Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/855 E. 2021/890 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :***
KARAR TARİHİ :***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişki ve cari hesap mevcut olduğunu, müvekkili şirketin satış sözleşmesi kapsamındaki borcunu yerine getirip malları teslim ettiğini fakat davalı tarafın bedel ödeme borcunu yerine getirmediğini, müvekkili şirketin tüm şifai uyarılarına ve çabasına rağmen söz konusu alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile cari hesap alacağı 7.431,84 TL için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının müvekkili şirketten çeşitli malzemeler aldığını, faturalar ve ekinde yer alan sevk irsaliyeleri ile cari hesap çerçevesinde 7.431,84 TL alacaklarının sabit olduğunu, icra takibine yapılan itirazın haksız ve takibi sürüncemede bırakmak amacıyla yapıldığını, davalı tarafın müvekkili şirketçe hazırlanan faturaya herhangi bir itirazda bulunmadığından fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, davadan önce arabuluculuğa başvurulduğundu ancak anlaşamama ile sonuçlandığını ileri sürerek davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, asıl alacak ve faiz üzerinden takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ancak mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında; “Ben Dekoyap ile daha önceden çalışıyordum. Hiçbir problemimiz yoktu. Çocuğumun rahatsızlığı nedeniyle ticarete ara verdiğim ve şehir dışında olduğum bir dönemde beni arayıp 2.000,00 TL borcumun olduğunu söylediler, ben bu borcumun olup olmadığını bilmiyorum ancak iyi niyetli olarak ödemek istediğimde daha sonra 4.000,00 TL ve 6.000,00 TL’ye çıktılar. Arabuluculuk sürecinde ise bunu 8.500,00 TL’ye çıkardılar. Benim iyi niyetimi art niyete çevirdiler. Mahkeme ne karar verirse kabul ediyorum. Ben netice olarak borcumu kabul etmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuş, Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair ***/2021 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’in mahkememize sunmuş olduğu ***/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; avalı tarafa ait ticari defterlerin dosyaya sunulmamasından dolayı davalı tarafa ait herhangi bir hesaplama yapılamadığını, davacı tarafa ait e defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış berat dosyalarının olduğunu, kayıtların birbirini doğruladığını, 2016 – 2017 yıllarında davalının tacir olduğunu, dava konusu satış faturalarının dayanak olarak dosya ekinde bulunduğunu, davacının yapmış olduğu tahsilatlara ilişkin dosya kapsamında herhangi bir dayanak belge olmadığını, davacı şirketin davalıdan 7.431,84 TL alacaklı olduğunu mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise davaya cevap vermemiştir. Ancak duruşmadaki beyanında davayı kabul etmemiştir.
Dava, fatura dayanak yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 7.431,84 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin ***/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ***/2020 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, Kayseri Genel İcra Dairesi tarafından düzenlenen 20/01/2020 tarihli karar tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiği, ve 1 yıllık yasal hak düşürücü içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davacı ticari defter incelemesinde açık hesap ilişkisinden kaynaklı davalının davacıya 7.431,84 TL borçlu olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda, davalıya katılmış olduğu ön inceleme duruşmasında ticari defteri sunmak üzere kesin süre verilmiş, davalı taraf sunmamuş, yapılan ilk celseye katılmamış ve ikinci celsede ticari defterlerini sunmaya hazır olduğunu beyan etmiştir. Davalı taraf kesin süre içerisinde ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacı tarafın muvafakatı olmadığından inceleme talebi kesin süre gereği uygun görülmemiş, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi ispat edemediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1)Davacının davasının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davalının itirazının iptali ile, ödeme emrine uygun takibin devamına,
2)Haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın (7.431,84 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 507,66 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 137,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 369,86 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5)Davacı tarafından peşin yatırılan 137,80 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 192,20 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6)Davacı tarafça yapılan bilirkişi ücreti 550,00 TL, 3 tebligat gideri 57,00 TL ve 3 elektronik tebligat gideri 16,50 TL olmak üzere toplam; 623,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7)Davalı tarafça yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8)HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9)AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/10/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*