Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/104 E. 2022/353 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu … tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalılar arasında … Ltd. Şti.’nin devri ile ilgili olarak … tarihli ve … tarihli sözleşmeler yapıldığını, bu sözleşmeler gereğince davalılarca ödenmesi gereken şirket vergi borçlarının ödenmediğini, yıllar sonra müvekkiline vergi dairesinden gelen ödem emri ile müvekkilinin vergi borcundan haberdar olduğunu ve haciz ihtimali baskısı nedeniyle borcu yapılandırarak ödemek zorunda kaldığını, davalılarca ödenmesi gereken ancak müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı vergi borçluların tahsili amacıyla davalılar aleyhine Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yapılan icra takibinde davalılar tarafında itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, itirazların haksız olduğunu ve bu yüzden dava açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek; davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili mahkememize sunmuş olduğu … tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından talep edilen vergi borcunun 2003,2004 ve 2005 yıllarına ait vergi borcundan kaynaklanmakta olduğunu, bu sebeple borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte borcun zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından bahsetmiş olduğu … tarihli ve … tairhli sözleşmelerde görüleceği üzere müvekkillerinin yükümlülük altına girmelerinin sebebinin …’in şirket hissesini devredecek olması olduğunu, kendisinin sözleşme imzalandıktan sonra döndüğünü ve 2005 yılında şirket hissesini devrettiğini, şirketin devrinin 2001 yılında yapılması gerekirken 2005 yılında yapılması gerektiğini, hem davacı tarafından müvekkillerinin ibra edilmiş olması hemde borcun ödenmesi nedeni ile müvekkillerinin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacının icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. … ‘ın mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı talebi incelendiğinde dava dışı … Ticaret Limited Şirketinin … KDV ile … -… dönemine ilişkin kurumlar vergisi, kurumlar vergisine ait vergi ziya ve usulsüzlük cezalarının 6552 sayılı Kanun’la yapılandırıldığı ve 18 taksitten 1. taksiti hariç 2-14 taksitlerinin talep edildiğinin anlaşıldığını, Vergi borcunun doğduğu dönemde şirket ortaklarının …, … , … ve … olduğunu, Ticaret sicili kayıtlarında … tarihli 9 numaralı karar ile Şirket müdürlüğüne … ve …’in getirilmesine karar verildiğini, … tarihinde görev taksimi ve imza yetkisine yönelik karar alındığını, şirket adına beş yıl süre ile müdür … ve …’in münferit imzası ile yetkili kılınmasına karar verilmiştir. … tarihli … numaralı hisse devri kararı ile … hissesini …’e devrettiğini, Hal böyle olunca vergi borcunun doğduğu dönemde şirket müdürünün … olduğunu mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, davacı vekili tarafından ilk olarak … tarihinde açılmış, mahkememizin … esas sırasına kaydedilen davanın yapılan yargılaması neticesinde … esas, … karar sayılı … tarihli karar ile Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’ nın 114/c. bendi uyarınca, mahkemenin görevli olmaması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeni ile HMK’ nın l15/2. maddesi gereğince, davanın usulden reddine, karar verilmiş karar usulüne uygun olarak kesinleştirilmiş, dava dosyası Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmiş, dava dosyası Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde; … esas … karar sayılı … tarihli karar ile Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, taraflarca kararın yasal süresi içerisinde istinaf edilmemesi halinde merci tayini için dosyanın resen Ankara BAM … Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiş, karar usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş, tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine dosya Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş, Ankara BAM … HD’nin … esas … karar sayılı … tarihli kararı ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiş, dosya mahkememize gönderilmiş, yukarıda yazılı olan esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı davasında dava dışı … Ltd. Şti devri ile ilgili … tarihli ve … tarihli sözleşmeler yapıldığını sözleşmeye göre davalıların şirketin vergi borcunu ödemesi gerektiğini ancak ödemediklerini haciz baskısı nedeni ile kendisini ödediğini ve ödenen bedelden davalıların sorumlu olduğunu bahisle takip yaptığını takibini itiraz nedeni ile durduğunu belirterek itirazın iptalini dilemiştir.
Davalı vekili zaman aşımı itirazında bulunmuş davacının kendi yükümlülüklerini yerine getirmediğini şirket devrinin resmi şekle bağlanması gerektiğini geçerli bir sözleşme olmadığından dolayı rücu hakkı bulunmayacağını vergi borcunun kendi sorumluluğunda olduğunu, davacıya sözleşmeden kaynaklı 26.000,00 Euro’luk boş senet verildiğini senedin tahsil edildiğini borcu olmadığına dair yazılar bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu; Kayseri Kapatılan … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava dosyası …, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı … olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 14.164,80 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafa … tarihinde tebliğ olduğu, …’nin … tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davacı ödemeleri 2014 ve devamı yılllarda yapması karşısında icra takibinin zamanaşımını kesmesi ve 10 yıllık zamanaşımına tabi olması sebebiyle zamanaşımı itirazı yerinde değildir.
Taraflar arasındaki … tarihli sözleşme incelendiğinde devredenin … devir alanın ise … ve … olduğu konusunun ise … Ltd. Şti devrine ilişkin olduğu … tarihli sözleşme de ise alacaklının … olduğu borçlunun ise … olduğu sözleşmede … Şirketinin borçların … tarafından 2022 kasım ayına kadar bitirileceği belirtilmiştir. Mahkememiz dosya kapsamında ilgili kayıtları toplanarak bilirkişi raporu almıştır. Alınan bilirkişi raporunca davacının dava dışı … Ltd. Şti ‘nin vergi borcunun davacı tarafından ödendiği ve sözleşme gereğince davalıların bu borcu üstlendikleri ve borcun üstlenilmesi herhangi bir şekle tabi olmadığından ve davalının iddiaları ise ispatlanamadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hükmedilen alacak ödeme kayıtları ile belirli olduğundan icra inkar tazminatı hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davanın kabulü ile; Kayseri Kapatılan … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına konu davalının itirazının iptali ile, takip tarihi itibariyle 14.164,80 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacak tahsil edilene kadar yasal faiz uygulanmasına,
2-Haksız itiraz nedeniyle 14.164,80 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 967,59 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 171,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 796,51 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 171,08 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 202,48 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 5 elektronik tebligat gideri 29,50 TL, 6 müzekkere gideri 61,50 TL, 12 tebligat gideri 179,00 TL, BAM posta gideri 51,50 TL, kep reddiyat gideri 1,80 TL ve bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 823,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*