Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/790 E. 2022/176 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : İ…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … /Nevşehir Şubesi müşterilerinden … ile imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesini davalının müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, asıl borçlunun kredi borcunu ödeyememesi üzerine hesapların kat edildiğini, asıl borçlu ile davalı müteselsil kefile Nevşehir … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek davalıya tebliğ edildiğini, müvekkili bankanın TTK ve İİK’nun kendisine vermiş olduğu yükümlülükleri yerine getirdiğini ve kredi müşterisinin hesaplarının kat edildiğini ve asıl kredi borçlusu ile müşterek borçlu ve müteselsil kefile Nevşehir … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek hesaplarının kat edildiğinin bildirildiğini, genel nakdi ve gayrı akdi kredi sözleşmelerinden kaynaklanan muaccel hale gelen borcu ödemelerinin ihtar edildiğini, borçlunun gönderilen ihtarnameye rağmen borcunu ödemediğini ve alacağın tahsili için Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibine başlandığını, davalı borçlunun icra dairesine vermiş olduğu dilekçe ile icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ve esas amacının takibi sürüncemede bırakarak banka alacağının tahsilini geciktirmek olduğunu, icra takibinde talep ettikleri faiz oranlarının (kredinin niteliğine ve imzalanan sözleşmelere göre farklı faiz oranı ile talepte bulunulduğu) sözleşmeden doğan bir faiz oranı olduğunu ve borçlunun hür iradesi ile kabul ettiği bu oranları şimdi kabul etmeme gibi bir hakkının bulunmadığını, borçlunun temerrüde düştüğü için borçlarını takip talebindeki oran üzerinden faizleri ile birlikte ödemek zorunda olduğunu, asıl alacak kalemleri ve asıl alacak kalemlerine uygulanan faiz oranlarında herhangi bir usulsüzlük veya kanuna aykırılık bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile davalının … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazlarının fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile iptaline ve takibin devamına, davalının alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, dava masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkilinin yerleşim yerinin Nevşehir olduğunu, her ne kadar davacı tarafından kredi sözleşmesinde Kayseri mahkemelerinin yetkili olduğu şartının konulmuş olsa da HMK uyarınca yetki şartının yalnızca tacirler arasında geçerli olduğunu, müvekkilinin Nevşehir Barosu’na kayıtlı avukatlık mesleğini icra ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin tacir olmadığından sözleşmedeki yetki şartının geçersiz olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak Nevşehir mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olduğunu, huzurda açılmış olan bu davada kanun gereği arabuluculuk, dava şartı olarak düzenlendiğini, davacı tarafından her ne kadar arabuluculuk görüşmesi sonunda “anlaşmaya varılamamış” olduğu iddia edilse de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, davacı banka ile asıl borçlu … arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin ise bu sözleşmede müşterek ve müteselsil kefili olarak gösterildiğini, her ne kadar kredi sözleşmesinin kefil sıfatıyla müvekkili tarafından imzalandığı iddia edilse de bu hususun tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, şöyle ki; asıl borçlunun müvekkilinin babası olduğunu, müvekkili ile babasının arasında çok uzun zamandır husumet bulunduğunu, müvekkilini zor durumda bırakmak, haksız olarak borçlandırmak için bu kredi sözleşmesini imzalandığını, ancak kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkili avukat olduğu için babasıyla ortak bir iş yapıp, kefil olma durumunun söz konusu olmadığını, bu nedenle de imzaya açıkça itiraz etme zorunluluğunun doğduğunu, davacı bankanın Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından müvekkiline karşı ilamsız takip başlatıldığını, müvekkilinin haklı olarak icra takibine itiraz ettiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, davacı bankanın buna rağmen … değişik sayılı dosyasından müvekkil aleyhine ihtiyati haciz kararı almış ve söz konusu icra dosyadan kararı icra ettiğini, müvekkilinin banka hesaplarına bloke konulduğunu ve adına kayıtlı malvarlığına haciz işlenmesinin talep edildiğini, bu hususta müvekkilin son derece mağdur olduğunu, müvekkilinin avukat olduğu için banka hesaplarını şu aşamada kullanamamasından dolayı mesleğini icra etmekte zorlandığını, müvekkilinin çalışma hürriyetini kısıtlayan davacı bankanın son derece haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek usulüne uygun şekilde yapılmayan arabuluculuk görüşmesinden dolayı dava şartı yokluğundan öncelikle davanın usulden reddine, rehinle teminat altına alınmış olmasına rağmen aynı borca ilişkin olarak başlatılan hukuka aykırı ilamsız icra takibi olması nedeniyle davanın esastan reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödenmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflar Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, banka kayıtlarına, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine, hesap kat ihtarına, hesap özetine, faiz genelgesine, Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasına, ipotek belgelerine, rehin sözleşmelerine, imza incelemesine ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Davacı vekili tarafından delil olarak dayanılan genel kredi sözleşmesinin örneği, hesap kat ihtarının muhataplara tebliğ şerhli örneği ve tebligat mazbatalarının örneği ile ve faiz genelgesini dosyaya ibraz etmiştir.
Arabuluculuk tutanağının bir örneğinin eklenerek arabulucu … ‘a müzekkere yazılarak arabuluculuk görüşmeleri için davalıya gönderilen tebligat parçasının okunaklı bir örneğinin istenilmiştir.
Kayseri Arabuluculuk Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalı tarafından arabulucu … hakkında yapılan şikayet olup olmadığı, varsa akıbetinin ne olduğu sorulmuştur.
Arabuluculuk son tutanağının bir örneği eklenerek Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak ekli arabuluculuk son tutanağı nedeni ile davalı … tarafından arabulucu … hakkın suç duyurusu olup olmadığı varsa akıbeti sorulmuştur.
Kayseri … Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı ve … Esas sayılı takip dosyalarının akıbetinin sorulmuş ve her iki dosyanın uyap kayıt örnekleri istenilmiştir.
Kayseri … İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyasının akıbetinin sorulmuş ve uyap kayıt örnekleri istenilmiştir.
Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celbedilmiştir. İncelemesinde; alacaklı Türkiye … Bankası A.Ş. vekili tarafından davalı borçlu … aleyhine 863.073,92-TL asıl alacak, 34.639,12-TL işlemiş temerrüt faizi ve 1.731,96-TL BSMV olmak üzere toplam 899.445,00-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, … tarihli dilekçe ile borçlu davalı vekili tarafından borca itiraz üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı ihtiyati haciz dosyası, yargılama sırasında incelenmiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosya akıbeti sorulmuştur.
Takibe dayanak genel kredi sözleşmesinin davalının imzalarının bulunduğu sayfalarının okunaklı örneklerinin eklenmesi sureti ile Nevşehir Nöbetçi Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile) Mahkemesine talimat yazılarak, HMK’nun 167-170. maddeleri gereğince ekli genel kredi sözleşmesinin davalının imzalarının bulunduğu sayfalarının birer örneği eklenmek sureti ile davalı … ‘e isticvap davetiyesi çıkarılmasına, isticvap davetiyesine “Tebligat evrakına ekli genel kredi sözleşmesinde adınıza atfen atılı imzalar hakkında isticvabınıza karar verilmiş olup HMK’nun 171. maddesi gereğince belirlenen gün ve saatte isticvap olunmak ve kendi elinizden mahkememiz huzurunda yazı ve imza örneklerinizin alınmak üzere mahkememizde hazır bulunmanız, geçerli bir özrünüz olmaksızın duruşmaya gelmez veya gelip de imzalar hakkında sorulan sorulara cevap vermez ve/veya yazı ve imza örneği vermez iseniz ekli genel kredi sözleşmesinde adınıza atfen atılı bulunan imzaların kendi el ürününüz olduğunu kabul etmiş sayılacağınız ihtar olunur” şeklinde ihtarat yazılması istenilmiş; davalının talimat duruşmasına gelmesi halinde ekli genel kredi sözleşmesinde adına atfen atılı imzaların gösterilerek bu imzaların kendi el ürünü olup olmadığının sorulması, davalının bu imzaları inkar etmesi halinde davalının oturarak, ayakta sağ ve sol el ile bol sayıda imza örneğinin ve talimat ekinde gönderilen kredi sözleşmesinde el yazısı ile yazılı yazıların bol sayıda yazdırıldığı yazı örneğinin mahkeme huzurunda aldırılması, ayrıca … ve … tarihlerine yakın tercihen bu tarihlerden önce imzasının bulunduğu kurum, kuruluş, banka, noterlik, vakıf, dernek gibi yerlerin ve bu ilgili yerdeki belgelerin celbi için düzenleme tarihi yevmiye numarası sayı, evrakın cinsi konusu gibi gerekli bilgilerin davalıya sorulması, düzenlenecek tutanağın talimat evrakı ile mahkememize gönderilmesinin istenilmiştir.
Takibe dayanak genel kredi sözleşmesinin aslını sunması için davacı vekiline süre verilmiş, aslı sunulduğunda tutanak ile alınarak mahkememiz yazı işleri müdürlüğü kasasında saklanmıştır.
Davalı vekiline … ve … tarihlerine yakın, tercihen bu tarihlerden önce davalının samimi yazı ve imzalarını içerir belge asıllarının bulunduğu, muhtarlıklar, bankalar, noterler, seçim kurulları, tapu ve vergi daireleri, belediyeler, nüfus müdürlüğü, meslek odaları, diğer kurum ve kuruluşlar, vakıf ve dernekler gibi yerlerin ve buralardan mevcut belgenin celbi için tanzim tarihi, yevmiye ve sayı numarası, belgenin adı içeriği konusu gibi bilgileri bildirmek üzere süre verilmiştir. Davalı vekilince sözü edilen ara kararı doğrultusunda bildirimde bulunduğunda ilgili yerlere müzekkereler yazılarak imza incelemesi yaptırılmak üzere belge asıllarının istenilmiştir.
Davalı … ‘in genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesindeki adına atfen atılı bulunan imzayı inkarı nedeniyle Nevşehir Nüfus Müdürlüğü’ne, Nevşehir Tapu Müdürlüğü’ne, Nevşehir Vergi Dairesi Başkanlığı’na, Nevşehir Barosuna, Nevşehir Belediyesine, Nevşehir Merkez İlçe Seçim Kurulu’ Başkanlığına, Vakıfbank Nevşehir Şube Müdürlüğü’ne ve Garanti Bankası Nevşehir Şube Müdürlüğü’ne ayrı ayrı müzekkere yazılarak … ve … tarihlerine yakın ve tercihen bu tarihlerden önce samimi yazı ve imzaları ile davalının ıslak imzalarını içerir belge asıllarının mahkememizce imza incelemesi yaptırılıp iade edilmek üzere istenilmiştir. Gelen cevabi yazıların ekindeki belge asılları mahkememiz yazı işleri müdürlüğü kasasında muhafaza altına alınmıştır.
Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasında davalı … ‘in ıslak imzalarının bulunduğu belge asıllarının veya dava dosyasının gönderilmesinin istenilmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra; HMK’nun 266. maddesi gereğince bu konu hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarı’ndan re’sen seçilecek bir imza incelemesi alanında uzman bilirkişiye tevdine, dava dosyamız ve mahkememiz yazı işleri müdürlüğü kasasında bulunan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi aslının da görevlendirme ile bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davalının talimat ile alınan tatbiki imza ve yazı örnekleri, çeşitli kurumlardan celbedilen davalının imzasının bulnduğu belge asılları, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde inkar edilen imzaların teknik donanıma sahip laboratuvar ortamı kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle incelemeye konu sözleşmedeki ve gerekse karşılaştırmaya konu belgelerdeki imza ve yazıların tersim, seyir baskısı derecesi, eğim, doğrultusu gibi yönlerde taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde davalı … ‘e atfen atılı imzaların bu kişinin el ürünü olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, karşılaştırılan imza ve yazının atfedilen davalıya ait olup olmadığının, fotoğraf ve diğer görüntü yöntemleri ile desteklenmiş şekilde hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi Dr. … tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; “Tetkik konusu, Türkiye … Bankası A.Ş. tarafından kredi alan … ‘in, … sözleşme tarihli ve 1.000.000,00-TL ile müşterek ve müteselsil kefil olarak … tarafından imzalanmış bir adet 60 sayfadan ibaret genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin 28-29-30. sayfalarında … adına atılı bulunan imzalar ile davalı … ‘in mukayeseye esas belgelerindeki mevcut medarı tatbik imzalarının, optik cihazlar yardımıyla ve grafolojik metatlarla karşılaştırmalı olarak yapılan incetemelerinde; İnceleme konusu imzaların kısmen basit tersimli imzalar oldukları müşahede edilmekle birlikte; inceleme konusu genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin 28-29-30. sayfalarında atılı bulunan imzalar ile … ‘in mukayese imzaları ile karşılaştırma yapılması istenilmiş ise de, dava dosyası içerisinde adı geçene ait huzurda alınmış mukayese yazı ve imzalarının değiştirme gayret ve düşüncesi ile kişiye ait kaligrafiden uzaklaşılarak yazılmış ve imzalanmış olduğu müşahede ve tespit edildiği, bu nedenle, istem daoğrultusunda sağlıklı bir inceleme yapılarak, netice hakkında müspet ya da menfi bir kanaat beyanında bulunulabilmesinin mümkün olamadığı, bu itibarla, … ‘in samimi mukayese yazı ve imzalarını içeren bilhassa 2014 yılına ve öncesine ait (di/ekçe, form, beyanname, sandık seçmen listesi, vekaletname, sözleşme, banka ve noter belgeleri, nüfus cüzdanı talep belgesi v.b.) belge aşılları ile tekrar huzurda alınacak inceleme konusu sözleşmenin 28-29-30 sayfa içeriğine uygun en az 8-10 sayfa mukayese yazı ve imzalarının tarafıma tekrar tevdi halinde, yeniden yapılacak bir incelemenin daha sağlıklı olacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; davalının icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik ilk itirazlarının, genel kredi sözleşmesindeki imzaya ve borca itirazlarının ve arabuluculuk sürecine ilişkin itirazlarının haklı olup olmadığı, davacının genel kredi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığı ve bu itirazların iptalinin gerekip gerekmediği ve davacının İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatı, davalının ise kötü niyet tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itiraz ettiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenleme karşısında yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde geçerlidir. Somut uyuşmazlıkta, … tarihli kredi sözleşmesinde alacaklı bankanın Nevşehir şubesi ile asıl borçlu … arasında imzalanmış olup, itiraz eden … müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamıştır. … tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 13. maddesinde işbu sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda Kayseri mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür. Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı ihtiyati haciz dosyası üzerinden yapılan araştırmalarda, özellikle Nevşehir Vergi Dairesi’nin cevabi yazısından asıl borçlu … ‘in tacir olduğu, itiraz eden … ‘in ise tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan itiraz eden borçlu … tacir olmasa bile, tacirler arasındaki genel kredi sözleşmesinde yer alan yetki şartı, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinde öngörülen ticari teselsül karinesi nedeniyle itiraz eden kefili de bağlar (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2021 tarihli, 2021/139 Esas ve 2021/132 Karar sayılı emsal kararı). Bu nedenle ön inceleme duruşmasında, mahkememizin …. D. İş sayılı dosya kapsamına göre davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının kaldırılmasına, yine davalının mahkememizin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan araştırmalar, incelenen soruşturma dosyaları ve müzekkere cevapları karşısında arabuluculuk sürecinde davalıya usulünce tebligat çıkarıldığı değerlendirilerek davalının arabuluculuk görüşmesinden dolayı dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesine ilişkin savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile; “Yukarıda esas numarası yazılı mahkemeniz nezdinde işlem gören dosyaya konu ve tahsilde tekerrür olmamak üzere talep ettiğimiz alacağımız Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından tahsil edilmiş olup; dava konusuz kalmıştır. Dolayısıyla bu meyanda bir hüküm tesis edilmesi gerekmektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile; “Mahkemeniz nezdinde işlem gören dosyaya davanın konusuz kaldığına ilişkin beyanda bulunulmuş olup; bu aşamada yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz bulunmamaktadır. Arabuluculuk ücretinin ise davalı yana tahmiline karar verilmesi hususunda gereğini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Davalı vekili Av. … tarafından verilen … tarihli dilekçede “Dava konusu alacak tahsil edildiği için huzurdaki dava konusuz kalmış olup; yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz bulunmamaktadır. Bu doğrultuda karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Davalı vekili Av. … tarafından verilen … tarihli dilekçede “Yukarıda esas numarası yazılı mahkemeniz nezdinde yargılaması devam eden dosyanın … tarihli ara kararı gereğince beyanda bulunmak için tarafımıza süre verilmiş, … tarihinde tarafımızca beyanda bulunulmuştur. … tarihli beyanlarıma ek olarak davacı taraftan kötü niyet tazminatı talebimiz bulunmamaktadır. Bununla birlikte dava açılmadan önce yapılan arabuluculuk görüşmeleri için yansıyan arabuluculuk ücretinin müvekkil üzerinde bırakılmasını, arabuluculuk ücreti için davacı tarafın sorumlu tutulmamasını müvekkil adına saygılarımla arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Taraf vekillerinin birbiriyle uyumlu beyan ve talepleri karşısında mahkememizce dosya kapsamına göre değerlendirme yapılmıştır.
İtirazın iptali davası, alacaklı tarafından alacağın ödettirilmesi amacına yönelik yapılan ilamsız icra takibine karşı, borçlunun süresinde ( 7 gün içinde ) ödeme emrine yönelik itirazının iptali için açılır. Borçlunun icra müdürlüğüne itirazı üzerine kısmi itiraz halinde takibin itiraz edilen bölümü, borcun tamamına itiraz halindeyse takibin tamamı durur. İtirazın kaldırılması ya da iptalini sağlamak yükümlülüğü alacaklıya düşer. İİK’nun 67. maddesi uyarınca icra takibini durduran itirazın, tetkik merciinden kaldırılması istenebileceği gibi, mahkemede de itirazın iptali istenebilir.
İtirazın iptali davasında genel hükümler uygulanır.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda ( alacak ) davasıdır. ( Prof. Dr. Baki Kuru. İcra İflas Hukuku C.1.sh-280 ). İtirazın iptali davası tamamen genel hükümlere bağlı olarak görülür. Bu davada alacağın varlığının saptanması suretiyle iptali istemi aynı zamanda alacağın ödettirilmesi amacını da taşır.
Alacağın varlığının saptanması demek, borçludan ne miktar alacaklı olduğunun belirlenmesi yanında borçlunun varsa ödemelerinin düşülmesi suretiyle hükme esas net miktarın ortaya çıkarılmasını gerektirir. Alacaklı takibe konu alacağın varlığını T.M.K.’nun 6. maddesindeki genel ispat kuralı ve H.M.K.’nun 189. ve izleyen maddelerindeki koşullar doğrultusunda kanıtlamakla yükümlüdür. Öbür davalarda olduğu gibi borçluda davanın açılmasına kadar doğan tüm itiraz ve def’ileri ileri sürebilecektir.
Açılan itirazın iptali davasında, borçlu hakkında yapılan icra takibinden sonra gerek icraya gerekse alacaklıya haricen yaptığı ödemelerin ya da verdiği teminat senetlerinden yahut sair nedenlerle bankanın borca mahsuben tahsilatları olduğuna ilişkin savunmasını ispatlayıcı kanıtların toplanıp incelenmesi gerekir.
Böylece takip gününden önce borca karşı yapılmış ödemelerin saptanması yanında ödeme emrine itiraz gününden sonraki ödeme ve tahsilatın mahsubundan sonra dava günü itibariyle kalan borç belirlenmiş olur. Zira her dava açıldığı günde varolan maddi olgu ve koşullara göre çözümlenir. Davanın açılmasından sonraki evrede de borçlu ödemelerinin varlığının saptanması halinde en son bilirkişi incelemesinin yapıldığı gündeki gerçek borç tutarı üzerinden itirazın iptaline karar verilip bu miktarla sınırlı takibin sürdürülmesi sağlanmalıdır.
Dosya kapsamına göre itirazın iptali davası açıldıktan sonra yargılama sırasında takibe ve davaya konu borcun tamamı dava dışı takip dosyası üzerinden tahsil edilmiştir. Mahkememizce dava sırasındaki ödeme nedeniyle davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. Sonradan yapılan ödemeler veya borcu kabul beyanı mahkemenin yargılamayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına ve takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkar tazminatına veya kötü niyet tazminatına hükmetmesine engel teşkil etmez. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin birinci fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemenin yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir. Ancak davacı vekilince … tarihli dilekçesiyle açtıkları davanın konusuz kaldığını, davalı taraftan yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı taleplerinin olmadığını, sadece arabuluculuk ücretinin davalı tarafa yükletilmesini istediklerini beyan etmiş olduğundan ve davalı vekili Av. … ‘in verdiği … tarihli dilekçede … tarihli beyanlarına ek olarak davacı taraftan kötü niyet tazminatı talebimiz bulunmadığı, bununla birlikte dava açılmadan önce yapılan arabuluculuk görüşmeleri için yansıyan arabuluculuk ücretinin müvekkili üzerinde bırakılmasını ve arabuluculuk ücreti için davacı tarafın sorumlu tutulmamasını beyan etmiş olduğundan yargılama devam edilmesi gereği kalmamıştır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (I) sayılı tarifenin, “Yargı Harçları” başlığı altında düzenlenen “Karar ve ilam harcı” başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-(a) fıkrasında ise, 1’inci fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davada esas hakkında karar verilmesi halinde nispi harç alınacağı; usule ilişkin nihai kararlarla, davanın konusuz kalması halinde verilecek kararlarda ise maktu harç alınacağı kuşkusuzdur (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 28/12/2021 tarihli, 2021/2913 Esas ve 2021/13762 Karar sayılı ve 27/12/2021 tarihli, 2021/7990 Esas ve 2021/13624 Karar emsal kararları). Bu nedenle maktu harç alınmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı vekilinin … tarihli dilekçesi ile icra inkar tazminatı istemediklerini bildirdiğinden buna ilişkin önceki talebinin reddine,
3-Davalı vekilinin … tarihli dilekçesi ile kötü niyet tazminatı istemediklerini bildirdiğinden buna ilişkin önceki talebinin reddine,
4-Alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınmış 10.863,06-TL harcın mahsubu ile fazla yatan 10.782,36-TL harcın karar kesinleştiğine ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinden (yargılama giderinden) davalılardan Necattin Aras’ın hakkındaki davadaki haklılık oranına göre 1.249,99-TL ise sınırlı sorumlu olması koşulu ile 1.320,00-TL’nın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Talep edilmediğinden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan olması durumunda karar kesinleştiğinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Talep edilmediğinden taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır