Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/894 E. 2022/74 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı … arasında, 1050 (bin elli) adet şişe soğutucu ürününün … markası ile fason olarak davalı … tarafından üretilmesi ve müvekkili … ‘in Irak’ta bulunan müşterisine fabrika teslim usulü ile ve 2020 yılının Nisan ayında (en geç yılın 17. haftasında) ihraç kayıtlı teslimi şartıyla gönderilmesi için e-posta teyidi ile bir satın alım sözleşmesinin akdedildiğini, işbu satın alım sözleşmesine göre; davalı … ‘nun 1050 (bin elli) adet şişe soğutucusunu … markası ile üreterek ihraç kayıtlı teslim etmeyi, davacı …’in de bu üretimin bedeli olarak 231.000,00-USD’nı (iki yüz otuz bir bin Amerikan Doları) ödemeyi taahhüt ettiğini, tarafların, bedelin yarısının ön ödeme, kalan yarısının ise fatura tarihinden itibaren 45 (kırk beş) gün içinde yapılacağı konusunda mutabık kaldıklarını, müvekkili … ‘in … tarihinde davalı … ‘ya, bedelin yarısı olan 115.500,00-USD (yüz on beş bin beş yüz Amerikan Doları) tutarında ödeme yaptığını, diğer bir deyişle davacı …’in kendi edimini yerine getirdiğini, davalı … ‘nun ise sözleşme şartlarını yerine getirmediğini ve ürün tesliminden kaçındığı gibi, müvekkili … tarafından ödenen 115.500,00-USD’nı iade etmediğini, müvekkili … ‘in temerrüt nedeniyle akdi haklı nedenle feshederek ödemiş olduğu bedelin tahsili için icra takibi başlattığını, davalı … ‘nun başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuk safhasının da olumsuz olarak sonuçlandığını, tüm bu sebeplerle; davalı … ‘nun hukuka aykırı olarak uhdesinde bulunan 115.500,00-USD’nın (yüz on beş bin beş yüz Amerikan Doları) iadesi için huzurdaki davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkili … ‘in alacağının muaccel bir alacak olup, dava miktarının yüksekliği de göz önüne alındığında davalı … ‘nun malvarlığını eksiltme ve kaçma şüphesi bulunduğundan İİK’nun 257 ve devamı maddeleri uyarınca davalı … ‘nun yedinde veya üçüncü kişilerde olan taşınır, taşınmaz mallarının, alacaklarının ve banka hesaplarının alacağı karşılar miktarı ile diğer haklarının, dava değeri olan 115.500,00-USD’nın, kararın verildiği tarihteki Türk Lirası karşılığına denk gelen miktar bakımından ihtiyaten haczini isteme zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla müvekkili … ‘in alacağının muaccel bir alacak olup, dava miktarının yüksekliği de göz önüne alındığında, davalı … ‘nun malvarlığını eksiltme ve kaçma şüphesi bulunduğundan iik m. 257 vd. maddeleri uyarınca davalı … nun yedinde veya üçüncü kişilerde olan taşınır, taşınmaz mallarının, alacaklarının ve banka hesaplarının alacağı karşılar miktarı ile diğer haklarının, dava değeri olan 115.500,00-USD’nın, kararın verildiği tarihteki Türk Lirası karşılığına denk gelen miktar bakımından, ihtiyaten haczine ve ihtiyati haczin hali hazırda açık bulunan Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası ile ifasına, davanın kabulü ile, müvekkili … tarafından davalı … aleyhine başlatılan Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazın iptaline, takibin devamına; borca itiraz eden davalı … aleyhine icra takibine konu alacağın %20’sinden az olmamak şartı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, e-posta yazışmalarına, proforma fatura örneğine, … onaylı swift detaylarına, İstanbul Beyoğlu … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname örneğine, davalı … tarafından keşide edilen Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarname örneğine, banka kayıtlarına, ticari defterlere ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır. Davalı … tarafından yasal süresi içinde delil bildirilmemiştir.
Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası incelenmek üzere yazı ile istenilmiştir. İncelenmesinde … Ticaret A.Ş. vekilince … Dayanıklı Tüketim Malları Ve Soğutma Sanayi Ticaret A.Ş. Aleyhine, “… tarihinde e-posta teyidi ile kurulan “1050 adet şişe soğutucusunun üretilmesi” konulu sözleşme şartlarının, … tarihli ihtara rağmen yerine getirilmemesi nedeni ile, … tarihli proforma fatura bedeline dahil, … tarihinde ödenen 115.500,00-USD’nın iadesi talebidir.” açıklamasıyla … tarihinde115.500,00-USD asıl alacağın “asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre kamu bankalarınca USD mevduatına uygulanan en yüksek orandaki yıllık faiz uygulanarak belirlenecek gecikme faizi ile birlikte, TBK 99/III gereğince fiili ödeme günündeki T.C. … Bankası efektif satış kuru üzerinden TL karşılığı ile fazlaya ilişkin talep ve haklar saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili istemidir. BK 100. madde gereği kısmi ödemeler öncelikle faiz, masraf ve ferilere mahsup edilecektir.” kaydı ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından … tarihinde borca itiraz edildiği, borca itiraz dilekçesinde ” … Dairesi’nde … Esas no ile başlatılmış olan ilamsız icra takibine, ödeme emrine, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ediyoruz. İtirazımızın gereğinin yapılmasına, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ederiz.” denildiği, icra dairesince … tarihinde “Borçlunun İİK’nun 62. maddesi uyarınca müdürlüğümüze yaptığı borca itirazın 7 günlük yasal sürede olduğu ve itiraz süresinde yapılmış olmakla takibin İİK’nun 66. maddesi uyarınca borçlu yönünden tamamen durdurulmasına,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ile birlikte sunulan “EK-3” olarak adlandırılan swap işlemine ilişkin belgenin okunaklı örneğinin eklenmesi sureti ile … bank A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Tic. A.Ş. tarafından … Dayanıklı Tüketim Malları Ve Soğutma San. Tic. A.Ş.’nin hesabına Swift yolu ile 115.500,00-USD gönderilmesine ilişkin işlem tarihi ve sonucunu gösterir kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesinin istenilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
… tarihli celsenin 2 nolu ara kararı doğrultusunda davacının ticari defter ve kayıtlarını USB bellek içinde mahkememize ibraz ettiği, davalının ise aynı celsenin 3 nolu ara kararı doğrultusunda çıkarılan ihtaratlı tebligata rağmen ara kararına uygun davranmadığı görülmekle, ilgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir mali müşavir – muhasebeci bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince bilirkişiye davacının USB bellek içinde sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, iddia, icra takip dosyası, banka cevabı, cevabi yazısı ve tüm deliller incelenmek suretiyle dava ve takibe konu swift işlemi ile davacı hesabından davalı hesabına gönderdiği beyan olunan 115.000,00-USD’nın davacının defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, bu para karşılığında davacının davalıdan mal aldığına ilişkin kayıt, belge, fatura bilgi olup olmadığı varsa mal teslimine ilişkin fatura, irsaliye gibi dayanakların bulunup bulunmadığı, davalının bu parayı davacıya iade ettiğine ilişkin bilgi, kayıt ve belge olup olmadığı, bu nedenle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa icra takibi ve dava tarihi itibari ile davacının davalıdan alacağının ne kadar (kaç USD) olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; “Davacının dosyaya sunulan Usb flash bellek içinde kayıtlı 2020 Yılı ve 2021 Şubat ayı yevmiye ve kebir defterlerinin, 6102 sayılı TTK 64 ve 65. maddeleri gereğince usulüne uygun olarak tutulduğu e-defter ve beratlarınınm sisteme yüklendiği, davacının resmi defterleri kayıt ve belgelerine göre; dava konusu 115.000,00 USD ödemenin (Türk Lirası karşılığı Merkez Bankası döviz alış kuru 6,0772 TL * 115.500,00 — 701.916,60 TL) kayıtlı olduğu, davaya konu iş bu ödeme ile ilgili davalıdan mal aldığına dair kayıt, belge fatura veya mal teslimine ilişkin irsaliye bulunmadığı, davalının bu parayı iade ettiğine ilişkin kayıt ve belge bulunmadığı, davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibariyle 115.500,00-USD alacağı olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ticari alım satım nedeniyle avans olarak verildiği iddia edilen alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; davacının … tarihli sözleşme nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, icra takibine itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği ve tarafların İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı tazminat talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Davacı tarafından ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, mahkememizce verilen … tarihli ara karar evrakı ile “İhtiyati haciz talep eden davacının İİK’nun 257. maddesindeki yasal koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin kabulü ile 115.500,00 USD (döviz kuruna göre 848.925,00-TL karşılığı) tutarındaki nakdi alacağın temini için davalı Şirketin menkul, gayri menkul malvarlığı ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi kabil ve borca yeter miktardaki kesiminin İİK’nın 257/(1). maddesi uyarınca taktiren % 20 oranında nakdi teminat veya süresiz koşulsuz banka teminat mektubu karşılığında ihtiyaten haczine, teminat yatırıldığında kararın infazı için Kayseri … Müdürlüğü’nün yetkili kılınmasına,” karar verilmiştir. Davacı vekilince kararın ifası için … tarihli 169.785,00-TL bedelli teminat mektubu ibraz edilmiştir.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. ve devamı maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davalarının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan ispat külfetiyle ilgili kurallar itirazın iptali davasında da geçerlidir. Taraflar iddia ve savunmalarını HMK’nda belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bu dava icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır ve takibe bağlılık alacağın hem miktarı hem de kaynağı yönünden mevcuttur.
Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) veya hukuksal durumun varlığı ya da yokluğu hakkında hâkimde kanaat uyandırmak için girişilen inandırma eylemine ispat denir. İspat faaliyeti aynı zamanda yargılama sürecinde taraflar açısından yargısal bir temel hak olarak da görünüm kazanır. Anayasal dayanağı da olan ispat hakkını taraflar HMK’nun 189/1. maddesi gereğince kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak kullanırlar.
HMK’nun 187/1. maddesine göre ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Sadece taraflarca ileri sürülen ve dayanılan vakıalar, ispatın konusunu oluşturur. İspatı gerekli ve önemli olan vakıalar, hâkimin vereceği kararı etkileyen ve hâkimin karar verirken dikkate alması gereken vakıalardır.
Kural olarak hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini kendiliğinden araştıramaz. Belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) ‘‘İspat yükü’’ başlıklı 6. maddesi uyarınca, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme HMK’nun 190. maddesinin birinci fıkrasında, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
Tüm bu açıklamalardan sonra sözleşme ilişkisi ve satış sözleşmesi hükümlerinin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
Bilindiği gibi borç ilişkisi alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki olup, hukukî işlemden doğabileceği gibi doğrudan doğruya kanundan da doğabilir. hukukî işlemden doğan borç ilişkilerinin başlıca kaynağı sözleşmedir. Her sözleşme, taraflar arasında bir hukukî ilişki meydana getirir, bu ilişkiye “sözleşmeye dayalı = akdi ilişki” denir.
Sözleşme; hukukî bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının uyuşmasını ifade eder.
Türk Ticaret Kanunu 23. maddesi tacirler arasındaki satış sözleşmesini düzenlemektedir. Bu maddede “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.” denilmektedir.
Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu’nun satış sözleşmesi hükümlerine atıf yapmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesinde; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” denilmektedir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nun 222. maddede yer almaktadır. HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesi;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” şeklindedir.
7251 sayılı Kanunu’nun 23. maddesi ile yapılan değişiklik ile 6100 sayılı Kanun’un 222. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; taraflara uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin tüm ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeleri, bu mümkün değilse bilirkişi incelemesine hazır edilecek açık adresini bildirmeleri için kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmaması halinde HMK’nun 222. ve devamı maddeleri gereğince ticari defterlerini ve kayıtlarını sunmayan tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmekten kaçınmış sayılacağı ve ticari defter ve kayıt deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, yani ticari defterlerine lehine delil olarak dayanamayacağı usulüne uygun biçimde ihtar edilmiştir. Davacı taraf defterlerini süresinde ibraz etmiş, davalı taraf ise kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği gibi bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresini de bildirmemiştir. Davacı tarafından delil olarak dayanılan ve dava dosyasına sunulan e-mail yazışmalarından davacı … ile davalı … arasında, 1050 (bin elli) adet şişe soğutucu ürününün … markası ile fason olarak davalı … tarafından üretilmesi ve davacı …’in Irak’ta bulunan müşterisine fabrika teslim usulü ile ve 2020 yılının Nisan ayında (en geç yılın 17. haftasında) ihraç kayıtlı teslimi şartıyla gönderilmesi için e-posta teyidi ile satın alım sözleşmesinin akdedildiğini, işbu satın alım sözleşmesine göre; davalı … ‘nun 1050 (bin elli) adet şişe soğutucusunu … markası ile üreterek ihraç kayıtlı teslim etmeyi, davacı …’in de bu üretimin bedeli olarak 231.000,00-USD’nı (iki yüz otuz bir bin Amerikan Doları) ödemeyi taahhüt ettiği, tarafların sözleşme bedelinin yarısını ön ödeme, kalan yarısını ise fatura tarihinden itibaren 45 (kırk beş) gün içinde yapılacağı konusunda mutabık kaldıkları, davacı …’in 06/03/2020 tarihinde davalı … ‘ya, bedelin yarısı olan 115.500,00-USD tutarında ödeme yaptığı görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının resmi defterleri kayıt ve belgelerine göre; dava konusu 115.000,00 USD ödemenin (Türk Lirası karşılığı Merkez Bankası döviz alış kuru 6,0772 TL * 115.500,00 — 701.916,60 TL) kayıtlı olduğu, davaya konu iş bu ödeme ile ilgili davalıdan mal aldığına dair kayıt, belge fatura veya mal teslimine ilişkin irsaliye bulunmadığı, davalının bu parayı iade ettiğine ilişkin kayıt ve belge bulunmadığı, davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibariyle 115.500,00-USD alacağı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Bilirkişi raporundaki bu tespitler rapor ekindeki ticari defter kayıtları ve dosya kapsamıyla uyumlu, hüküm vermeye ve denetime elverişli görülerek mahkememizce benimsenmiştir.
Yukarıda değinildiği üzere HMK’nun 222. maddesinin 3 . fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü çerçevesinde davacının usulüne uygun tutmuş olduğu defterleri kendi lehine delil olduğu kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde, taraflar arasında 1050 (bin elli) adet şişe soğutucu ürününün … markası ile fason olarak davalı … tarafından üretilmesi ve davacı …’in Irak’ta bulunan müşterisine fabrika teslim usulü ile ve 2020 yılının Nisan ayında (en geç yılın 17. haftasında) ihraç kayıtlı teslimi şartıyla gönderilmesi için e-posta teyidi ile satın alım sözleşmesinin akdedildiğini, işbu satın alım sözleşmesine göre; davalı Kaysu’nun 1050 (bin elli) adet şişe soğutucusunu … markası ile üreterek ihraç kayıtlı teslim etmeyi, davacı …’in de bu üretimin bedeli olarak 231.000,00-USD’nı (iki yüz otuz bir bin Amerikan Doları) ödemeyi taahhüt ettiği, tarafların sözleşme bedelinin yarısını ön ödeme, kalan yarısını ise fatura tarihinden itibaren 45 (kırk beş) gün içinde yapılacağı konusunda mutabık kaldıkları, davacı …’in … tarihinde davalı … ‘ya, bedelin yarısı olan 115.500,00-USD tutarında ödeme yaptığı görülmektedir. Buna göre davacı tarafından davalıya toplam 115.500,00-USD ödeme yapılmış olmasına rağmen davalının davacıya veya onun müşterisine sözleşme ile taahhüt ettiği şişe soğutucularını teslim etmediği, bu nedenle davalıdan alacağı olduğu, davacının bu alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının yasal süresi içinde borca itirazı takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali ile takibin devamını temin için davacının işbu davayı açtığı görülmektedir. Tüm dosya kapsamına göre davacının davalıya avans olarak verdiği 115.500,00-USD alacağının iadesini talep etmekte haklıdır.
Buna göre davacının davasının kabulü ile Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının iptali ile 115.500,00-USD asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar 115.500,00-USD miktarındaki asıl alacağın 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre kamu bankalarınca Amerikan Doları (USD) mevduatına uygulanan en yüksek orandaki yıllık temerrüt faizinin işletilmesine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı emsal ilamına göre icra inkar tazminatına hükmolunan USD cinsinden asıl alacak miktarının icra takip tarihindeki Merkez Bankası’nca belirlenen döviz efektif satış miktarı dikkate alınarak döviz karşılığının TL olarak belirlenerek, TL üzerinden karar verilmesi gerekir. Buna göre, itiraza konu takibin ticari defter kayıtlarına dayandığı, davalı hakkında icra takip dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının likit, yani belirlenebilir ve hesaplanabilir mahiyette bir alacak olduğu kanaati ile, İİK’nun 67/2. maddesi gereğince icra takip tarihi olan … tarihi itibari ile TCMB’nca belirlenen döviz efektif satış kuruna göre 1 USD = 7,75663 TL’den olmak üzere itirazın iptaline karar verilen 115.500,00-USD karşılığı olan 895.862,65-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki İTİRAZININ İPTALİ ile 115.500,00-USD asıl alacak üzerinden İCRA TAKİBİNİN DEVAMINA,
2-Takip tarihinden tahsil tarihine kadar 115.500,00-USD miktarındaki asıl alacağın 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre kamu bankalarınca Amerikan Doları (USD) mevduatına uygulanan en yüksek orandaki yıllık temerrüt faizinin işletilmesine,
3-İcra takip tarihi olan … tarihi itibari ile TCMB’nca belirlenen döviz efektif satış kuruna göre 1 USD = 7,75663-TL’den olmak üzere itirazın iptaline karar verilen 115.500,00-USD karşılığı olan 895.862,65-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 57.990,06-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınmış 9.967,73-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 4.529,79-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 43.492,54-TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 9.967,73-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 4.529,79-TL peşin harç olmak üzere toplam 14.551,92-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 49,50-TL e-tebligat gideri, 1adet KEP gideri 0,60-TL, 19,00-TL tebligat gideri ve 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 769,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabulü nedeniyle hesap ve taktir olunan 59.496,25-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır