Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/856 E. 2022/342 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO :…

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip dayanağının davalı şirketin 25.000,00 TL miktarlı … tanzim tarihli, … vade tarihli ve 25.000,00 TL miktarı … tanzim tarihli … vade tarihli senetlerinin gösterildiğini, borç senetleri incelendiğinde müvekkilinin senetlere isminin daha sonradan ve farklı bir yazı örneği ile sıkıştırıldığının sabit olduğunu, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını, dayanak senetleri imzalamadığını, ayrıca senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, müvekkilinin icra takibini E – devlet üzerinde yaptığı sorgulama sonucunda tesadüfen öğrendiğini, davalı tarafça yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek; davalı tarafça Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, haksız ve kötü niyetli takipten dolayı alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere tazminatın davalı taraftan tahsili ile müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili … tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ısı, su tesisatı ve yapı malzemeleri alanında üretici konumunda yer alan aynı zamanda bu alanda sektörde önde gelen firmaların distribütörlük faaliyetlerini sürdüren ve yurt genelinde birçok bayiliği bulunan bir firma olduğunu, davacının müvekkili firmanın … ilinde … – … ticari unvanlı müşterisi ve bayisi olduğunu, davacının müvekkili firma ile arasında uzun sayılabilecek bir süredir cari hesap ilişkisi bulunduğunu, firmanın davacının siparişleri doğrultusunda malları gönderdiğini bir kısım cari hesap karşılığında senet çek gibi kıymetli evrak aldığını zaman zaman da hesabın açık olarak işlendiğini, davacının gecikme faizi hariç 76.226,93 TL anapara borcunun bulunduğunu, takip ve daya konu bonoların müvekkili firmanın pazarlama elemanının bayi çalışmaları ve hesap tahsilatı faaliyeti çerçevesinde davacının iş yerini ziyaretinde davacı tarafından verildiğini, davacının söz konusu senetler haricinde de daha önceden ödemelerini bono senetleriyle yaptığını, belirtilen senetlerle ilgili süreç içerisinde hesap ekstrelerinin karşılıklı teyidi ve hesap mutabakatlarında davacı tarafla herhangi bir uyuşmazlık yaşanmadığını, senet ödenmediği için müvekkilinin icra takibi başlatmak zorunda kaldığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Dr. … ‘ın mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu alacaklısı … Ltd. Şti., borçlusu … … olan … tanzim ve … vade tarihli 25.000,00 TL değerindeki senetlerin ön yüzünde borçlu adına atılı bulunan imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasen …’ın elinden çıkmadığı kanaatine varıldığını mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesi ile davalının kendi hakkında Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı dosya kapsamında takip yaptığını, icra dosyasına … keşide tarihli, … vade tarihli 25.000,00 TL bedelli ve … keşide tarihli, … vade tarihli 25.000,00 TL bedelli bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek bahisle menfi tespit dilemiştir.

Davalı ise davacının ticari ilişkiden dolayı borcu bulunduğundan bahisle davanın reddini dilemiştir.
Mahkememizce bonoların incelemesinde … keşide tarihli, … vade tarihli 25.000,00 TL bedelli, keşidecesinin davacı lehtarının ise davalı olduğu, … keşide tarihli, … vade tarihli 25.000,00 TL bedelli, keşidecesinin davacı lehtarının ise davalı olduğu olduğu görülmüştür.
Mahkememizce alınan imza incelemesine dair rapora göre bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı ve sahte olduğu görülmüştür. Senedin sahte almasından dolayı davalının bonoya bağlanmış bir alacağı olmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere, menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır.
İcra İflas Kanunun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/6546 E., 2019/7768 K. Sayılı ilamı)
Öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu hâlde, icra takibine girişen alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilmektedir.
Anılan yasa hükmünde düzenlenen ve ‘kötü niyet tazminatı’ olarak adlandırılan tazminat, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.
Hemen belirtilmelidir ki, alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.06.1980 tarihli ve 1979/9-82 E., 1980/2073 K.; 10.04.2002 tarihli ve 2002/19-282 E., 2002/299 K.; 27.04.2005 tarihli ve 2005/19-286 E., 2005/268 K., 21.10.2015 tarihli ve 2013/19-2415 E., 2015/2335 K., 01.03.2017 tarihli ve 2015/1048 E., 2017/380 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Başka bir ifadeyle; İİK’nın 67/2. maddesi hükmüne göre, itirazın iptali davasının davalı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması hâlinde, istem varsa, davalı (borçlu) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Burada takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davalı(borçlu)’nun üzerindedir.
Somut olayda davalı tarafın lehtar olması senedi teslim alırken imzayı kontrol etmesi gerektiğinden ve kötüniyetli görüldüğünden kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına konu keşidecisi …, Lehtarı … Ltd. Şti. Olan … keşide tarihli … vade tarihli 25.000,00 TL bedelli senetten ve keşidecisi …, Lehtarı … Ltd. Şti. Olan … keşide tarihli … vade tarihli 25.000,00 TL bedelli senetten ve ferilerinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-İİK’nın 72/5. Maddesi uyarınca takibin davacı yönünden derhal durdurulmasına,
3-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacak olan 50.000,00 TL’nin %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 3.906,17 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 853,88 TL harcın ve 122,67 tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.929,62 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,

6-Davacı tarafından peşin yatırılan 853,88 TL peşin harç, 122,67 tamamlama harcı ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.030,95 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 600,00 TL, 7 elektronik tebligat gideri 40,50 TL, 2 tebligat gideri 38,00 TL, talimat gideri 45,65 TL ve 6 müzekkere gideri 58,00 TL olmak üzere toplam 782,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 8.233,77 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11-Dosyamız arasındaki evrak asıllarının ilgili birimlere iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı….

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

TASHİH ŞERHİ

Her ne kadar Mahkememizin … tarihli gerekçeli kararının hüküm birinci bendinde ”…. … ” şeklinde yazılmış ise de; dava konusu senedin vade tarihi … olması karşısında zuhulen yazıldığı anlaşılmakla ilgili kısmın ” …. … ” şeklinde değiştirmek suretiyle HMK’nun 304/1. maddesi gereğince açık hatanın düzeltilerek hükmün tashihin işbu tashih şerhinin gerekçeli kararın suretlerinin altına eklenmesine karar verildi. …
Katip … Hakim …
¸e-imzalı ¸e-imzalı
*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*