Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/796 E. 2022/85 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirketten … tarihli, 5.875,17 TL bedelli, … tarihli 5.900,00 TL bedelli … tarihli 6.000,00 TL bedelli, … tarihli 5.940,59 TL bedelli, … tarihli 1.800,00 TL bedelli toplamda 25.575,17 TL faturalar ile bir kısım mal satın aldığını ve işbu fatura alacağından kaynaklanan borcun davalı tarafından ödenmediğinden aleyhinde Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, yapılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yapılan satışın müvekkilinin ticari defterinde kayıt altına alındığını, davalı ile gidilen arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, davalının takibe yaptığı itirazın 25.575,17 TL yönünden iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 2020 yılında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, icra dayanak gösterilen faturaların ne takipten önce ne ödeme emri ile kendilerine tebliğ edilmediğini, davacı şirketten 2020 yılında herhangi bir malın müvekkiline teslim edilmediğini, davacı tarafından düzenlendiği faturaların fiktif olarak düzenlendiğini davacı yanca müvekkili ile arasında ticari ilişki bulunduğu, faturaların tebliğ edildiği, faturaya konu malların teslim edildiği hususlarının ispat edilmesi gerektiğini, davacının dayanaktan ve gerçekten uzak davasının reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi … ‘un mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından incelenmek üzere ibraz edilen 2020 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin mevcut olduğu, defterlerin sahibi lehine delil teşkil edebileceği, davacı defterindeki takip konusu hesapların muhasebe kayıtlarının usulüne uygun olduğu, Davacı defterlerinde davalı adına açılan hesaba, davacı tarafından davalıya düzenlenen ve takip konusu yapılan 5 adet faturanın davalı borcu olarak kaydının yapıldığı, bu faturalardan kaynaklı davalının herhangi bir ödemesinin bulunmaması nedeniyle davacı defterlerinde davalının 25.575,17 TL. Davacıya borcunun bulunduğu, söz konusu tutarın takip tutarı ile uyumlu olduğu, Davalı tarafından ibraz edilen işletme defterinde, davacı tarafından davalıya düzenlendiği ve teslim edildiği iddia edilen 5 adet toplam 25.575,17 TL tutarında ki faturalara ilişkin herhangi bir kaydın bulunmaması nedeniyle davalı defterlerinde davacı alacağının bulunmadığı, Takip konusu faturalara ait malların davalı tarafından teslim alındığına ilişkin dava dosyasında herhangi bir belge bulunmamaktadır şeklinde bildirimde bulunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, faturadan kaynaklı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise dava konusu malların teslim edilmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu; Kayseri … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı, … olduğu, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı … olduğu alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 26.500,61 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu vekilinin borcun tamamına, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 25.575,17 TL alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir. Davalı defterinde ise dava konusu faturaların yer almadığı ve BA formu ile bildiirlmediği anlaşılmıştır.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Faturanın TTK’da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura,”Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika” olarak tanımlanmıştır. Buna göre fatura, tek taraflı düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir.
TTK 21/1.maddesine göre, “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir”. TTK 21/2 maddesine göre “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.
27.06.2003 tarihli 2001/1 E.2003/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir..” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle akdî ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Akdî ilişkinin ticari defterler üzerinden kanıtlanması mümkündür.
Somut olayda, davada davacı taraf malların teslim edildiğini ispat etmek zorundadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Somut olayda davacı tarafça malı teslim alan kişiler davalı personeli olmadığı SGK kayıtlarından anlaşıldığından davacı davasını ispat edememiştir.
Mahkememizce nihai olarak yemin delili hatırlatılmış ve davalı malı teslim almadığına dair yemin ettiğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf faturaları kendi defterine işlediğinden ve kötü niyetli görülmediğinden davalının tazminat talebi uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 304,26 TL harçtan mahsubu ile artan 223,56 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*