Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/815 E. 2023/1028 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin binalara asansör montajı ve bakımı yapan yetkili sansör şirketi olduğunu, davalının ise asansör malzemeleri satan bir şirket olduğunu, 2015 yılından bu tarafa müvekkilinin davalı şirketten asansör malzemesi satın aldığını, müvekkilinin 2017 yılında asansör montajı yaptıkları Develi Devlet Hastanesi için davalıdan asansör malzemesi siparişi ettiğini, ancak bir kısım malzemelerin siparişinin sonradan iptal edildiğini ve bu sırada siparişlerin bedelleri ödendiğini, taraflar arasında ki cari hesapta bir kısım siparişlerin iptali nedeniyle fazla ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin cari hesaptaki bu fazla ödemesini talep ettiğini davalı tarafın ödeyeceğini söylese de bir türlü bu güne kadar ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20 TL alacağının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve böylece HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 23/09/2021 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. …’ın mahkememize sunmuş olduğu 14/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterlerinde davacıya 27.988,73 TL borç, davacının ticari defterlerinde davalıdan 25.931,93 TL tutarında alacak gözükmekte olduğunu, taraflar arasındaki kayıt farkı 2,056,80 TL olduğunu, davacının ticari defterlerinde 2017 yılından devreden bir bakiye alacak/borç gözükmediğini, davacı tarafın da zaten 2018 ve sonraki dönemlere ilişkin fazla ödemeden kaynaklanan bakiye tutarı talep ettiğini, dava tarihi itibariyle tarafların ticari defter kayıtlarından davacının davalıya yaptığı fazla ödemeden kaynaklanan 25.931,93 TL tutarında alacağı hesaplanmakta olduğunu, ancak kayıtlar arasında 2.056,80 TL farkın açıklandığı tablodaki davalının ispatlaması gereken kalemlerden ispatlananların olması durumunda davacının davalıdan olan alacağı değişebileceğini mahkememize bildirmiştir.
24/03/2022 tarihli celsede HMK nun 267 ve 268 maddesi gereğince …’a dava dosyasının tevdine, HMK’nın 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle, tarafların defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini olup olmadığı usulüne uygun tutulup tutulmadığı, tarafların lehine veya aleyhine delil olma durumu bulunup bulunmadığı, davacı ile davalı arasında ticari ilişkiye dair kayıt olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının sunmuş olduğu faturalardan bir tanesinin vade farkı faturası olduğu , taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün bulunup bulunmadığı en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davacı tarafça tarafça itirazsız ödenmiş olup olmadığı hususlarında hususlarında açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş bilirkişi Prof. Dr. …’ın mahkememize sunmuş olduğu 18/04/2022 tarihli raporunda özetle; kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik bulunmadığını mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle, davalı ile açık hesap ilişkisi bulunduğunu ve davayı fazla ödeme yaptığından bahisle alacak talebinde bulunmuştur. Davalı ise davanın reddini dilemiştir. Mahkememizce taraflarca sunulan deliller toplanmış, tarafların ticari defterleri incelenmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Tarafların ticari defterlerin incelenmesi sonucu sunulan raporda tarafların ticari defterlerinde birbirlerini doğrulayan kayıtlar uyarınca davacının 25.931,93 TL fazla ödemesi bulunduğu, davalının ticari defterlerinde 1.400,00 TL 2018 yılından devreden bakiye alacağı, 283,20 TL ve 19.260,00 TL davalıda kayıtlı olup, davacıda kayıtlı olmayan fatura bulunduğu, ayrıca davalı ticari defterlerinde 23.000,00 TL’lik mükerrer çek kaydı bulunduğu anılan hususlardaki faturalardaki mal ve hizmetin davacıya teslim edildiğine dair ispat yükü TMK’nun 6. Maddesi uyarınca davalıda bulunmaktadır. Mahkememiz bu kapsamda raporlar sunulduktan sonra davalı tarafa uyuşmayan kayıtlar noktasında kesin süre verilmiştir. 1.400,00 TL’lik kısım yönünden davacı taraf anılan yıllara ait ticari defterlerini kesin süreye rağmen sunmadığından ilgili alacağın ispatlandığı kabul edilmiştir. 283,20 TL’lik faturaya ilişkin ise davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu beyanlarda ilgili malın teslim alındığı noktasında beyanda bulunduğundan ilgili faturadaki alacağın da ispatlandığı kanaatine varılmıştır. Mükerrer çek kaydına ilişkin davalı taraf delil sunmadığından ilgili kaydın ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Geride ise sadece 19.260,00 TL miktarlı fatura bulunduğu, faturanın incelenmesinde vade farkına ilişkin olduğu görülmüştür.
-Vade farkı faturasında dair değerlendirmede;
Vade farkı istenebilmesi için, taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün bulunması şarttır (Y.İ.B.K.’nun 27.6.2003 gün ve ***Sayılı ilamı). Teamülün mevcut olduğunun kabulü için ise en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.(HGK’nın ***K. sayılı kararı)
Somut olayda davacı tarafça düzenlenen vade farkı faturası yönünden taraf ticari defterler ve sunulan deliller uyarınca taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün olmadığı görülmüştür.
Fatura üzerindeki vade farkına ilişkin ibareler sözleşme hükmü olarak değerlendirilemez. Davacının, satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya bağlı alacağını geç tahsil etmesi her halükarda vade farkı ödenmesini gerektirmez. Faturada vade farkı talep edileceğine dair kayıtlara dayanılarak talepte bulunulması da mümkün değildir. (Yargıtay İBHGK’nun 27.06.2003 tarihli, *** K sayılı kararı)
Açıklanan gerekçelerle 19.260,00 TL miktarlı vade farkı faturası kabul edilmemiştir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde uyuşan ticari kayıtlar uyarınca; davacının fazla ödemesinin 25.931.93 TL olduğu, bu alacaktan davacı tarafından kabul edilen 283,20 TL ve yukarıda açıklanan nedenlerle 1.400,00 TL miktarlı alacak düşüldükten sonra bakiye davacının 24.248,73 TL alacağı kaldığı ve fazla ödemesi bulunduğu anlaşılmıştır.
-Faize ait değerlendirmede;
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan 818 sayılı BK’nun 101.maddesinde; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı TBKnun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması ile gerçekleşir. Somut olayda davacı tarafça sunulan herhangi bir ihtar olmadığından davacının faizin başlangıcına ilişkin ıslah istemi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; 24.248,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 20,00 TL’sine dava tarihinden bakiyesine ise ıslah tarihi olan 22/07/2023 tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.656,43 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 437,68 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 492,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.164,35 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.247,92 TL’sinin davalıdan bakiye 72,08 TL’sinin ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç ve 437,68 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 546,48 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, posta, müzekkere, kep ve elektronik tebligat gideri olmak üzere toplam 1.450,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.370,83 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan posta, müzekkere, kep ve elektronik tebligat gideri olmak üzere toplam 116,70 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 6,37 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-AAÜT’ye göre hesap edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 1.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
10-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*