Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/785 E. 2022/232 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İcra takibine konu … ve … vade tarihli bonolar nedeniyle Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyası ile bonoların üzerinde bulunan kaşede adı geçen … aleyhine icra takibine girişildiğini, söz konusu takibe … ‘ın senetlerin üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle itiraz ettiğini, Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile görülen yargılama sonucunda imzanın kime ait olduğunun belirlenememesi nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunduğunu, Tufanbeyli … Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama kapsamında alınan raporda bahse konu senet üzerindeki imzanın …’ın el ürünü olduğunun belirlendiğini ve hakkında ceza mahkumiyeti tesis edildiğini, ayrıca aynı dosya kapsamında ifadesi alınan …’ın senetlere kendisinin imza attığını ikrar ettiğini, Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalı tarafça haksız itiraz edildiğini, arabuluculuk sürecinden de bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalı tarafça haksız şekilde yapılan itirazın iptaline, davlının alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı taraf dava dilekçesiyle, Kayseri … Dairesinin … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde takip yaptıklarını ve davalının itiraz ettiğini ve söz konusu bonolardaki keşideci yerindeki imzanın davalıya ait olduğundan bahisle itirazın iptali dilemiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamış ve ancak ödeme emrine yapılan itirazda Tufanbeyli … Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı hükmünün kesinleşmediğinden bahisle itiraz etmiştir.
Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu Kayseri … Dairesi’ne ait …. esas sayılı dosya üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı …, borçlusunun ise yine mahkememize ait … olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 8.251,73 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya … tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde yapılan itiraz sonucu takibin durdurulduğu görülmüştür. Takibin dayanağı olan bonoların incelemesinde … vade tarihli bononun keşidecisinin … olduğu, değerinin 3.000,00 TL olduğu, lehtarının ise davacı olduğu, … vade tarihli bononun keşidecisinin … olduğu, değerinin 3.000,00 TL olduğu, lehtarının ise davacı olduğu anlaşılmıştır.
Dava dosyasıyla bağlantılı Tufanbeyli … Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamına konu yargılama sırasında … tarihli oturumunda davalı bonoları kendisi tarafından imzalandığını mahkeme huzurunda ikrar etmiştir.
Bu kapsamda belirtilmesi gereken ilk hüküm TTK m. 778 hükmü gereği bonolarda de uygulanan “yetkisiz imza” kenar başlıklı TTK m. 678 hükmüdür. Bu hükme göre, “temsile yetkili olmadığı halde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur; …”. denilmektedir.
HMK’nun 188. maddesinde taraflardan birinin ikrarının geçerli olduğu ve o taraf aleyhine delil teşkil edeceği belirtilmiş, ancak ikrarın tanımı yapılmamıştır. Öğretideki tanımlamalara göre ikrar (dar anlamda ikrar), görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir. Yargıtay uygulamasında da, ikrara bu anlam yüklenmektedir. İkrardan söz edilebilmesi için, bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gereklidir. Davalının ceza dosyasındaki bonolardaki imzanın kendisine ait beyanı mahkeme içi ikrar niteliğindedir.
Somut olayda yetkisiz imza sebebiyle davalı bono bedeli ile sorumludur.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun … E. – … . ve … tarihli kararı “Zamanaşımına uğramış bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için vade tarihi sadece temel ilişkinin muacceliyet tarihi olarak dikkate alınabilecek,borçlu temerrüde düşürülmeden faiz talep edilebilmesi de mümkün olmayacaktır.”şeklinde olup davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmesi için TBK’nın 117/1 maddesi gereğince ihtar çekilmediğinden davacı lehine vade tarihinden itibaren temerrüt faizi verilmesi mümkün değildir. Davalı takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğünden işlemiş faize ait talep uygun görülmemiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davanın ikrarı uyarınca alacak likid olmakla icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan talep uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının Kayseri … Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile, takip tarihi itibariyle 3.000,00 TL asıl alacak, 3.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 6.000,00TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa tahsil edilene kadar takip tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına, işlemiş faize ilişkin istemin reddine,
2-Haksız itiraz sebebiyle 6.000,00TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 409,86 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 99,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 310,20 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 959,77 TL’sinin davalıdan bakiye 360,23 TL’sinin ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 99,66 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 154,06 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4 tebligat gideri 76,00 TL ve 4 elektronik tebligat gideri 22,00 TL olmak üzere toplam 98,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 71,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 2.251,73 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğundan, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*