmaması halinde ihtiyati tedbir talebinden vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. … tarihinde davacı tarafça tedbir harcı yatırılmıştır. Bunun üzerine mahkememizce verilen … tarihli ara karar ile “Davacının icra takibinin veya satışın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, davacının icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; İİK’nın 72/3. maddesi uyarınca takip çıkış miktarı olan 531.249,89- TL’nın %20 nakdi yada teminat mektubu karşılığında Kayseri … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbiren icra veznesine ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesine, teminat yatırıldığı takdirde ihtiyati tedbirin uygulanması maksadıyla ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına” karar verilmiştir.
Dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında “..müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitiyle Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibin iptaline…” dair talepte bulunulduğu, dava esas değerinin ise 480.000,00-TL gösterilerek bu bedel üzerinden 8.197,20-TL peşin nispi harcın yatırıldığı, iptali talep edilen icra takip dosyasınde ise uyap sistemi üzerinden yapılan kontrolde 531.249,89-TL talep edildiği anlaşılmakla, bakiye 875,22-TL eksik nispi harcı ikmal etmek üzere davacı vekiline Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32. maddeleri uyarınca kesin süre verilmiş, öngörülen kesin süre içerisinde eksik nispi harç yatırılmadığı taktirde dosyanın Harçlar Kanunu’nun 30., 32. ve HMK’nun 150. maddesi uyarınca geçici olarak işlemden kaldırılmasına, HMK’nun 150. maddesinde belirtilen 3 aylık süre içerisinde harcın ikmal edilmemesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunda davacı vekiline ihtarat yapılmıştır. Davacı tarafça kesin süre içinde harç eksikliği tamamlanmıştır.
Harç eksikliği tamamlanmasından sonra 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5235 sayılı Kanun’un 5/3. maddesi gereğince dava değeri itibariyle işbu davanın Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi Heyeti tarafından yürütülmesi gerektiği nedeni ile dava dosyası mahkememiz heyetine tevdi edilmiş ve yargılamaya mahkememiz heyetince devam edilmiştir.
Davalı vekili tarafından … tarihli dilekçesinde işbu dava dosyasının dayanağı olan Kayseri … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki alacağının; davalı alacaklı asil … tarafından, … T.C. kimlik numaralı …’na temlik edildiği bildirilmekle sözü edilen icra dosyasının …’na temlikine ilişkin varsa sözleşmeyi sunması için davalı tarafa kesin süre verilmiştir. Davalı taraf kesin süre içinde … tarihli dilekçe ekinde temlik sözleşme örneğini sunmuştur.
Davacı vekiline davalı … tarihli, davalı dilekçesinde yazılı temlik beyanı karşısında HMK’nın 125/1. maddesinde belirtilen seçimlik haklardan hangisini seçtiğini bildirmesi için kesin süre verilmiştir. Davacı vekili … tarihli dilekçesinde “… müvekkil şirket HMK’nun 125/1-a hükmü doğrultusunda ” devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.” hükmü gereği davaya taşınmazı devralan “…’na karşı davaya devam edeceğimizi beyan ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyan doğrultusunda HMK’nın 125/1. Maddesi uyarınca temlik alan …’na karşı davaya devam olunmuştur.
7251 sayılı Kanun ile değişik HMK’nun 147/2. maddesi gereğince tahkikatın sona erdiği duruşmada sözlü yargılamaya geçileceği, sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi halinde taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceği ve yokluklarında karar verileceği davacı vekiline ve davalı (temlik alan) vekiline usulünce ihtar edilmiştir.
Dava konusu çekteki imzaların davacı şirket yetkililerine ait olup olmadığı, davacı şirketin bu çeke dayalı icra takibi nedeni ile davalı (temlik alan) yana borcu olup olmadığı, menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartının olup olmadığı, taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartını yerine getirmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesini dilemiştir.
Bilindiği üzere … tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve …tarihinde yürürlüğe giren … sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddeye göre; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır….” denilmiştir.
Maddede belirtildiği üzere ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını yasa dava şartı haline getirmiştir.
Öncelikle yasayla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114’üncü maddesinde gösterilen genel dava şartlarına ek olarak bir özel dava şartı getirildiğinden, bu dava şartının ne şekilde anlaşılıp uygulanacağı üzerinde durmak gerekir.
Dava şartları mahkemece bir davanın esasına girilebilmesi için varlığı ya da yokluğu zorunlu şartlardır. Dava şartları taraflarca ileri sürülmese dahi hakim tarafından re’sen dikkate alınır. Dava şartı tamamlanmıyor ya da tamamlanamıyor ise mahkemece davanın usulden reddine karar verilir (HMK m.115).
Bu bakımdan dava şartlarının yanlış uygulanması bir dava engeli ve mahkemeye erişim hakkı ile bu kapsamda adil yargılanma hakkına saldırı sayılır (AİHS m.6).
Özel dava şartlarının bu niteliği gereği dar biçimde yorumlanmaları gerektiği değerlendirilerek ve menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı hususunda Yargıtay ilgili daireleri arasındaki içtihat farklılığı giderilerek sonuçta Yargıtay … HD.ce verilen …tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere … sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazıldığı, TTK’na bu maddenin eklenmesini sağlayan … sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklediği, bu nedenle menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı da anlaşılmaktadır.
Mahkememizce de Yargıtay daireleri arasındaki içtihat farklılığının giderilmiş olması dikkate alınarak ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olmadığı gözetilerek davalının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiş ve davanın esasının incelenmesi amacıyla tahkikat yapılmıştır.

Uyuşmazlıkların çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramlar ile yasal mevzuatın irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Eldeki dava, sahtecilik iddiasına dayalı olarak açılmış menfi tespit davasıdır.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2006, s. 302).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK’nun 72. maddesinde düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır (Tanrıver, S.: Medenî Usul Hukuku, C.1, Ankara 2016, s. 844-845).
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.322-323).
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz konusuna değinmek gerekirse, bu husus 2004 sayılı İİK’nun 170. maddesinde düzenlenmiş, bu maddenin üçüncü fıkrasında aynen; “İcra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkâr edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edilir ve itiraz reddedilir. Borçlu menfi tespit veya istirdat davası açarsa, hükmolunan tazminatın ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde daha önce hükmedilmiş olan tazminat ve para cezası kalkar.” düzenlemesine yer verilmiş olup, bu hükümle icra mahkemesince incelemenin aynı Kanun’un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılacağı açıklanmıştır.
İİK’nun 68/a maddesinin 4. fıkrasında ise, “…imza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 447. maddesinin 2. fıkrası gereğince Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar 6100 sayılı HMK’ya yapılmış sayılır. Bu hüküm uyarınca HMK’nın yürürlük tarihinden sonra icra mahkemesinde 6100 sayılı HMK’nın 208, 211 ve 217. maddelerine göre imza incelemesi yapılması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun;
“Yazı veya imza inkârı” başlıklı 208. maddesi;
“(1) Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır.
(2) Bir belgenin sahteliği iddia edildiğinde, belgenin mahkemeye verildiği tarih yazılıp mühürlenerek, saklanması için mahkemece gerekli tedbirler alınır.
(3) Bir belgenin sahteliğini iddia eden kimse, bunu aynı mahkemede ön sorun şeklinde ileri sürebileceği gibi, bu konuda ayrı bir dava da açabilir.
(4) Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir”;
“Yazı veya imza inkârının sonucu” başlıklı 209. maddesi;
“(1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
(2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
(3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir”
“Sahtelik incelemesi” başlıklı 211. maddesi ise;
“(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir”. şeklinde düzenlemeler içermektedir.
Buna göre, 6100 sayılı HMK’nun 211/a maddesine göre yapılan incelemeye rağmen hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamış ise 6100 sayılı HMK’nun 266. ve devamı maddelerine göre çözümü özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesine karar verilir. Aynı Kanun’un 211/b maddesine göre bilirkişi incelemesinden önce mevcutsa o tarafa ait karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar ilgili yerlerden getirilir. Bilirkişi o mahkemede elde edilen yazı ve imzalarla inceleme yapar. Bu husus maddenin gerekçesinde “…Bilirkişi incelemesinde, bu yazı ve imzalarla mahkemece elde edilen yazı ve imzalar esas alınır. Bilirkişi inceleme için gerekli görürse kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir…” şeklinde açıklanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere takibe dayanak senetlerin sahteliğinin bilirkişi raporu ile ispatlanması gerekir.
İmza incelemesinde öncelikle senedin düzenleme tarihinden öncesine ilişkin borçluya ait olduğu muhakkak olan karşılaştırmaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişi tarafından mukayeseye esas alınmalıdır. Yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. Nitekim bu ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarihli ve … Esas ve … Karar sayılı kararında da benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 211. maddesinde yer alan ve imza incelemesi konusunda getirilen bu sıraya uyulması zorunludur. Buna göre hâkim imzayı inkâr eden tarafın isticvap edilmesine karar verdiği hâlde, bu davete icabet edilmemesi imzanın ikrar edilmiş sayılması sonucunu doğuracak ve bilirkişi incelemesi yapılmasına ihtiyaç kalmayacaktır. Aynı şekilde inkâr edilen imza ile karşılaştırılan imzanın birbirine benzemediğinin ilk bakışta tespit edilebildiği hâllerde bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek yoktur ( Pekcanıtez, H./ Özekes, M./ Akkan, M./ Korkmaz, H.T.:Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 1795).
Diğer taraftan adli bilimler disiplininin bir dalı olan kriminalistiğin özel bir sahası olan adli grafoloji ve belge sahteciliği dalı, el yazısı ve imzaların grafolojik açıdan kişinin samimi yazı ve imzalarının karakteristik yazım özelliklerinin tespitini ve belirlenen karakteristiklerin, araştırılan (incelemeye konu olan) yazı ve imzalarda da var olup olmadığının incelenmesini içerir. Bilirkişi inceleme sonucunda senette borçluya atfen atılı bulunan imzanın borçluya ait olup olmadığına ilişkin bir kanaate ulaşır. Mahkemece bilirkişi raporu yeterli görülür ise bu rapora göre, yeterli görülmez ise ek rapor alarak veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırarak sonucuna göre karar verilir.
Tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; …Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 2013 yılında ve çek keşide tarihi olan … tarihinde davacı şirketi temsil ve izama yetkili kişi veya kişilerin kim olduğu, bunların tek imza ile mi yoksa çift imza ile mi yetkisini kullanabildikleri, temsil yetkisinin nasıl kullanıldığı sorulmuş, ve sorulan hususlara ilişkin kayıt ve belge örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir. Cevabi yazı ekindeki sicil kayıtlarının incelenmesinde … ve …’ın müştereken atacakları imzaları ile şirket kaşesi altında davacı şirketi birlikte temsil etmeye yetkili oldukları görülmüştür. Bilirkişi Dr. … tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; Kayseri … Dairesi’nin … Esas (Kayseri Kapatılan … İcra Dairesi’nin … Esas) sayılı icra takip dosyasına dayanak yapılan … bank A.Ş. …Şubesine ait, Kayseri, … keşide yer ve tarihli, keşidecisi … … Tarım Ürn. San. Tic. Ltd. Şti. olan, … emrine düzenlenmiş, 480.000,00-TL bedelli, … seri numaralı çekte davacı şirket adına atfen atılı bulunan imzalarının, mevcut mukayese yazı, rakam ve imzalarına kıyasen, inceleme konusu çekin ön yüzünde atılı bulunan keşideci imzanın (solda atılı bulunan) …’ın elinden çıktığı, inceleme konusu çekin ön yüzünde atılı bulunan keşideci imzanın (sağda atılı bulunan) …’nun elinden çıktığı kanaatine varılmıştır. İnceleme konusu çekin ön yüzündeki “Kayseri, …, 480.000,00, …, “DörtyüzSeksenbin” yazı ve rakamlarının, … ve …’nun elinden çıkmadığı kanaatine varıldığı” belirtişmiştir. Bu raporun yüksek mahkeme içtihatlarına uygun, teknik yönden yeterli, dosya kapsamıyla uyumlu, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli olduğu değerlendirilerek mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davalı, cevap dilekçesinde davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi istemiştir. Davalı vekilinin müvekkilinin lehine tazminata hükmedilmesine yönelik talebine gelince; İİK’nun 72/4. maddesi uyarınca menfi tespit davasının reddine karar verilmesi halinde borçluyu, alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmasından doğan zararı için tazminata mahkum eder. Menfi tespit davasının reddine karar verildiğinde, borçlunun tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı almış ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış (infaz edilmiş) olması gerekmektedir (KURU, Baki; İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, İkinci Baskı, Ankara 2013, s. 376-377).
Somut olayda, davalı %20’den az olmamak üzere tazminat talep etmiş, mahkememizce verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının uygulandığı, icra takibinin durdurulduğu, davacı yönünden haciz işlemlerine devam edilmediği, ihtiyati tedbir nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasının söz konusu olduğu anlaşıldığından, İİK’nın 72/4. maddesi gereğince davalının tazminat isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu nedenle mahkememizce İİK’nun 72/4. maddesi uyarınca dava değeri olan ve harçlandırılan 531.249,89-TL’nın takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca dava değeri olan ve harçlandırılan 531.249,89-TL’nın takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 8.197,20-TL ve 875,22-TL tamamlama harcından mahsubu ile fazla yatan 8.991,72-TL’nın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın reddi nedeniyle hesap ve taktir olunan 76.437,49-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : …
KARAR NO : …
TASHİH ŞERHİ

Mahkememiz dosyasının incelenmesinde, her ne kadar mahkememizin … tarihli gerekçeli kararının hüküm kısmının 2. bendinde; “2-İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca dava değeri olan ve harçlandırılan 531.249,89-TL’nın takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,..” şeklinde yazılmışsa da “İİK’nun 72/4. maddesi” yerine sehven “İİK’nun 72/5. maddesi” yazıldığı görülmekle bu bendin “2-İİK’nun 72/4. maddesi uyarınca dava değeri olan ve harçlandırılan 531.249,89-TL’nın takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,..” şeklinde HMK’nun 304/1. maddesi gereğince maddi hatanın düzeltilerek hükmün tashihine ve işbu tashih şerhinin gerekçeli kararın suretlerinin altına eklenmesine oy birliği ile karar verildi. …

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır