Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/874 E. 2022/187 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya sattığı ürünlerden kaynaklanana alacağının tahsili için faturaları ve cari hesap ekstresi dayanak gösterilerek davalı aleyhine Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalının borcunun olmadığına ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun sabit hale geleceğini, işbu dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşamama ile sonuçlandığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıdan dört ayrı cins ebatta yatak satın aldığını, bu alışverişe istinaden takip konusu edilen … tarihli fatura tanzim edildiğini, söz konusu faturaya konu edilen ürünlerinin hiçbirisinin müvekkiline teslim edilmediğini, ancak buna istinaden 9.777,55 USD tutarlı faturaya istinaden 1.000,00 Euro alacak talebi ile icra takibine girişildiğini, satıma konu ürünlerin teslim edilmemiş olması ve sonrasında alacağın bir kısmının takibe konulması üzerine … tarihli iade faturası tanzim edildiğini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığı gibi sözlü olarak akdedilen bir sözleşmede bulunmadığını, satım konusu malların müvekkiline teslim edilmediğini, davacının malların teslim edildiğini ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, davacının kötü niyetli olmasından dolayı alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Dosyada tarafların bildirdiği belgeler,

ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.

HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi … ‘nin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı kayıtlarına göre davacının takip tarihi … itibarı ile davalıdan 2.839,46 USD alacaklı göründüğünü, ancak takip tarihinde 1.000,00 USD talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği davacının takip tarihi itibarı ile 1.000,00 USD alacaklı olacağının tespit edildiğini, takip tarihi … itibarı ile 1.000,00 USD’nin TL karşılığının 8.649,60 TL olduğunun tespit edildiğini mahkememize bildirmiştir.
Ayrıca bilirkişi … ‘ı Silopi … Hukuk Mahkemesi vasıtası ile mahkememize sunmuş olduğu raporda özetle; yevmiye defterinde muhasebe usul ve esaslar ile tekdüzen hesap kodlarına göre … tarih 327 yevmiye ile kayıtlı mahsup fişinde 100.01 merkez kasa hesap kodu ile alacak kısmına 8.006,02 TL ödeme yapıldığını, 153.01.003 ticari mallar hesap kodu ile 7.412,98 TL ve 391.18 hesaplanan KDV hesap kodu ile 593,04 TL borç kısmına kaydedilerek mahsup fişi üzerinde 100.01 merkez kasa kısmına kaydedildiğini, dolayısıyla … tarih ve … nolu mahsup fişine göre … Tekstil Ltd.Şti.’nin aynı tarihte … Yatak San.ve Tic. A.Ş.’ye iade faturası kesildiğinin anlaşıldığını, … Yatak A.Ş.’nin … tarihli … Mobilya adına kestiği faturan yevmiye defterindeki … tarih … yevmiye ile kayıtlı mahsup fişine göre … nolu faturanın … Mobilya’ya iade faturası olarak tekrar kayıtlara alındığının anlaşıldığını, davalının düzenlemiş olduğu BA/BS form bildirimlerinde 2020/BS formunda bildirimin olmadığını, 2020/BA formunda 1 adet belge / 66.851,00 TL beyan edildiğini mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, faturadan dolayı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile malın teslim edilmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu, Kayseri … Dairesi’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı … Yatak Sanayi ve Ticaret A.Ş., borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı … Mobilya Ltd. Şti. olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 1.000,00 EURO üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, takibin dayanağı olan … tarihli 10.559,75 USD değerli … tarihli faturadan kaynaklı olduğu, borçlunun takibe itiraz ettiği ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içesinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Dava, faturadan dolayı ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 2. 839,46 USD alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
Davalı ticari defterlerinde ise faturanın tarihindeki defter incelenmediği, defterin teftiş nedeniyle kendilerinde olmadığı beyan edildiği görülmüştür. En son kayıtlar incelemesinde ise borcun nakit olarak kapatıldığı görülmüştür. Yine vergi kayıtlarına göre tarafların Ba-Bs formu ile dava konusu faturayı bildirdikleri görülmüştür.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı şirketin BA formu ile vergi dairesine beyan etmesi karşısında davacı şirketin faturalara konu mal ve / veya hizmetin davalıya teslim edildiğini dolayısıyla faturalardan kaynaklanan alacağının varlığını ispat ettiği, bu suretle fatura bedellerinin ödendiğinin eldeki davada davalı şirket tarafından ispat edilmesi gerektiğinden faturanın bulunabileceği kısmına ait davalı defterlerinin ayrıca bilirkişice incelenmesi sonuca bir etkisi olmadığından gerek görülmemiş ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi ispat edemediğinden davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, takip talebinde ve ödeme emrinde Euro belirtildiği ancak itirazın iptalinde USD üzerinden itirazın iptali dilediği anlaşılmakla takip talebindeki kur ve dayanak fatura USD olması karşısında maddi hata olarak değerlendirilmiştir. Açıklanan gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmitir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları ve BA formları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının 1.000 USD asıl alacak yönünden iptaline, takibe bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD cinsinde açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranında faiz işletilmesine, (%10’u geçmemek kaydıyla)
2-1.000 USD asıl alacağın takip tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden belirlenen TL karşılığının %20’si olan 1.693,92 TL tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 522,16 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 80,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 441,34 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 80,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 135,22 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 1.200,00 TL, talimat gideri 30,00 TL, 8 elektronik tebligat gideri 44,00 TL, 3 müzekkere gideri 27,00 TL ve 1 tebligat gideri 19,00 TL olmak üzere toplam 1.320,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*